Akil İnsanlar Heyeti Karadeniz Grubu Başkanı Yusuf Şevki Hakyemez, "Çözüm sürecini başlatmak ciddi bir cesaret işi" dedi.
Hakyemez ve beraberindeki grup sekreteri Fatma Benli, grup üyeleri Ahmet Gündoğdu, Bendevi Palandöken, Yıldıray Oğur ve Oral Çalışlar, Artvin DSİ Sosyal Tesisleri'nde düzenlenen toplantıda, sivil toplum kuruluşları ve meslek örgütlerinin temsilcileriyle bir araya geldi.
Hakyemez, toplantının açılış bölümünde yaptığı konuşmada, Türkiye'nin 30 yıldır terör sorunuyla karşı karşıya olduğunu belirterek, "Hükümetler şimdiye kadar neredeyse tek tip mücadele verdi. Gelinen noktada terör halen Türkiye'nin önünde sorun olarak durmaktadır. Şehitlerimiz var, ölen sivil insanlarımız var ve 400 milyar doları aşan kaynak terör sorununa harcanmış durumda. Dağda ölen Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan insanlar var. Bu sorun bize büyük bedeller ödetti" diye konuştu.
Sorunun çözümü noktasında daha farklı modelin devreye girmesi gerektiğini ifade eden Hakyemez, "Bunun değişik örnekleri dünyanın çeşitli ülkelerinde uygulanmış. Bizde de çözüm süreci olarak adlandırılan süreç bu biçimdeki hususu hedefliyor. Hükümet terörü sonlandırmak için çözüm sürecini başlattı. Süreci kendisi yürütüyor, yönetiyor, değişik temaslarda bulunuyor ve faaliyetler gerçekleştiriyor" dedi.
Hakyemez, "Çözüm sürecini başlatmak ciddi bir cesaret işi" diyerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Binlerce şehidin, 30 yıllık terörün ortaya çıkardığı kuşkuların olması da mümkün. Bu toplantılar, sorunun çözümü noktasında vatandaşların endişelerinin belirtilmesi ile hükümetin politikalarını yönlendirmesine neden olacak. 63 kişilik heyet, hepimiz farklı düşüncelere sahibiz bu da iyi bir şey, ortak noktamız akan kanın durması, terörün sonlandırılması noktasında silahların susmasıdır. Bu süreçte çok hassas olmamız lazım."
-"Biz çözümün taraftarıyız"-
Grup üyesi Bendevi Palandöken, çözüm sürecine katkı vermek ve vatandaşların fikirlerinizi almak için sürece dahil olduğunu anlatarak, "Bu ülkede kanın, şiddetin, huzursuzluğun bitmesini kim istemiyor- Birliğini, dirliğini, bütünlüğünü, bayrağın bölünmez bütünlüğünü kim istemiyor ki ben istemeyeyim. Onun için sürece dahil oldum" diye konuştu.
İnsanların çözüm sürecini farklı cephelerden eleştirdiklerini vurgulayan Palandöken, şöyle devam etti:
"Bunlara ne gerek var. Birileri elini taşın altına koyacak ki sorunlar çözülsün. Türkiye'de artık 50 yıldır korktuğumuz şiddetin sona ermesini herkes ister. Ülke her büyümesinde bir bedel ödedi. Önce ASALA, sağ, sol çatışmaları ile insanların ve halkın çocukları, temsilcileri hiç yok uğruna gitti. Sonra PKK terör örgütü peyda oldu. Kürt vatandaşlarımızla aramızda hiçbir sorun, düşünce ayrılığı yok. Bin yıldır bir arada yaşıyoruz. Terörün neden olduğu ekonomik zararı söylemeyelim bile çünkü giden canların bedeli parayla pulla ödenmez. Ateş, düştüğü yeri yakar. Önümüzde üç seçim var. Anayasal değişik olsa referandum olacak yani oy hakkınız olacak. Yerel seçimler, Cumhurbaşkanlığı seçimi olacak.
'Acaba nerede ne yapılıyor' diyoruz, böyle bir ortamda sizden habersiz ne verilebilir-"
Palandöken, yapıkları hizmetten dolayı en ufacık bir ücret dahi almadıklarına dikkati çekerek, "Bu ülkede şiddetin bitmesi, birlik, beraberlik içinde olunması için birilerinin fedakarlık etmesi lazım. Biz sürece inanıyor ve güveniyoruz. Hayırlısıyla bu iş bittiği zaman herkes rahat edecek, herkes güven içinde olacak ve kardeşlik daha da pekişecek. Biz çözümün taraftarıyız, bu ülkede bu işlerin bitmesi taraftarıyız" dedi.
-" AK Parti'ye oy vermedim ama attığı bu adımı destekliyorum"-
Grup Üyesi Oral Çalışlar ise 67 yaşında olduğunu belirterek, "Yakın tarihte gerçekleşmiş askeri darbelerin ya mağduru ya tanığıyım. 1960'da darbeyi destekleyen bir ailenin çocuğuydum. Türkiye'de maalesef böyle bir kültür yaratıldı" diye konuştu.
Askeri darbelerin, siyaset yapılması ve hayatın seyri noktasında çok ciddi travmalar, hatalar yarattığını ifade eden Çalışlar, "1971 darbesinde hapse atılanlar arasındaydım ve üç arkadaşımı idam ettiler. O zaman anladım ki siyaseten yargılanmak çok ağır bir olay. Darbelere baktığımız zaman Türkiye'yi siyasetçiler yönetemez, siyaseten seçilmemiş birtakım yetkililer yönetir. Siyasete çok fazla alan bırakmamak demek, topluma alan bırakmamak demektir" dedi.
Çalışlar, "Terörle mücadele için askere her şey her türlü yetki verildi ama hiçbir şey elde edilemedi" diyerek, şunları kaydetti:
"Demek ki siyaset dışı müdahale üretmekle Türkiye'nin normalleşmesi arasında bir zıtlık var. Bugün bir siyasi aktör ilk defa çıktı ve 'ben bunları ikna ederek dağdan indiririm, bunun için varım' diyor biz de zaten bunu istiyoruz. Türkiye demokrasi bakımından eksik bir ülke, hala darbe anayasasıyla yönetiliyor. Türkiye açısından yeni bir dönem başlatılıyor, bir sosyalist, solcu olarak bunu destekliyorum. En çok zarar gören yoksulun çocuğu. AK Parti'ye oy vermedim ama attığı bu adımı destekliyorum. CHP de yapsaydı desteklerdim. Türkiye bu sorundan kurtuluyor, bunu da hep birlikte desteklemeliyiz."
-"Sorunları kaşıyarak gidilecek bir yerin olmadığı gerçeği ortada duruyor"-
Grup üyesi Ahmet Gündoğdu, Türkiye'de şimdiye kadar 'terörün arkasında kim var' sorusuna yanıt arandığını dile getirerek, "Gelinen dönemde ise bataklığı kurutalım sorusuna yanıt arıyoruz. Sorunları kaşıyarak gidilecek bir yerin olmadığı gerçeği ortada duruyor. Eline kına yakıp gönderdiğimiz çocukların acı haberinden dolayı mağduruz. İç dinamiklerle birlikte sürecin ilk defa yürütülüyor olmasını bir fırsat olarak görüyorum" diye konuştu.
-"Türkiye'nin terör sorununu, ölümleri hayatımızdan çıkaracak gücü var"-
Grup Üyesi Yıldıray Oğur, Düzce'den başlayan ve Artvin'de sona erecek 18'inci toplantıyı gerçekleştirdiklerini ve bu toplantılar sayesinde çok şey öğrendiklerini vurgulayarak, "117 gündür, barış süreci başladığı günden beri hiçbir insan hayatını kaybetmedi, askerler şehit olmadı. Bunun çok kıymetli olduğunu düşünüyorum. Türkiye'nin her yerinde yapılan bu toplantılarda biz konuştukça çocukların hayatları kurtuluyor. Bizler bunun için çok mutluyuz" dedi.
Türkiye'de artık meselelerin daha rahat konuşulabildiğine dikkati çeken Oğur, şöyle devam etti:
"Türkiye'de artık 'asker ne der' lafının hayatımızdan çıktığı, Ankara'nın bir ölçüde sivilleştiği bir dönem başladı. PKK da yaşanan gelişmelere paralel olarak silahla yola devam edemeyeceğini anladı. PKK sürdürülebilir olmadığı için silahlı mücadeleyi bırakmaya karar verdi. Bölgede de yeni dönemin başlaması dolayısıyla silahlı örgütün yeri yok. Biz bu sorundan çok bıktık, Türkiye'nin bu sorunu aşabilecek siyasal, sosyolojik ve entelektüel kapasitesi var. Türkiye'nin terör sorununu, ölümleri hayatımızdan çıkaracak gücü var."
-"Çözüm süreci herkesi ilgilendiriyor"-
Grup sekreteri Fatma Benli ise çözüm sürecinin herkesi ilgilendirdiğini belirterek, "Süreç sadece bizi değil, bizden sonraki nesli de etkileyecek süreç. Bir kenarda durup seyredebileceğimiz, kendimizi dışında tutabileceğimiz süreç değil. İyi olması için çabalamamız, kötü olmaması için sıkıntıların gerçekleşmemesi için mücadele etmemiz gereken süreç. Ben, benden sonraki nesillere tanıdığım, bildiğim iyi şeyleri aktarmak istiyorum" diye konuştu.
Terörle mücadeleye harcanan paranın bir şekilde telafi edilebileceğini ancak kaybedilen canların acısının hiçbir zaman geçmeyeceğini anlatan Benli, sözlerini şöyle sürdürdü:
" Rize'de dün bir şehit ailesinin evini ziyaret ettik. Kadın, 20 yaşındayken eşini kaybetmiş, babasını hiç görmemiş oğlunu büyütüyor. 19 yaşında olan oğlu, doğal olarak tepkili ama anne yarın, öbür gün oğlu askere gideceği için bunun kaygısını yaşıyor. 'Terör 30 yıldır devam ediyor, bundan sonra da devam etsin' demek, çözüm sağlamıyor."
Yaklaşık 200 kişinin davetli olduğu toplantı, katılımcıların görüşlerini belirtmesi ile devam ediyor. - ARTVİN
Son Dakika › Yerel › Çözüm Süreci - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?