Doç. Dr. İnci Erdoğdu: "Çin'in 'İnsancıllık' ilkesi 2 bin yılı aşkın tarih ve kültür içindeki en evrensel değer haline gelmiştir"

Ankara Üniversitesi Sinoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. İnci Erdoğdu, "Han Hanedanlığından itibaren 2 bin yılı aşkın bir zaman boyunca süregelmiş Çin siyasi kültürü, 'insancıllık' anlayışını hem değerler sisteminde hem de düşünce yapısında kendisine kılavuzluk eden siyaset ve yönetim ilkesi olarak benimsemiştir. Konfüçyüs düşünce sisteminin etkisi nedeniyle bu durum yalnızca siyaset alanıyla sınırlı kalmamış insancıllık iki bin yılı aşkın tarih ve kültür içindeki en evrensel değer haline gelmiştir" dedi.

Ankara Üniversitesi, Sinoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. İnci Erdoğdu, kaleme aldığı yazıda, Çin halkının Konfüçyüs döneminden bu yana dünya ile ilgili olarak siyasi meseleler hakkında düşünmeye başladığını belirtti. Erdoğdu, "Bu nedenle Çin'in ilk İmparatoru olarak anılan Qin Shıhuang tarafından birleştirilmesi, o zamanın insanları tarafından bütün dünyanın birleştirilmesi olarak görüldü. M.Ö. 221'deki birleşmeden 2 bin yıldan daha uzun bir süreden beri Çinliler tek bir yönetim altında tek bir dünyada yaşadılar. Bu yüzden dünya barışı için faaliyet gösteren merkezileşmiş bir organizasyona alışkınlardı" ifadelerine yer verdi.

"İnsancıllık ilkesi evrensel değer haline geldi"

Çin felsefesinin temellerinden olan, Konfüçyüs'un "insancıllık" ilkesinin yalnızca bireysel ahlak değil, aynı zamanda bir yönetim ilkesi olduğunu belirten Erdoğdu, "Han Hanedanlığından itibaren 2 bin yılı aşkın bir zaman boyunca süregelmiş Çin siyasi kültürü, insancıllık anlayışını hem değerler sisteminde hem de düşünce yapısında kendisine kılavuzluk eden siyaset ve yönetim ilkesi olarak benimsemiştir. Konfüçyüs düşünce sisteminin etkisi nedeniyle bu durum yalnızca siyaset alanıyla sınırlı kalmamış 'insancıllık' iki bin yılı aşkın tarih ve kültür içindeki en evrensel değer haline gelmiştir" dedi.

"Çin medeniyeti, barışı daima üstün tutmuştur"

Çin milletinin barışsever bir millet olduğunu savunan Erdoğdu, yazısında şu ifadelere yer verdi:

"Bir milletin en derin manevi arayışları, kuşaktan kuşağa aktarılıp sürdürülen milli karakterinde yatar. 5 bin yıldan uzun bir tarihe sahip olan Çin medeniyeti, barışı daima üstün tutmuştur. Barış, kardeşlik ve uyum arayışları Çin milletinin manevi dünyasında kök salmış ve Çinlilerin kanıyla kaynaşmıştır. Örneğin, Çinliler antik çağda 'savaşı seven bir ülke ne kadar büyük olursa olsun, yıkılmaya mahkümdur' düşüncesini ortaya koymuştur. 'Barış çok değerlidir', 'tekdüze olmayan uyum', 'kalkan ve mızrak yerine yeşim ve ipek hediye edin', 'Ülke barışa kavuşursa, halk da huzur içinde yaşar', 'komşularla kardeş, komşu ülkelerle dost olun', 'Evrensel barış' ve 'Evrensel birlik' gibi anlayışlar, kuşaktan kuşağa günümüze kadar aktarılmıştır. Çin tarih boyunca uzun süre dünyanın en güçlü ülkelerinden biri olmasına rağmen sömürgeciliğe ve saldırganlığa hiçbir zaman adı karışmamıştır. Çin barışçıl gelişme yolunu kararlılıkla izlemekte ve Çin milletinin binlerce yıldan beri süre gelen barışseverlik kültürünü sürdürmektedir. Çinliler tarih boyunca 'kendin için istemediğini başkalarına yapma' anlayışını benimsemişlerdir. Çin felsefesinde bulunan 'Yeryüzünde barış' (tianxiaheping) ideali Çin insanının yaşam felsefesini de derinden etkilemiştir." - PEKİN