Halkla İlişkiler Bölüm Başkanı Esin Ece Özdemir, İletişim Hayatında Teknoloji Kullanımını Anlattı

Ahi Evran Üniversitesi Halkla İlişkiler Bölüm Başkanı Esin Ece Özdemir, 'İletişim Bozukluğunun Teknoloji Üzerindeki Etkisi'ni anlattı.

Özdemir, İletişim kurmakta teknolojinin faydaları olduğu kadar yanlış kullanım sonucu zararlarının da olabileceğini söyledi.

Halkla İlişkiler Bölüm Başkanı Esin Ece Özdemir,"İletişim bir süreçtir. Bu sürecin işlemesinde ve işletilmesinde etkili olan kaynak mesaj, kanal, hedef, kitle ve geri beslenme denilen öğelerin bulunarak ortaya çıkartılmasıdır. Kaynak tarafından gönderilen mesajların hedef kitle tarafından tam ve doğru olarak algılanması ile iletişimin gerçekleştiğini söyleyebiliriz."dedi.

İLETİŞİM BOZUKLUĞU VE TEKNOLOJİK ETKİ

İletişim bozukluğuna kişisel faktörler ve algıda seçiciliğin neden olabileceğini anlatan Özdemir, "Eğer mesaj, hedef kitleye çeşitli engeller nedeniyle istenildiği ve yönlendirildiği şekliyle ulaşamamışsa buna iletişimsizlik ya da iletişim bozukluğu diyebiliriz. Bu duruma kişisel, fiziksel ve semantik faktörler ile zaman ve algıda seçicilik neden olur.Hedef kitle kaynağın gönderdiği mesajı, hem algısı yüzünden hem de kullanılan kanaldaki fiziksel sıkıntılar (gürültü) nedeniyle doğru olarak alamazsa iletişim düzeni bozulmuş olur. İnsanlar hayatlarını kolaylaştırmak için bazen de zorunluluklardan dolayı araçlar geliştirmiştir. Yani teknolojiyi hem bireysel hem de örgütsel yaşamlarına dahiletmişlerdir. Tabi ki teknoloji,birçok alanda olduğu gibi insanların iletişim süreçlerine de fazlaca katkı sağlamıştır. Uzaktan aracılı iletişim kurabiliyorsak telefon sayesinde şu an yazılı iletişim kurabiliyorsak mürekkep, kağıt, kalem ve daha çok dijitallik içeren teknoloji sayesindedir. Bunları teknolojinin katkıları arasında sayabiliriz. Ancak bunları kullanırken iletişim süreci kaynağın oluşturduğu ve beklediği düzenin dışına çıkabilir. Yani teknoloji, iletişimi olumsuz etkileyebilir."diye konuştu.

Sözlü iletişim kurulması gereken durumlarda dahi sıkça teknolojiye başvurmanın sorun olarak ortaya çıktığını anlatan Özdemir şöyle konuştu:

"Telefonu araç olarak kullandığınız bir iletişim sürecinde bir anda hattan düşmeniz ya da telefonda oluşacak ses kesintileri kaynak tarafından gönderilen mesajların alıcıya eksik gitmesine ya da tamamen yanlış algı oluşturacak biçimde yönelmesine neden olabilir. Bu düzeyde iletişim bozukluğu olarak adlandırılabilir. Bunun dışında sözlü iletişim kurabileceğimiz ortamlarda bile sıkça teknolojiye başvurulması başka bir sorun. Çünkü teknolojinin her an ulaşabileceğimiz kolaylıkta olması algı sürecimizle ilgili başka bir problemi de ortaya çıkarıyor. Çünkü, teknoloji hayatımızı kolaylaştırdığı gibi yerli yerinde ve zamanında kullanılmadığı takdirde hayatımızı zorlaştıran da bir süreç. Dinlememizi ve algılamamızı olumsuz yönde de etkileyebiliyor."Bana göre teknoloji hızlı ve kolay kavramlarını içine alan bir şey. Bu iki kavramın yanına hemen hemen her şeyi koyabilirsiniz. Özel yaşantımızda da iş yaşantımızda da teknoloji olmadan olmuyor. En basitinden bir yemek yaparken de teknolojiden yararlanıyoruz iş yerinde bir kattan başka bir kata geçerken de. Mutlaka ki hayatımızı kolaylaştırma noktasında teknoloji olmazsa olmazımız. Zamanın gerisinde kalmamak ve zamanı verimli kullanmak için teknolojiyi hayatımıza dahiletmemiz gerekiyor. Ama zamanında ve doğru yerde doğru şekilde kullanmak da önemli. Siz, teknolojiden faydalanıp yazılı metinleri fotokopiyle çoğaltmak yerine fotoğraf çekmeye kalkarsanız eğer sonucu hüsran olur tabi ki."

İNTERNET VE SOSYAL MEDYANIN GELİŞİMİ PSİKOLOJİK RAHATSIZLANMALARI KÖRÜKLÜYOR

"İnternet kullanımının yaygınlaşması ve sosyal medyanın etkisi ile insanların psikolojik rahatsızlanmalar yaşayabileceğini ifade eden Özdemir, "Ben yeterli bir psikoloji eğitimi aldığımı söyleyemem. Ancak araştırdığım kadarıyla günümüzde hızla gelişen dijital dünyanın, çocuk ve gençlerin kognitif, emosyonel ve sosyal gelişimini etkilediğinin bilindiğini aktarabilirim. Ancak ne kadar ve nasıl etkilendikleri konusunda net bir şey söyleyemeyiz. Özellikle medya içerisinde değerlendirdiğimiz televizyon ve internet üzerinden takip edilen verilerin çocukların zihinsel gelişimlerini olumsuz etkilediklerini söyleyebiliriz. Günümüzde çocuklar ve gençlerin yoğun olarak kullandıkları internet üzerinden eğlenceye dönük oyunlar, hep rekabet ve kazanma duygusuna dönük, şiddetin hem sözel hem de görsel olarak sunulduğu bir içeriğe sahip. Bu bile gözleyerek ve taklit ederek öğrenebilen çocukluk yaşlarında psikolojik olarak sorunlara neden olabilir. Mesela çocuklar ve gençler her sorunu şiddetle çözeceği düşüncesiyle yetişebilir ya da her yerde rekabetin olduğu düşüncesiyle büyür ve yetişir. Basit iletişim sürecinin işletilmesi gereken sözlü iletişime dahil olması gereken, mutlu olabileceği ortamlarda bile rekabet duygusuna kapılarak kendini başarısız hissedip, mutsuz olabilir."

Teknolojik kullanımlarla birlikte mekanikleşen insan modelinin ortaya çıkmaya başladığını bildiren Özdemir, açıklamasını şöyle sürdürdü:

"Mekanikleşmekten ziyade iletişimde beden dilini ve sözü seçen insanların sayısının azaldığını söyleyebiliriz. Daha çok yazılı iletişimi kullanmaktan yanayız. ve teknolojiyi kullanırken bizi biz yapan kültürümüzü erozyona uğrattığımızı söyleyebilirim. En basitinden dilimizde, Türkçe'mizde yer almayan kısaltmalar ve olmayan ekler, kökler, kelimeler, yerli yersiz kullanılan noktalama işaretleri ile olmayan bir standardı toplum olarak yakalamaya çalışma gibi bir becerimiz var. Bu noktada hepimiz birbirimizin aynısı olarak mekanikleşiyoruz. - KIRŞEHİR