"Kobani Düşseydi, İnsanlık Dramı Yaşanırdı" - Son Dakika
Yerel

"Kobani Düşseydi, İnsanlık Dramı Yaşanırdı"

"Kobani Düşseydi, İnsanlık Dramı Yaşanırdı"

BİLGESAM Başkanı Atilla Sandıklı, "Kobani düşseydi, burada bir insanlık dramı yaşaabilirdi, bölgeden Türkiye'ye büyük bir göç oluşabilirdi." dedi.

25.09.2014 11:26  Güncelleme: 14:35

METİN GİRGİN - ŞAHİN OKTAY - Bilge Adamlar Stratejik Araştırmalar Merkezi (BİLGESAM) Başkanı Atilla Sandıklı, ABD'nin IŞİD'e yaptığı hava saldırısına ilişkin, "IŞİD, Kobani'ye (Ayn el Arap) topyekun bir saldırıya başlamadan önce hava unsurlarıyla vurulmak suretiyle, örgütün Kobani'yi ele geçirecek gücü sekteye uğratılmış oldu. Kobani düşseydi, burada bir insanlık dramı yaşanabilir, bölgeden Türkiye'ye büyük bir göç oluşabilirdi" dedi.

Sandıklı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Bağdat'a ilerlemeye başladığı zaman da aynı hava saldırılarının yapıldığını ve ilerlemesi durdurulan IŞİD'in kuvvetlerini kuzeye kaydırdığını söyledi.

IŞİD'in 64 köyü ele geçirdiğini ve Kobani'ye 15 kilometre yaklaştığını belirten Sandıklı, Kobani bölgesinin düşmek üzere olduğu bir zamanda böyle bir operasyonun yapıldığını dile getirerek, "Kobani düşseydi, burada bir insanlık dramı yaşanabilir, bölgeden Türkiye'ye büyük bir göç oluşabilirdi" ifadesini kullandı.

Irak'tan farklı olarak ABD'nin Suriye'de istihbarat yeterliliğinin olmadığını savunan Sandıklı, şöyle devam etti:

"Bu süreç içerisinde gerek uydudan gerek insansız hava araçlarını gerekse bölgedeki istihbarat kaynaklarını kullanmak suretiyle mevcut hedefleri tespit edildi ve bu hedeflere gerekli müdahaleler için hazırlıklar yapıldı. Kobani'ye topyekun bir saldırıya başlamadan önce bu IŞİD hedefleri hava unsurlarıyla vuruldu. Böylece IŞİD'in Kobani'yi ele geçirecek gücü sekteye uğratılmış oldu. Muhtemelen bu bölgedeki IŞİD ilerlemesi de durdurulacak diye düşünüyorum."

Bu gelişmelerin Türkiye açısından iki şekilde önem taşıdığını vurgulayan Sandıklı, IŞİD'in ilerlemesinin durdurulduğunu, Türkiye'ye sınır komşusu olmasının zorlaştığını, ikinci olarak da Türkiye'ye göçlerin daha da fazla artmasının önüne geçildiğini söyledi.



"Türkiye'nin, Suriyelilere kucak açması insani bir değer, tarihi bir sorumluktur"

Suriye'den, IŞİD tehdidi altındaki insanların Türkiye'ye sığınmalarına da değinen Sandıklı, Türkiye'nin Suriyelilere kucak açmasına insani bir değer, tarihi ve kültürel bir sorumluluk olarak baktığını ifade ederek, şu görüşlere yer verdi:

"İnsanlık açısından, hayatlarını kurtarmak için ülkesinden kaçan, güvenli bölge olarak Türkiye'yi gören, tarihi ve kültürel geçmişimizde akrabalık bağları olan bu insanların bölgeye gelmesi, Türkiye tarafından kabul edilmesini bizim insanlığa verdiğimiz değer ve tarihsel sorumluluğumuzun bir gereği olarak görüyorum. Sayılarının artması, Türkiye'ye birçok problemler doğurmuş olabilir ama daha sonra bölgede meydana getirebilecek kardeşlikleri ve iş birliği süreçlerine katkılarını fazlasıyla geri alacağımızı düşünüyorum."



-"Böyle bir ortamda 49 personelin Türkiye'ye dönmeleri büyük başarı"

Musul'da rehin alınanların Türkiye'ye getirilmesine de değinen Sandıklı, bu süreç içerisinde 2 ABD ve 1 İngiliz gazetecisinin IŞİD tarafından vahşice katledildiğine dikkati çekerek, böyle bir ortamda 49 personelin hiçbirinin saç kılına zarar gelmeden Türkiye'ye dönmelerinin büyük bir başarı olduğunu kaydetti.

"Bu başarıyı hiçbir şey örtemez ve Türkiye'nin bölgedeki yumuşak gücünün, bölgedeki aşiretler üzerindeki etkisinin ve kardeşliğin ne kadar ön plana çıktığını da görüyoruz" diyen Sandıklı, ABD ve İngiltere gibi dünyanın en büyük güçleri kendi rehinelerini kurtarmakta aciz kalırken, Türkiye'nin kendi vatabdaşlarını sağ salim Türkiye'ye getirebilmesinin büyük bir başarı olduğunu vurguladı.

Türkiye'nin, rehinelerin kurtarılması sürecinde çok dikkatli bir diplomasi izlediğini, IŞİD'e "Ben koalisyon güçlerinin içerisinde yer almadım, dolayısıyla size düşmanca bir davranış içinde değilim" diyerek, örgütün sert tutumunu yumuşattığını savunan Sandıklı, bölgedeki Türkiye'ye dost aşiretlerle diyalog kurulduğunu, o aşiretlerin IŞİD üzerindeki baskısını ön plana çıkarttığını ve rehinelerin diplomatik bir şekilde kurtarıldığını ifade etti.



"Türkiye, Ortadoğu'da kişilikli bir politika izliyor"-

Sandıklı, şöyle konuştu:

"Burada bir soru var. Türkiye'nin, koalisyon güçlerine karşı dış politikasında bir değişiklik olur mu? Türkiye'nin koalisyon güçlerinin arasında yer alması gerekiyor. Bu operasyonlar sonucu bölgede barış ve istikrar oluşturulurken, Türkiye'nin söz sahibi olabilmesi için bir şekilde koalisyonun içinde görülmesinde fayda var. Ancak bir şey daha var. Türkiye hem Afganistan'da hem Libya'da olduğu gibi bu koalisyonun içinde silahlı çatışmaların bir parçası olarak bulunmaz. İnsani yardım, lojistik destek, istihbarat desteği ve yine orada bu harekatın başarısı için olmazsa olmaz olan sünni aşiretlerin koalisyon güçlerinin yapacağı operasyona destek vermesi ve IŞİD'den uzaklaşmasını sağlaması noktasında istihbarat faaliyetleri girişimlerde bulunabilir. Bu, koalisyona önemli bir katkıdır.

Eğer silahlı çatışmanın içine girme durumu söz konusu olursa, daha sonra bölgede barış ve istikrar ortamı olurken bölgenin kalkınmasına, insani yardım konularında en büyük katkıyı yapacak olan ve bunu da en etkili yapacak olan Türkiye bu katkıları yeterince yapamaz. Onun için bu silahlı çatışmaların içinde olmaması gerekir. Soğuk savaş sonrasında zaten artık süper güçlerin politikaları, bölgesel güçlerin politikalarını doğrudan doğruya belirlemiyor. Artık bölgesel güçler kendi politikalarıyla süper güçlerin politikalarını örtüştürmeye çalışıyor. Süper güçlerin de buna dikkat etmesi lazım."

Türkiye'nin, Amerika ve batılılarla ilişkilerini kesmemesi gerektiğini vurgulayan Sandıklı, Türkiye'nin daha kişilikli, Ortadoğu'ya yönelik kendi çıkarlarını ön plana çıkaran politikaları öne çıkarttığını sözlerine ekledi. - Kocaeli

Kaynak: AA

Son Dakika Yerel 'Kobani Düşseydi, İnsanlık Dramı Yaşanırdı' - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement