Parlamentolar Arası Değişim ve Diyalog Projesi Terör Sempozyumu - Son Dakika
Yerel

Parlamentolar Arası Değişim ve Diyalog Projesi Terör Sempozyumu

Antalya'da düzenlenen Parlamentolar Arası Değişim ve Diyalog Projesi Terör Sempozyumu kapsamında "Güvenlik mi Özgürlük mü" başlıklı oturum düzenlendi.

16.02.2013 19:04

Antalya'da düzenlenen Parlamentolar Arası Değişim ve Diyalog Projesi Terör Sempozyumu kapsamında "Güvenlik mi Özgürlük mü" başlıklı oturum düzenlendi.

Uluslararası Terörizm ve Sınır aşan Suçlar Araştırma Merkezi Müdürü (UTSAM) ve Polis Akademisi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Süleyman Özeren, oturumda yaptığı konuşmada, terör gibi bir şiddet uygulamasıyla mücadele ettiklerini, meşru olmayan şiddet kavramını tanımlamaya çalışarak çok vakit harcadıklarını söyledi.

Buna harcanan vakti daha değerli şeyler için harcayabileceklerini dile getiren Özeren, "İşin içinde sivil kayıp varsa bu terördür, sivil kayıp yoksa terör değildir' düşüncesi yanlıştır. Terör literatürüne bakacak olursak PKK, sivil vatandaşları öldürerek bu işe başladı. 5 binden fazla sivil insanı öldürdü. Güvenlik güçlerini ve devletin diğer altyapısını kastetmiyorum. PKK, diyelim ki 10 ay boyunca sivil insanları öldürmeyi bıraktı. Bu acaba PKK'yı terör örgütü olmaktan çıkaracak mı- Hayır, PKK bir terör örgütü. Bence terörün tanımıyla ilgili bir sorunumuz yok, terörün algısal bir sorun var" dedi.

Terör örgütlerinin sempatizanlarının çevresini artırmaya çalıştığını dile getiren Özeren, insanların terörü nasıl kavramsallaştırdığının terörle mücadele biçimini de belirlediğini ve sadece kitap okumakla da bu işin olmayacağını, bunun yanı sıra akademisyenlerin araştırma da yapması gerektiğini vurguladı.

Son yaptıkları araştırmalarda PKK üyelerinin yaş gruplarına bakmaya çalıştıklarını, yani örgüte yeni katılan kişileri incelediklerini anlatan Özeren,

"Onlarla röportaj yapmaya çalıştık. Bu kişilerin zorla örgüte kaydedildiklerini gördük. Bu çocukların 10 ile 18 yaş arasında olduğunu gördük. Bu çocuk savaşçı, çocuk asker kavramına bizi getiriyor. Öyle bir durumla karşı karşıya kalıyoruz ki bir çocuğun karar verme özgürlüğü mü, yoksa çocuğun terör örgütü tarafından üye edilip terörist olduğu bir örgüt mü-" diye konuştu.

Özeren, son 10 yılda Türkiye'nin farklı bir ülke olduğunu dile getirerek, şöyle devam etti:

"Demokratikleşme temel hedef oldu. 'Özgürlük mü güvenlik mi' denildiğinde çok hassas bir sürece girmiş oluyoruz. 2002 yılından bu yana Türkiye daha demokratik bir ülke olmak için adımlar attı. Hükümetin bu konuda bir iradesi vardı, devletin de aynı şekilde. Ancak bazı siyasi organlar bütün durumu istismar ettiler aslında ve o dönemdeki çabalar sonuçsuz kaldı. Bundan sonra umuyoruz ki BDP ve diğer siyasi organlar daha dikkatli olurlar. Çünkü artık bunu da harcayacak vaktimiz yok."

-İrlanda örneğini anlattı-

İrlanda Parlamentosu Milletvekili Eamon O'Cuiv TD da İrlanda'da temelinde Katoliklerle Protestanların arasında dini anlaşmazlıklar olan sorun olduğunu, ancak işin kökeninde dini anlaşmazlığın ötesinde başka bir anlaşmazlık bulunduğunu söyledi.

Barışın tesis edilmesi için İngiltere Devleti'nin İngiliz birliklerini devreye soktuğunu ifade eden Eamon O'Cuiv TD, "İngiliz ordusu, güvenlik kuvvetleri ve İRA arasında çatışmalar çıkmaya başladı. İrlanda'da yaşayan halk, birleşmiş bir İrlanda görmek istiyordu. Şiddetin amaca ulaşma yolunda doğru bir araç olmadığını söylüyorlardı. Yine de Kuzey İrlanda'nın çok yoğun milliyetçi dokusu içinde İRA'ya büyük destek oluyordu" dedi.

İstihbarat teşkilatlarının kullanılması, uzun hapis cezaları, baskıcı kurallar ve bunun gibi sert tedbirlerin şiddeti daha da artırdığını anlatan Eamon O'Cuiv TD, "İrlanda ve İngiltere'de şiddete karışmış kişilerle de konuşulmaya başlandı. Bu 1994 yılında 'İyi Cuma' anlaşmasıyla neticelenen müzakerelerin ve ateşkesin başlamasına neden oldu. 1998 yılında da bir anlaşmaya varıldı" diye konuştu.

İngiltere ve İrlanda'daki cezaevlerine düzenli olarak ziyaretlerde bulunmaya başladıklarını anlatan Eamon O'Cuiv TD, şunları kaydetti:

"Ziyaretlerimin amacı insan haklarına riayet edildiğini görmek, şiddete başvurmak yerine siyasi yollarla amaçlarına ulaşabileceklerini bu kişilere aktarabilmekti. Adım adım daha fazla kişiye ulaştık ve onları buna ikna ettik. Mahkumların gündeme getirdiği konuları ele almaya çalıştık. Biz burada bütün uygulamaların gerçekçi bir şekilde yerine getirilmesini istiyorduk. İrlanda'yı kuzey ve güney olarak birleştirebilmek, 'İyi Cuma' anlaşmasını uygulayabilmek, ceza süreleri, sebepleri ne olursa olsun bütün mahkumlara aynı şekilde davranılmasını sağlamak ve toplumun tümüyle uyumlu hareket edecekleri bir düzenin hazırlanmasını istedik. Bunun yasal altyapısı üzerinde çalıştık."

Eamon O'Cuiv TD, gerilimi azaltarak barış sürecini birbirine kenetleyecek şekilde ele alıp, böylelikle teröre zemin bırakmamayı amaçladıklarını belirterek,

"Bu süreç içinde karşılaştığımız sorun güvenliği özgürlükle birlikte sağlamaktı. Burada siyasi çözüm olduğunu da görüyoruz, fakat çok acılı siyasi ödünlerde verilmesi gerekiyor. İnsan haklarına saygı kapsamında yapılabilmesi ve adil bir toplumun tesis edilmesi için yanlışların kabul edilmesi gerekiyor. Geçmişteki çatışmalara odaklanılmaması gerekiyor" dedi.

Oturumda ayrıca Malaga Üniversitesi'nden Prof. Dr. Ana Salinas de Frias ile Fransız senatör Nathalie Goulet ve kalkınma ve terörle mücadele uzmanı Valerio de Divitiis de sunum yaptı.

Muhabir: Yusuf Karadağ

Yayıncı: Hızır Hacısalihoğlu - ANTALYA

Kaynak: AA

Son Dakika Yerel Parlamentolar Arası Değişim ve Diyalog Projesi Terör Sempozyumu - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?

    SonDakika.com'da yer alan yorumlar, kullanıcıların kişisel görüşlerini yansıtır ve sondakika.com'un editöryal politikası ile örtüşmeyebilir. Yorumların hukuki sorumluluğu tamamen yazarlarına aittir.

Advertisement