Türk Eğitim-Sen İstanbul İl Başkanı Hanefi Bostan Açıklaması - Son Dakika
Yerel

Türk Eğitim-Sen İstanbul İl Başkanı Hanefi Bostan Açıklaması

Türk Eğitim-Sen İstanbul İl Başkanı Hanefi Bostan Açıklaması

Türk Eğitim-Sen İstanbul İl Başkanı Hanefi Bostan, "Öğretmen Strateji Belgesi 2017-2023" Yüksek Planlama Kurulunca kabul edilerek Resmi Gazete’de yayımlanmasına ilişkin yazılı bir açıklama yaptı.

13.06.2017 18:20
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Türk Eğitim-Sen İstanbul İl Başkanı Hanefi Bostan, "Öğretmen Strateji Belgesi 2017-2023" Yüksek Planlama Kurulunca kabul edilerek Resmi Gazete'de yayımlanmasına ilişkin yazılı bir açıklama yaptı. Bostan, "MEB adaleti ve fırsat eşitliğini öncelemeden öğretmen strateji belgesinin bir anlamı olmaz" dedi.

Türk Eğitim-Sen İstanbul İl Başkanı Yrd. Doç. Dr. M. Hanefi Bostan, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından hazırlanan "Öğretmen Strateji Belgesi 2017-2023" Yüksek Planlama Kurulunca kabul edilerek 9 Haziran 2017 tarihli ve 30091 sayılı Resmi Gazete'de yayımlandı. Yayımlanan öğretmen Strateji Belgesi'nde 3 amaç ve bu amaçlarla ilişkili hedeflerin gerçekleştirilmesine yönelik olarak 35 eylem olduğunu aktaran Bostan bu amaçlarla ilgili yazılı bir açıklama yaptı.

Strateji belgesinin 1'inci amacının Yüksek nitelikli, iyi yetişmiş ve mesleğe uygun bireylerin öğretmen olarak istihdamını sağlamak olduğunu ifade eden Bostan "Bu amacın içerisinde; "Öğretmen yetiştirmeye yönelik programlarda eğitimleri iyileştirmek" ve "Üniversite mezunları arasından öğretmenliğe en uygun olanları seçmek" olmak üzere iki hedefe yer verilmiştir. Öğretmen yetiştirmeye yönelik programlarda eğitimleri iyileştirmek için 11 eyleme yer verilmiştir. Üniversite mezunları arasından öğretmenliğe en uygun olanları seçme hedefinin gerçekleştirilmesi için ise 3 eyleme yer verilmiştir. Öğretmen Strateji Belgesine göre, 2018 yılına kadar, öğretmen atama sistemi değiştirilecek. Şu anki uygulamada sadece KPSS sınavı ve mülakat esas alınmakta iken 2018 yılı sonuna kadar hayata geçirilmesi planlanan yeni sisteme göre, çoklu veri kaynağı esas alınacak. İkinci olarak; Aday öğretmen olarak atanabilmek için gerçekleştirilecek sınavlarda asgari puan şartının getirilerek, mesleğe girişte öğretmenlerin eğitim bilimleri ve kendi alanlarına ilişkin asgari bir başarı düzeyine sahip olanlar arasından seçilmesini sağlamak. Yine Öğretmen Strateji Belgesinde yer alan hedefe göre, asgari taban puan şartı getirilmektedir. Ancak bu yeni bir uygulama olmayıp hali hazırda zaten uygulamada olan aday öğretmenlerin değerlendirilmesi hususunda yer almaktadır. Üçüncü olarak; Milli Eğitim Bakanlığı'nın 2023 vizyonu çerçevesinde belirlenmiş öğretmen projeksiyonuna göre, öğretmen ihtiyacına yönelik olarak her alana ilişkin mevcut normlar çerçevesinde doluluk oranlarını her yıl kamuoyu ile paylaşmak, böylece üniversitelerin ilgili bölümlerinin lisans ve ilgili lisansüstü eğitim kontenjanlarının bu ihtiyaçlar doğrultusunda belirlenmesini sağlamak. Böylelikle öğretmenlik alanlarındaki doluluk oranı her yıl açıklanacak. Bakanlığın hazırladığı belgede de mesleğe girişte mülakatın da yer aldığı bir değerlendirmeyi esas alan bir istihdam sistemi oluşturulması yer almaktadır. Buradan anladığımız MEB'in, mülakattan vazgeçmeyeceği, aksine bunu önümüzdeki öğretmen alımlarında da devam ettireceğidir. Siz bu noktada öğretmen atamalarında istediğiniz kadar KPSS şartı getirin, öğretmenlerin atanıp, atanmayacağında belirleyici olan mülakat olacaktır. Bakanlık bu belgeyi hazırlarken iki mülakatta yaşananları hiç mi göz önüne almamıştır? Yapılan her iki mülakatta da torpil başrolde dir. Siyasi partilerin, milletvekillerinin kapısını çalan, 'torpil' bulmaya çalışan adayların sayısı azımsanmayacak kadar fazladır" dedi.

Buradaki ikinci amacın öğretmenlerin kişisel ve mesleki gelişimini sürekli kılmak olduğunu aktaran Bostan, şunları kaydetti:

"Bu gereklilik çerçevesinde bu amaca yönelik olarak Öğretmenlerin Gelişim İhtiyaçlarını Tespit İçin Periyodik Olarak Yapılacak Bir Performans Değerlendirme Sistemini Hayata Geçirmek ve Adaylık sürecinden itibaren öğretmenlerin kişisel ve mesleki gelişim faaliyetlerinin niteliğini arttırmak hedeflerine yer verilmiştir.

Öğretmenlerin Gelişim İhtiyaçlarını Tespit İçin Periyodik Olarak Yapılacak Bir Performans Değerlendirme Sistemini Hayata Geçirme hedefinde; Bakanlıkça belirlenmiş Öğretmen Yeterliliklerini ulusal ve uluslararası gelişmeler doğrultusunda, güncelleyerek ilgili paydaşlara duyurma söz konusudur.

Yine öğretmen yeterlikleri çerçevesinde öğretmenlerin mesleki gelişim ihtiyaçlarının belirlenmesi, mesleki gelişim çalışmalarının izlenmesi, yönlendirilmesi ve değerlendirilmesine yönelik çoklu veri kaynağına dayalı değerlendirme yaklaşımı çerçevesinde bir performans yönetim sistemi kurmak. Performans değerlendirme sonuçları kariyer basamaklarında ve görevde yükselme, yurt dışında görevlendirme, ödüllendirme ve bireysel mesleki gelişim çalışmalarının planlanması gibi alanlarda objektif ve somut bir kriter olarak dikkate alınacak.

Bir diğer eylem ise; istihdam edilen tüm öğretmenleri her dört yılda bir Öğretmen Yeterlikleri çerçevesinde yapılacak olan sınava tabi tutmak. Bu sınav sonuçlarını öğretmenlerin gelişim ihtiyaçlarının belirlenmesi ve buna yönelik tedbirlerin alınması, kariyer gelişimi, terfi, hizmet puanının hesaplanması vb, alanlarda bir kriter olarak kullanmaya yer verilmiştir. Böylelikle tüm öğretmenler 4 yılda bir sınava tabi tutulacak. Bu sınav sonuçları, yetersiz öğretmenlere yönelik tedbir alınmasında, kariyer gelişimi, terfi ve hizmet puanlaması hesaplamasında dikkate alınacak.

Bu belgeden de anlaşıldığı üzere MEB, mülakattan sonra performans hatasına da düşmektedir. Türk Eğitim-Sen olarak kamuda performansa tamamen karşıyız. Elbette memurlar, öğretmenler kendilerini geliştirmelidir. Ancak bunun yöntemi performans değerlendirmesi değildir. Performans değerlendirmeleri adeta cezalandırma içermektedir. Liyakate dayalı olmayan hiçbir sistem başarılı olamaz. Öğretmen Strateji Belgesinde; okul müdürü, meslektaş, öğrenci ve veli gibi öğretmene en doğru ve objektif geri bildirim sağlayabilecek kimselerin değerlendirmeye katılacağı belirtilmiştir. Amiri ya da meslektaşları ile herhangi bir nedenden dolayı sorun yaşayan, siyasi ya da sendikal tercihleri nedeniyle ayrımcılığa uğrayan bir öğretmen nasıl objektif değerlendirilecektir, Bu çalışma barışını bozmayacak mıdır? ya da torpil ve adam kayırmayla makamlara getirilen yöneticiler öğretmenleri nasıl değerlendirecektir? Sevilen derslerin öğretmenlerine daha yüksek puan verilirken, diğer öğretmenler öğrenci tarafından objektif olarak değerlendirilebilecek midir? Öğrenci-veli şiddetine uğrayan öğretmenlerin varlığı göz önüne alındığında, veli değerlendirmesine nasıl güvenilecektir? Öte yandan öğretmen yeterlilikleri nasıl belirlenecek? Başarı, bölge imkanları, aile, öğrenci vb kriterlere göredir. Dolayısıyla her bölge, her il, her ilçe ve hatta her okulun sosyo ekonomik seviyesine göre performans kriterleri belirlemek mümkün değildir. İstihdam edilen tüm öğretmenlerin 4 yılda bir sınava tabi tutulması da ayrı bir tartışma konusudur. Bu sınavın içeriği nasıl olacaktır? Söz konusu sınav gerçekten başarıyı ölçecek midir? Sözlü sınav da yapılacak mıdır? Kaldı ki öğretmenler zaten birçok aşamadan geçerek bu mesleği icra etmektedir. Bu tür performans değerlendirmeleri, performansa yönelik sınavlar sadece moral ve motivasyonu düşürecek, öğretmen üzerinde stres yaratacak, başarıya herhangi bir katkı sağlamayacaktır."

3'üncü amacın ise öğretmenlik mesleğine yönelik algıyı iyileştirmek ve mesleğin statüsünü güçlendirmek olduğunu ifade eden Bostan açıklamasını şöyle sürdürdü:

"Bu amacı gerçekleştirmek için 'Öğretmenlik mesleğinin statüsünü güçlendirmek' 'Öğretmenlerin çalışma şartlarını iyileştirmek', 'Kurumlar ve bölgeler arası farklılıklara göre iyileştirici tedbirler almak' ve 'Kariyer ve ödüllendirme sistemini geliştirmek' olmak üzere 4 temel hedef belirlenmiştir. Bu hedefe yönelik bir eylem planı ise; rotasyon sisteminin işlevsel ve aktif hale getirilmesidir. Bu eylem planı ile aynı eğitim kurumunda kesintisiz uzun süre görev yapmış olan öğretmenlere mesleki deneyimlerini taşıyabilmeleri ve geliştirebilmeleri amacı ile hizmet gerekleri ve kamu yararı göz önünde bulundurularak okul/kurum değişiklikleri yapmak üzere bir model oluşturulması planlanmaktadır. Öğretmenlik mesleğine yönelik algıyı iyileştirmek ve mesleğin statüsünü güçlendirmek amacıyla Kurumlar ve bölgeler arası farklılıklara göre iyileştirici tedbirler alma hedefi doğrultusunda rotasyonun bir eylem planı haline getirilmesi çözüm değil bir sorundur. Bilindiği üzere öğretmenlere rotasyon uygulaması defalarca çözümsüzlükle sonuçlanmıştır. Kurumsal işbirliğini bozacak rotasyon uygulaması zoraki bir eylem planıdır. Öğretmenler, kariyer basamaklarındaki unvanları belirli bir süreliğine alacak ve bu unvanı yeniden kazanması için bu kriterleri yeniden karşılaması gerekecek. Türk Eğitim-Sen olarak kariyer basamaklarının kıdeme göre belirlenmesini istiyoruz. Geçen yıl MEB'e yazdığımız yazıda sınavsız olarak 10 yılını dolduran öğretmenlere uzman öğretmen, 20 yılını dolduran öğretmenlere ise başöğretmen unvanının verilmesi için gerekli yasal düzenlemelerin yapılmasının sağlanmasını talep etmiştik. Kariyer basamakları ile ilgili düzenleme en objektif uygulanabilecek usul olan kıdeme göre yapılmalıdır. MEB öğretmenlere yönelik performans değerlendirmesi yapacak, 4 yılda bir bütün öğretmenleri sınava alarak bu hedefleri gerçekleştirecekmiş. Öğretmenden önce MEB'in performans değerlendirmesine ihtiyaç bulunmaktadır. MEB öğretmeni huzurlu kılacak hangi adımı bugüne kadar atmıştır? Öğretmene performans değerlendirmesiyle niteliği artırmayı, mesleki gelişimi sürekli kılmayı iddia etmek dahi akıl ve izanla izah edilemez. Yıllardır adam gibi hizmet içi eğitim dahi yapmayı beceremeyen bir bakanlık şimdi öğretmenleri sınava tabi tutacakmış. Siz kalite ve verimliliği artırmak istiyorsanız önce huzuru sağlayın, ayrımcılığın ortadan kaldırılması için samimi adımlar atın. Verimliliği artırmak için de mülakat ucubesini kaldırın, öğretmenin itibarını artırmak için tedbirler alın. Yargı kararlarını uygulamayan, iyi bir yönetici atama sistemi bulamayan, olanı da bozan MEB bu kafa ile bunları başaramaz. Önce zihniyet değişimi gerekmektedir. Daha doğrusu; MEB, adaleti ve fırsat eşitliğini öncelemeden Öğretmen Strateji Belgesinin bir anlamı ve işlevi olmayacaktır. Türk Eğitim-Sen olarak Milli Eğitim Bakanlığı tarafından hazırlanan ve Yüksek Planlama Kurulunca kabul edilen "Öğretmen Strateji Belgesi 2017-2023"nde yer alan eylem planlarının yukarıda eleştirdiğimiz yönleri açısından takipçisi olacağımızı, hukuki noktada gerekli girişimlere başlayacağımızı, olumsuz düzenlemelere karşı her türlü eylemi de meşru göreceğimizi kamuoyuna saygıyla duyururuz." - İSTANBUL

Kaynak: İHA

Son Dakika Yerel Türk Eğitim-Sen İstanbul İl Başkanı Hanefi Bostan Açıklaması - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement