Doğan Holding Yönetim Kurulu Başkanı Begümhan Doğan Faralyalı, "Özel sektör CEO'larımızın inovasyonu, dijitalleşmeyi, içselleştirmesi, şirketlerinde bu konuda büyük atılımlar yapması lazım ki dünya markaları çıkarabilelim ve inşallah Türkiyemizi ilk 10 ekonomi arasına sokabilelim" dedi.
Faralyalı, Uludağ Ekonomi Zirvesi'nin "Liderin Global Ajandası" başlıklı oturumunda yaptığı konuşmada, üst yöneticilerin (CEO) önündeki en önemli tehdit ve fırsatın dijitalleşmeden geldiğine inandığını söyledi.
İş süreçlerinde azami dijitalleşmeyi yakalayamayan ve ileriye dönük dijital strateji ortaya koyamayan her şirketin, hangi sektörde olursa olsun, kaybetmeye mahkum olduğuna inandığını belirten Faralyalı, şöyle devam etti:
"Dijitalleşmeden iki şey kastediyorum; biri dijital transformasyon. Bu, mevcut işimizi nasıl yüksek teknolojiyle yapabiliriz konusu. Yani her sektör, bugün perakendeyi örnek alırsak, tedarikçi yönetiminden müşterisine kadar her sürecini çok daha yüksek dijitalleşmeyle yapmak, daha fazla veri toplamak, daha data dayanaklı kararlar vermek zorunda. Bu olmazsa şirketlerin ciddi zorluklar yaşayacağına inanıyorum. Dolayısıyla teknolojik dönüşüm, iş yapış biçimlerinde son derece önemli. İkinci dijitalleşmede parmak basmak istediğim konu da dijital strateji. Yani bugün, dijital stratejisi net olmayan şirketlerin, savaşa kalkansız giden piyadelere benzediğini düşünüyorum. O kadar çok her an her yerden saldırıya açık durumdalar ki... Bugün dünyaya baktığınız zaman Amerika'da ortaya çıkan bir şirket, bütün dünyadaki o sektörü inanılmaz derecede etkiliyor ve değiştiriyor."
Dijitalleşen şirketlerin sadece mevcut sektörü değil, bütün ekosistemi değiştirdiğini anlatan Faralyalı, buna Google'ı örnek gösterdi.
Bir arama motoru olan Google'ın insansız araç üretebildiğini dile getiren Faralyalı, "Dijitalleşmenin olmazsa olmazı, ABC'si inovasyon kültüründen geliyor. Türkiye'yi inşallah ilk 10 ekonomi arasına sokma hedefimiz var. Biliyoruz ki özel sermayesi kuvvetli olan ülkeler, kuvvetli ülkeler. Dolayısıyla özel sektör CEO'larımızın inovasyonu, dijitalleşmeyi, içselleştirmesi, şirketlerinde bu konuda büyük atılımlar yapması lazım ki dünya markaları çıkarabilelim ve inşallah Türkiyemizi ilk 10 ekonomi arasına sokabilelim" ifadesini kullandı.
Gelişmiş ülkelerdeki ekonomik durum
Boyner Grup Yönetim Kurulu Üyesi Ümit Boyner de 2014 yılının dünyada büyük umutlarla başladığını ancak bir parça hayal kırıklığıyla bittiğini belirtti.
Bu yıla girerken dünyadaki büyüme hızının 2010'dan beri en yüksek seviyeye ulaşacağının beklendiğine değinen Boyner, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Bu sene için beklenen global büyüme oranı yüzde 2,8 civarında. 2016'da da yüzde 3 gibi bir büyüme oranı bekleniyor. Rusya çok ciddi bir problem. Bu sene sadece binde 5 büyüyebildi. Rusya, 2015 ve 2016'da küçüleceğini bekliyor. 2017'ye kadar yaptırımların devam edeceğini ve onun küçülmesine de katkıda bulunacağını öngörüyoruz. Bu sene yüzde 5,5'lik bir küçülme bekliyor. Brezilya keza 2015'te çok düşük büyüdü ve büyüme tüketici odaklı endüstrisini çeşitlendiremediği, yapısal reform yorgunu olduğu veya yapısal reformlarını zamanında gerçekleştiremediği için onun da gelişmekte olan ülkelerin büyümesine katkısı oldukça küçük. Gelişmiş ülkelerde, ABD'de ciddi bir toparlanma görülüyor ama bu da iç tüketimde canlanma olarak kendini tarif ediyor. Petrol fiyatlarındaki düşüş tüketime yansımış durumda. Avrupa Birliği, bildiğimiz gibi bir kısır döngü içinde. Tüketici güveni artmadıkça talep artmıyor, talep artmadıkça da yatırım artmıyor. Avrupa Merkez Bankasının parasal genişleme politikalarına devam edeceğini bekliyoruz."
"Türk bankalarının kredi vermeye devam etmesi lazım"
Akbank Genel Müdürü Hakan Binbaşgil ise bankacılıkta işin sürdürülebilirliğinin önemli olduğuna işaret etti.
Teknolojik gelişmeler, değişen müşteri ihtiyaçları, değişen rekabet ortamı, regülasyon ortamı olmak üzere kurumları değişime zorlayan 4 neden bulunduğunu anlatan Binbaşgil, şöyle konuştu:
"Teknolojiye önemli yatırımlar yapıyoruz. Özellikle 2000'li yılların başından itibaren her sene aşağı yukarı bir 150 milyon dolar civarında yeni yatırım yapıyoruz. Mobilize konusuna çok inanıyoruz, bu konunun bankanın geleceği açısından çok önemli olduğunu düşünüyoruz. Müşterilerimizin artık 3'te biri bankaya uğramıyor. Son 2-3 seneye rakam olarak baktığımız zaman yüzde 20'lik verimlilik artışımız var. İnsan konusu en öncelikli konumuz. İnsanımıza olağanüstü yatırım yapıyoruz. Bankada yaş ortalamamız 30, 33 gibi. Gençlere olağanüstü zaman ayırdığımızı söyleyebilirim.
Türkiye'yi, gerçekten büyüme potansiyelinin çok yüksek olduğu bir ülke olarak görüyoruz. Ekonomimize de baktığımız zaman çok iyi tarafları var. Özellikle bütçe disiplinimiz ve bir de bunun yanı sıra sağlıklı bankacılık sektörünü eklemek istiyorum. Bir ülkenin tabii önünün açık olabilmesi için finans sektörünün çok güçlü kuvvetli olması gerekiyor. Dolayısıyla bu iki özellik, Türkiye'nin önünü açacak özelliklerdir. Türkiye'nin 2023 hedefleri var. Türk bankalarının kredi vermeye devam etmesi lazım. Bir bankanın kredi verebilmesi için öz kaynaklarının kuvvetli olması gerekir. Bir de sermaye yeterliliği diye bir konu var. Kendi içimizde bir hesaplama yaptık. Türkiye'de kredilerin bundan sonra yüzde 14, yüzde 15'ler civarında büyümesini sağlayabilmek için bankaların da aşağı yukarı yüzde 15 gibi bir öz kaynak karlılığını tutturmak gerekiyor."
Yerel tasarrufların artırılması
Ashmore Group CEO'su Mark Coombs, özellikle kısa vadedeki yatırımları düşündüklerini, kaynakların mobilize edilmesine imkan tanımaya çalıştıklarını aktardı.
Müşterilerine bu bağlamda bir seçenek sunduklarını dile getiren Coombs, "Türkiye'de bulunmamızın sebebi de aslında şundan kaynaklanıyor; mümkün mertebe Türkiye'nin birazcık daha yerel tasarrufları artırması, yenilikçiliği beraberinde getirecektir. Yani Türkiye'deki insanların para yönetimi bu bağlamda önem arz edecektir. Bu para tasarrufuyla ekonomiye direkt katılarak daha gelişmiş bir ekonomiyi tetikleyecektir" ifadesini kullandı.
Türkiye'nin çok düşük yerel tasarrufunun olmasından endişe duyduklarını belirten Coombs, bu sistemde işlerin yürütülmesi bakımından tasarrufların artırılmasının önemli olduğunu anlattı.
4G yetkilendirme takvimi
Vodafone Türkiye CEO'su Gökhan Öğüt, hem global hem de Türkiye'de dijitalleşmenin ülkelerin büyüme hızlarını artırmada çok önemli olduğundan yola çıkarak bu fırsatı her ülkenin değerlendirebilmesi için çalışmalarını sürdürdüklerini bildirdi.
İletişim şirketleri olarak sadece mobil çalışmalar yapmayı değil, dijitalleşme altyapısını hazırlayıp ülkelerin büyümelerinde katalizör etkisinde bulunabilmeyi amaçladıklarına dikkati çeken Öğüt, şunları kaydetti:
"Türkiye'de de geniş bant stratejilerinin oluşturulması konusunda da olumlu adımlar var. Geniş bant denilen olgu, ülkenin önünde büyük bir fırsattır. Bu olgunun hızlanması konusunda çok olumlu sinyaller alıyoruz. 4G yetkilendirme takviminin açıklanması çok olumlu. Geçtiğimiz cuma günü Kalkınma Bakanlığının 'Bilgi Toplumu Strateji ve Eylem Planı' sessiz ve sakin bir şekilde Resmi Gazete'de yayımlandı. Aslında çok önemli bir plan. 8 ayrı konuda çok önemli aksiyonlar içeriyor. Bir an önce bunun hayata geçirilmesiyle çok daha umutlu bir dönemin beklendiğini söyleyebilirim. 4G şu an açıklanan takvimle 2016 başında Türkiye'de lansmanını yapacak. Bu, çok büyük bir fırsat. Vodafone Grubu olarak da bu konuda 18 ülkede bilfiil lansman yaparak bu şekilde tecrübemizi buraya getirmeye hazırız. Bu, çok büyük yatırımlar, fiber yatırımların önünün açılması demek. Hepimize çok büyük görevler düşüyor."
Son Dakika › Yerel › Uludağ Ekonomi Zirvesi - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?