18. Avrasya Ekonomi Zirvesi

Türk Hava Yolları Genel Müdürü Temel Kotil, "THY olarak geldiğimiz nokta, Türk dış politikasının ve politik ilişkilerdeki gelişmelerin bir sonucudur" dedi.

Kotil, Marmara Grubu Vakfı'nın düzenlediği, İpek Yolu'nun enerji kavramıyla birlikte ele alındığı ve 40 ülkeden üst düzey yöneticilerin katıldığı "18. Avrasya Ekonomi Zirvesi"nin açılışında yaptığı konuşmada, Türkiye'de havacılık sektörünün GSMH içinde büyük yer aldığını söyledi.

Şu anda bu payın yüzde 6 olduğunu anımsatan Kotil, gelecekte bunun yüzde 7'ye yükselmesinin beklendiğini aktardı.

Temel Kotil, Türk havacılığında, Türkiye'nin diğer ülkelere nazaran çok iyi bir gelişme gösterdiğine işaret ederek, şunları söyledi:

"Son yıllarda Türkiye'de havacılığa ve havaalanlarına yapılan yatırımlar arttı. THY olarak çok hızla ve istikrarlı şekilde geliştik. Bugün bizim geldiğimiz nokta, Türk dış politikasının ve çeşitli politik ilişkilerin, özellikle Afrika ile olan politik ilişkilerdeki gelişmelerin bir sonucudur. Aslında geçmişte büyük hava şirketi olarak bilinen hava şirketleri bugün o kadar büyük sayılmamakta. THY ise büyük bir gelişme gösterdi, diğer havacılık şirketlerinin büyümesinden daha güçlü bir büyüme gösterdi. Büyük hava şirketlerinden daha fazla yere uçuyoruz, bu bizim gelecekte onları geçebileceğimizi gösteriyor. Biz bu konuya yatırım yapıyoruz."

Dünyada gücün batıdan doğuya doğru kaydığına işaret eden Kotil, "Önümüzdeki dönemde 120 bin yolcu hedefliyoruz" diye konuştu.

Marmara Grubu Vakfı Genel Başkanı Dr. Akkan Suver de, açılıştaki konuşmasında, zirvenin önemine değinerek, projenin barış projesi, refahı bölüşme ideali olduğunu söyledi.

Suver, Türkiye ile Azerbaycan arasında gerçekleşen Trans Anadolu Doğal Gaz Boru Hattı Projesi'ne (TANAP) büyük önem verdiklerini dile getirerek, şunları kaydetti:

"TANAP Projesi'ne yalnız bir ekonomi, enerji projesi olarak bakmak yanlıştır, eksiktir. Zira TANAP bir iş ve çalışma alanı yarattığı kadar, enerji kaynaklarının silah olarak kullanılmasının önüne geçecek, dolayısıyla kalıcı barışın oluşmasına ön ayak olacaktır. Yine bu proje, doğal kaynakların siyasi araç olarak kullanılmasını hedefleyen ve ülkelerin tek bir ülkeden enerji arzına bağımlı olması, ya da bir ülkeye haddinden fazla bağlı olmasını da sona erdirecektir."

Diğer taraftan, enerji arzının siyasi bir araç olarak kullanılmaması gereken başka bir alanın da Akdeniz'deki doğal kaynaklar olduğunu dile getiren Suver, "Biz bunu ihtilaflı ülkelerin iş birliği için bir araç, bir fırsat olarak değerlendirmekteyiz" diye konuştu.

Suver, konuşmasında din adına yapılan terörizmden duyduğu rahatsızlığa dikkati çekerek, enerji ve ekonomi kadar dünyada sosyal konuların da çok önemli olduğunu söyledi. Suver, ortak bir akıl ve sorumlulukla Orta Doğu'ya ve Kuzey Afrika'ya musallat olan vahşetin sona erdirilmesi çağrısında bulundu.