2. Ekonomi ve Lojistik Zirvesi

Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Orhan Birdal, "2023 yılı hedefimiz, toplam taşıma içindeki karayolunun payını yüzde 89'dan yüzde 67'ye düşürmek. Karayolu taşımacılığını mümkün olduğunca demiryolu taşımacılığına kaydırma, dolayısıyla entegre taşımacılığı teşvik ederek taşıma modlarını çeşitlendirme, bu sayede karayolunun ağırlığını diğer modlara aktarma gayretindeyiz." dedi.

Bu yıl "Rekabetçi Ekonomi İçin Güçlü Lojistik" ile kamu, reel sektör ve lojistik sektörünü buluşturan 2. Ekonomi ve Lojistik Zirvesi İstanbul'da başladı. Türk ekonomisindeki büyüme dinamikleri, strateji hedefleri, yeni pazarlar ve lojistik sektörünün tartışılacağı zirvenin açılış konuşmasını yapan Birdal, Bakanlık olarak zirveden duydukları memnuniyeti dile getirdi.

Birdal, kalkınmanın tamamıyla sistemli hareket etmeyi gerektirdiğine işaret ederek, düzensiz yapının başarı şansının olmadığını söyledi. Hem özel sektörde hem de kamuda birbirini tamamlayıcı yapılar olması gerektiğini belirten Birdal, şunları kaydetti:

"Kamu özel sektörün önünü açarken, özel sektör de kamu ile iş birliği halinde Türkiye'yi geleceğin dünyasına taşımalı, ülkemizin gelişmiş ülkeler kategorisine çıkması buna bağlı. Bugünün insanının en büyük ihtiyacı hız ve kalite. Bakanlık olarak sistemin ve sistemli üretimin yollarını açmak için çalışıyoruz. Entegre ulaşım modları, entegre sistemin bir dişlisidir ancak diğer dişliler de geleceği görüp, dünyayı buna göre yorumlamalı ve hareket etmelidir. Sürdürülebilir kalkınmanın yolu bu. Lojistik sektörü bu kalkınmanın önemli unsurları arasında. Üzerimize düşeni bugüne dek yaptık, bundan sonra da yapmaya devam edeceğiz."

Sektörde ulaşım entegrasyonlarının önemine işaret eden ve bu alanda yapılan çalışmalara atıfta bulunan Birdal, 2023 yılına kadar Türkiye'nin ihracat hedefi doğrultusunda son yıllarda lojistiğin hızlı gelişim gösterdiğini, bunun daha da ivmelenmesinin hedeflendiğini söyledi.

Birdal, hedefin başarılması için kurumsal yapılanma ve yasal düzenlemenin tamamlanmasının önemli olduğuna dikkati çekerek, tüm çalışmaların Türkiye'nin bölge ülkeleri ile olan ekonomik, sosyal, politik ilişkileri ve rekabet şartları göz önünde bulundurularak yapıldığını anlattı.

Karayolu ve demiryolu entegrasyonu çalışmalarının önemine dikkati çeken Birdal, "2023 yılı hedefimiz toplam taşıma içindeki karayolunun payını yüzde 89'dan yüzde 67'ye düşürmek. Karayolu taşımacılığını mümkün olduğunca demiryolu taşımacılığına kaydırma, dolayısıyla entegre taşımacılığı teşvik ederek taşıma modlarını çeşitlendirme, bu sayede karayolunun ağırlığını diğer modlara aktarma gayretindeyiz." diye konuştu.

"Bundan 5-10 yıl önce hayal bile edemediğimiz bazı imkanlara kavuştuk"

Bakanlık bünyesinde sektörün geliştirilmesi için yapılan çalışmalarla ilgili katılımcılara bilgi veren Birdal, sektörün sorunlarının farkında olduklarını belirterek, "Ama sektör olarak bundan 5-10 yıl önce hayal bile edemediğimiz bazı imkanlara da kavuştuk, bunları da inkar etmeyelim. Hükümetin bürokrasiyi azaltmak için ciddi bir kararlılığı ve bu yönde çalışmaları var, bunun sahaya yansıması belki biraz zaman alabilir. Bu durumu sivil toplum kuruluşlarının sık sık dile getirmesi gerekir." dedi.

Katılımcılardan gelen Halkalı Gümrüğü'ndeki bekleme sürelerinin uzun olduğu yönündeki eleştirilere ilişkin, "Tabii siz bu durumla siz her gün karşılaşıyorsunuz, bunu çözebilecek bir mekanizmanın olması lazım. Bunların karşılıklı görüşmelerle ortaya koyulmasında, tekrarlanmasında fayda var. Ama sadece bir erki, sadece devleti hedef almamak lazım, biraz özel sektörün de elini taşın altına koyması lazım." ifadelerini kullandı.

-"Lojistik sektörünün hacmi 100 milyar liranın üzerinde"

Uluslararası Taşımacılık ve Lojistik Hizmet Üretenleri Derneği (UTİKAD) Başkanı Emre Eldener sektör hacminin 100 milyar liranın üzerinde olduğunu belirterek, "2011 yılından bu yana sektörümüzde bir büyüme izliyoruz. Ancak ne yazık ki 2015-2016 yıllarında hedeflenen rakamlara ulaşmak mümkün olmadı. 2015 yılının etkilerini 2016'da atlatmayı umuyorduk ama hem kendi ülkemizde yaşanan olağanüstü durumlar hem de çevre coğrafyalardaki siyasi krizler 2016 yılındaki hedeflerimizi tutturmayı imkansız hale getirdi." dedi.

Eldener, sektör olarak 2017 yılı için umutlu olduklarına işaret ederek, lojistik sektörü olarak Bakanlıklar arasında koordinasyonun sağlanmasına ihtiyaç duyduklarını, bazı sorunların çözümünde birkaç Bakanlığın tamamıyla görüşmeleri gerektiğini, bu gibi durumların çözümlerin sürecini uzattığını söyledi.

Gümrükle ilgili konular, tek pencere sistemi, dijitalleşmenin tamamlanması ve lojistik süreçlerde global entegrasyonun sağlanması gibi sorunlarının çözülmesini beklediklerine dikkati çeken Eldener, şunları kaydetti:

"Yeni Gümrük Kanunu'nun önümüzdeki aylarda daha verimli bir çalışma ortamı yaratacak şekilde yasalaşmasını bekliyoruz. Aynı zamanda Gümrük Birliği güncellemesinin de özellikle Avrupa karayolu hizmetlerinde bir rahatlama getireceğini tahmin ediyoruz. Demiryollarının serbestleşmesi ile ilgili çalışmalar başladı, şebeke atamaları yapılacak, 2018'de özel sektör etkin şekilde demiryolu taşımalarına başlayacak ancak demiryolu taşıma kapasitemiz değişmedi, hatlarda bir takım yenilemeler yapıldı ama yeni hat inşasına gidilmedi. Bu da yakın gelecekte kapasite problemlerine neden olabilir diye düşünüyoruz.

Çalışmalarına başlanmış olan Lojistik Master Planı sektörümüze ve ülkemize büyük fayda sağlayacak. Yatırımlar arasındaki entegrasyonun, yatırım planlanırken düşünülmesi gerekiyor, aksi takdirde demiryolu bağlantısı olmayan limanlarımız veya organize sanayi bölgelerimiz sektörümüzün ve dolayısıyla ihracatımızın önüne büyük bir engel olarak çıkacaktır. Lojistik Koordinasyon Kurulu'nun kurulması da Bakanlıklar arasında önemli bir iletişim alanı yaratılmasını sağlıyor. Bu iki önemli adımın, geçtiğimiz yıllarda yapılan eksik yatırımların önüne geçeceğini öngörüyoruz."

Sanayi 4.0'ın sektöre global ve Türkiye ölçekli etkilerine değinen, dijitalleşmenin getireceği yeniliklere ve değişimlerde atıfta bulunan Eldener, dijitalin sektör olarak eğilinmesi gereken konuların başında yer aldığına işaret etti.

Emre Eldener gelecekte öngörülen yeni iş yapma biçimlerine dikkati çekerek, "Daha şimdiden Kore'de her 100 işçiye karşılık üretimde 4 robot kullanılıyor. Almanya'da bir fabrika işçisinin saatlik maliyeti 40 avro iken bir robotun saatlik maliyeti 5 avro civarında. Bu haliyle Çin'deki bir işçiden bile daha az maliyetli. Önümüzdeki yıllarda dünyada iş yapış biçimlerinde büyük değişiklikler bekliyoruz. Bu treni Türkiye olarak kesinlikle kaçırmamamız lazım." diye konuştu.