Dünya Toprak Günü Töreni

Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Müsteşarı Nusret Yazıcı, Birleşmiş Milletler (BM) Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) verilerine göre, 2050 yılında dünya nüfusunun 9,7 milyara ulaşacağını belirterek, "Bu nüfusun sağlıklı beslenebilmesi için tarımsal hasılanın yüzde 60 artırılması mecburiyeti vardır." dedi.

Bakanlık ev sahipliğinde, "5 Aralık Dünya Toprak Günü" dolayısıyla "Toprağı Sev, Gelceğini Koru" sloganıyla tören düzenlendi.

Törende konuşan Yazıcı, dünyada her yıl 75 milyar ton ton toprağın erozyona uğradığını bildirdi. Erozyonla kaybolan her toprak parçası ve yükselen her beton yığının, gelecek nesiller açısından büyük bir kayıp olduğuna işaret eden Yazıcı, insanlığın geleceğinin büyük bir tehditle karşı karşıya olduğunu söyledi.

Yazıcı, FAO verilerine göre, 2050 yılında dünya nüfusunun 9,7 milyara ulaşacağına dikkati çekerek, "Bu nüfusun sağlıklı beslenebilmesi için tarımsal hasılanın yüzde 60 artırılması mecburiyeti vardır." diye konuştu.

Toprakları kendi kaderine terk etmenin, vatanseverlik olamayacağının altını çizen Yazıcı, toprakların yağmalanmasına, talan edilmesine ve denizlere akmasına müsaade etmeyeceklerini vurguladı.

Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Tarım Reformu Genel Müdür Vekili Abdullah Burak Keser ise FAO verilerine göre, her 5 saniyede 1 çocuğun açlıktan öldüğünü, her yıl milyonlarca insanın açlık sorunuyla mücadele ettiğini aktardı. Toplulaştırma çalışmaları kapsamında 2003-2016 arasında 5 milyon arazinin toplulaştırıldığını kaydeden Keser, 2023 yılına kadar 14 milyon hektar alanı toplulaştırmaya çalışacaklarını dile getirdi.

"İthalat yapmadan, ihracat yapmanın yolu tarım"

Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, toprağa yapılanların karşılığını, gelecek nesillerin mutlaka göreceğini söyledi. Milli Tarım Projesi'nde kullanılmayacak bir karış toprak kalmayacağını vurgulayan Bayraktar, "Gelecek nesillerden dua mı alacağız, beddua mı alacağız, bu toprakları korumamızla ilgili." ifadesini kullandı.

Bayraktar, Türkiye'nin karasal alanının yüzde 31'inin tarım toprağı, kişi başına düşen alanın ise 3 dekar olduğunu bildirdi. Bu rakamın 1990 yılında 4,9 dekar olduğunu hatırlatan Bayraktar, "Bu sürede biz, tarım topraklarına ihanet etmişiz, ihanetle kalmamışız katletmişiz, öldürmüşüz. Türkiye'nin nüfusu bu sürede 23 milyon artmış, Yunanistan'ın 2 katı ama kaybettiğimiz tarım toprağı 4 milyon hektarın üzerinde. Yunanistan'ın tarım topraklarının 1,5 katı. İşin vahameti burada." şeklinde konuştu.

Bayraktar, sanayicilere seslenerek, "Koskoca ülkeyi, 79 milyonu, 40 milyon turisti, 3 milyon mülteciyi besliyoruz. 16-17 milyar dolarlık ihracat yapılmasını sağlıyoruz. Çok övündüğümüz otomobil sektöründe 'i·hracat yapıyoruz' diyoruz değil mi? Dış ticaret açığımız var, montajcılıkla bu ülkeyi bir yere götüremeyiz. Ham madde bizde, tarıma yapsanıza yatırımı. İthalat yapmadan, ihracat yapmanın yolu tarım." değerlendirmesinde bulundu.

"4,5 İstanbul büyüklüğünde alan kaybedildi"

Türkiye Erozyonla Mücadele Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkları Koruma Vakfı (TEMA) Yönetim Kurulu Başkanı Deniz Ataç da bugünün kendileri için çok önemli olduğunu söyledi.

Ataç, toplumda toprakla ilgili farkındalığın artmasından duyduğu memnuniyeti dile getirerek, "Toprak olmadan sürdürülebilirliği sağlamanız mümkün değil. Gıdanın yüzde 95'i topraktan geliyor. Toprağı görmeden gelmeye, hafife almaya hakkımız yok. Toprak bizim hayatımız için elzem." dedi.

TEMA'nın çalışmaları hakkında bilgi veren Ataç, "2023 yılına gelindiğinde Türkiye nüfusu, 84 milyona ulaşacak. 2023 yılındaki Türkiye'yi besleyebilmek için Karabük kadar bir tarım arazisine ihtiyacımız var. Son 13 yılda, Türkiye'de 4,5 İstanbul büyüklüğünde alan kaybedildi." diye konuştu.

FAO Türkiye Temsilcisi Yuriko Shoji ise sağlıklı toprakların, tarımın ve gıda üretiminin temelini oluşturduğunu söyledi. Toprağın sürekli artan bir tehdit altında bulunduğuna dikkati çeken Shoji, küresel toprak kaynaklarının yüzde 33'ünün bozulmuş durumda olduğunu bildirdi.

Shoji, ülkelerin sürdürülebilir yönetim pratiklerini ve uygun teknolojileri benimsemeleri halinde, bu gidişin tersine dönebileceğinin altını çizerek, toprağın önemiyle ilgili farkındalık yaratılması gerektiğini vurguladı.