Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı, faiz politikası konusunda, "Önümüzdeki dönemde sıfır oynaklığa devam ediyoruz. Bankalar arası piyasa da yüzde 7,75'te oluşmaya devam ediyor. Ağırlıklı ortalama fonlama faiz oranını da kademeli olarak sıfıra doğru indiriyoruz" dedi.
Başçı, "2014 Yılında Para ve Kur Politikası" konulu basın toplantısında, tüketici kredilerinin yüzde 30'un altında büyümeye devam ettiğini, ticarilerde ise yüzde 20-25 arasında bir hızda büyüme olduğunu anlattı.
Gelecek yılın başından itibaren belirgin ve hissedilir bir biçimde tüketici kredilerinin önce yüzde 25'e, daha sonra yüzde 20'ye, ardından da yüzde 15'e indirilmesinin hedeflendiğini dile getiren Başçı, şöyle konuştu:
"Tüketici kredilerinin büyüme hızı gelecek yıl içinde yüzde 15'e inerse, hem enflasyon açısından sonuç almamız sağlanacak hem de dış denge açısından çok daha iyi bir noktaya geleceğiz. Büyük ihtimalle ticari kredilerin hızında çok az azalma olabilir ama yüzde 20'lere doğru büyüme hızında gerileme gösterebilir. Tüketici kredilerinin büyüme hızını mutlaka ticari kredilerinin büyüme hızından daha yavaş olması şart ki enflasyonla mücadelede ve dış dengede sonuç alalım."
Başçı, 13 haftalık yıllıklandırılmış hareketli ortalamalara bakıldığında ticari kredilerdeki mevcut trendin 2007-2012 yıllarının ortalamasına yakın, trend olarak bakıldığında yüzde 20 ile 25 arasında olduğunu, bunun oldukça güçlü sayılabileceğini söyledi. Erdem Başçı, tüketici kredilerinde ise alınan tedbirlerin ve alınacağı açıklanan tedbirlerin işe yaramış gibi göründüğünü, yılın ortalarında yüzde 40'lara doğru bir artış eğiliminin söz konusu olduğunu, daha sonra bunun kademeli olarak yüzde 15-20 arasındaki bir trende gerilediğini, bunun geçmiş yıllar ortalamasının altında kaldığını belirtti.
Alınan tedbirlerinin sonuç vermeye başladığının görüldüğüne işaret eden Başçı, ilave tedbirler devreye girdikçe buradaki hızın yüzde 15'e doğru kolaylıkla geleceğini tahmin ettiklerini dile getirdi.
Merkez Bankasının likidite ve faiz politikasına ilişkin yapıyı biraz sadeleştirip netleştirdiklerini ifade eden Başçı, şunları kaydetti:
"Bundan sonra referans faiz olarak marjinal fonlama oranını kullanabiliriz. O nedir? Merkez Bankasının bir gün vadeli yani gecelik vadeli borç verme faiz oranı. Bunun oranı 7,75. Yüzde 7,75'ten Merkez Bankası, bankalara gerek Borsa İstanbul'dan gerek kendi nezdindeki para politikası içerisinde geçerli teminat karşısında sınırsız likidite verebiliyor. Bize Hazine kıymeti getiren her bankaya biz 7,75'ten istediği kadar borç verebiliyoruz.
Bunu referans almak doğru, çünkü, bu şu anda bankalar arası piyasada, ikinci piyasada faizleri belirleyen tek faiz. Orada belirlenen faiz de kısa vadeli Hazine kıymetleri ve diğer faizler üzerinde etki yapıyor."
İkinci faiz oranının İstikrarlı Fonlama Oranı-1 (İFO-1) olduğunu ifade eden Başçı, bunun 1 hafta vadeli repo ihalesiyle sağlanan fonlamanın faiz oranı olduğunu söyledi. Başçı, burada bankalara 1 hafta vadeli borç verildiğini, bunun faiz oranının da yüzde 4,5 olduğunu dile getirdi.
Bunun dağıtımında bir yenilik yaptıklarını anlatan Başçı, likiditeyi daha önce bankalara eşit dağıttıklarını, artık Türk Lirası zorunlu karşılıkları ile orantılı dağıtacaklarını bildirdi. Başçı, "Türk lirası zorunlu karşılık yükümlükleri ne kadarsa onunla orantılı bir pay alabilirler fondan. Bugün itibariyle buradan 6 milyar lira fonlama yapıyoruz. 6 milyar lira bu formüle göre dağıtılacak, 6 Ocak 2014'ten itibaren" diye konuştu.
Üçüncü faiz oranın İstikrarlı Fonlama Oranı-2 (İFO-2) olduğunu belirten Başçı, bunun, gecelik vadede piyasa yapıcısı bankalara sağlanan fonlamanın faiz oranı olduğunu söyledi. Yüzde 6,75'ten borç vermeye dayanan bu fonlamanın dağıtımının piyasa yapıcılığı kapsamında belirlenen formüle göre yapıldığını anlatan Başçı, 17 Aralık 2013'te bunu revize ettiklerini anımsattı. Başçı, bunun azami tutarının bugün için 6,5 milyar lira olduğunu kaydetti.
- "Oynaklığı orada sıfıra indirmiş olacağız"
Politika faiz oranlarına bakıldığında bir sadeleşmenin olduğunu ve öngörülebilirliğin arttığını vurgulayan Başçı, bankalar arası gecelik repo faizinin 5 günlük hareketli ortalamaya bakıldığında yüzde 7,75'te olduğunu ve oynaklığın neredeyse sıfıra indiğini, ağırlık ortalama faiz oranının bugünlerde 6,75'in hafif üzerinde devam ettiğini söyledi. Başçı, şöyle konuştu:
"Önümüzdeki dönemde sıfır oynaklığa devam ediyoruz. Bankalar arası piyasa da yüzde 7,75'te oluşmaya devam ediyor. Ağırlıklı ortalama fonlama faiz oranını da kademeli olarak sıfıra doğru indiriyoruz. Tam sıfır olmasa bile en aza indiriyoruz. En son kurul toplantısında 6,75 ve belki üzerinde bir ifade vardı. Dolayısıyla Kurul, eğer 6,75 derse, arkadaşlar likiditeyi öyle bir ayarlayacaklar ki 4,5'tan, 6,75'ten ve 7,75'ten verdikleri likiditenin kompozisyonunu öyle ayarlayacaklar ki tam 6,75 ağırlık ortalamada fonlama oluşacak ve oynak olmayacak.
Bunun ek parasal sıkılaştırmalarla da alakası var. Burada da ek parasal sıkılaştırmaya olan ihtiyaç azalacak. Dolayısıyla ek parasal sıkılaştırma sayısı da azalacak ve kademeli bir şekilde şubat ayından itibaren ek parasal sıkılaştırma büyük ihtimalle yapma ihtiyacımız kalmayacağından tamamen oynaklığı orada sıfıra indirmiş olacağız. 6,75 şeklinde ağırlıklı ortalama bir fonlama maliyetimiz var.
Sistemin fonlama ihtiyacı bugünlerde 30-35 milyar lira civarında. Bunun bir kısmını yüzde 7,75, bir kısmını yüzde 6,75, bir kısmını da 4,5'ten veriyoruz hali hazırda. Daha önce 1 ay vadeli borç veriyorduk bankalara, o bir ay vadeli borç vermeyi sona erdirdik ve şu anda 1 ay vadeli verdiğimiz fonlamanın bakiyesi sıfır. Dolayısıyla 3 kanaldan likiditeyi veriyoruz."
- 3 farklı faizin avantajları
Üç farklı faiz oranı kullanılmasının bazı avantajları olduğunu dile getiren Başçı, bu likidite politikasının kredi büyümesinin tüketici kredilerinden ticari kredilere doğru yönlendirilmesine katkı sağlayacağını söyledi. Sistemin fonlama ihtiyacının kademeli olarak önce 40 milyar, daha sonra 45 milyar liraya gerekirse daha da yukarıya çıkarılmasının mümkün olduğunu ifade eden Başçı, bununla ilgili ellerinde iki araç olduğunu, bunların rezerv opsiyonu mekanizmasının katsayıları ve kullanım oranı, ikincisinin ise döviz ve döviz satışları olduğunu dile getirdi. Başçı, döviz satıldığında sistemden lira çekildiği için, likidite açığının ya da Merkez Bankasından fonlama ihtiyacının arttığını ifade etti.
Başçı, Merkez Bakasından yapılan fonlamanın vadesinin kısa tutulmasıyla ticari kredi vermenin son derece kolay ve mümkün olduğuna değindi.
Tüketici kredisi verildiğinde kısa vadeli faiz oranlarının ilerde izleyeceği seyre bağlı olarak risk alındığını anlatan Başçı, dolayısıyla burada bir vade uyumsuzluğu söz konusu olduğunu, ticari kredisi verildiğinde ise bir vade uyumsuzluğunun söz konusu olmayacağını kaydetti. Başçı, dolayısıyla kısa vadeli fonlamanın artırılmasının ticari kredilerinin bankacılık sistemi tarafından daha fazla verilmesini sağlayacağını, üretimin destekleneceğini, bunun da arzı destekleyip fiyatların bu yolla daha makul seviyelerde seyretmesine yardımcı olacağını belirtti.
- Bankaların aracılık maliyeti azalacak
Aracılık maliyetlerinin kademeli olarak azaltılacağını ifade eden Başçı, bunun, yüzde 4,5'tan sistemi fonlamaya devam ederek yaptıklarını anlattı. Başçı, yüzde 4,5'ten verdikleri 6 milyar liralık rakamı kademeli olarak artıracaklarını bildirdi. Erdem Başçı, buradan gelecek olan etkiyle bankaların aracılık maliyetlerinde bir miktar kademeli azalmanın söz konusu olacağına değindi. Başçı, böylece ticari kredi faizlerinde bir miktar aşağı yönde ama mevduat faizlerinde bir miktar yukarı yönde etki olacağını belirtti.
Merkez Bankası Başkanı Başçı, "Bununanlamı şudur; şu ana kadar kullandığımız araçların 2 kanalda etkisi vardı. Birisi maliyet diğeri likidite kanalıydı. Şu anda daha ziyade likidite kanalını kullanıyoruz, maliyet kanalını daha az kullanıyoruz bundan sonra. O anlama geliyor" dedi.
(Sürecek)
Muhabir: Göksel Yıldırım
Yayınlayan: Necati Keleş
Son Dakika › Ekonomi › Erdem Başçı: 'Önümüzdeki dönemde sıfır oynaklığa devam ediyoruz' - - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?