Kayıt Dışı Ekonomiyle Mücadelede Teknik Yardım Projesi

Avrupa Birliği (AB) Türkiye Delegasyon Başkan Yardımcısı Bela Szombati, kayıt dışı ekonominin azaltılmasıyla, Türk ekonomisinin şeffaflığının yanı sıra öngörülebilirliğinin de artacağını belirterek, "Kayıt dışı ekonomiyle mücadele ve vergi idarelerinin güçlendirilmesi sayesinde Türkiye'nin reform gündemi de güçlenecek." dedi.

Maliye Bakanı Naci Ağbal'ın katılımıyla Hilton Hotel'de "Kayıt Dışı Ekonomiyle Mücadele ve Gelir İdaresi'nde İdari Kapasitenin Artırılması Teknik Yardım Projesi" toplantısı yapıldı.

Toplantının açılışında konuşan AB Türkiye Delegasyon Başkan Yardımcısı Szombati, kamu hizmetlerinin en iyi şekilde vatandaşlara sunulması için gerekli gelirlerin yaratılması meselesinde, sağlam bir vergi tahsilatı sistemine ihtiyaç bulunduğunu ifade etti.

Hükümetlerin vergi kanunlarını etkili bir şekilde uygulayabilmesinin önemine işaret eden Szombati, dolaylı vergilerin hala AB bütçesinin önemli bir gelir kaynağı olduğunu ve vergilendirmenin birliğin hedeflerine ulaşması için önemli bir politika enstrümanı durumunda bulunduğunu söyledi.

Sağlam vergi politikalarının ekonominin verimliliğini, firmaların rekabet gücünü artıracağına dikkati çeken Szombati, vergi uyumu maliyetinin yüksek olması, aşırı idari yükler veya çifte vergilendirme gibi konuların çözülmesinin, tek Avrupa pazarının gelişmesi için çok önemli olduğunu vurguladı.

Szombati, "Kayıt dışı ekonomiyle mücadele ve vergi idarelerinin güçlendirilmesi sayesinde hem Türkiye'nin reform gündemi güçlenmiş olacak hem de AB ile uyum sürecinde kamu idaresi fayda sağlamış olacak. Türk gelir idaresi mahir ellerdedir, bu nedenle de bu projenin sağlam sonuçlar vereceğine güvenimiz sonsuzdur." değerlendirmesinde bulundu.

AB'nin Türkiye ile hayatın her alanında iş birliği yapmaya kendini adadığını belirten Szombati, her zaman olduğu gibi bundan sonra da Türkiye'yi desteklemeye devam edeceklerini bildirdi.

"Reformların arkasında AB sürecini görmek mümkün"

Avrupa Birliği Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Ahmet Yücel de "Proje, Türkiye'nin AB'ye uyum sürecine katkı sağlarken, kurumsal kapasitenin ve zihinsel dönüşümün gerçekleşmesine de hizmet edecek." dedi.

Türkiye'nin AB ile müzakerelerinin yeni bir aşamada olduğunu belirten Yücel, bir taraftan sürecin yeniden canlandırıldığını, diğer taraftan ortak çıkarların yoğun olduğu alanlarda iş birliğinin güçlendirildiğini söyledi.

Başta Türkiye'de geçici koruma altında bulunan Suriyelilerin yükünün paylaşılması konusu olmak üzere, enerji gibi farklı alanlarda oluşturulan üst düzey diyalog mekanizmalarıyla, iş birliğinin güçlendirilmesinin hedeflendiğini anlatan Yücel, Gümrük Birliğinin revizyonunun da Türkiye-AB ilişkilerinin geliştirilmesi anlamında gerçekleştirilecek önemli faaliyetlerden biri olduğunu ifade etti.

AB sürecinin Türkiye açısından bir reform süreci olduğuna işaret eden Yücel, "Son 13-14 yılda gerçekleştirilen önemli reformların arkasında aslında AB sürecini de görmemiz mümkün. Bugün Türkiye'nin ekonomik anlamda güçlü olmasının arkasında yatan ekonomik reformların temeline baktığımızda aslında AB'nin ekonomik anlamda hedefleri, politikaları ve standartlarını görebiliriz." şeklinde konuştu.

Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken de kayıt dışı ekonominin asgari düzeye getirilmesi için mücadelenin önemli olduğunu belirterek, projenin de bu anlamda katkı sağlayacağını söyledi.

PricewaterhouseCoopers Türkiye Başkanı Haluk Yalçın ise küresel ekonomi ve Türkiye ekonomisine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Yalçın, Türkiye'nin makro ekonomik göstergelerinde son dönemdeki olumlu gelişmelerin memnuniyet verici olduğunu, ülkenin koşarak yoluna devam etmesi gerektiğini belirtti.