Merkez Bankası Para Politikası Kurulu (PPK), Türk lirasındaki değer kaybının yansımalarıyla temel enflasyon göstergelerinde belirgin bir yükseliş gözlendiği vurgulayarak, gıda fiyatlarındaki olumsuz seyir ve döviz kuru hareketlerinin gecikmeli etkilerine bağlı olarak enflasyon göstergelerinin önümüzdeki dönemde de yüksek seyredeceği tahmininde bulundu. Para politikasının normalleşme sürecinde gerekli görülmesi halinde ileri bir tarihte zorunlu karşılıkların Türk lirası olarak tutulan kısmına faiz ödenmesinin gündeme alınabileceğini ifade eden Kurul, bu değerlendirmeler doğrultusunda, zorunlu karşılıklara kısmi faiz ödenmesi ile ilgili olarak ilerde yapılabilecek bir düzenlemenin ölçülü ve sınırlı tutulmasının uygun bir yaklaşım olabileceğini ifade etti.
Merkez Bankası, Mart ayı Para Politikası Kurulu toplantı özetini yayımladı. Toplantı özetinde Şubat ayında tüketici fiyatlarının aylık bazda yüzde 0.43 oranında arttığı ve yıllık enflasyonun 0.14 puanlık yükselişle yüzde 7.89 olduğuna dikkat çekilerek, Türk lirasındaki değer kaybının yansımalarıyla temel enflasyon göstergelerinde belirgin bir yükseliş
gözlendiği vurgulandı. Kurul, gıda fiyatlarındaki olumsuz seyir ve döviz kuru hareketlerinin gecikmeli etkilerine bağlı olarak enflasyon göstergelerinin önümüzdeki dönemde de yüksek seyredeceği tahmininde bulundu.
Gıda grubunda yıllık enflasyon 0.83 puan azalarak yüzde 10.05'e geriledi. Şubat ayında işlenmemiş gıda fiyatları, sebze fiyatlarına bağlı olarak azaldı. Ancak, taze meyve-sebze dışı işlenmemiş gıda fiyatlarındaki olumsuz
görünüm sürdü ve bu grubun yıllık artış oranı yüzde 24.21 oldu. İşlenmiş gıda fiyatları başta ekmek-tahıl olmakla birlikte, genele yansıyan artışlara bağlı olarak aylık bazda yüzde 1.65 oranında yükseldi; grup yıllık enflasyonu ise
yüzde 9.42'ye çıktı. Öte yandan, son dönemde çeşitli bölgelerde yağışların mevsimsel ortalamaların altında seyretmesi gıda fiyatlarına dair yukarı yönlü riskleri canlı tuttu. Şubat ayında hizmet grubu fiyatları aylık bazda yüzde 0.77 oranında artarken grup yıllık enflasyonu 0.38 puanlık yükselişle yüzde 8.34 oldu. Böylelikle hizmet grubu enflasyonu 2009 yılının ilk çeyreğinden bu yana en yüksek seviyesine ulaştı. Mevsimsellikten arındırılmış veriler hizmet grubu
enflasyonunun ana eğilimindeki yukarı yönlü seyrin bu dönemde de sürdüğüne işaret etti. Temel mal grubunda ise yıllık enflasyon Şubat ayında 1.28 puanlık belirgin bir artışla yüzde 8.39'a yükseldi. Bu gelişmede, başta otomobil olmak üzere, Türk lirasındaki değer kaybıyla yükselen dayanıklı tüketim malları fiyatları belirleyici oldu. Mevsimsellikten arındırılmış veriler temel mal grubu enflasyonunda Ocak ayına kıyasla daha yüksek bir artışa işaret etti. Benzer bir görünüm temel enflasyon göstergelerinde de kaydedildi. Bu gelişmeler çerçevesinde önümüzdeki aylarda baz etkisinin de katkısıyla enflasyondaki yükselişin sürebileceği tahmin edildi.
-TÜKETİCİ GÜVENİ DÜŞTÜ-
Son aylarda yurt dışı ve yurt içi kaynaklı belirsizlikler ve buna bağlı olarak risk primi ve döviz kurundaki artışlar tüketici güveninde belirgin bir düşüşe yol açtı. Ayrıca, finansal koşullardaki sıkılaşmanın etkisiyle tüketici kredilerinin büyüme hızları yavaşladı. Mevcut veriler beyaz eşya ve otomobil satışlarında da son dönemde belirgin bir düşüş olduğuna işaret etti. Bu doğrultuda Ocak ayında dayanıklı tüketim mallarının ithalat ve üretiminde bir
önceki aya ve çeyreğe göre belirgin bir gerileme kaydedildi. 2013 yılı içerisinde olumlu bir seyir izleyen yatırım talebi de son dönem gelişmeleri ile birlikte ivme kaybetti. Sabit sermaye yatırım beklentisi 2010 yılından beri en düşük seviyesine inerken, yatırımların ana eğilimine ilişkin göstergelerden taşıt hariç sermaye malları üretimi Ocak ayında bir önceki aya kıyasla yüksek oranlı gerileme gösterdi. Benzer şekilde, ticari araç satışlarında da bir yavaşlama söz konusu oldu.
-İHRACAT BÜYÜME EĞİLİMİNİ İLK ÇEYREKTE DE KORUDU-
Toplantı özetine göre son dönem verileri ihracatın büyüme eğilimini 2014 yılı ilk çeyreğinde de koruduğunu gösterdi. İhracat miktar endeksi Ocak ayında hem bir önceki aya hem de bir önceki çeyrek ortalamasına göre artış kaydetti. Son dönemde anket göstergelerinin işaret ettiği küresel ölçekteki toparlanma, dünya ithalat talebindeki canlanma ve Türk lirasındaki değer kaybının etkileriyle önümüzdeki dönemde ihracatın büyümeye olumlu katkı yapması bekleniyor. Son dönemde açıklanan veriler nihai yurt içi talebin ivme kaybedeceğini; ihracatın ise bu yavaşlamanın büyüme üzerindeki etkilerini
sınırlayacağını göstermiyor. Kurul bu gelişmeler sonucunda dengelenme sürecinin devam edeceğini ve 2014 yılında cari işlemler açığında belirgin bir iyileşme gözleneceğini tahmin etti.
-İŞSİZLİK ORANI, TARIM DIŞI İSTİHDAMDA MEYDANA GELEN GÜÇLÜ ARTIŞTAN KAYNAKLANDI-
Mevsimsel etkilerden arındırılmış verilere göre toplam ve tarım dışı işsizlik oranları 2013 yılının Aralık döneminde bir önceki döneme kıyasla azaldı. Bu dönemde, işsizlik oranlarının gerilemesi tarım dışı istihdamda meydana gelen güçlü artıştan kaynaklandı. İstihdam asıl olarak hizmetler ve inşaat sektörlerinde artış göstermiştir. Sanayi sektörü istihdamı ise sınırlı bir oranda artmış ve görece zayıf görünümünü sürdürdü.
-ENFLASYONA İLİŞKİN YUKARI YÖNLÜ RİSKLER ÖNEMİNİ KORUDU-
Kurul, enflasyona ilişkin yukarı yönlü risklerin önemini koruduğu değerlendirmesinde bulundu. Döviz kuru hareketlerinin gecikmeli yansımaları özellikle temel mallar kanalıyla çekirdek enflasyonu olumsuz etkilemeye devam etti. Hizmet fiyatlarının yıllık artış oranı ve fiyatlama davranışlarına dair diğer göstergeler de enflasyonun ana eğiliminin hedefin
belirgin olarak üzerinde seyrettiğine işaret etti. Ocak ayında yapılan güçlü ve önden yüklemeli parasal sıkılaştırma enflasyona dair yukarı yönlü risklerin orta vadeli enflasyon beklentileri üzerindeki etkilerini sınırladı. Bununla birlikte, parasal sıkılaştırmanın enflasyon üzerindeki olumlu etkisinin belirli bir gecikmeyle gözlenebileceği değerlendirildiğinde, baz etkisinin de katkısıyla Haziran ayına kadar enflasyondaki yükselişin devam edebileceği
tahmin edildi. Bu süreçte enflasyon beklentileri ve fiyatlama davranışları yakından izlenecek ve enflasyon görünümünde belirgin bir iyileşme sağlanana kadar para politikasındaki sıkı duruş sürdürülecek.
-KREDİ BÜYÜME HIZLARI YAVAŞLAMAYA DEVAM ETTİ-
Sıkı para politikası duruşunun, alınan makro ihtiyati önlemlerin ve zayıf seyreden sermaye akımlarının etkisiyle kredi büyüme hızları yavaşlamaya devam etti. Toplantı özetine göre Kurul, kredi büyümesinde gözlenen yavaşlamanın daha
çok tüketici kredileri ve kredi kartlarından kaynaklandığı, Türk lirası cinsi ticari kredilerdeki artışın gücünü koruduğu değerlendirmesinde bulundu. Yılın ilk çeyreğinde finansal koşullarda gözlenen kayda değer sıkılaşma kredi büyüme hızında yavaşlama eğiliminin süreceğine işaret etti. Kurul üyeleri, önümüzdeki dönemde kredi piyasasında arz ve talep yönlü unsurların yakından takip edilmesinin faydalı olacağını değerlendirdi.
2014 yılı ilk çeyreğine dair açıklanan veriler de kredi gelişmeleri ile uyumlu olarak yurt içi özel kesim nihai talebinde ivme kaybına işaret etti. Net ihracatın ise dış talepteki toparlanmanın katkısıyla büyümeye olumlu katkı
yapması beklentisini vurguladı. Kurul, talep bileşenlerinin mevcut görünümü altında 2014 yılında toplam talep koşullarının enflasyon baskılarını sınırlayacağını ve cari işlemler açığında belirgin bir iyileşme gözleneceğini tahmin etti.
-TÜKETİM VE YATIRIM EĞİLİMİNDE ZAYIFLAMA-
Kurul, son dönemde iktisadi faaliyetin ılımlı seyrini korumasına rağmen, tüketim ve yatırım eğiliminde göreli bir zayıflama olduğuna dikkat çekti. Kurul üyeleri, talep göstergelerindeki zayıflamanın henüz iktisadi faaliyete
belirgin olarak yansımadığını ifade etti. Bununla birlikte, Enflasyon Raporu'nda yer alan risk senaryolarında belirtildiği gibi, yaşanan belirsizliklerin ve risk primindeki artışın uzun süreli olması durumunda ekonomide güven ve
bilanço kanalı üzerinden ciddi bir yavaşlama gözlenme olasılığının göz ardı edilmemesi gerektiği vurgulanmıştır. Söz konusu riskin gerçekleşmesi halinde, Merkez Bankası'nın elindeki araçları dengeleyici yönde değerlendirebileceği
hatırlatıldı. Bu çerçevede, gerekmesi halinde zorunlu karşılıklar, rezerv opsiyon mekanizması (ROM) ve likidite politikası gibi araçların kullanılabileceği ifade edildi.
ZORUNLU KARŞILIKLARA KISMİ FAİZ-
Kurul, para politikasının normalleşme sürecinde zorunlu karşılıkların Türk lirası olarak tutulan kısmına faiz ödenmesi
konusunu da bu çerçevede değerlendirdi. Özete göre bu aşamada olmasa da gerekli görülmesi halinde ileri bir
tarihte böyle bir düzenlemenin gündeme alınabileceği belirtildi. Zorunlu karşılıklara kısmi faiz ödenmesinin aynı zamanda ROM üzerindeki etkileri farklı açılardan değerlendirildi. Bu değerlendirmeler doğrultusunda, zorunlu
karşılıklara kısmi faiz ödenmesi ile ilgili olarak ilerde yapılabilecek bir düzenlemenin ölçülü ve sınırlı tutulmasının uygun bir yaklaşım olabileceği ifade edildi.
-ENFLASYONA YAKIN TAKİP-
Özete göre Kurul, maliye politikasına ve vergi düzenlemelerine ilişkin gelişmeleri enflasyon görünümüne etkileri bakımından yakından takip etti. Para politikası duruşu oluşturulurken, önümüzdeki dönemde mali disiplinin korunacağı ve
yönetilen veya yönlendirilen fiyatlarda öngörülmeyen bir artış gerçekleşmeyeceği varsayıldı. Maliye politikasının söz konusu çerçeveden belirgin olarak sapması ve bu durumun orta vadeli enflasyon görünümünü olumsuz etkilemesi
halinde para politikası duruşunun da güncellenmesi söz konusu olabilecek.
Son Dakika › Ekonomi › Para Politikası Kurulu: Zorunlu Karşılıklara Kısmi Faiz Ödenmesi Gündeme Alınabilir - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?