
1992’de Kazakistan’la ’tedarik ticareti’ için kurulan Turkuaz, bölgenin en büyük dağıtım grubu oldu. 270 milyon dolar ciroya çıkıp, 330 milyon dolar hedef koyan Turkuaz İcra Kurulu Başkanı Müjdat Güler, maliyetler zorlayınca Sokollu Mehmet Paşa’nın Karadeniz-Hazar su yolu projesine göre mal taşıyıp rekabet gücü kazandıklarını söylüyor.
LALELİ’de 1992’de üç ortağın ’Kazakistan ile uluslararası tedarik ticareti’ yapmak için kurdukları Turkuaz, Kazakistan, Kırgızistan ve Tacikistan’ın en büyük gıda, kişisel bakım, yedek parça, inşaat malzemesi dağıtım grubu oldu ve 2006’da 270 milyon dolar ciro yaptı. Turkuaz’ın kuruluşunda şirkete muhasebe ve finans müdürü olarak giren, daha sonra ortak olan Turkuaz İcra Kurulu Başkanı Müjdat Güler, Turkuaz’ın dağıtım grubunun bu yıl 330 milyon dolar ciro beklediğini belirterek, "Kazakistan’a 36 ülkeden ithalat yapıyoruz. En çok da Almanya, Türkiye ve Rusya’dan ürün alıyoruz. Taşıma maliyetlerimiz rakiplerimize göre yüksek kalınca 2004’ten itibaren Sokollo Mehmet Paşa’nın Karadeniz, Don, Volga, Hazar su yolu projesine göre taşıma başlattık. Nakliye maliyetlerimiz yarıyarıya düştü. 330 milyon dolar ciro bekliyoruz" diyor.
ÖNCE MAAŞLA SONRA ORTAK: Turkuaz İcra Kurulu Başkanı Müjdat Güler, şöyle başlıyor anlatmaya: "Ailem mübadele göçmeni, Batı Trakya’dan Tekirdağ’a sonra da İstanbul’a gelmişler. İşletme fakültesini bitirdim ve 1992’de Laleli’de yeni kurulan Turkuaz’a muhasebe ve finans müdürü olarak başladım. Turkuaz’ı üç ortak kurmuştu ve Kazakistan’dan ürün isteyenlere istedikleri ürünleri temin edip satıyorduk. SSCB yeni dağılmıştı ve özellikle Türk cumhuriyetlerinden her türlü ürün talebi geliyordu. Bir süre sonra kurucu ortaklardan ikisi ayrıldı. Ben şirketin ve projenin başarılı olacağına inanıyordum ortak oldum. Uluslararası işportacılık yapıyorduk. İsmail Kavuncu, Zeki Pilge, Mert Sarı ve Müjdat Güler olarak 4 ortak devam ettik. Kazakistan merkezli, 3 bin kişi çalıştıran bir grubuz."
34 ÜLKEDEN İTHALAT: Müjdat Güler, Turkuaz’ın Kazakistan’daki dağıtım grubunun Kırgızistan ve Tacikistan’da da örgütlendiğini, Ünilever, Marsa, Nestle, Marshall, Henkel, Mitsubishi gibi uluslararası devlerin distribütörlüğünü yaptığını belirterek, şöyle konuşuyor: "34 ülkeden ithalat yapıyoruz. 450 dağıtım aracımız var ve 24 bin noktaya ürün götürüyoruz. En çok ithalat yaptığmız 6 ülke Rusya, Hindistan, Almanya, Japonya, Çin ve Türkiye. Henkel ile Kazakistan’ın üç şehrinde üç tane yapı kimyasalları fabrikası da kuruyoruz. Otomotiv yedek parça, inşaat malzemeleri dağıtımı da yapıyoruz. Arazi geliştirme ve müteahhitlik şirketimlizle de Kazakistan’ın en cazip yerlerinden arsa alıyoruz ve gayrimenkul yapıp pazarlıyoruz."
KİTAP YAZIYORUM: Tekirdağlı Müjdat Güler, memleketiyle de yakından ilgileniyor ve hükümetin Tekirdağ’a turizm teşvikleri vermesini istiyor. Güler, "Hem ülkemin hem de Türk dünyasının sorunlarıyla yakından ilgileniyorum. Türk dünyasının bugünkü siyasi, ekonomik ve coğrafi durumunu anlatan bir kitap yazıyorum. Bu coğrafya’nın güncel zorluklarını, fırsatlarını belgelemek çok yararlı olacak" diyor.
Osmanlı 1556’da üçte birini kazdı, Rusya 1952’de tamamladı
DON-Volga arasında kanal açıp Anadolu Türkleriyle Orta Asya Türklerini su yoluyla bağlama projesi askeri, siyasi, stratejik ve ekonomik açıdan büyük önem taşıyordu. 1556’da Ruslar Hazar Denizi’ni ele geçirmişti. Osmanlı 1569’da sefere çıktı. Amaç; Don ve Volga nehrinin dirsek yaptığı ve karşılıklı olarak yaklaştıkları noktada bir kanal açmaktı. Karadeniz kuzeyindeki Azak Denizi’nden Don Nehri’ne giren Osmanlı gemilerinin Volga’ya geçiş yaparak 950 kilometreyi bulan nehir yoluyla Hazar Denizi’ne inmesi büyük avantaj sağlayacaktı. O dönemde Süveyş Kanalı projesini de geliştiren Sokollu Mehmet Paşa’nın planlamasıyla Osmanlı donanması azak limanına 20 bin tımarlı sipahi, 8 bin yeniçeri, birkaç bin teknik personel ve usta çıkarttı. Ancak Kırım Hanı’nın kanalın kendi önemini azaltacağına inanmaya başlaması projeyi baltaladı. Kanal kazısının ancak üçte biri gerçekleşti ve inşaat durdu. Don-Volga kanalı, Ruslar tarafından 383 yıl sonra, 1952’de açıldı.
Türk dünyası su yoluyla bağlıymış yeni fark ettik
TURKUAZ İcra Kurulu Başkanı Müjdat Güler, Kazakistan’ın en büyük tüketim dağıtım grubu olarak 2000’li yıllardan itibaren bu ülkeye özellikle taşıma maliyetleri nedeniyle rekabette zorlandıklarını belirtiyor ve bu konudaki sıkıntıyı nasıl aştıklarını şöyle anlatıyor: "Kazakistan’a ürün taşımada ciddi taşıma maliyeti sorunumuz vardı. Almanya, Çin, İran ile Rusya ve diğer BDT ülkeleri arasında SMGS Nakliye anlaşması var. Bu nedenle bu ülkeler Kazakistan ve diğer Türk cumhuriyetlerine çok ucuza taşıma yapıyor. Rusya ile diğer BDT ülkeleri de zaten gümrük birliği içindeler. Biz tarihin derinliklerinden çare aradık. Sokollu Mehmet Paşa’nın, Karadeniz ile Hazar Denizini, Don ve Volga nehirleri arasında bir kanal açarak, su yoluyla birleştirme projesi ilham verdi. Biz de 1952’den beri var olan Don Volga kanalı’nı kullanarak, Karadeniz’in herhangi bir limanından gemilere yüklediğimiz ürünleri Hazar Denizi’ne indirmeye başladık. Bunu ilk kez 2004’te yaptık. Derince’den yüklediğimiz gemiler Don-Volga Kanalı’nı geçip Hazar’a indi. Sonra birçok Türk şirketi de aynı yolu kullanmaya başladı ve maliyetler neredeyse üçte birine düştü. Bu yol Türkiye Kazakistan arasında en önemli ticaret yollarından biri oldu."
Son Dakika › Ekonomi › Sokollu Paşa Planıyla Hazar'a İndi, 270 Milyon Dolara Çıktı - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?