Görme Engelli Öğretmen Müzik ile Hayata Bağlandı - Son Dakika
Genel

Görme Engelli Öğretmen Müzik ile Hayata Bağlandı

Görme engelli öğretmen müzik ile hayata bağlandı Karanlık dünyasını Halk Ozanı Aşık Veysel aydınlattı Görme engelline rağmen 18 enstrüman çalıyorANKARA - Ankara'da görev yapan görme engelli öğretmen Cafer Doğar, karanlık dünyasını aydınlatan müzik konusundaki bilgilerini öğrencilerine...

02.12.2017 11:53

Görme engelli öğretmen müzik ile hayata bağlandı

Karanlık dünyasını Halk Ozanı Aşık Veysel aydınlattı

Görme engelline rağmen 18 enstrüman çalıyor

ANKARA - Ankara'da görev yapan görme engelli öğretmen Cafer Doğar, karanlık dünyasını aydınlatan müzik konusundaki bilgilerini öğrencilerine aktarmanın mutluluğunu yaşıyor.

Ankara Ege Anadolu Lisesi'nde müzik öğretmeni olarak görev yapan ve çocukken geçirdiği hastalık sonucunda görme yetisini yitiren Cafer Doğar (41), 17 yıldır müzik öğretmenliği yapıyor. Çocukluğunda yaşadığı zor günleri ise kendisi gibi görme engelli olan ünlü halk ozanı Aşık Veysel eserleriyle adeta hayata yeniden bağlandı.

Cafer öğretmen, görmemesine rağmen çalabildiği 18 çalgı aleti (saksafon, keman, piyano, bağlama, ud, kaval, org, ney, darbuka, batari, klarnet, batari, bendir, zil, davul, basgitar, davul, mızıka) ile hem öğrencilere müziği sevdiriyor hem de kendisinin bile engeline rağmen başarabildiği müzik yapma tutkusunu göstererek onlara ilham kaynağı oluyor.

Çocukken geçirdiği hastalık sonucu görme yetisini kaybeden Cafer Doğar, "40 günlükken yüksek ateşte menenjit hastalığı geçirmişim ve bundan dolayı da dolayı görme kaybım oluşmuş. Müstakil ev yapımı sırasında ailem durumu fark edememiş. Gece körlüğü ile başladı. Yüzde 10 görebiliyorsam da 7 yaşında tamamıyla kaybettiğini" aktardı.

"Uçurtmayı koşarak uçurmak istediğim de düşerdim"

Görmeme konusunda çocukken sıkıntılar yaşadığını ve sürekli düşündüğünü anlatan Cafer öğretmen, şunları kaydetti:

"İnsanlar beni dışlamasa bile kendimde kompleksler oluştu. Kendi kendime, keşke görseydim, o görüyor ben neden görmüyorum, ben ne yapacağım, büyüyünce ne olacak" diye söylemlerim oldu. Yürürken çarptığım zamanlar olurdu. Uçurtma uçurmak için koşardım görmediğim için takılır düşerdim. Kendimi görüyor zannediyordum ve o kabullenmeme sürecinde 3 tekerlekli bisiklete binip giderken düştüğümü hatırlıyorum. Görenler gibi hareket etmeye çalışıyordum. O kabullenme süreci çok zor oldu."

"Aşık Veysel gibi başarılı olmak istedim"

Hayatının müzikle değiştiğini anlatan Doğar, "Görme engelli olduğum için başaramayacağımı düşüyordum çok karamsardım ama ailem bana Aşık Veysel'i gösterdi. Beni ona özendirdiler. Aşık Veysel gibi başarılı olmak istedim. Ailem onun türkülerini ezberletmeye çalıştı. Aşık Veysel görmediğini bana anlatırlardı. Sonra bana ilham geldi. Onun türküleri ile büyüdüm. Babamın teşvikiyle ilk önce saz çalmaya başladım. İlkokul hocam org'a yönlendirdi. Ortaokulda iken klasik keman, org, saksafon ve batari eğitimi aldım. Lise yıllarımda bağlama ne ney kursları ile devam etti. Üniversite yıllarımda ise şan, piyona ve gitar eğitimi aldım" dedi.

Görmemesine rağmen üniversite yıllarında haçlığını kazanan Doğar, "Üniversite yıllarında harçlığımı kendim kazanıyordum. Partilere, eğlence merkezlerine gidiyordum oralardan cep harçlığımı kazandım. Sahne yaptığım yerlerde insanlar bana "helal olsun, geleceği parlak, görme engelli ama nasıl çalıp söylüyor" gibi kelimeler kullanıyorlardı. Hatta, "Görmediği halde böyle görse acaba nasıl olurdu" diye takılanlar olurdu" dedi.

Göreve başladığı ilk yıllarda ilginç anıların olduğunu anlatan Cafer öğretmen, şunları aktardı:

" Tokat'ın Erbaa İlçesi Hüseyin Özdilek İlköğretim Okulunda ilk göreve başladım. Okul müdürüm ile sınıfa girdim. Okul müdürüm beni öğrencilere tanıtıp sınıftan çıktı. Müdür bey çıkınca öğrencilere "Ayağa kalkın" dedim. Bir tane öğrenci de "Ayaktayız öğretmenim" dedi. Gülemiyorum. Gülersem sınıfın hakimiyetini kaybederim korkusu var. Hiç bozuntuya vermeden oturun arkadaşlar dedim. Daha sonraki günlerde konuyu tekrar hatırlatıp, "Ben oturun dediğim zaman ne yaptınız" diye sordum. Onlarda, "Oturduk, sıraya kafamızı koyduk sessiz şekilde güldük, siz üzülmeyin diye belli etmemeye çalıştık" dediler. Tahtaya öğrenci bir şeyler yazıyor. Bende, "Oğlum tahtaya porteyi dümdüz çizeceksin" dedim. Oda bana, "Öğretmenin ben oğlan değil kızım" dedi. Bütün sınıf güldük. Önce bir yoklama aldım. Ders sonuna doğru tekrar yoklama yaptım ve 3 öğrencinin olmadığını anladım. Sınıfa, "Ne zaman çıktıklarını, neden bana söylemediklerini " sordum. Öğrenciler, "Öğretmenim sizden utandık korktuk" dediler. İlk yıllarda böyle anılarım oldu."

Öğrencilerine isimleri ile hitap ettiğini söyleyen Cafer öğretmen, "Öğrencilerin genelinde isimlerini biliyorum. Braille alfabesine dökmeden ezberlemek biraz zor oluyor. Ezberledikten sonra öğrencilerime isimleri ile hitap ediyorum. Onlara isimleri ile hitap ettiğimde onların hoşuna gidiyor. Onları çok seviyorum. Sınıf ilk girdiğimde hatırlarını soruyorum. Öğrenciler genelde müzik dersini gereksiz görüyor. Üniversite sınavında soru çıkmayacak diyorlar. Müzik bilincini aşılamaya çalışıyorum" dedi.

"Öğrencilerim acıdığından değil sevdiklerinden yardım ediyor"

Öğrencilerinin kendisine her konuda yardım ettiğini anlatan Cafer öğretmen, şunları kaydetti:

"Öğrencilerim sınıfta adım atarken bile hemen koluma girip, "Öğretmenim götüreyim, sandalyeye oturtayım" çabası içerisine giriyorlar. Bende "Sınıfı biliyorum, ezberlerdim gerek olmadığını" söylüyorum. Onlarda yardım etme içgüdüsü çok fazla. Okulun kapısından girer girmez koluma girip, "beraber yürüyelim" diyorlar. Öğrencilerin hem yardım etme düşüncesi hem de öğretmenlerine sahipleniyorlar. Ben acıma görmüyorum tamamen sevgi görüyorum. Bir acıma duygusu olamaz onlarda öğretmenlerine saygı duydukları için yapıyorlar."

"Görme engelliler evlerine kapanmasın"

Görme engellilerin yaşamayı sevmesiyle her şeyin üstesinde geleceğini söyleyen Doğar, "Görme engelli olmak bir bayrak, bu bayrağı iyi taşımak gerekiyor. Okulda ya da mesleğimde başarısız olursam bütün engelli arkadaşlarıma yansıyacak diye düşündüm. Titiz olmaya gayret ettim. İdarecilerim öğretmen arkadaşlarımda beni benimsediler.

Engelli arkadaşlarım evlerine kapanmasınlar. Bir şeyler yapmaya çalışsınlar. İnsan istediğinde beyni ile her şeyi yapabiliyor. Biraz sosyal olsunlar. Evde dört duvar arasında kalmak belli süre sonra sıkıyor ve hayata küstürüyor. Yaşamayı sevsinler. Bir insan kendisini severse, değer verirse çevre de sizi öyle görüyor. Kendimi engelli görürsem, çevrede engelli görüyor. Dolayısıyla insan ilk önce kendisi ile barışık olması gerekiyor" dedi.

Görme Engelli Öğretmen Müzik ile Hayata Bağlandı
Kaynak: İHA

Son Dakika Genel Görme Engelli Öğretmen Müzik ile Hayata Bağlandı - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?

    SonDakika.com'da yer alan yorumlar, kullanıcıların kişisel görüşlerini yansıtır ve sondakika.com'un editöryal politikası ile örtüşmeyebilir. Yorumların hukuki sorumluluğu tamamen yazarlarına aittir.

Advertisement