2016 Yılı Bütçesi Plan ve Bütçe Komisyonunda

Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, terör saldırılarının devam ettiği Güneydoğu Anadolu Bölgesi'ndeki sağlık hizmetleriyle ilgili, "Ateşin ve silahın olduğu yerde, yolların mayınlarla döşendiği veya çukurların kazıldığı, ambulansın gidemediği ortamlarda bizim, 'Burada niye ambulans yok'un cevabını verebilmemiz tabii ki mümkün değil" dedi.

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda bakanlığının 2016 yılı bütçesine ilişkin yaptığı sunum yapan Müezzinoğlu, daha sonra CHP İzmir Milletvekili Musa Çam'ın, Güneydoğu Anadolu Bölgesinde yaşanan sağlık sorunlarıyla ilgili bilgilendirme yapmasını talep etmesi üzerine komisyona açıklamalarda bulundu.

Müezzinoğlu, özellikle Güneydoğu Anadolu Bölgesinde son dönemlerde terör eylemleri nedeniyle sağlık hizmeti sunumunda sıkıntı yaşadıklarını belirterek, sağlık hizmeti alacak ve ihtiyacı olan vatandaşların da hizmete ulaşmada sorun ve sıkıntılarının bulunduğunu söyledi.

Bakanlık olarak 24 saat, dakikası dakikasına ister acil, ister olağan olsun Türkiye'nin her köşesinde herkesin hakkı olan sağlık hizmetini alabilmesini arzu ettiklerini dile getiren Müezzinoğlu, bu anlamda teyakkuz halinde çalıştıklarını vurguladı.

Bu süreçte ambulanslara ateş edilmesi, molotof kokteyli atılması, 29 ambulansın kullanılamaz hale getirilmesi, ambulans çalışanlarının ve ambulanstaki tıbbi malzemelerin alıkonulması ile acil vakaya giden ambulans şoförünün direksiyon başında öldürülmesi gibi çok ağır bedeller ödediklerini ifade eden Müezzinoğlu, tüm bunlara rağmen, ne pahasına olursa olsun evrensel sağlık hizmeti sunumu değerlerinden uzaklaşmadan sağlık hizmeti sunanların can güvenliğinin olduğu her ortamda bir dakika aksamadan her türlü hizmeti verme duyarlılığını gösterdiklerine dikkati çekti.

Bakan Müezzinoğlu, geçen perşembe günü Diyarbakır'da bölgedeki 6 ilin sağlık yöneticileriyle değerlendirme toplantısı yaptığını anımsatarak, her salı günü de yöneticiler ve 112 Komuta Kontrol Merkezlerindeki çalışanlarla bağlantı kurarak durumu takip ettiklerini kaydetti.

"Silah ve kurşun sesi veya mayın patlaması hariç"

"Takdir edersiniz ki ateşin ve silahın olduğu yerde, yolların mayınlarla döşendiği veya çukurların kazıldığı, ambulansın gidemediği ortamlarda bizim, 'Burada niye ambulans yok'un cevabını verebilmemiz tabii ki mümkün değil" diyen Bakan Müezzinoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Cuma sabahı itibariyle, bunu kamuoyu da yanlış yorumlamasın diye, hiç habersiz yalnız valilerle; sağlık çalışanlarımız, hastane başhekimimiz de dahil olmak üzere hiç kimsenin haberi olmadan hastaneye sabah 07.30'da gittim. Orada hastane ve sağlık çalışanlarının, hizmet alan hastaların koşullarını bizzat gördüm. 24 saat yaralı varsa destek olmak için duran ambulans ekibimizin yanına gittim, onların koşullarını değerlendirdik.

Bugün Türkiye'nin tek bir noktası yok ki Sağlık Bakanlığının acil sağlık hizmetleri ulaşamamış olsun. Silah ve kurşun sesi veya mayın patlaması hariç..."

Bakan Müezzinoğlu, dün Uludere'de bir sağlık çalışanını, aracına konulan patlayıcı nedeniyle kaybettiklerini dile getirerek, bu koşullarda hizmet veren tüm sağlık çalışanlarına teşekkür etti.

Bölgede gönüllü, doktor ve hemşirelerin çalıştığını anlatan Müezzinoğlu, "Biz hiçbir insanın, 'sağlık hizmeti ulaşamadı' diye acı çekmesine bile razı olamayız" diye konuştu.

Cizre'de sağlık memuru Eyüp Ergen'in mesai bitiminde evine gitmek için aracına bindiğinde direksiyon başında vurulduğunu hatırlatan Müezzinoğlu, "Olay yerine ambulans ekibi geliyor, ambulanstan inen ekibe ateş ediliyor, ambulanstan inen ekip araca dönüyor ve aileye haber veriliyor. Orada vatandaşlarımızın oluşturduğu sivil bir halka oluşuyor, ikinci gelen ekip oraya gelip Eyüp kardeşimizi alıyor ama 1 saat 45 dakika vakit kaybediyoruz. Zaman kaybı nedeniyle Eyüp kardeşimizi kaybettik" ifadelerini kullandı.

Zor koşullarda sağlık hizmeti sunmaya çalıştıklarını belirten Müezzinoğlu, şunları kaydetti:

"Gönüllü meslektaşlarımız, fiilen görev alan arkadaşlarımız, yönetecilerimiz insani ve mesleki etik değerleri zedeyecek bir tavır asla yapmadı. Bakanlık olarak da bu süreçte çok zorluğumuz oldu, çok sıkıntımız oldu, halen var. Ona rağmen Sur'da, Cizre'de sokağa çıkma yasağı var. Şu anda tüm aile hekimlerimiz kendi listesinde olan tüm hastalarını arıyor. Evinde değilse nerede? Diyarbakır'da değilse köyünde mi? Diyaliz hastalarının durumu ne, evde sağlık hizmeti alan hastaların durum ne? Varsa mağduriyetleri, nasıl gideririz diye çalışmaları günlük takip eden bir yapımız var. Ama silahın olduğu yerde hizmet sunumunun da ne kadar zor olduğunu takdirlerinize sunuyorum."