Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Temsil edildiğimiz her ülke şunu çok iyi bilmelidir, dostun dostuyuz ve herkes de bizim dostluğumuzdan emin olsun. Şu anda hangi ülkeyle ilgileniyorsak, yeryüzünde hangi meseleyle ilgileniyorsak, tamamen ilkelerimizle hareket ediyoruz. Dostluk, kardeşlik ve barış ekseninde adımlar atıyor, sadece ve sadece vicdan ve adaletten yana tavır belirliyoruz. Bunun dışında hiçbir niyetimiz yok, gayemiz ve hedefimiz yok" dedi.
Başbakan Erdoğan, 6. Büyükelçiler Konferansı katılımcılarına Vilayetler Evi'nde verdiği yemekte konuştu.
Kendilerine "Mısır ile neden bu kadar ilgilisiniz, Filistin ile neden bu kadar ilgilisiniz? Suriye, Irak, Afganistan, Balkanlar, Somali, Myanmar ile neden bu kadar alakadarsınız" diye soranlara "Tersi mümkün mü" diye sormak gerektiğini ifade eden Erdoğan, tarih ve tarihin yüklediği sorumluluğun Suriye'ye sırt dönmeyi mümkün kılmadığını söyledi.
"Komşunuzun evinde evinde yangın çıkmış, kardeşinizin evinde yangın çıkmış, siz evinizde oturup kahvenizi için hiçbir şey yokmuş gibi televizyon seyretmeye devam edebilir misiniz? Daha yüz yıl önce birlikte yaşadığınız insanlara cetvelle çizilen sınırları engel görüp sırt çevirebilir, yüz çevirebilir misiniz" diyen Erdoğan, Türkiye'nin bunu geçmişte denediğini ve tam anlamıyla başarısız olduğunu söyledi.
Türkiye'nin belli zamanlarda, I. Dünya Savaşı ve öncesini adeta hafızasından silmek, yeni bir tarih yazmak istediğini belirten Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Çok net bir şekilde dış politikasında başarısız olmuştur. Risk var diyerek ataleti tercih eden olduğu yerde sayar verilenle yetinir. Risk var diyerek dış politikasında tedirgin ve ürkek davranan ekonomisini büyütemez, refahı arttıramaz, demokrasiyi ileri standartlara kavuşturamaz, en önemlisi de insanlığa ve barışa katkı sunamaz. En yakınımızdan en uzağa kadar cesur, aktif, girişken dış politika anlayışını sürdürmek zorundayız. Kim ne derse desin, kim hangi kulpu takarsa taksın büyük bir ülkenin onurlu büyükelçileri olarak ülkeyi ve milleti layıkıyla temsil etmek zorundayız. Biz bir kasaba devleti değiliz. Onun için tarihimizi, o tarihten gelen ruh dünyamızı her zaman zengin tutmak zorundayız . Çünkü biz böyle bir milletin şu anda dünyadaki temsilcileri konumundayız. Dış politikada bizim saklımız ve gizlimiz yok. Neysek oyuz. Gizli niyetlerle, gizli ajandalarla değil ilkelerle hareket eden bir ülkeyiz. Temsil edildiğimiz her ülke şunu çok iyi bilmelidir, dostun dostuyuz ve herkes de bizim dostluğumuzdan emin olsun. Şu anda hangi ülkeyle ilgileniyorsak yeryüzünde hangi meseleyle ilgileniyorsak tamamen ilkelerimizle hareket ediyoruz. Dostluk, kardeşlik ve barış ekseninde adımlar atıyor, sadece ve sadece vicdan ve adaletten yana tavır belirliyoruz. Bunun dışında hiçbir niyetimiz yok, gayemiz ve hedefimiz yok."
-"Bir paket içinde birkaç hedefi vurmayı amaçlayan süreç"
Erdoğan, son dönemde ülke içinde yaşanan hadiselerin iyi analiz edilmesi ve dünyaya doğru şekilde aktarılmasının hayati derecede önem arzettiğini belirtti.
"Öncelikle şunu bilmenizi isterim. Türkiye'de 17 Aralık tarihinde başlayan süreç yolsuzluk kılıfına gizlenmiş bir darbe girişimidir" diyen Erdoğan, şöyle konuştu:
"17 Aralık süreci bir paket içinde birkaç hedefi vurmayı amaçlayan süreçtir. Paketin muhtevasıyla ambalajı arasında çok ciddi farklılıklar olduğunu hepimiz gördük ve görüyoruz. Ambalajda yolsuzluk iftirası varken paketin içinde demokrasiye, milli iradeye, siyasete özellikle çözüm süreci ve dış politikaya yönelik sabotaj olduğu bugün artık net şekilde ortaya çıktı, daha da çıkacak onu söyleyeyim, daha bitmedi, daha da çıkacak. 17 Aralık komplosu çok farklı vasıtalarla, çok farklı ittifaklarla ortaya çıktı. Bir örgütün emniyet ve yargı içindeki mensupları, operasyonun taşeronu olurken, siyasi partilerin, belli medya kuruluşlarının, sermaye çevrelerinin, yurt dışında bazı odak ve medya kuruluşlarının operasyonda müttefik olarak görev aldığını görüyoruz. Adeta düğmeye basılmış gibi içeride ve dışarıda eş zamanlı hareket eden, operasyona destek veren kesimler var. Ancak burada asıl önemli olan darbe girişimiyle paralel yürütülen algı operasyonudur, algı operasyonu Türkiye içinde tutmamıştır, geri tepmiştir. Şu anda gerek bizim meydanlarda şahit olduğumuz manzara, gerek yaptırdığımız anketler, halkın büyük çoğunluğunun bunun bir hukuki operasyon değil bir darbe girişimi inancında olduğunu teyid etmektedir."
-"Bu çabalar ihanet dışında bir kavramla izah edilemez"-
Bu darbe girişimini ve algı operasyonunu yapanların, yurt dışında Türkiye'yi, kendi ülkelerini karalamak için büyük gayret içinde olduklarını belirten Erdoğan, bu tavrı bir ihanet olarak nitelendirdi. Erdoğan, şöyle konuştu:
"17 Aralık'tan beri gerek o malum örgüt gerekse onun siyasetteki medya ve sermeyedeki müttefikleri şunu yapıyorlar: Türkiye ekonomisine ağır darbe vurmaya çalışıyorlar, faizlerin yükselmesi için gayret sarfediyorlar, uluslararası yatırımcıları tedirgin etmek için her yolu kullanıyorlar, Türkiye'nin enerji politikalarını sabote etmeye çalışıyorlar, dış politikada açık bir şekilde elimizi zayıflatmaya çalışıyorlar, Milli İstihbarat Teşkilatının çalışmalarını engellemeye çalışıyorlar, Demokrasiyi sekteye uğratmak, Türkiye'nin demokrasi yürüyüşünü engellemek istiyorlar. En önemlisi de Türkiye'nin dünyadaki imajını bozmak için ciddi mesai sarfediyorlar. Bu çabalar ihanet dışında bir kavramla izah edilemez."
- "Kusura bakmasınlar bize yutturulacak şeyler değil"
Operasyonda hedefin bir parti, hükümet olmadığını vurgulayan Erdoğan, "Hedef, bir ülkenin çıkarlarıdır, bir ülkenin milli kurumları ve milli politikalarıdır. Hedef, hükümet ya da parti değil Türkiye'dir, 76 milyonun ta kendisidir" dedi.
Erdoğan, şunları kaydetti:
"İçeride algı operasyonunu nasıl bozduysak, dışarıda da birlikte bozacağız ve bozuyoruz. Ama burada hiçbir arkadaşımın bir defa bu konularda ihmalkar davranmaması gerekir, ilgili bütün mercilere bu gerçekleri anlatmanız gerekir, Ne gerekiyorsa bunun adımlarını hep birlikte atmamız gerekir. Çünkü yaklaşım tarzları farklı. Örneğin AB üyesi ülkelerde, basit bir örnek veriyorum, HSYK ile ilgili oturmuş bir sistem yokken, her ülke kendine has, kendine ait bir HSYK düzenlemesi yaparken, Türkiye'nin HSYK düzenlemesi üzerinde bir beyanatta, bir açıklamada bulunmak kimsenin haddine değildir. Eğer oturmuş bir şey varsa bunu bilelim. Ama biz bu çalışmamızı yaparken bütün bunları A'dan Z'ye inceledik. İspanya'da, İtalya'da, Hollanda'da nedir? Bir bakıyoruz ki oralarda seçilmişin bu noktalarda ciddi manada etkinliği var. Attıkları adımlar var. Kralın, hükümetin hepsinin buralarda seçici olduğunu görüyoruz. Ama burada kalkıp da işte bu 'AB'nin müktesebatına aykırıdır, vesairedir' gibi tespitler, kusura bakmasınlar bize yutturulacak şeyler değil biraz okuma yazma biliyoruz. Ne var, ne yok görüyoruz. Bu noktada sizlere çok önemli vazife düşüyor. Türkiye'deki gerçek manzarayı, gerçek fotoğrafı muhataplarınıza anlatmanızı, muhataplarınıza doğruları aktarmanızı, topyekün Türkiye'yi hedef alan bu ihanet operasyonunu bozmak için daha fazla gayret sarfetmenizi bekliyoruz. Bunun bir yolsuzluk operasyonu değil yolsuzluk operasyonu girişiminde bir darbe olduğunu özellikle vurgulamanızı sizlerden rica ediyorum. Bizim yolsuzluk konusunda ne kadar hassas olduğumuz bilinen bir şeydir."
- Ankara
Son Dakika › Güncel › 6. Büyükelçiler Konferansı - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?