Güneydoğu'da yoğunlaşan çatışmalı ortamın bir an önce sona ermesi için çağrı yapan Şanlıurfa 78'liler Girişimi çatışmaların sürmesi halinde ülkenin geri dönülemez bir yola girebileceğini kaydetti.
Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası Şanlıurfa Şubesinde basın açıklaması yapan 78'liler Girişim Genel Yürütme Kurulu Üyesi Vahit Akgün, "Kamu Düzeni ve İç Güvenlik Yasası adlı Güvenlik Konseptine geçildi. Hukuk ve demokratik yasallık rafa kaldırıldı. Osmanlı Ocakları adlı altında eğitilmiş lümpenlerle, IŞİD ve Ağar-Eken zihniyetli özel harekât polisleri ve özel harpçiler sokağa salındı.
Basın baskı altında olanı haber yapma suç ilan edildi. İbretlik olsun diye Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve Ankara Temsilcisi Erdem Gül ve onlarca DİHA çalışanı tutuklandı" dedi. Parlamenter siyasetin kuşatma altında olduğunu belirten Akgün, "Parlamentoda 60 milletvekili ile temsil edilen HDP'yi "terörizm" üs yaftalama ve "şiddet ile ayrımlaştırma" yönünde bir kirli yönlendirme yapılırken, "dokunulmazlıklarına" rağmen saldırı, gözaltı ve ölüm tehlikesi yaşıyorlar" dedi.
'SİYASET YOĞUN BİR KUTUPLAŞMA ALTINDA'
Nefret söyleminin siyasiler tarafından sonuna kadar uygulandığını vurgulayan Akgün, "Zerdüşt, Ermeni dölü, terörist gibi sıfatlar eşliğinde yürütülen siyasette, stadyumlarda Ankara ve Paris katliamlarını alkışlayan, tekbir getiren, kötücül, insanlık dışı davranışlar arasındaki ilişkiyi kim reddedebilir? Bu denli tahammülsüzlüğün, sıcak çatışına içeren kriz ortamlarının yaygınlaşması, nefret suçlarına ve insanlığa karşı suçlara evrilme potansiyelini kim reddedebilir.Son çare baskıya karşı direnmedir, daha çok baskıyla, katliamla karşılama olmaz. Öte yandan T.C. devleti 10 Aralık 1948'de kabul ettiği İnsan Haktan Evrensel Bildirisi, baskı, dehşet ve korkudan kurtulma, ifade ve inanç özgürlüğü üzerine kurulu idi. Ancak toplum olarak, baskının, yasağın, işkencenin, cinayetlerin, katliamların yeniden üretildiği, sınır tanımaz bir baskı ve şiddet ortamında yaşıyoruz" diye konuştu.
'MÜZAKERE SÜRECİ BAŞLAMALIDIR'
Direniş ve protestoların baskı ve şiddete karşı olarak ortaya çıktığını belirten Akgün, baskıya karşı direnmenin, ceza yasalarıyla karşılanamayacağını, cinayet ve katliamla ise hiç karşılanamayacağını söyledi. Akgün, şunları kaydetti: "Demokrasilerde, insan hakları hukuku içinde anayasal hak bir olarak tanınır.Baskıya karşı çıkmak öncelikle şiddete başvurmaksızın talepte bulunmak, bir insan hakkı olan direnme ve başkaldırı hakkıdır. Çünkü meşruiyetini, toplumsal adalet ve vicdan duygusundan alır. İnsanın zulüm ve baskıya karşı son çare olarak direnmeye zorunlu kalmaması için, insan haklarının hukukun üstünlüğü yoluyla kurulmasının zorunluluk olduğuna dair cümleler İnsan Hakları Evrensel Bildirisinin önsözünde boşuna yazılmamıştır.Elbette yazılmamıştır ancak, Diyarbakır'ın Sur mahalleleri Silopi, Şırnak, Silvan, Nusaybin, Derik, Dargeçit, Cizre gibi özyönetim diyen kent ve ilçe merkezleri katliam yaşıyor. Her an ülkeyi geri dönülmez yola itecek daha büyük bir katliam yaşanabilir. Yaşanırsa ne olur?Diyarbakır Halep olur, İstanbul da Halep olur. Geç kalmadan öncelikle operasyonlar durmalıdır! Polis ve asker kuşatmaya son vermelidir. Doğrudan veya gerçek aracılar üzerinden konuşarak veya "sözsüz ve yazısız" anlaşmayla söz konusu ilçelerde silahlar susmalıdır!Sorunun temeli siyasidir, Kürt meselesidir, diyalog ve müzakere sureci başlamalıdır.Öncelikle operasyonlar durmalıdır." Açıklamanın ardından 78'liler Girişimi aralarında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan Davutoğlu'nun da bulunduğu birçok lider, siyasetçi ve kuruluşa çatışmaların durması için mektup gönderdi.
(Kaynak: Gazeteipekyol)
Son Dakika › Güncel › 78'liler Girişimi Barış Çağrısı Yaptı - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Yorumlar (1)