Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Milli Güvenlik Kurulu'nun Paralel Yapı'yı 'legal görünümlü illegal yapı' olarak tanımladığını belirterek "Milletimizin samimi duygularını istismar ederek parasını ve inancını sömürmeye çalışan bu yapı, ülkemizin birliğine ve dirliğine yönelmiş açık bir tehdittir. Bu yapının hedef aldığı en önemli alanlardan biri de dış politikamız oldu" dedi.
8. Büyükelçiler Konferansı'nın açılış konuşmasını yapan Çavuşoğlu, Türkiye'ye karşı ulusal ve uluslararası ölçekte yürütülen algı operasyonlarının son dönemde Türkiye'nin güçlenmesini istemeyenlerin başvurduğu yollardan biri olduğunu vurgulayarak "Ülkemizi, dünyanın dört bir tarafına mesnetsiz ve çirkin iftiralarla şikayet edenler ve uluslararası arenada yalnızlaştırmaya çalışanlar hiçbir zaman başarılı olamadı, olamayacak" dedi.
Konuşmasında, Türkiye'de kaos çıkarmaya çalışan Paralel Yapı'ya özellikle dikkat çekmek istediğini belirten Çavuşoğlu, şöyle konuştu:
"Bakınız, Milli Güvenlik Kurulumuz bu örgütü "legal görünümlü illegal yapı" olarak tanımladı. Milletimizin samimi duygularını istismar ederek parasını ve inancını sömürmeye çalışan bu yapı, ülkemizin birliğine ve dirliğine yönelmiş açık bir tehdittir. Bu yapının hedef aldığı en önemli alanlardan biri de dış politikamız oldu.
Yurt dışında ülkemiz aleyhine hangi kampanyayla karşılaşsak, hangi kirli planı deşifre etsek, arkasında hep bu Paralel Yapı'yı gördük. Bakanlık olarak Paralel Yapı'yla mücadelede çok önemli adımlar attık, atmayı da sürdüreceğiz. Üzerimize düşeni yapıyoruz, yapacağız.
Yurt içinde olduğu gibi, yurt dışında da bu örgütle mücadelemizdeki kararlılığımızı büyükelçilerimize ve yurt dışı misyonlarımıza ifade etmiştim. Bu konudaki tavrımız, talimatımız açık ve nettir."
- "Soluğu Moskova'da alanların ihanetine de şahit oluyoruz"
Dış politikada siyasi partilerin farklı görüşlere sahip olmasının doğal olduğunu kaydeden Çavuşoğlu, milli menfaatler söz konusu olduğunda, tüm siyasi partilerin ortak bir noktada buluşması gerektiğini vurguladı.
Çavuşoğlu, Türk dış politikasının bazı çevreler tarafından gündelik siyasi tartışmalarının içine çekildiğini söyledi. Türk hava sahasını ihlal ettiği için Rus uçağının düşürülmesinin ardından HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın Moskova'ya yaptığı ziyarete işaret ederek sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ülkesi başka ülkelerle savaşa girse diğer ülkelerin safında yer alacağını söyleyecek kadar ileri giden yaklaşımlara tanık olduk. Türkiye'de huzur ve barışın önüne çukur kazarken Rusya'yla yaşadığımız sorunda soluğu Moskova'da alanların ihanetine de şahit oluyoruz.
İnşallah bundan sonraki süreçte bu tür yaklaşımlar millet nezdinde olduğu kadar, mensubu oldukları siyasi partiler tarafından da dışlanır. Dış politikayı milli menfaatler doğrultusunda ele alan yaklaşımın bütün siyasi partilerimiz tarafından benimsendiğini görmek isteriz"
- "AB'nin Türkiye ile olan ilişkisine günübirlik bakmaması lazım"
Eğitim ve kariyer hayatı boyunca Avrupa Birliği konularıyla iç içe olduğunu belirten Çavuşoğlu, siyasete atıldıktan hemen sonra Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi'nde, iki senesi Başkanlık olmak üzere, uzun yıllar görev yaptığını, AB Bakanı ve Başmüzakereci olarak da Avrupa ile ilgili konuları bizzat yürüttüğünü ifade etti.
Türkiye'nin AB vizyonunun stratejik ve vazgeçilmez bir hedef olduğunu söyleyen Çavuşoğlu, 64. hükümet programında detaylı bir şekilde yer alan reform programının ve sürecinin, 2002'den bu yana olduğu gibi, hükümetin en önemli gündem maddesi olacağını kaydetti.
AB ile ilişkilerin gündelik siyasi gelişmeler ışığında, kısa vadeli acil planlarla değil, sağlam, tutarlı ve uzun vadeli bir vizyonla yürütülmesi gerektiğini ifade eden Çavuşoğlu, "AB'nin Türkiye'ye ihtiyacı sadece göç konusuyla sınırlı değil. AB'nin Türkiye'ye dün de ihtiyacı vardı, bugün de ihtiyacı var, yarın da olacak. Dolayısıyla AB'nin bizimle olan ilişkisine günübirlik bakmaması lazım" diye konuştu.
Çavuşoğlu, kasım ayında Brüksel'de yapılan Türkiye-AB Zirvesi'nin ilişkilerin canlandırılması bakımından önemli bir dönüm noktası olduğunu söyledi. Zirvenin ardından AB ile Göç Eylem Planı'nın kabul edildiğini, "Ekonomik ve Parasal Politika" başlıklı 17. faslın açıldığını hatırlatan Çavuşoğlu, süreçte en önemli konulardan birisinin de 2016 yılının Ekim ayında hayata geçmesi planlanan vize serbestisi olduğunu ifade etti.
AB ile ilişkilerde Gümrük Birliği'nin güncellenmesi için de çalışmaların sürdüğünü anımsatan Çavuşoğlu, "Bu dinamizmin, her iki tarafın ortak çabalarıyla bir başarı hikayesine dönüşeceğini ümit ediyorum" dedi.
Bakan Çavuşoğlu, Türkiye'nin Avrupa Konseyi'nin bütçesine yönelik yıllık katkı payının da yaklaşık 13 milyon avrodan 33 milyon avroya yükseltildiğini, böylece Türkiye'nin 2015 Mayıs ayından bu yana bütçeye en fazla katkı sağlayan ülkeler arasına girdiğini açıkladı.
Çavuşoğlu, Türkiye'nin Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi ve Yerel ve Bölgesel Yönetimler Kongresi'ndeki üye sayısının ise 12'den 18'e yükseldiğini ve Türkçenin Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi'nin altı çalışma dilinden biri olduğunu da kaydetti.
- "İnşallah, Kıbrıs meselesinin çözümü için fazla beklemek zorunda kalmayacağız"
Türkiye'nin, Kıbrıs'ta devam eden müzakere sürecinde Kıbrıs Türk tarafıyla yakın işbirliği içinde, çözümün bu yıl gerçekleşmesi için üzerine düşen sorumluluğu yerine getirdiğini belirten Çavuşoğlu, "İnşallah, Kıbrıs meselesinin çözümü için fazla beklemek zorunda kalmayacağız. Adil ve kalıcı bir çözümün, yalnızca Ada'daki taraflara değil, başta Doğu Akdeniz olmak üzere geniş bir coğrafyaya da olumlu yansımaları olacağına inanıyoruz" diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan Ahmet Davutoğlu tarafından ekim ayında açılışı yapılan, Türkiye'den KKTC'ye su temini projesini "asrın projesi" olarak niteleyen Çavuşoğlu, "Barış suyu ile Doğu Akdeniz Havzası'nın huzur ve istikrarına katkıda bulunacağız" dedi.
Yurt dışında yaşayan vatandaşların, soydaşların ve akraba topluluklarının Türkiye'nin dış politikasında öncelikli olduğunu söyleyen Çavuşoğlu, son dönemde Azerbaycan ve Gürcistan gibi bölge ülkeleriyle ilişkilerin her alanda somut projelerle derinleştiğini belirtti.
Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, Türkiye'nin 14-15 Nisan'da İslam İşbirliği Teşkilatı'nın 13. İslam Zirvesi'ne, ekim ayında Dünya Enerji Kongresi'ne, yaz aylarında ise EXPO 2016 uluslararası botanik sergisine evsahipliği yapacağını ifade etti.
Bundan 8-10 yıl öncesine kadar Türkiye'nin Afrika'daki varlığının son derece sınırlı olduğunu hatırlatan Çavuşoğlu, "O yıllardan bugüne çok şey değişti. Eskiden 'Afrika'nın hangi ülkelerinde büyükelçiliğiniz var?' sorusunu duyardık. Artık bize 'Büyükelçilik açmadığınız hangi ülke kaldı' diye soruyorlar" diye konuştu.
Çavuşoğlu, Türkiye'nin kasım ayında Antalya'da evsahipliği yaptığı G20 Liderler Zirvesi'nde birçok ilke imza atıldığını belirtti. Zirvede ilk defa Kadın-20 açılım grubunun oluşturulduğunu ve ilk enerji bakanları toplantısının düzenlendiğini hatırlatan Çavuşoğlu, "G20 liderleri ilk kez bir bildiri kabul ettiler. Terör ve mülteci krizi de kuvvetli bir şekilde Antalya Zirvesi Sonuç Bildirgesinde yer aldı" dedi.
- "Bölgesel aktörlerin masada yer almadığı bir sistem tıkanmaya mahkumdur"
Türkiye'nin, sesini duyurmakta zorlanan birçok ülkenin sözcülüğünü de üstlendiğine dikkat çeken Çavuşoğlu, "Dünyanın ortak sorunlarında artık küresel aktörlerin tek başlarına belirleyici oldukları dönem kapandı. Bölgesel aktörlerin masada yer almadığı bir sistem tıkanmaya mahkumdur" diye konuştu.
Çavuşoğlu, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin (BMGK) mevcut yapısının küresel vicdanın ortak sesi olamadığını vurgulayarak şöyle devam etti:
"Dünya yüzölçümünün sadece yüzde 23'ünü, dünya nüfusunun yüzde 27'sini, dünya gayri safi milli hasılasının yüzde 45'ini oluşturan bu beş daimi ülkenin, askeri harcamalarda yüzde 58'lik paya sahip olması tam bir ironidir. İşte biz 'Dünya 5'ten büyük' derken, bu adaletsizliğe ve çarpıklığa dikkat çekmek istiyoruz."
Çavuşoğlu, Türkiye'nin toplam 234 dış temsilcilikle dünyanın en fazla diplomatik temsilciliğe sahip 6. ülkesi haline geldiğini belirterek açılması planlanan 18 yeni temsilcilikle Türkiye'nin toplam misyon sayısının 252'ye ulaşacağını ve dünyada en çok temsilciliği bulunan 5. ülke olacağını söyledi.
Türkiye'nin dış politikasını, imkan ve kabiliyetlerin yeni tehdit ve sınamalara karşı adapte edilerek daha pozitif bir çizgide devam edeceğini vurgulayan Çavuşoğlu, "Gerektiğinde, barış ve güvenliğin sağlanmasında bölgesel ve küresel sorumluluk üstlenmekten de kaçınmayacağız. Müttefik ve fikirdaş ülkelerle ortak ilke ve değerlere dayalı ilişkilerimizi daha da geliştirerek derinleştireceğiz" ifadesini kullandı.
Gelecek dönemde Türkiye'nin dış politikasını dünya kamuoyuna daha etkili bir iletişim stratejisiyle anlatması gerektiğini belirten Çavuşoğlu, "Dış politikada popülizm ve hamasete yer yoktur. Her zaman mutedil ve temkinli bir dil kullanıp, yapıcı ve yaratıcı öneriler getireceğiz. Etnik, dinsel ve bölgesel milliyetçiliği reddetmeye devam edeceğiz" dedi.
Çavuşoğlu, büyükelçilere hitabını, "Ustalığınız, bilgeliğiniz, tecrübeniz ve sağduyunuzla bizim en büyük gücümüzsünüz" sözleriyle sonlandırdı.
Konferansın açılışına, Başbakan Yardımcısı Yıldırım Tuğrul Türkeş, Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Volkan Bozkır, Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç da katıldı.
(Bitti)
Son Dakika › Güncel › 8. Büyükelçiler Konferansı - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?