AB Bakanı Bağış, Paris'te - Son Dakika
Güncel

AB Bakanı Bağış, Paris'te

AB Bakanı Bağış, Paris\'te

Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, "Şimdi Türkiye-AB ilişkilerine yeni bir ivme kazandırma zamanıdır" dedi.

21.02.2013 13:30

Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen

Bağış, "Şimdi Türkiye-AB ilişkilerine yeni bir ivme kazandırma zamanıdır" dedi.

Bağış, Fransız Uluslararası İlişkiler Enstitüsü'nde, "Yeni bir Avrupa için

Türkiye" başlıklı bir konferans verdi.

"Türkiye-AB ilişkilerine yeni bir ivme kazandırmak için AB'nin farklı bir

düşünce tarzına ihtiyaç duyduğunu" söyleyen Bağış, "Türkiye'nin güçlü

ekonomisi, çok yönlü dış politikası, komşu bölgelerle kültürel ve tarihi

yakınlığının, Türkiye ve AB'nin mali ve kurumsal kaynakları ile bir araya

getirilmesi AB'nin genişleme ve komşuluk politikası hedeflerini yakalayabilmesi

bakımından Türkiye'yi AB'nin ayrılmaz bir parçası haline getirmektedir.

Gelecekte, Türkiyesiz bir Avrupa düşünemiyoruz. Türkiye'nin AB üyeliği herkes

için bir 'kazan-kazan' durumu oluşturmaktadır" dedi.

"Türkiye'nin üyeliğinin Avrupa'nın reform süreci için kilit öneme sahip

olduğu konusunda ısrarlıyız" diyen Bağış, "Türkiye son on yılda büyük bir

sosyo-ekonomik değişim geçirmiştir. Gerçekleştirilen yapısal reformlar sayesinde,

Türkiye günümüzde etkileyici bir ekonomik kalkınma ve siyasi istikrarın sağladığı

faydalardan yararlanmaktadır. Türkiye'nin üyeliğinin absorbe edilemeyeceği

görüşünün aksine, üyeliğimizin AB'nin mevcut problemlerine çok çeşitli çözümler

sunabileceğini savunuyoruz" ifadesini kullandı.

AB sürecinin her zaman Türkiye'de modernleşme adımları bakımından ilham

kaynağı olduğunu vurgulayan Bağış, "Türkiye'nin ayrıca, AB'ye normlarını

geliştirmesi ve halihazırdaki normatif gücünü kıtanın sınırları dışına

taşımasında yardımcı olacak kilit bir ortak konumunda olduğuna" işaret etti.

Türkiye'nin yeni bir Avrupa'nın oluşturulmasına katkı sağlayacak kapasitede

olduğunu ve bu konuda istekli olduğunu kaydeden Bağış, konuşmasına şu şekilde

devam etti:

"2012, Türkiye'nin etkileyici ekonomik kalkınması ve siyasi istikrarı

sayesinde küresel ölçekte iz bıraktığı ve hem AB'de hem de bölgemizde birçok

önemli gelişmelerin yaşandığı bir yıl olmuştur. Türkiye ekonomisi Avrupa'nın en

hızlı büyüyen ekonomisi haline gelmiştir. Bugün Türkiye, Avrupa'nın altıncı,

dünyanın ise en büyük on yedinci ekonomisidir. Türkiye, ihracatının yüzde

90'ından fazlasını oluşturan sanayi ürünleriyle AB'nin en büyük yedinci ticaret

ortağıdır."

AB'nin ciddi ekonomik ve siyasi zorluklarla karşı karşıya olduğunu ve

ekonomik krizin, AB ve üye ülkeler üzerinde sosyal, siyasi ve kurumsal etkileri

bulunduğuna işaret eden Bağış, "AB'nin geleceği konusundaki endişeler, Avrupalı

vatandaşlarda birliğin geleceğine dair güvensizlik hissi yaratmaktadır. AB

ekonomisinin rekabet edebilirliği, yükselen güçler bakımından sürekli bir

gerileme göstermektedir. İstihdam, verimlilik ve sosyal uyumun sağlanmasında

yaşanacak bir bozulma, maalesef bir bütün olarak Avrupa bütünleşmesi projesinin

sona ermesine neden olabilir" dedi.

Ekonomik bakımdan ivmesini ve dinamizmini kaybetmekte olan bir AB'nin, kendi

üyelerinin yanı sıra AB'ye potansiyel aday ülkeler bakımından da çekiciliğini

kaybetmesinin kuvvetle muhtemel olduğu uyarısında bulunan Bağış, "Bilindiği

üzere kimi gözlemciler, daha da ileri giderek, Avrupa'daki ekonomik krizi

Avrupalıların Avrupa bütünleşmesi projesine olan inançlarının giderek azalmasına

bağlı varoluşsal bir kriz olarak tanımlamaktadırlar. Diğer taraftan Avrupa

bütünleşmesi, ekonomik ve sosyal politikalar ve Avrupa politikalarının

gelecekteki şekli konusunda AB'nin ciddi kararlar alması gereken bir dönüm

noktasındadır. Kriz, Avrupa'daki reform ihtiyacını ortaya koymuştur. AB'nin

yapısal dönüşümü gerçekleşemezse, AB'nin geleceğinin tartışmaya açılması

kaçınılmaz olacaktır" dedi.

AB için diğer bir önemli zorluğun da yabancı düşmanlığı ve ırkçılık olduğunu

söyleyen Bağış, "Maalesef, bu zorluklar temel Avrupa değerlerinin daha önce hiç

olmadığı kadar sorgulanmasına yol açmaktadır. AB'nin dış politika alanında da

birçok zorlukla karşılaştığı gözlemlenmektedir. Bu zorluk birliğin 'normatif

gücünün' etkililiği ile bağlantılıdır. AB her zaman 'normatif güç' ve 'yumuşak

güç' gibi terimlerle özdeşleştirilmiştir. Bu durum, barış, insan hakları,

demokrasi, hukukun üstünlüğü ve sürdürülebilir kalkınma gibi temel değerleri

destekleyen birliğin temel dış politika hedefinin altını çizmektedir. AB'nin iç

meselelerle meşgul olduğu bir zamanda, tutarlı bir dış politika yaklaşımının

benimsenmesi ve AB'nin dünya siyasetinde normatif bir güç olma iddiası

zorlaşmaktadır" dedi.

-Türkiye bölgede ağırlık merkezi-

Türkiye olarak AB'nin mevcut sorunların üstesinden geleceği ve krizden daha

güçlü bir şekilde çıkacağını düşündüklerini belirten Bağış, "Ancak birlik,

krizin aşılmasında, Türkiye ile işbirliği mekanizmalarını güçlendirecek tarihi

fırsatın stratejik önemini göz ardı edemez. Türkiye, bölgede ağırlık merkezi

haline gelmiştir. Ortadoğu ve Kuzey Afrika'nın yanı sıra Batı Balkanlar,

Afganistan, Pakistan ve Güney Kafkasya, Türkiye ile AB'nin ortak yararlarının

olduğu bölgeler arasındadır. Türkiye'nin bu bölgelerde ilham kaynağı ve aktif bir

oyuncu olarak giderek artan rolü, AB'nin Türkiye ile dış politika alanında

işbirliği yapmaya ihtiyacı olduğunu ortaya koymaktadır. Özellikle Arap Baharı'nın

ardından Türkiye'nin bölgedeki rolü büyük ölçüde artmış olup, arabulucu olarak

eşsiz bir güvenilirliğe sahiptir. Türkiye, özel coğrafi konumu ve benzersiz

sosyal ve kültürel zenginliğiyle Avrupa norm ve değerlerine katkıda bulunacak

birçok özelliğe sahiptir."

- Fransa ile ilişkiler-

Konuşmasında Türk-Fransız ilişkilerine geniş yer veren Bağış, "Fransa'yı

daimi dostumuz olarak görüyor ve her iki ülke arasında kurulan işbirliğinin,

başta Avrupa coğrafyasında olmak üzere tüm insanlığın barış ve refahına katkıda

bulunduğuna inanıyoruz" dedi.

Türkiye ile Fransa arasındaki ikili ticari ilişkilerin oldukça güçlü düzeyde

olup her iki ülke arasındaki dış ticaret hacminin 2011 yılında 16 milyar dolara

ulaştığını hatırlatan Bağış, 2012 yılında ise bu rakamın 14.7 milyar dolara

gerilediğini hatırlattı.

Türkiye'de yaklaşık 1.050 Fransız şirketinini bulunduğunu söyleyen Bağış,

Türkiye'de faaliyette bulunan şirket sayısı bakımından Fransa'nın yedinci sırada

yer aldığını söyledi.

Türkiye ve Fransa'nın, gerek tek başına gerek ortak çabalar yoluyla, kendi

coğrafyalarında ve tüm dünyada demokrasi, insan hakları ve özgürlüklerin teşvik

edilmesi için çaba gösterdiğini ifade eden Bağış, "Uluslararası konulara ilişkin

bu ortak hedefler ve iki ülke arasındaki yoğun ekonomik ilişkiler, siyasi

ilişkilerin gelişmesi için çok olumlu bir ortam oluşturmuştur. Ancak, bildiğiniz

gibi, Türkiye'nin AB üyeliğine itirazını açık şekilde ifade eden Sarkozy hükümeti

döneminde beş müzakere faslı siyasi gerekçelerle bloke edilmişti" dedi.

Cumhurbaşkanı François Hollande'ın iktidara gelişi ile birlikte bu ortamın

değiştiğini ifade eden Bağış, ikili ilişkilerin son durumuna ilişkin şunları

söyledi:

"Bu dönemde Fransız hükümetinin Türkiye'nin AB üyeliğine verdiği destek

özellikle siyasi blokajların kaldırılması ve yeni fasılların açılması bakımından

önemlidir. Bu çerçevede, Dışişleri Bakanı Laurent Fabius'un yakın zamanda

Bölgesel Politika ve Yapısal Araçların Koordinasyonu başlıklı 22. Fasıl önündeki

blokajı kaldıracaklarını açıklamış olmasını memnuniyetle karşılıyoruz. Bunun,

yeni Fransız hükümetinin Türkiye'nin katılım müzakerelerine verdiği desteğin açık

bir işareti olduğuna içtenlikle inanıyoruz ve bundan böyle Fransa ile daha derin

bir işbirliği tesis etmeyi ve yalnızca kendi ülkelerimizin geleceği için değil,

tüm Avrupa'nın geleceği için birlikte çalışmayı ümit ediyoruz."

Muhabir: Paris

Yayıncı: Göksel Sözer - PARIS

Kaynak: AA

Son Dakika Güncel AB Bakanı Bağış, Paris'te - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?

    SonDakika.com'da yer alan yorumlar, kullanıcıların kişisel görüşlerini yansıtır ve sondakika.com'un editöryal politikası ile örtüşmeyebilir. Yorumların hukuki sorumluluğu tamamen yazarlarına aittir.

Advertisement