AK Parti Genişletilmiş İl Siyasi ve Hukuki İşler Başkanlığı Toplantısı

AK Parti Siyasi ve Hukuki İşlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Hayati Yazıcı, anayasa değişikliği ile Hakimler Savcılar Kurulu üyelerinin seçimine yönelik eleştirilere, "Niye Meclis, niye cumhurbaşkanı seçiyor? Peki ben şimdi şunu soruyorum; milletin yetki verdiği cumhurbaşkanı seçmesin, milleti temsil eden parlamento da seçmesin, kim seçecek? Milletten yetki almayanlar mı seçsin? Meşhur bir benzetme yapılır; Kanarya Sevenler Derneği mi seçsin?" karşılığını verdi.

Yazıcı, AK Parti Genel Merkezi'nde 81 ilden gelen Siyasi ve Hukuki İşler Başkanları ile referanduma hazırlık toplantısı düzenledi. Toplantının açılışında konuşan Yazıcı, anayasa çalışmaları sürecini ve kampanyaya ilişkin konuları katılımcılar ile interaktif bir şekilde müzakere edeceklerini bildirdi.

Yazıcı, Türkiye'nin daha iyi yönetilmesi, daha kaliteli hizmet verilmesi, milli iradenin daha etkin sonuç doğurması amacıyla anayasa değişikliğinin Türkiye'nin gündeminde olduğunu ifade etti. Türkiye'nin yıllardır bir anayasa sorunu olduğuna dikkati çeken Yazıcı, "Anayasayı millet yapar. Millete ait bir haktır. Bu hak tekel bir haktır. Bizim anayasalarımız hep darbelerle yapılmış." diye konuştu.

Yazıcı, Türkiye'nin bugüne kadar cumhurbaşkanlığı seçimlerinde hep sorun yaşadığını hatırlatarak, cumhurbaşkanlığı seçim süreçlerinin hep birtakım entrikalar ve kaotik ortamlara neden olduğunu belirtti. Yazıcı, bütün bu alanlardaki sorunları tasfiye etmek ve Türkiye'yi bir hükümet modeline kavuşturmak amacıyla anayasa değişikliğinin hep gündemlerinde olduğuna işaret etti.

"Desteğin arkasında yatan gerçek bu"

Hayati Yazıcı, FETÖ'nün 15 Temmuz'daki darbe girişimini hatırlatarak, şöyle devam etti:

"Coğrafi stratejik üstünlüğe sahip ülkelerin, o üstünlüğü pekiştirmeleri, koruyabilmeleri ve bu özelliğinden kaynaklanan gücünü daha da artırabilmeleri için duruşu, vizyonu, ufku olan liderlere ihtiyacı var. İşte o lider bugün Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı. Onun için darbede de hedef alınanların başında Cumhurbaşkanımız vardı. Böylesine coğrafi stratejik üstünlüğü olan ülkemizin yürütme organının da imkanları hemen hizmete dönüştürecek, süreçleri çok etkin bir biçimde sevk ve idare edecek bir hükümet modeline kavuşmaya ihtiyacı var. O güne kadar başkanlık modeline karşı olan MHP'nin Türkiye'ye yönelik bu projeleri, bu hedefleri gözlediği için başkanlık modelinin hayata geçirilmesine destek vermiştir. Desteğin arkasında yatan gerçek bu."

2007'deki cumhurbaşkanlığı seçimini örnek veren Yazıcı, "Cumhurbaşkanlığını tartışmalı olmaktan çıkarmak üzere cumhurbaşkanlığı seçimini millete havale etmiş. Hem cumhurbaşkanlığına anayasada tanınmış olan yetkiler hem de cumhurbaşkanının millet tarafından seçiliyor olması, hükümet modelini yarı başkanlığa doğru dönüştürmüş ve hatta başkanlığa yaklaştırmış." ifadesini kullandı.

"'Millet' deyince sağa sola kaçışmayı siyaset zannedenler"

Yazıcı, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Buradan geriye dönüş yok. O halde ilerleme, anayasada sistem kargaşasını ortadan kaldırmak için yapılacak düzenleme, tercih edilecek model, milletin iradesi doğrultusunda başkanlık modeline geçişi sağlamaktır. Bu yapılıyor. Yapılan bu. Bu kadar açık düzenlemeye rağmen, herkesin okuduğunda ortalama bir insanın anlaması mümkün düzenlemeye karşın, karalamayı, küçümsemeyi, 'millet' deyince sağa sola kaçışmayı siyaset zanneden bazı kesimler, karalama üzerinden bu anayasa değişikliğini halk nezdinde sonuç getirmez olarak takdim etmeye çalışıyorlar. 'Rejim değişiyor' diyorlar."

Türkiye devletinin üniter devlet yapısına sahip olduğunun altını çizen Yazıcı, bunun "kırmızı çizgileri" olduğunu vurguladı.

Anayasanın ilk dört maddesine ilişkin hiçbir değişikliğin söz konusu olmadığını belirten Yazıcı, "Kelime, virgül olarak hiçbir değişiklik söz konusu değil. Nasıl bu değişiklik, rejim değişikliği olarak nitelenir? Böyle bir şey olabilir mi? Dolayısıyla bunları açık bir şekilde aziz milletimize anlatmak gerekiyor." diye konuştu.

"Kanarya Sevenler Derneği mi seçsin?"

Hakimler Savcılar Yüksek Kurulunun (HSYK) anayasa değişikliği ile adının Hakimler Savcılar Kurulu olarak değişeceğini ve 4 üyesini cumhurbaşkanı, 7 üyesini Meclisin seçeceğini hatırlatan Yazıcı, bu noktada yargı bağımsızlığının ortadan kalktığına yönelik iddialara, şöyle cevap verdi:

"Efendim, niye meclis, niye cumhurbaşkanı seçiyor? Meclisi, cumhurbaşkanını millet seçmiş. Milletin seçtiği, yetki verdiği parlamento ve cumhurbaşkanı bu yargı kurumunun önemli yapılarını oluşturacak. Peki ben şimdi şunu soruyorum; milletin yetki verdiği cumhurbaşkanı seçmesin, milleti temsil eden parlamento da seçmesin, kim seçecek? Milletten yetki almayanlar mı seçsin? Meşhur bir benzetme yapılır; Kanarya Sevenler Derneği mi seçsin? Bunların siyasal sorumluluğu var. Bir ülkede yargı kaliteli değilse milleti mutlu etmiyorsa yargı faaliyetleri mülkün temeli adaleti ortaya koymuyorsa güçlendirmiyorsa bunun siyasal sorumluluğu yok mu? O siyasal sorumluluğu, o ülkenin iktidarı elbette millete verecek."

"Bana göre gaflettir"

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun "Bu proje, bu anayasa değişikliği Türkiye Cumhuriyeti tarihine ihanettir. Buna 'evet' diyenler ihanet ediyorlar" sözünü artık kullanmadığına dikkati çeken Yazıcı, ancak başka sözler kullanmaya devam ettiğini bildirdi. Kılıçdaroğlu'nun bir televizyon programında yaptığı, "Türkiye böyle giderse çok daha derin bir yarılmanın, ayrışmanın içine girecek. Hiç kimsenin can ve mal güvenliği kalmayacak." iddiasını hatırlatan Yazıcı, "Seçmek demokratik bir hak. Millet 'evet' der onaylar, 'hayır' der onaylamaz. Bir hakkın kullanımı sonucunda bir ülkede kaos çıkacağını, mal ve can güvenliğinin tehlikeye gireceğini söylemek bana göre gaflettir." ifadesini kullandı.

Yazıcı, şu görüşlere yer verdi:

"'Bu düzenlemenin hayata geçmesi halinde Türkiye'deki demokrasi sonlanacak. Zorla anayasa değişikliği olmaz' diyor. Anayasa değişikliği konusunda bir zorlama emaresi var mı, bir yerde gördünüz mü? Parlamentonun iradesine zorlama denir mi? Oylamaya 500'e yakın milletvekili katılmış. 339 kişi evet demiş, onaylanmış. Hiç kimse ülkemizi var eden değerlerin ve birlikte üzerinde hassasiyet göstereceğimiz değer alanlarımızın mülkiyet hakkı iddiasında bulunmaması gerekiyor. Cumhuriyetimiz aziz milletimizin en büyük kazanımıdır. Tüzüğümüzün dördüncü maddesinde, programımızda var. Onun nitelikleri, demokrasi, laiklik, hukukun üstünlüğü, sosyal devlet olma karakteri bizim üzerinde hassasiyetle durduğumuz ortak değerlerimizdir."

Muhalefet partisinin söylem ve yaklaşımını yadırgadığını, doğru bulmadığını belirten Yazıcı, "Ana muhalefet partisi tarafından böylesine arızalı söylemlerin dillendiriliyor olmasından da büyük üzüntü duyduğumu sizlerle paylaşmak istiyorum." dedi.

"Hiç kimseye karşı tahkir edici söylemde bulunmayalım"

AK Parti'nin doğru iş yaptığını, örtülü ve gizli bir gündemlerinin olmadığını vurgulayan Yazıcı, "Çünkü biz milletimizin gündemiyle partimizin gündemini örtüştürerek yürüyüşümüzü sürdürüyoruz" ifadesini kullandı.

Anayasa değişikliğini, kapı kapı, kahve kahve, hane hane dolaşarak anlatacaklarını vurgulayan Yazıcı, referandum tarihi belli olduğunda tanıtım programını kamuoyu ile paylaşacaklarını belirtti.

Yazıcı, "Bizim en büyük zenginliğimiz, sermayemiz 80 milyon Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının birliği ve kardeşliğidir. Hiçbir zaman hiç kimseye karşı tahkir edici söylemde bulunmayalım. Bundan uzak duralım, hep pozitif olalım. Yaptığımız iş doğrudur. Bunu doğru bulmayan varsa eksikliği kendimizde görelim. İyinin iyisi var. Ama nihayet anayasa değişikliği MHP ile partimizin birlikte hazırladığı ortak tasavvurun üründür. Dilimizi çok iyi kullanmalıyız. Ağzınızdan çıkan söylem hedef kitlemizi rahatsız etmemeli. Biz Türkiye'nin partisiyiz." diye konuştu.

"Hak kısıtlamasını ortadan kaldırıyoruz"

Vesayetçi unsurların, cumhurbaşkanının partisiyle ilişkisini kesmeyi anayasaya dercetmek suretiyle, cumhurbaşkanını zayıf pozisyona düşürmeyi hedeflediğini belirten Yazıcı, "Aslında orada demokratik hakkın kısıtlanması vardır. Biz bu anayasa değişikliği ile hak kısıtlamasını ortadan kaldırıyoruz." değerlendirmesinde bulundu.

İddia edilenin aksine "fesih" sözcüğünün anayasa değişikliği metninde hiçbir yerde geçmediğinin altını çizen Yazıcı, "Anayasada kullanılan sözcük seçimlerin yenilenmesidir. Yenilenme ile fesih arasında çok geniş bir fark var." dedi.

Toplantı öncesinde katılımcılara AK Parti Siyasi ve Hukuki İşler Başkanlığı'nın hazırladığı "Halk Oylamasına Doğru Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi Kararımız Evet" isimli kitapçık dağıtıldı.

Katılımcılardan anayasa değişikliğini gündemlerinin birinci maddesi yapmalarını isteyen Yazıcı, dağıtılan kitapçıkları okumalarını tavsiye etti.