Avrupa Birliği (AB) Bakanı ve Başmüzakereci Ömer Çelik, "Halkın değerleri ile barışık bir siyaset güttüğün zaman Türkiye'de otoriterleşme var, Türkiye'de muhafazakarlaşma var diyorlar. Hayır. Türkiye'de otoriterleşme yok, Türkiye'de muhafazakarlaşma yok. Türkiye'de halkın demokratik değerlerine, halkın iradesine saygı duyan siyaset şemasını güçlendirme var." dedi.
Bakan Çelik, partisinin Karaisalı Belediyesi Düğün Salonu'nda düzenlenen ilçe kongresinde, Karaisalı'nın sadece AK Parti'nin kalesi değil aynı zamanda aynı AK Parti gibi bir dünya markası olarak Türkiye'deki milli birlik ve beraberliğin, kardeşçe yaşamanın, ülkenin önemli meseleleri hakkında nasıl birlik beraberlik içerisinde olunacağının bir örneği olduğunu söyledi.
Bakan Çelik, son zamanlarda dünyanın bir çok yerinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a karşı, Türkiye'ye karşı bir karşıtlık, düşmanlık oluşturulduğunun görüldüğünü belirterek şöyle devam etti:
"AB, 2. Dünya Savaşı'ndan sonra bir siyasi değerler birliği olarak ortaya çıktıktan sonra maalesef son yıllarda bu siyasi değerler birliğini tehdit eden aşırı sağcı, ırkçı, faşist, Nazi türü akımlar çeşitli Avrupa ülkelerinde yükselmeye başladı. Bunların en büyük hedefi Türkiye. Çünkü bunlar insanların kafasındaki demokratik değerleri tahrip etmek için, İslam düşmanlığı, Türkiye düşmanlığı ve Cumhurbaşkanımıza bir düşmanlık geliştiriyorlar. Geçmişte Avrupa'yı 2. Dünya Savaşı'na götüren ve insanlığın çok büyük felaketler yaşamasına yol açan zihniyet de budur. Bu zihniyet esasında kendisinden başkasının hayat hakkı olmadığını, kendisinden başkasının herhangi bir şekilde barışa, refaha ve birarada yaşamaya hakkı olmadığını düşünür. Müslümanlara dönük de özel bir düşmanlıkları vardır. Yıllardır Müslümanlarla demokrasinin birarada yaşayamayacağını, İslam kültürü ile demokrasinin birarada var olamayacağını söylerlerdi. O zamana kadar İslam ülkelerine en çok vaat ettikleri, en çok tavsiye ettikleri, telkin ettikleri şey 'geleneğenizle bağınızı koparın, geçmişinizle bağınızı koparın ve geçmişinden kopuk, köksüz, tarihsiz, tarifsiz topluluklar haline gelin'. Uzun yıllar bunun acılarını biz Türkiye'de yaşadık."
"Demokrasimizi, ekonomimizi geliştiriyoruz"
Siyasetçilerin halkın iradesine halkın değerlerine dayanan bir devlet anlayışını ne zaman inşa etmeye çalışsa hemen arkasından darbe süreci geldiğini aktaran Çelik, bu köksüz, tarihsiz ve tarifsiz devlet ve toplum anlayışı oluşturmak üzere ortaya çıkanların darbe yoluyla halkın iradesini gasbetiklerini belirtti.
Bunların esas amaçların halkın değerlerine uygun bir devlet düzeni, bir hükümet düzeni olmaması olduğunu vurgulayan Çelik, "İşte AK Parti'yi biricik yapan AK Parti'yi çok kıymetli yapan şeylerden bir tanesi de budur. Halkın değerleri ile devlet düzeninin barıştırmış olması. Millet ve devleti barıştırmış olması. Millet ve devlet arasındaki kavgaya son vermiş olması. Bu olduğu içindir ki Türkiye'de müthiş ekonomik başarılara imza atıyoruz, demokrasimizi, ekonomimizi geliştiriyoruz." ifadesini kullandı.
"Türkiye'de otoriterleşme yok"
Bakan Çelik, AK Parti'nin kuruluşuna değinerek konuşmasını şöyle sürdürdü:
"AK Parti ne demekti? Birincisi hangi görüşten olursa olsun vatandaşlarımız arasında bir kavga, çatışma olmayacak. Herkes birinci sınıf yurttaş olarak bu ülkenin onurlu saygın vatandaşları olarak kendi kimliğini örf adetini ananesini değerlerini yaşayacak. Dolayısıyla herhangi bir vatandaşımızın birbiriyle meselesi olmayacak. Herhangi bir vatandaşımızın ait olduğu kimliğin bir başkası tarafından baskıya uğraması, dışlanması, ötekileştirilmesi söz konusu olmayacak. Bir diğer meselede şuydu, devlet kendi milletiyle kavgalı olmayacak. Devlet kendi milletinin kendi halkının değerleriyle kavgalı olmayacak, devlet halkın değerleri ile barışık olacak, devlet bu milletin hizmetkarı olacak. Devlet bu milletin patronu olmayacaktı. Devlet hükümet milletin talimatıyla yönetilecek. Onun içindir ki AK Parti kadroları seçimden seçime milletin sesine kulak veren kadrolar değildir. AK Parti kadroları seçime giderken milletin sesini dinleyip kulak verip iktidara geldikten sonra ona sırt dönen kadrolar değildir. Esas imtihan iktidara geldikten sonra başlar."
Çelik, 27 Nisan bildirisine karşı çıktıkları için o bildirinin bir muhtıra olmayıp kağıt parçası haline geldiğini ifade ederek "Dolayısıyla esas mesele budur. Halkın iradesine dayanan devlet, halkın iradesine dayanan hükümet sizin iradenize saygı duyan siyasetçiler, sizin sesiniz ve soluğunuzla hayatiyetini sürdüren siyaset, Türkiye'nin geleceğini, demokrasisini, ekonomisini büyüttü Türkiye'yi dünyada söz sahibi yaptı. Şimdi karşı karşıya olduklarımız bizden ne istiyorlar. Halkın değerleri ile barışık bir siyaset güttüğün zaman 'Türkiye'de otoriterleşme var, Türkiye'de muhafazakarlaşma var' diyorlar. Hayır. Türkiye'de otoriterleşme yok, Türkiye'de muhafazakarlaşma yok. Türkiye'de halkın demokratik değerlerine, halkın iradesine saygı duyan siyaset şemasını güçlendirme var." değerlendirmesinde bulundu.
"Siyasi bir matruşka oluşturmaya çalışıyorlar"
FETÖ darbe girişimden sonra çok zor koşullar içerisinde terörle başarılı bir mücadele verdiklerini, özgürlük güvenlik dengesini, demokrasiyi, hukuk devletini korumaya çalıştıklarını anlatan Çelik, şunları söyledi:
"Avrupa'da şimdi siyasi bir matruşka oluşturmaya çalışıyorlar. En üste Cumhurbaşkanımıza düşmanlığı koyuyorlar. En üstte Erdoğan düşmanlığı var. Onu kaldırınca altında Türkiye düşmanlığı çıkıyor. Onu kaldırınca altından İslam düşmanlığı çıkıyor. Onu kaldırınca esasında altından bir Nazi kafası çıkıyor. Bunlar esasında AB değerlerine de demokrasiye de insan haklarına da insana ait olan her güzelliğe karşı kimseler. Çok uzun zamandır merkez sağ ve soldaki siyasetçilere söyledik. 'Türkiye düşmanlığına prim vermeyin bundan siz kazanmazsınız, Türkiye ile işbirliği yapan kazanır. Türkiye'yi dışlayan kaybeder'. Sonuçta ne oldu? İngiltere'deki Brexit referandumu zamanında bu yapıldı. Bunu yapanlar Türkiye düşmanlığı yapanlar kaybettiler. Bakın Hollanda'da aynı şey yapıldı hala hükümet kurulabilmiş değil. 250 güne yaklaştı hükümet kuramadılar."
Çelik, en son Almanya'yı seçimlerle ilgili uyardıklarına işaret ederek "Dedik ki 'Türkiye karşıtlığı yapmayın, İslam düşmanlığına prim vermeyin. Bu aşırı sağcılara, ırkçılara, faşistlere prim vermeyin. Bunların yörüngesinde konuşmayın. Türkiye'nin büyük, saygın bir devlet olduğunu, tarih boyunca güçlü bir Avrupa devleti ve 100 yıllık güçlü bir Avrupa demokrasisi olduğunu unutmayın'. Fakat bu sözlerimiz, uyarılarımız dikkate alınmadı sonuçta ne oldu merkez sağdaki ve merkez soldaki partiler oy kaybetti. 2. Dünya Savaşı'ndan sonra ilk defa aşırı sağcı, ırkçı bir parti meclise girdi ve bu partinin milletvekillerinin üçte birinin Nazi bağlantısı olduğu açık bir şekilde görülüyor. Bu tabii bütün dünya için büyük bir tehdit." ifadesini kullandı.
"Faşizme karşı bir seferberlik başlatmalıyız"
Avrupa'nın ve bölgenin geleceğiyle yakından ilgilenmek durumunda olduklarına dikkati çeken Bakan Çelik, şunları kaydetti:
"Niye? Avrupa'da milyonlarca soydaşımız var, yurttaşımız var. Onları bu faşistlerin, bu ırkçıların insafına terkedemeyiz. Avrupa'nın ekonomi çevreleri ile çok yakın ilişkimiz var. Dolayısıyla bu yakın ilişkileri sürdürmek durumundayız. Türkiye'nin milli çıkarları için bunu devam ettirmek durumundayız ve bunu güçlü bir şekilde devam etireceğiz. Aynı zamanda önümüzde büyük bir mücadele var. Bütün dünyada İslam düşmanlığına karşı Türkiye düşmanlığına karşı dünyadaki demokrat özgürlükçü çevrelerle ittifaklarımızı arttırıp, beraberce mücadele etmeliyiz. Dünyada İslam düşmanlığına, antisemitizme, ırkçılığa ve faşizme karşı bir seferberlik başlatmalıyız. Aksi takdirde masum insanların daha çok acı çekeceği, masum insanların daha büyük felaketlerle karşı karşıya kalacağı bir tablonun Avrupa'da ve yakın çevremizde ortaya çıkması kaçınılmazdır."
(Sürecek)
Son Dakika › Güncel › AK Parti Karaisalı İlçe Kongresi - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?