AK Parti'nin Erzurum Mitingi

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Bizden önce üniversite kapılarında, bu Erzurum Üniversitesi'nin dahi, o Nene Hatun'un torunlarının başörtüsü açılıyor muydu? Peki şimdi o başörtü, Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne girdi mi? Nene Hatunlar, Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne onurla girdi mi? Başörtülü, başı açık, hiç kimseye artık bu ülkede ayrımcılık yapılmayacak. Nene Hatun'un torunları el ele geleceğe yürüyecek" dedi.

AK Parti'nin, seçim kampanyası kapsamında ilk mitingi, Erzurum'da İstasyon Meydanı'nda gerçekleşti. Başbakan Davutoğlu, mitingdeki konuşmasında, milyonlarca insanı Suriye'den göç etmek zorunda bırakanların hesap vermesi gerektiğini belirtti.

Türk milletinin Balkanlar, Kafkasya, Orta Asya, Uygurlar, Irak, Somali ve Suriye'den gelenlere bağrını açtığını hatırlatan Davutoğlu, şöyle konuştu:

"Çünkü bu milletin şiarı merhamettir, vicdandır. 12 yıldır dünyanın her yerinde mazlumlara sahip çıktık. Şimdi size soruyorum, Erzurum, mazlumlara sahip çıkmaya, söyle var mısın? Erzurum, Orta Asya'ya, Balkanlara, Ortadoğu'ya, gönül coğrafyamıza sahip çıkmaya var mısın?

Suriye'deki zalimlere dünyadaki müstekbirlere adaleti haykırmaya var mısın? Erzurum, vicdanımızın sesi, vicdanımızın, ahlakımızın, irfanımızın şehri, sen varsan Allah'ın izniyle biz de varız. O zaman mazlumlar adına sorayım, 7 Haziran'da yeni bir destan yazmaya var mısın Erzurum? 6 da 6 yapmaya var mısın Erzurum?

7 Haziran'da en az yüzde 75 demeye var mısın Erzurum'da? Ah Erzurum, ne güzel tercih etmişiz. Bismillahı Erzurum'da demekle ne güzel yapmışız?"

"Hasta adam dönemi bitti"

AK Parti'nin iktidara geldiği 2002 yılında Türkiye'yi IMF'nin idare ettiğini, bir IMF memurunun her şeye karar verdiğini, Başbakan'ın açıklamalarından daha çok IMF'nin açıklamalarına bakıldığını anlatan Davutoğlu, o dönemlerde esnafın yazar kasa kırdığını, tezgahların kapandığını, bir gecede yüzde 7 binlere yükselen faizle milletin dolandırıldığını kaydetti.

O dönemlerde vatandaşların hastanelerde saatlerce sıra beklediğini, eğitimin 80-100 kişilik sınıflarda yapıldığını vurgulayan Davutoğlu, "Şimdi, soruyorum, Türkiye'ye IMF memuru geliyor mu? Aksine Türkiye, IMF'ye icra direktörü gönderiyor. Artık IMF'yi biz idare ediyoruz, bizi IMF değil. Hasta adam dönemi bitti" diye konuştu.

Artık vatandaşların hastanelerde rahatlıkla tedavi olabildiğine ve ilaçlarını her eczaneden alabildiğine, hastane odalarının artık 1, 2 ya da 3 kişilik hale getirildiğine işaret eden Başbakan Davutoğlu, "Ama Kılıçdaroğlu ve zihniyeti anlamaz. Hani Erzurum'a gelmiş geçen sene, 10 Mart 2014. Şöyle demiş, 'Tabii Erzurumlu bize oy vermez çünkü sizlerle konuşmadık, kahvehanenizde oturmadık' demiş. Nihayet anlayabilmiş. Erzurumlu sana oy vermez. Erzurumlu kime oy vereceğini bilir" dedi.

"Başörtülü, başı açık, hiç kimseye artık bu ülkede ayrımcılık yapılmayacak"

Konuşmasında, Türkiye'nin 2002'de 70 sente muhtaç edildiğini anımsatan Davutoğlu, "Şimdi, dünyada mazlumlara en fazla yardım eli uzatan birinci ülkeyiz. Yılda 3,5 milyar dolar mazlumlara veriyoruz. Bereketlendi bu topraklar, bereketlendi. Çünkü bu toprakların üstünde artık gece gündüz arkasında dua edilen insanlar var. Allah dua edenlerden de destek olanlardan da razı olsun" değerlendirmesini yaptı.

AK Parti iktidarı ile demokrasinin yeniden inşa edildiğini ifade eden Davutoğlu,  şunları söyledi:

"Şimdi bakın, burada genç bacılarım var, Nene Hatun'un torunları. Nene Hatun'un yüzünü görüyorum sizlerde. Gençlerimiz var, hepinize selam ediyorum. Bizden önce üniversite kapılarında, bu Erzurum Üniversitesi'nin dahi, o Nene Hatun'un torunlarının başörtüsü açılıyor muydu? Peki şimdi o başörtü, Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne girdi mi? Nene Hatunlar, Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne onurla girdi mi? Başörtülü, başı açık, hiç kimseye artık bu ülkede ayrımcılık yapılmayacak. Nene Hatun'un torunları el ele geleceğe yürüyecek."

Davutoğlu, milliyetçilik yapanların da Erzurum'da konuştuğunu belirterek, şöyle devam etti:

"Onlara geldiğinde sorun, 3 partinin iktidar olduğu o dönemde, Türkiye'nin tankları, başka ülkelerden hibe alınan tanklar, Türkiye'de modernize edilemiyordu, İsrail'e gönderiliyordu. Düşünün tankını başka ülkede modernize eden bir ülke, Allah aşkına, şerleri defedebilir mi? Biz, muktedir bir Türkiye'nin peşindeyiz. Şefkat ve kudret eli olan bir Türkiye Cumhuriyeti'nin peşindeyiz."

(Sürecek)