AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, bazı köşe yazarlarının, " Suriye'de kendi halkını, çocuk, kadın, yaşlı, masum sivil demeden acımasızca vahşice katleden bir zorba yönetim işbaşındadır" ifadesini, "Başbakanımız çok sert konuşuyor" diyerek eleştirdiklerini belirterek, "İstisnalar bir tarafa, kalemleriniz belki belli yerlere satılmış olabilir ama bu siyasi irade, belli bir yere değil, hakka ve halka teslim olmuş bir siyasi iradedir" dedi.
Erdoğan, partisinin TBMM Grup Toplantısında yaptığı konuşmada, Doğu Akdeniz'de, uluslararası sularda AK Parti'nin, Recep Tayyip Erdoğan'ın değil, Türkiye Cumhuriyeti'nin aziz milletinin uçağının hedef alındığını söyledi.
Böyle bir hadise karşısında dahi net tavır takınamayanların, karnından konuşanlar, hatta Suriye'deki zalim yönetime zımni destek verenlerin tarih ve millet önünde mahkum olacaklarını belirten Erdoğan, "Bazıları bizim Suriye politikamızı eleştiriyorlar. Öncelikle burada bir hususu hatırlatmak istiyorum" dedi.
29 Ekim 1923 tarihinin, ülke ve millet olarak Türk tarihi için dönüm noktası olduğunu belirten Erdoğan, "29 Ekim 1923'te bu millet yeniden, yeni bir devletle tarih sahnesindeki yürüyüşüne kaldığı yerden devam etmiştir. Ancak bu milletin, ülkenin tarihi 29 Ekim 1923'te başlamamıştır. Türkiye'nin Suriye politikasını acımasızca, cahilce eleştirenlere kendi tarihimizden bir kaç önemli sahneyi hatırlatmak istiyorum. 9 asır önce, komşu ülkeler yaşanan katliamlara gerekli duyarlılığı göstermezken, Anadolu'da bir kahraman, Kudüs ve Şam'ı korumak için canı pahasına mücadele ediyordu. Selçuklu Sultanı Kılıçarslan. Kudüs ve Şam'a doğru ilerleyen düşman ordularını durdurmak için, ta İznik'te mücadeleye başlamıştı. Kılıçarslan, Şam ve Kudüs'ü namus ve şeref olarak görüyor, Şam ve Kudüs'ün güvenliğini Anadolu'dan, İznik'ten muhafaza etmeye çalışıyordu" diye konuştu.
-"Şam bizim için Mekke kadar kutsal"-
Başbakan Erdoğan, Nurettin Zengi, Selahaddin Eyyübi Selçuklu komutanları olarak, Şam ve Kudüs'ün istiklali için destansı bir mücadele verdiklerini ifade ederek, şunları kaydetti:
"Selçuklu, Osmanlı dönemlerinde Şam bizim için en az Kudüs, Mekke ve Medine kadar kutsal bir şehir olmuştur. 9 asır boyunca Türkler, Edirne'yi Hama'dan, Bursa'yı Humus'tan, Diyarbakır'ı Halep'ten, İstanbul Şam'dan ayrı gayrı görmediler. İstanbul ile Şam tıpkı Türkler, Kürtler ve Araplar gibi tarihleri bir, kaderleri bir, gelecekleri bir olan iki kardeş şehirdir. Suriye'nin cetvelle çizilmiş sınırları, Suriye ve Türkiye halklarının kardeşliğini engellemeye yetmez. Suriye'nin başına getirilmiş işbirlikçi, despot yöneticiler, Suriye ve Türkiye halklarının insanlık tarihi kadar eski kardeşliğini törpülemeye yetmez. Bu coğrafya'da Irak, Suriye, Lübnan, Filistin, Mısır ve diğerleriyle bir elin parmakları kadar birbirimize yakınız. Bir elin parmakları kadar biz beraberiz ve kardeşiz. Kendi tarihinden bile haberdar olmayanlar işte bu kardeşliği anlayamazlar. Suriye'deki zalim ve kukla yönetime sempati duyanlar, Türkiye ile Suriye'nin kadim uhuvvetini anlayamazlar. Kendi tarihinden, ecdadından bihaber olanlar, AK Parti'nin Suriye politikasını doğru analiz edemezler.
Bundan 100 yıl önce, çil çil altınlar karşılığında hem kendi ruhunu hem de Kudüs'ü satan çapulçular, nasıl ki bizim Arap kardeşlerimiz temsil etmiyorlarsa, bugün Suriye'deki yönetim de asla ve asla bizim Suriye'li kardeşlerimizi temsil etmiyor. Baba Hafız Esed kendi halkına karşı zalimhane bir tutum içindeyken 30 bin vatandaşını öldürmüşken, Türkiye'ye karşı da hasmane bir tutum sergiliyordu. Ancak oğul Esed hem kendi halkına hem Türkiye'ye, hem bölge ülkelerine umut verdi. Değişeceğini söyledi, değiştireceğini, kendi halkına haklarını teslim edeceğini söyledi. Komşularına hasmane tutum içinde olmayacağını söyledi. Biz oradaki Kürt vatandaşlarımız için de 'vatandaşlık haklarını ver' dediğimizde
'vereceğim' dedi ama bunları yapmadı. Aynı şekilde etnik unsurlar arasında fark gözetmeden, içerideki şu haksız yere tutuklu bulunan, sorgulamaması dahi yapılmamış olanları 'bırak' dediğimiz, 'bırakacağız' dedi. Cumhurbaşkanımız, benim kendisiyle yaptığımız... ve 17 yıl, 12 yıl mahkemeye dahi çıkarılmadan orada duranlar var. Söylemeler söylemeler neticesinde serbest bıraktı. Bunlar bir kaç kişi ama içeride binlerce kişi bu şekilde yatıyor. Biz, verilen bu sözlerden memnuniyet duyduk. 'Her şeyiyle biz hazırız' dedik, umutlandık ama gel gör ki umutlarımız hep boşa çıktı. Suriye'nin değişmesi için, kardeş halkının huzura kavuşması için hiç bir desteği esirgemedik."
-"Oyalama taktiği olarak bugüne kadar getirdiler"-
Başbakan Erdoğan, Suriye ile olan en önemli proje olduğunu söylediği Asi Nehri ile ilgili projenin, her iki ülke için de tarihi bir adım olduğunu belirtti.
Süreç içinde Esed'in hem kendi halkını hem de Türkiye'yi oyaladığını, verdiği sözleri tutmadığını, babasının izinden gitmekte ısrar ettiğini gördüklerini kaydeden Erdoğan, "Kardeş ülkeye uyarılarımızı yaptık, tavsiyelerde bulunduk, günlerce telefon diplomasisi yaptık. Özel temsilcim olarak Dışişleri Bakanımı gönderdim, bunun dışında bir çok özel temsilcilerimizi gönderdik ama değişen bir şey olmadı. En son BM ve Arap Ligi temsilcisi Kofi Annan'ın verdiği planı, bir oyalama taktiği olarak bugüne kadar getirdiler" dedi.
Başbakan Erdoğan, yaklaşan tehlikeden Suriye yönetimini, Kuzey Afrika'daki gelişmelerden dolayı ikaz ettiklerini ifade ederek, "İkazlarımıza, tavsiyelerimize kulak asmayan Suriye yönetimi ağır silahlarla, baskıyla işkenceyle çocukları, kadınları katletmek suretiyle kendi sonunu hazırlamıştır" diye konuştu.
Gelinen noktada Suriye yönetimin hiç bir meşruiyetinin kalmadığının çok açık olduğunu ifade eden Erdoğan, şunları kaydetti:
"Suriye'de kendi halkını, çocuk, kadın, yaşlı, masum sivil demeden acımasızca vahşice katleden bir zorba yönetim işbaşındadır. Benim bu ifadelerimi Bazı köşe yazarları, 'Bizim Başbakanımız çok sert, çok köşeli konuşuyor' diyor. Bize gelin özel bir ders verin de nasıl konuşacağımızı da sizden öğrenelim. Sizin köşeniz de yaptığınız dalkavukluğu, biz Türkiye Cumhuriyeti'nin başında yapamayız.
İstisnalar bir tarafa, kalemleriniz belki belli yerlere satılmış olabilir ama bu siyasi irade, belli bir yere değil, hakka ve halka teslim olmuş bir siyasi iradedir. Birileri çıkıyor, 'Türkiye bu olanları, bu katliamları zulümleri görmezden gelseydi, Türkiye neden bu kadar önde' diyor. Türkiye'ye, kendi ülkesine, kendi memleketine maşa, taşeron gibi ifadelerle hakaret edenler, haksızlık edenler var. Cürümü ne kadar yer tutar diye baktığın zaman da bir şey tutmaz. Ama bunları alıp kaldıranlar, paye verenler var. Biz kimsenin maşası değiliz, taşeronu da değiliz. Biz başkalarının kışkırtmasıyla değil; kendi iradesiyle, gücüyle tarihi ve medeniyete hareket eden bağımsız bir ülkeyiz. En önemlisi biz Hz. Ali'nin şu sözünü kendisine rehber edinmiş bir ülkeyiz. Ne diyor Hz. Ali; 'haksızlık karşısında susan, dilsiz şeytandır.' Bizim haksızlık karşısındaki haykırışımızı da farklı yerlere çekenler; şeytanla ortaktır, onlar da dilsiz şeytandır, değerli arkadaşlar. Biz bölgede kimlerin Suriye'nin katliamlarına destek verdiğine bakmıyoruz. Biz bölgede Suriye'nin katliamlarına kimlerin sessiz ve tepkisiz kaldığına bakmıyoruz. Biz Türkiye'yiz, biz büyük bir ülkeyiz. Biz kendimizden sorumluyuz. Biz çıkar hesapları yapmadan, sağına soluna bakmadan 'ben varım' diyecek, haksızlık karşısında sesini yükseltecek bir ülkeyiz."
-İngilizce ve Arapça çeviri-
Bu arada, Erdoğan'ın Suriye konusunda yapacağı açıklamalar nedeniyle grup toplantısına yoğun bir izleyici katılımının olduğu gözlendi. Meclis'te bulunan 4 Kuveyt bürokratı da Erdoğan'ın konuşmasını izleyicilere ayrılan locada takip etti.
Başbakan Erdoğan'ın grup konuşmasını, çok sayıda televizyon kanalı dinleyicilerine canlı olarak ulaştırdı.
Bu arada talepte bulunan yayın kuruluşlarına, TBMM TV'nin stüdyosunda İngilizce ve Arapça çeviri yapıldı.
Erdoğan'a konuşmasının ardından "korsan taksiyle mücadele" dolayısıyla plaket verildi.
(Bitti)
Muhabir: Coşkun Ergül
Yayıncı: Kudret Topçu - TBMM
Son Dakika › Güncel › AK Parti TBMM Grup Toplantısı - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?