Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, Alman Parlamentosunda alınan sözde soykırım kararına ilişkin Almanya Başbakanı Angela Merkel'e gönderdiği mektupta, konunun siyasi zeminde yeniden ele alınmasını ve bu yolla kararın tashih edilmesi için Merkel'in bizzat çabada bulunmasını istedi.
Memur-Sen'den yapılan yazılı açıklamada, Almanya Federal Meclisinin sözde Ermeni soykırımını tanıyan bir karar aldığı anımsatıldı.
Kararın ardından Memur-Sen Genel Başkanı Yalçın'ın Almanya Başbakanı Merkel'e hitaben bir mektup kaleme aldığı belirtilerek, Yalçın'ın mektuptaki ifadelerine yer verildi.
Mektubunda Türk-Alman ilişkilerinin köklü bir geçmişe dayandığının, hasmane zeminler barındırmadığının, karşılıklı güven ile dostluk esasına dayalı geliştiğinin tarihin kaydı altında olduğunu vurgulayan Yalçın, toplumlar ve siyasi aktörlerin, Türkiye-Almanya ilişkilerine yön veren bu tarihi çerçeveyi korumak, geliştirmek için sorumluluk almaktan kaçınmaması gerektiğine dikkati çekti. Yalçın, şu ifadeleri kullandı:
"Tarihin ve diplomasinin bu gerçeklerine rağmen Alman Federal Meclisinin aldığı 1915 olaylarını konu edinen karar, evrensel hukukun hiçe sayılmasıdır. Tarihin incelemesi gereken bir konu hakkında, siyasi saikle hareket edilmesi, iki milletin/devletin ortak tarih ve gelecek kulvarının doğrudan hedef alınmasıdır. Almanya Federal Meclisinin her yönüyle siyasi şov hükmündeki bu kararı, AB'den NATO'ya birçok farklı platformda müttefik/ortak olan Türkiye ile Almanya ilişkilerinin geleceğine hiçbir katkı yapmayacak, aksine bu karar, yeni sorunlara ve geleceğe dair kaygılara kapı aralayacaktır."
"Yanlışınıza Türkiye'yi ortak etme arayışınız da akim kalacak"
Sözde soykırım kararının Almanya'da yaşayan Türklere yönelik ayrımcılık ve dışlamalara sebep olacağını belirten Yalçın, şu değerlendirmede bulundu:
"Yakın gelecekle ilgili hesaplarınıza bağlı olarak bazı ülkelere şirin gözükme, aynı tarafta olduğunuz izlenimi oluşturma çabalarınız beklediğiniz sonucu vermeyecektir. Aynı çabalar kapsamında kendi yanlışınıza Türkiye'yi ortak etme arayışınız da akim kalacaktır. Geçmiş üzerinden Türkiye'yi karalamaya dair ön yargılı arayışlar belki size, ülkenize ve birkaç fırsatçı ülkeye kazandırmış olabilir fakat insanlığa kaybettirecektir. Alman Federal Meclisi ve siyasi temsilcileri bu kararla Türk-Alman ilişkileri ve Türk-Ermeni ilişkileri konusunda arabuluculuk mu yoksa arabozuculuk mu yaptıklarını iyi hesaplamalı. Bu karar, Almanya'da yaşayan, Alman vatandaşlığına geçen veya geçmeye hazırlanan 3,5 milyon Türk vatandaşının bizatihi Alman halkı tarafından 'soykırımcı' olarak nitelendirilmesine, onlara bu gözle bakılmasına neden olacaktır. Karar, Almanya'da yaşayan Türklerin entegrasyonunu geciktirme, hatta entegrasyonun tamamen bitmesine zemin oluşturma ihtimalini doğurmuştur. Öte yandan Müslümanlara ve Türklere yönelik hızla büyüyen İslamofobi algısı daha da hız kazanacak, ayrımcılık ve dışlama maalesef çoğalacaktır."
"Tarih gerekli tedbirleri zamanında almayanları asla affetmeyecek"
Yalçın, kendilerini tarihçilerin yerine koyan siyasi kimliklerce alınan bu kararın Alman müfredatına girmesi yönündeki teklifleri ise kararın kendisinden daha tehlikeli, daha ayrımcı ve daha vahim bulduklarına işaret etti.
Bu durumun ayrımcılığın ve dışlamanın ötesinde, son dönemde daha da genişleyen İslamofobi ve Türkiye karşıtı söylem ve eylemlerin müfredat terminolojisiyle kalıcı hale gelmesine zemin hazırlayacağını kaydeden Yalçın, mektubunda şu görüşlere yer verdi:
"Bu gerçekle bugün itibariyle yapmanız gereken, konunun siyasi zeminde yeniden ele alınması ve bu yolla kararın tashih edilmesi için bizzat çaba sarf etmenizdir. Kararın iptaline yönelik hukuki yollara başvurmak da önemli bir seçenek olarak önünüzde durmaktadır. Unutmayın ki tarihin sınavı devam etmektedir ve tarih gerekli tedbirleri zamanında almayanları asla affetmeyecektir."
Son Dakika › Güncel › Alman Meclisinin Ermeni İddialarına İlişkin Kararı - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?