Anayasa Mahkemesi Kararı - Son Dakika
Güncel

Anayasa Mahkemesi Kararı

Anayasa Mahkemesi Kararı

Anayasa Mahkemesi'nin, CHP'nin, 5953 sayılı Arsa Üretimi ve Değerlendirilmesi Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un bazı hükümlerinin iptali istemiyle açtığı davayı reddinin gerekçesi Resmi Gazete'de yayımlandı.

13.02.2013 11:52

Anayasa Mahkemesi'nin, CHP'nin, 5953 sayılı Arsa Üretimi ve Değerlendirilmesi Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un bazı hükümlerinin iptali istemiyle açtığı davayı reddinin gerekçesi Resmi Gazete'de yayımlandı.

CHP, kanunun 3. ve 4. maddelerinin Anayasa'nın 2, 10, 13, 36, 40 ve 138. maddelerine aykırılığını ileri sürerek, iptallerine için dava açmış, yüksek mahkeme bu istemi oy çokluğuyla reddetmişti.

Kararda, iptali istenen 3. maddenin, 2985 sayılı Toplu Konut Kanunu'na, "EK Madde 14-28/3/2001 tarihli ve 2001/2202 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı gereğince, Tasfiye Halinde Türkiye Emlak Bankası Anonim Şirketi tarafından Toplu Konut İdaresi Başkanlığı'na devredilen varlıklardan ve bu varlıklarla ilgili devirden önce yapılmış akitlerden doğan yükümlülükler nedeniyle Toplu Konut İdaresi Başkanlığı'ndan ve ortaklıklarından hiçbir hak ve alacak talebinde bulunulamaz. EK Madde 15- Ekli listede yer alan kadrolar ihdas edilerek 13/12/1983 tarihli ve 190 sayılı Genel Kadro ve Usulü Hakkında Kanun Hükmünde Kararname'nin eki (III) sayılı cetvelin Toplu Konut İdaresi Başkanlığına ilişkin bölümüne eklenmiştir" düzenlemelerini içerdiği belirtildi.

İptali istenen 4. maddeninse aynı kanunun geçici 4. maddesini, "Tasfiye Halinde Türkiye Emlak Bankası Anonim Şirketi tarafından Toplu Konut İdaresi Başkanlığına devredilen varlıklardan ve bu varlıklarla ilgili devirden önce yapılmış akitlerden doğan yükümlülükler nedeniyle Toplu Konut İdaresi Başkanlığına ve ortaklıklarına karşı yargı mercilerinde açılmış veya husumet yöneltilmiş devam eden davalar ile icra takipleri ek 14'üncü madde hükmü uygulanarak sonuçlandırılır" şeklinde değiştirdiği ifade edildi.

-Anayasa'nın 36. maddesi anımsatıldı-

2985 sayılı kanunun ek 14. maddesiyle TOKİ'ye, Tasfiye Halinde Türkiye Emlak Bankası'ndan bedeli karşılığı devredilen varlıklardan ve bu varlıklar ilgili devir öncesi dönemde yapılmış akitlerden doğan yükümlülükler nedeniyle TOKİ ve ortaklarından hak ve alacak talebinde bulunulamayacağı ve geçici 4. maddesiyle devir öncesi işlemlerle ilgili devam eden dava ve icra takiplerinin de ek 14. madde uygulanarak sonuçlandırılacağının öngörüldüğü açıklanan kararda, Anayasa'nın 2. maddesinde, Türkiye Cumhuriyeti'nin bir hukuk devleti olduğunun belirtildiğine dikkat çekildi.

Anayasa'nın 36. maddesinde, "Herkes meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir" denilerek yargı organlarına başvurabilme, bunun sonucu olarak da iddia, savunma ve adil yargılanma hakkının güvence altına alındığı aktarılan kararda, hak arama özgürlüğünün, kendisi bir temel hak niteliği taşımasının ötesinde, diğer temel hak ve özgürlüklerden gereken şekilde yararlanılmasını ve bunların korunmasını sağlayan en etkili güvencelerden birisi olduğu kaydedildi. Kararda, kişilere yargı mercileri önünde dava hakkı tanınmasının adil bir yargılamanın ön koşulunu oluşturduğuna dikkat çekilerek, şöyle denildi:

"Türk hukuk sisteminde, bir varlığı devralanın üçüncü kişilere karşı sorumluluğu, varlık üzerinde üçüncü kişiler lehine tescil veya şerhin varlığı veya varlığın külli halefiyetle devralınması durumunda geçerlidir. Türk hukuk sistemi, modern hukuk sistemlerine ve hukukun kabul edilen evrensel ilkelerine paralel olarak mal varlığı haklarından ayni nitelikli olanların tescil edilerek herkese karşı ileri sürülebileceğini, sözleşmeye bağlı hakların ise tescil edilmeksizin yalnızca sözleşmenin taraflarına karşı ileri sürülebileceğini kabul etmektedir. Karma nitelikli haklarda ise tescil şartı ile devralanın sorumluluğu kabul edilmektedir. Zira tescil ile üçüncü kişilerin varlığa şerh edilmiş haklardan haberdar olabileceği göz önünde bulundurulmaktadır.

Hukukumuzda taşınmaz üzerinde kurulacak sınırlı ayni haklar kanunla veya tapu kütüğüne tescil ile kazanılabilmekte; taşınır rehini ve işletme rehini gibi diğer varlıklar üzerinde kurulacak ayni haklar ile satış vaadi, ön alım, arsa payı karşılığı inşaat gibi diğer ayni haklar da yine tescil ile kurulmakta ve varlığı devralan üçüncü kişilere karşı ileri sürülebilmektedir. Sözleşmeye bağlı hakların üçüncü kişilere karşı ileri sürülememesi, sözleşmelerin sadece sözleşmenin taraflarını bağlaması, diğer bir ifadeyle borç ilişkisinin nispi niteliğinin bir gereğidir. Dolayısıyla sözleşmeler kural olarak tarafları bağladığından tescil edilmeksizin sözleşmeye konu varlığı devralan üçüncü kişiye karşı ileri sürülemezler.

Külli halefiyet, 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 179. maddesinde düzenlenmiştir. Külli halefiyetin varlığı için devreden ile devralan arasında yapılan bir anlaşma ile bir işletmenin aktif ve pasif unsurlarıyla birlikte devredilmesi gerekmektedir."

-"Satış benzeri işlem"-

Kararda, tasfiyesi öngörülen Emlak Bankası'nın bankacılıkla ilgili olmayan varlıkları, bu konuda faaliyet gösteren iştiraklerindeki hisse payları, ticari taşınmazları ve ihtiyaç fazlası taşınmazlarının, bilanço değeri üzerinden bedeli karşılığı Bakanlar Kurulu kararı ve 14 Aralık 2001 günlü protokol ile TOKİ'ye devredildiği anımsatılarak, "Dolayısıyla TOKİ'nin Emlak Bankası'ndan varlık devralması satış benzeri bir işlemle gerçekleştirilmiştir. Satış ilişkisinde alıcının satılanı devralması ile satıcıya cüzi halef olması söz konusu olmakta; satıcının satılanla ilgili borçları alıcıya geçmemekte; ancak satılan varlık üzerinde tescil veya şerh edilmiş haklardan kaynaklanan yükümlülükler devirle birlikte alıcıya geçmekte ve alıcının bu yükümlülüklerinden sorumluluğu hukuken kabul edilmektedir" denildi.

Kararda, şu görüşlere yer verildi:

"Bu durumda dava konusu kurallarda yer alan; Emlak Bankası tarafından TOKİ'ye devredilen varlıklar ve varlıklarla ilgili devirden önce yapılmış sözleşmelerden doğan yükümlülükler nedeniyle TOKİ ve ortaklarından hak ve alacak talebinde bulunulamayacağını ve devam eden dava ve icra takiplerinin bu hükme göre sonuçlandırılacağını öngören hükümler hukuk sistemimizin kabul ettiği genel ilkelerle uyumludur. Zira dava konusu kurallar, sözleşme hukukunun genel ilkeleri arasında yer alan sözleşmelerin taraflarını bağlayacağı ve üçüncü kişileri bağlamayacağı, tescil veya şerh edilmemiş hakların üçüncü kişilere karşı ileri sürülemeyeceği ilkelerinin ve dolayısıyla hukuk sistemimizde yer alan bu ilkelerle ile ilgili hükümlerin teyidi anlamına gelmektedir.

Hak arama hürriyetinin ihlal edilmesi için önce ihlal edildiği iddia edilen konuda bir hakkın hukuk sistemi tarafından korunması gerekir. Mal varlığı kaynaklı borç/alacak ilişkilerinde, sözleşmenin tarafı olanların tarafı olmayanlardan sözleşmeye dayalı olarak tescil edilmeyen bir hak talep etmesi söz konusu değildir. Genel bir hukuk ilkesini ve hukuk sistemimizde bu ilke ile ilgili var olan Türk Medeni Kanunu ve Borçlar Kanunu'ndaki hükümleri teyit eden düzenleme, Anayasa'da yer alan hak arama hürriyetini ihlal eden bir düzenleme olarak değerlendirilemez."

Kararda, açıklanan nedenlerle dava konusu kuralların iptal isteminin reddi gerektiği bildirildi.

Kararda, Anayasa Mahkemesi üyeleri Fulya Kantarcıoğlu, Mehmet Erten, Osman Alifeyyaz Paksüt, Zehra Ayla Perktaş ile Erdal Tercan'ın bu görüşe katılmadıkları da belirtildi.

-Karşı görüşler-

Karara katılmayan, Kantarcıoğlu, karşı oy gerekçesinde, "iptal davasının, kurallara getirilen farklı yorum doğrultusunda reddedildiğini" belirtti. Yasaların, kazanılmış hakları saklı tutmak ve hukuk güvenliğini sarsmamak koşuluyla, ancak, geleceğe yönelik öngörülebilir kurallar içerebileceğine işaret eden Kantarcıoğlu, geriye dönük düzenlemelerle kişilerin haklarının, hukuki istikrar ve güvenlik ilkesi gözetilmeden kısıtlanmasının hukuk devleti ilkesiyle bağdaşmayacağını vurguladı.

Kişilerin, yürürlükte bulunan mevzuata göre ilgililerden hak talebinde bulunmalarına, dava açmalarına ya da açılmış davalarına, iptali istenilen yasa kurallarıyla müdahale edilmesinin, hukukun üstünlüğü, hukuk güvenliği ve hak arama özgürlüğü ile bağdaşmadığını kaydeden Kantarcıoğlu, bunun, yargı fonksiyonunun, yasama erki tarafından gasbı sonucunu doğurduğunu ve kuvvetler ayrılığı ilkesiyle de bağdaşmadığını ifade etti.

Kantarcıoğlu, anayasaya uygunluk denetiminde yorumlu ret kararının, "iptali istenilen kuralın, içeriğinin belirsiz olması nedeniyle farklı yorumları olanaklı kılması halinde başvurulabilecek bir yöntem olup, duraksamaya yol açmayacak kadar açık ve anlaşılabilir olan kurala farklı bir anlam ve içerik kazandırılması amacıyla kullanılamayacağını" belirtti.

Erten ve Perktaş da karşı oy gerekçelerinde, Tasfiye Halinde Emlak Bankası Anonim Şirketi'nin TOKİ'ye yaptığı devirden dolayı mal varlığında meydana gelen azalma ve TOKİ'den hak talebinde bulunma yasağı nedeniyle hak sahiplerinin, Tasfiye Halinde Emlak Bankası Anonim Şirketi'nden elde edebilecekleri hakların riske sokularak, hak arama hürriyetinin zayıflatıldığını, bunun, Anayasa'da yer alan hak arama hürriyeti ve hukuk devleti ilkelerinden olan kazanılmış hak kavramını ortadan kaldırdığını ifade ettiler.

Paksüt ise karşı oy yazısında, "Başka bir ifadeyle, hukuk devletinde yasa koyucunun, hukuk sisteminin genel ilkeleri karşısında dava yoluyla bir hakkın aranmasının yararı olmayacağı gerekçesiyle hak arama hürriyetinin özünü zedeleyen, kullanılmaz hale getiren bir düzenleme yapması mümkün değildir. Yasa kuralının çıktığı tarihte açılmış veya husumet yöneltilmiş dava ve icra takiplerinin de sonuçlandırılmaksızın, yasa gereği zorunlu olarak reddedilmesi hukuk devleti ilkesine aykırıdır" görüşünü belirtti.

Tercan da "devredilen varlıklar üzerinde, devirden önce üçüncü kişiler lehine doğmuş (mülkiyet dışındaki diğer) ayni ve tapu siciline şerh verilen şahsi hakların, devralan TOKİ'ye ve ortaklıklarına karşı ileri sürülmesinin kanunla engellenmesinin, hak sahiplerinin Anayasa madde 35 ile koruma altına alınan mülkiyet hakkının ihlali sonucunu doğurduğunu" kaydetti.

Muhabir: Barış Kılıç

Yayıncı: Selçuk Aval - ANKARA

Kaynak: AA

Son Dakika Güncel Anayasa Mahkemesi Kararı - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?

    SonDakika.com'da yer alan yorumlar, kullanıcıların kişisel görüşlerini yansıtır ve sondakika.com'un editöryal politikası ile örtüşmeyebilir. Yorumların hukuki sorumluluğu tamamen yazarlarına aittir.

Advertisement