Aralarında emekli Oramiral Özden Örnek ile emekli orgeneraller Halil İbrahim Fırtına ve Çetin Doğan'ın da bulunduğu 361 sanıklı "BalyozPlanı" davasının, Yargıtay 9. Ceza Dairesindeki temyiz duruşmasına devam edildi.
Sanıklar Kadir Sağdıç, Abdullah Can Erenoğlu, Mehmet Fatih İlğar, Mehmet Koray Eryaşa ve Turgay Yamaç'ın avukatı Murat Ergün, bu anı epey beklediklerini belirterek, Silivri'de yaşadıkları usul ve yasaya aykırılıkları anlatacağını söyledi.
"Silivri'de ilk günden son güne kadar kendimizi aldatılmış hissettik" diyen Ergün, mahkemenin duruşmanın başında söylediğini ortasında inkar eder hale geldiğini öne sürdü. Ergün, bu durumun sanıkların belki de başka türlü yapacakları savunmalarını ellerinde olmadan eksik ve etkisiz yapmaları sonucunu doğurduğunu söyledi.
Olayın varsayımlarla başladığını ve hükümlerin varsayımlar üzerine kurulduğunu öne süren Ergün, "Varsayımları, ispat edilmiş hakikatler gibi karar verilerek mahkumiyet hükümleri kuruldu" dedi.
Ergün, "Tebliğnameyi, iddianameyi okuyun bir tane ispat edilmiş hüküm yok. Bunları okuyanlar anlamış, değerlendirmiş, düşünmüş, takdir etmiş ama bir tanesini ispatlamamış. İspatlanmamış iddia değerlendirilir mi? Somut olgulara dayanmayan takdir bu kadar hoyratça kullanılabilir mi? İnsanları geçtim bir ülkenin kaderiyle bu kadar oynanabilir mi? Bu çok ağır bir ihmaldir" ifadelerini kullandı.
-"TSK kadroları tasfiye edilmiştir"
Gölcük Donanma Komutanlığı binasında çıkan verilere de değinen Ergün, şunları söyledi:
"İstihbarata karşı kurulan İKK birimi, bu odanın zeminindeki kablo kanallarında bulunan işleri bitmiş ama devlet malı olduğu için atılamayan, kullanılamayan, silinmiş boş vaziyette duran harddiski kim alıp yükleme yapıp geri koyabilir? Biz yapabilir miyiz, kim yapabilir? Eğer TSK içerisinde Türkiye Cumhuriyeti'nin niteliklerini değiştirmeye yönelik niyetleri olan güçlere hizmet eden işbirlikçi hainler olmasa bunlar olmaz. Şu noktayı kaçırmayalım, TSK içerisinde müvekkillerimizin, sanıkların oluşturduğu bir çeteyle mücadele etmiyorlar, öyle bir şey yok, masum insanları yakıyorlar. Çünkü onlar tasfiye edilmeden amaçlarına ulaşamazlar. Bu hep böyle olmuştur. Her zaman ülkede değişiklik yapılacaksa TSK kadroları tasfiye edilmiştir. Bugün yaşadığımız da odur."
-"Bizim yaşadığımız yargılama olsaydı maddi gerçeğe ulaşılmaya çalışılırdı"
"Siliviri'de o sürecin adı yargılama değil yargıla-ma. Bizim yaşadığımız o yarglama olsaydı maddi gerçeğe ulaşılmaya çalışılırdı" diyen Ergün, herşeye rağmen isnat edilen suçların imkansızlıklarını açıklama konusunda başarılı olduklarını ifade etti.
İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesindeki yargılamada, iddia makamının 359 talebinin 358'inin kabul edildiğini, savunmanın ise 943 talebinin yalnızca 7'sinin kabul edildiğini anlatan Ergün, "Bu avukatlar ne istedi ki binde 7'si kabul edildi? Biz sadece delillerin sahteliği doğruluğu incelensin, bilirkişi, tanıklarımız dinlensin dedik. Ret, ret, ret istatistikler ortada" dedi.
Birleşmiş Milletler'in (BM) Balyoz davası tutuklularının yaptığı başvuru üzerine aldığı kararı da değerlendiren Ergün, "Neden BM'den gelen bir karara seviniyoruz Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak? Atatürk'ün büstü olan bir mahkemeden gelen bir karara neden sevinemiyoruz da kıtalar ötesi, bizden tamamen yabancı insanların verdiği kararlara seviniyoruz? Neden bu topraklarda güller hep kırmızı açıyor" ifadesini kullandı.
-"Silivri'yi film şeridi gibi açtınız"-
Ergün'ün savunması sırasında araya giren Başkan Ekrem Ertuğrul, savunmayı kesmek istemediğini belirterek, Ergün'ün savunma için seçtiği yöntemin çok güzel ve etkileyici olduğunu söyledi. Ancak sırada bekleyen avukatlar olduğunu hatırlatan Ertuğrul, tekrarlardan kaçınmasını istedi. Ertuğrul, "İki haftadır biraradayız. Artık birbirimizi az çok tanıyoruz. Bu savunma biçiminde bizler konuşmuyoruz sizlerle göz göze geliyoruz, çok iyi anlıyoruz. Belirttiğiniz hususlar çok güzel, duygulu bir savunma ancak tekrar mahiyetinde olan konulardan kaçının. Çok güzel açtınız, film şeridi gibi Siliviri'yi açtınız" diye konuştu.
Savunmasını sürdüren Ergün, müvekkili Turgay Yamaç'ın, listelerde adı bulunduğu gerekçesiyle tutuklu olduğunu ancak listede 'T' harfinin bile bulunmadığını söyledi.
Mehmet Koray Eryaşa'nın, deniz komodoru olduğunu belirten Ergün, tutuklanma sebebinin Marmara Denizi'nde planla ilgili keşif yapmak olduğunu belirtti. Ergün, "Koray, o gün Çanakkale'de tatbikatta. Mahkemeye bunun kayıtlarını, gemi jurnallerini sunduk. Deniz hukkunda en geçerli kanıt demek. Bir milletvekili bununla ilgli soru önergesi verdi. Darbe yapılacağını söyleyen hükümetin Milli Savunma Bakanı, Koray orada değildi diye cevap verdi ama buna rağmen Koray içeride" dedi.
Ergün, Mehmet Fatih İlğar'ın, savunmasına itibar edilmediğini ancak ifadesini çürütecek delil de bulunmadığını savundu.
Abdullah Can Erenoğlu hakkındaki müdalaada yazı hazırladığı, gerekçeli kararda ise yazıyı hazırlamadığı, imzasına açıldığı ifadesinin yer aldığını anlatan Ergün, bu çelişkinin giderilemediğini söyledi.
Erenoğlu'nun birisin bir bacağı kısa, diğerinin bir eli olmayan iki kardeşiyle ilgili, "sahte çürük çetesi, kardeşlerine askerlik yaptırmadı" şeklinde haberler yapıldığını anımsatan Ergün, "Nereden biliyorsun kardeşlerinin askere gitmediğini, hadi onu öğrendin üstün gazetecilik başarısı, peki bunları nereden uydurdun? Duruşmada kardeşlerinin fotoğraflarını mahkemeye verdik. İtibarsızlaştırımaları adına insanların özel hayatları delik deşik edildi, hepsi linç edildi. Buna çanak tutan ve propagandaya alet olan masaalef bazı basın çalışanları da var. Onlar olamasaydı da bu dava böyle olmazdı" diye konuştu. - Ankara
Son Dakika › Güncel › Balyoz Planı Davası Temyiz Duruşması - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?