Başbakan Davutoğlu Davos'ta

Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Bizim uluslararası topluma Suriye'de krizin çözülmesi için baskı yapma hakkımız var ancak hiç kimsenin Türkiye'ye baskı yapmak gibi bir niyeti yok. Türkiye ve ABD arasında, iki müttefik ülke olarak sadece işbirliği ve stratejik dayanışma olur" dedi.

Davutoğlu, İsviçre'nin Davos kasabasında bu yıl 46'ncısı düzenlenen Dünya Ekonomik Forumu'nun (WEF) ikinci gününde 'Türkiye'nin Küresel Rolü" genel oturumundaki konuşması öncesi gazetecilere yaptığı açıklamada, Davos'un her yıl kapsamlı bir gündeminin olduğunu, bu yıl da mülteci krizinden terörizme ve küresel ekonomik krize pek çok önemli konunun ele alındığını söyledi.

Bu sabah Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Ban Ki-mun ile İstanbul'da düzenlenecek Dünya İnsani Zirvesi ile ilgili bir görüşme gerçekleştirdiğini belirten Davutoğlu, Türkiye'nin dünyada en fazla mülteciye ev sahipliği yapan ülke olduğunu ve mülteci krizinin hem Türkiye'yi hem uluslararası toplumu yakından ilgilendirdiğini ifade etti.

Terörizme mücadele konusuna da değinen Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Terör bütün insanlığı tehdit ediyor. Hiç kimse teröre duyarsız kalamaz. İki hafta önce İstanbul'da bir saldırı oldu. Paris'te korkunç bir terör saldırısı yaşandı ve bu nedenle de hem terörizm hem de mülteci krizine yönelik küresel farkındalığa ihtiyaç var. Terörle mücadele de Davos'ta da ele alınan önemli bir konu. Türkiye, pek çok küresel konunun, etkinliklerin ve sorunun merkezinde hem terörle hem de mülteci krizi ile mücadele ediyor."

Davos'ta, küresel ekonomik krizin de ele alındığı ve Türkiye'nin ev sahipliğinde gerçekleştirilen G20 zirvesinde de bu konunun önemli bir yer tuttuğunu kaydeden Davutoğlu, küresel ekonomik krizin görüşüldüğü bu forumlarda işsizlik ve enflasyon gibi temel sorunlara çözüm bulunmasını umut ettiğini dile getirdi.

Davutoğlu, Türkiye ve AB arasındaki gümrük birliğinin iyileştirildiğini belirterek, şöyle konuştu:

"Türkiye'nin çok kapsamlı ekonomik reform gündemi ve önümüzde seçimsiz, istikrarlı bir 4 yıl var. Gelecekteki projelerimiz, reformlar ve ekonomik büyüme için Davos'ta pek çok CEO ve uluslararası yatırımcı ile görüştüm çünkü yüzde 4 ile Türkiye dünyanın en hızlı ekonomilerinden biri."

Bir gazetecinin "Sınırlarınızı daha iyi korumak için ABD Türkiye'ye baskı yapıyor mu?" sorusuna Davutoğlu, şöyle cevap verdi:

"Müttefikler arasında baskı olmaz. Türkiye ve ABD arasında terörle mücadele ve Suriye ve Irak'taki krize siyasi çözüm bulunması konularında çok yakın bir işbirliği var. ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden da cumartesi Ankara'da olacak ve bu işbirliği devam edecek. Çünkü Suriye ve Irak'taki bütün istikrarsızlığın bedelini Türkiye ödüyor özellikle de BM Güvenlik Konseyi'nin (BMGK) Suriye'deki başarısızlığı yüzünden. Mülteciler Türkiye'ye geliyor ve terör Türkiye'yi tehdit ediyor. Bizim uluslararası topluma Suriye'de krizin çözülmesi için baskı yapma hakkımız var ancak hiç kimsenin Türkiye'ye baskı yapmak gibi bir niyeti yok. Türkiye ve ABD arasında iki müttefik ülke olarak sadece işbirliği ve stratejik dayanışma olur."

Suriye nüfusunun yaklaşık yarısının evlerini terk etmek zorunda kaldığını ve yüzbinlerce kişinin öldüğünü, Madaya'da çocukların açlıktan öldüğünü anlatan Davutoğlu, "Suriye'deki krize çözüm bulmak bizim, uluslararası toplumun sorumluluğu ama önce BMGK bir adım atmalı. Şimdiye kadar uluslararası toplum başarısız oldu. Umarız önümdeki siyasi süreçte bir çözüm bulunur" ifadelerini kullandı.

Siyasi diyalog süreci başlamadan önce Suriye rejimine insani yardımları engellememesi için baskı yapılması gerektiğini vurgulayan Davutoğlu, "Madaya'da işlenen savaş suçlarını, sivillere yönelik varil bombası ve kimyasal silah kullanımını önlemek için harekete geçilmeli. Krize bir an önce çözüm bulunmazsa milyonlarca mülteci Türkiye ve Avrupa'ya gelmeye devam edecek ve küresel kriz devam edecek" dedi.

Başbakan Ahmet Davutoğlu, Türkiye'nin sınırlarını kapatıp kapatmayacağına yönelik soruya ise şu yanıtı verdi:

"Biz her zaman mülteciler için açık kapı politikası uyguladık ve bu tarihi bir gelenek. Teröristlerle ise mücadele ediyoruz. Ilımlı muhalifler DAEŞ'e karşı savaşıyor ama maalesef Rus uçakları muhaliflere saldırıyor. Bu yüzden hem terörle hem de sivilleri öldüren baskıcı rejimlerle mücadele etmemiz gerekiyor."