Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin IMF'e olan borcunun 23 Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin IMF'e olan borcunun 23.5 milyar dolardan bugün 1.7 milyar dolar kadar düştüğünü, bu borcun Nisan 2013 tarihinde sıfırlanacağını, ayrıca Merkez Bankası'nın döviz rezervinin de dün itibariyle 92 milyar dolara ulaştığını söyledi.
Başbakan Erdoğan'ın, "Bir daha da Davos'a gelmem" dediği Dünya Ekonomik Forumu, üç yıl sonra İstanbul'a geldi. İki gün sürecek olan foruma Başbakan Erdoğan'ın yanı sıra, Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Dışışleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, AB Bakanı Egemen Bağış, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı'nın ve yaklaşık 20 ülkeden 50 hükümet temsilcisi katılıyor. Dünya Ekonomi Forumu'nun İstanbul toplantısına 70 farklı ülkeden bin 100 katılımcı kayıt yaptırırken, iki gün sürecek oturumlarda dünyanın dört bir yanından 650 iş dünyası temsilcisi, 180 üst düzey yönetici yer alıyor.
Siwissotel'de düzenlenen Orta Doğu, Kuzey Afrika ve Avrasya Dünya Ekonomik Forumu'nun açılış konuşmasını yapan Başbakan Erdoğan, Dünya Ekonomik Forumu tarafından düzenlenen "Dönüşüm İçindeki Bölgeleri Birleştirmek" konulu Forumun Türkiye'de gerçekleştirilmesinden memnuniyet duyduğunu, forumun Türkiye'de yapılmasını son derece isabetli, aynı zamanda anlamlı bulduğunu söyledi.
-"İÇİNE KAPANAN ÜLKELER BAŞARILI OLAMAZ"-
Türkiye'nin son derece zor bir coğrafyanın ortasında, tüm zorluklara ve tüm sorunlara rağmen istikrarla demokrasi ile büyüyen, çeveresinde yaşanan tüm hadiselere rağmen, bir güven adası olmak konumunu güçlü şekilde muhafaza eden bir ülke olduğunu vurgulayan Erdoğan, " Kafkasya, Ortadoğu, Kuzey Afrika ve Balkanlar'da içine kapanan ülkelerin başarılı olamayacağı, bölgesel işbirliğinden kaçınan bir ülkenin sadece refah değil, huzur, istikrar ve güvenden de yoksun kalacağı aşikardır" dedi. Türkiye'nin esasen bunun son derece somut, bariz, herkes tarafından rahatlıkla görülen bir örneği olduğunu belirten Erdoğan, Türkiye'nin yakın tarihine bakıldığında aktif dış politika ve demokratikleşmenin ivme kazandığı dönemlerin ekonomiyi çok güçlü manada desteklediğinin görüleceğini, demokrasinin kesintiye uğradığı, reformların askıya alındığı, temel insan hak ve özgürlüklerinin yeterince önemsenmediği dönemlerde ise Türkiye'nin ekonomik atılım gerçekleştiremediği, ekonomisini büyütemediği, refah düzeyini yükseltemediğini savundu.
-"TÜRKİYE'NİN İÇİNDEN GEÇTİĞİ SÜREÇ ÖRNEK TEŞKİL EDİYOR"-
Hükümetleri idaresinde son 10 yılı aktif, barış odaklı bir dış politika ile demokratikleşme eksenli reformların bir ülkeyi nereden nereye getirdiğini göstermesi açısından son derece manidar olduğunu vurgulayan Erdoğan, Türkiye'nin içinden geçtiği sürecin, belli noktalarda Türkiye'ye özgü olsa da genel manada bölgedeki tüm ülkelere örnek teşkil edecek bir süreç olduğunu ifade etti. Türkiye ekonomisinin son 10 yılda yıllık ortalama yüzde 5.3 büyüme başarısını gösterdiğine işaret eden Erdoğan, bu 10 yıllık süreçte küresel ekonomik krizin de dikkate alındığında, ortalama yüzde 5.3'luk büyümenin önemli bir başarı olduğunu vurgaladı.
-"ÇİN'DEN SONRA EN FAZLA BÜYÜYEN ÜLKE OLDUK"-
Türkiye'nin 2011 yılında, dünyada Çin'den sonra en fazla büyüyen ülke olduğunu ve ekonomisini yüzde 8.5 gibi yüksek bir oranda büyüttüğünü hatırlatan Erdoğan, aynı şekilde 2002 yılında 230 milyar dolar olan milli gelirin, 2011 yılında 3 kat artışla 772 milyar dolara ulaştığını, kişi başına milli gelirin ise üç kat büyüyerek, 3 bin 500 dolardan, 10 bin 444 dolara ulaştığını söyledi. Türkiye'nin 2002 yılında 88 milyar dolar olan dış ticaret hacminin, 2011 yılı sonunda 376 milyar dolara yükseldiğine işaret eden Erdoğan, "Yani dört kattan fazla artış kaydetmiştir" dedi. Turizm gelirlerinin ise 2002'deki 8.5 milyar düzeyinden bugün 23.5 milyar dolara çıktığına dikkati çeken Erdoğan, yıllık 1 milyar doları geçemeyen uluslararası doğrudan yatırımların ise 2011 yılında 16 milyar dolara ulaştığını söyledi.
-"KRİZ ÖNCESİ DÖNEMLER AŞILDI"-
Türkiye'nin bu göstergelerle kriz öncesi dönemleri aşmış durumda olduğunu söyleyen Erdoğan, ülkenin küresel ekonomik krizin ağır seyrettiği 2009 yılında bir miktar gerileme gösterse de, bugün kriz öncesi dönemlerin aşılmış durumda olduğunu, ihracatta, büyümede, turizm gelirlerinde, doğrudan yatırımlarda, bütçe dengesinde, borçlanma faizlerinde Türkiye'nin, krize rağmen çok olumlu bir performans sergilediğini söyledi. Türkiye'nin küresel kriz sürecini IMF ile bir borç anlaşması yapmadan atlattığının altını çizen Erdoğan, "Öyle ki Türkiye'nin, 'stand-byy' anlaşmalarından dolayı 2002 yılında IMF'e borcu 23.5 milyar dolar olurken, bugün bu borç 1.7 milyar dolara kadar düşmüştür. 2013 yılının Nisan ayında Türkiye IMF'e olan borcunu tamamen sıfırlamış olacaktır" dedi.
-"MERKEZ BANKASI'NIN DÖVİZ REZERVİ 92 MİLYAR DOLARA ULAŞTI"-
Merkez Bankası'nın döviz 2002 yılında 27 milyar dolar olan döviz rezervinin ise dün itibariyle 92 milyar dolar olduğunu söyleyen Erdoğan, ekonomide kaydedilen bu başarının, hiç kuşkusuz ülke içinde istikrar ve güvenin eseri olduğu kadar aktif, barışçı bir dış politika ve demokratikleşmenin de eseri olduğunu savundu. İstikrar ve güvenin, Türkiye için olduğu kadar, bölgedeki her ülke için de hayati derecede önemli unsurlar olduğunun açık olduğunu ifade eden Erdoğan, Türkiye'nin 10 yıllık iktidarları döneminde, istikrar ve güveni zedeleyecek her adımdan büyük bir özenle, büyük bir hassasiyetle kaçındığını kaydetti. Yaşanan tüm seçimlerde popülizme asla fırsat tanımadıklarını, mali disiplin ve para politikalarından asla taviz verilmediğinden bahseden Erdoğan, Türkiye'nin yaşadığı bu tecrübenin sadece bölge ülkeleri açısından değil, başta Avrupa olmak üzere krizin ağır seyrettiği tüm ülkeler için örnek teşkil edecek bir tecrübe olduğunu söyledi.
-"MİLLETİMİZDEN HİÇ BİR ŞEYİ SAKLAMADIK"-
Türkiye'de popülist kaygılarla on yıllar boyunca ertelenen reformları kendilerinin kararlılıkla gerçekleştirdiklerini söyleyen Erdoğan, yatırım ortamının iyileştirilmesi, yatırımların en güçlü şekilde teşvik edilmesi için cesur adımlar attıklarını belirterek, "Milletimizden hiçbir şeyi saklamadık. Gizlemedik ve tam bir şeffaflıkla ekonomiyi idare ettik" değerlendirmesinde bulundu. İktidarları süresince son 10 yılda gerek komşu ülkelerle, gerek bölge ülkeleri, gerekse ulaşabildikleri en uzak coğrafyalardaki ülkeler ile iletişim ve iş birliğini güçlendirdiklerini, iş adamlarının ulaştığı her ülkeye ulaşarak sorunları çözmenin mücadelesi içinde olduklarına dikkati çeken Erdoğan, "Şu vurguyu burada bir kez daha yapmakta fayda görüyorum. Türkiye'nin son 10 yılda elde ettiği başarı içerde kaydettiği reformlar kadar, dış politikada aktif, çok boyutlu, ön alıcı, yapıcı, başarı eksenli gayretlerinin bir neticesidir" yorumunu yaptı.
-"HİÇ KİMSENİN İÇİŞLERİNE KARŞIMAK GİBİ NİYETİMİZ OLMADI"-
Türkiye'nin içinde bulunduğu coğrafyada dayanışmanın, iletişim ve işbirliğinin nasıl sevindirici sonuçlar doğurduğunu yaşayarak öğrendiklerini ve yaşayarak gösterdiklerini söyleyen Erdoğan, Türkiye olarak ne yanı başlarındaki ülkelerin, ne de uzak ülkelerin hiçbirinin iç işlerine karışmak gibi bir niyetlerinin hiçbir zaman olmadığını ve olmayacağının altını çizdi.
-"VİCDAN DA KÜRESELLEŞMELİ"-
Erdoğan, küreselleşen dünyada, her ülke meselesinin de küresel olduğunu, dünya küreselleşirken, insani değerlerin, demokrasinin, insan hak ve hürriyetlerinin de küreselleşmek zorunda olduğunu vurgulayarak, "Dünya küresel bir köye dönüşürken, artık vicdan da küreselleşmelidir. Eğer insanlık için bütün bu olaylar yeterli gelmiyorsa bile, yaşanan son küresel ekonomik kriz görülmeli, krizin küresel nedenleri görülmeli ve en azından ekonomi adına artık küresel tedbirler alınmalıdır. İstanbul Toplantısını bu açıdan son derece önemsiyorum" sözleriyle konuşmasını tamamladı. (ANKA-SON)
(HMD/ZHR) - İstanbul
Son Dakika › Güncel › Başbakan Erdoğan (2/son): 'Imf'e Borç 1.7 Milyar Dolara Düştü' - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?