Başbakan Erdoğan: Biz, Hiçbir Yere Gitmiyoruz

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, birkaç gün önce, bir gazetenin yazarının kendilerine "Git, çölde yaşa" dediğini belirterek, "Biz, hiçbir yere gitmiyoruz Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, birkaç gün önce, bir gazetenin yazarının kendilerine "Git, çölde yaşa" dediğini belirterek, "Biz, hiçbir yere gitmiyoruz. Burası bizim yurdumuz, toprağımız, 76 milyon bir olarak, beraber olarak, iri olarak, hep beraber Türkiye olarak yaşadığımız topraklardır. Bizim anavatanımızdan başka gideceğimiz hiçbir yer yok. Bu topraklar üzerinde garip olmaya, parya olmaya da hiç niyetimiz yok. O günler geride kalmıştır" dedi.

Başbakan Erdoğan, TOBB'da düzenlenen "Büyük Doğu Düşüncesi ve Necip Fazıl Kısakürek'in Eserlerinde İdeal Türk Gençliğinin Nitelikleri" konulu makale yarışmasının ödül törenine katıldı. Erdoğan, yaptığı konuşmada, bir millete tarihi unutturulmak istenirken, Necip Fazıl'ın millete, tarihini hatırlattığını söyleyerek, şunları ifade etti:

"Bir millete kendi öz dili unutturulmak istenirken, Necip Fazıl; Yunus Emre diyor, Mehmet Akif diyor, Fuzuli diyor, Nedim diyor, bir millete kendi dilini hatırlatıyordu. Bir millete kendi medeniyeti unutturulmak istenirken, Necip Fazıl adeta kollarını açıyor, "Durun, bu cadde çıkmaz sokaktır' diyordu. Benim de çok sık hatırlattığım, üstada ait bir dize var; "Öz yurdunda garipsin, öz vatanında parya.' Burada Necip Fazıl'ı tanımış, onunla tanışmış, onunla yol arkadaşlığı etmiş birçok büyüklerim var. Bizler, bu mısradan şunu anlıyoruz; "Burası senin öz yurdundur, öz vatanındır, sen öz yurdunda garip olamazsın, parya olamazsın. Sen kendi toprağında, kendi milletinle birlikte yüzüstü sürünemezsin.' Bunu söyledikten sonra üstad, meşhur talimatını veriyor; "Bana kefendir yatak, sana tabuttur havuz, Sen kıvrıl ben gideyim, son peygamber kılavuz, Yol onun, varlık onun, gerisi angarya, Yüzüstü çok süründün, ayağa kalk Sakarya.' Bu ülkenin sahibi, hiç endişe etmeyin, millettir, sizsiniz. Bu milletin ta kendisi. Şu kesim, bu kesim değil, elitler değil, sermaye değil, kalemini kiralayanlar, satanlar, her rüzgarda eğilenler değil, emirle manşet dizen uşaklar değil; bu ülkenin sahibi 76 milyonun tamamıdır."

-"BİZE ÇÖLÜ GÖSTERENLER, KENDİ KALPLERİNE, RUHLARINA BAKSINLAR"-

"Bu ülkenin nice evladının başörtülü, imam hatipli, meslek liseli oldukları için gurbette ilim mücadelesi verdiklerini" vurgulayan Erdoğan, şöyle konuştu:

"Daha birkaç gün önce, bir gazetenin yazarı çıkmış, Çamlıca'ya yapılması düşünülen bir camiden dolayı içindeki öfkeyi kusmuş. Bize "Git, çölde yaşa' diyor. Çöl nedir biliyor musunuz? Çöl, sadece coğrafi bir terim değildir. Çöl, sadece suyu, yeşili olmayan, kurak toprak değildir. Çöl, vicdanı olmayan bir ruhtur. Çöl, terazisi şaşmış zihindir. Her gün yağmur yağsa, her tarafı şelale olsa, her yeri yemyeşil de olsa gaiplerden inen o mübarek nurla aydınlanmayan her kalp çöldür. Bize çölü gösterenler, kendi kalplerine, ruhlarına baksınlar. Çölü işte orada göreceklerdir. Biz, hiçbir yere gitmiyoruz. Burası bizim yurdumuz, toprağımız, 76 milyon bir olarak, beraber olarak, iri olarak, hep beraber Türkiye olarak yaşadığımız topraklardır. Bizim anavatanımızdan başka gideceğimiz hiçbir yer yok. Onun için gece gündüz demeden çalışıyoruz, çalışacağız. Bu topraklar üzerinde garip olmaya, parya olmaya da hiç niyetimiz yok. O günler geride kalmıştır. Türkiye, sesi çok çıkanın, vuranın, kıranın, yakıp yıkanın, millete kibirle tepeden bakanların, milleti korkutanların değil; bizatihi milletin egemen olduğu bir ülkedir. Önce Allah, sonra millet iradesi dışında bize egemenlik taslayacak hiçbir güç yoktur ve olmayacaktır. Başı açık olanla, örtülü olan bu ülkede kardeşçe yaşayacak ve her imkandan eşit derecede faydalanacaktır. Her inanç, ay-yıldızlı bayrağımızın altında, kendisine bu topraklarda özgürce varlık imkanı bulacaktır. Her etnik köken, her din, her mezhep bu topraklar üzerinde kendisini ifade etme imkanı bulacaktır. Birilerinin gelip bizi sınıflara ayırmalarına, kamplara bölmelerine göz yummayacağız."

-"HER BİRİNİZ BİRER NECİP FAZIL OLACAKSINIZ"-

Gençlere, "Unutmayın, ışık doğudan yükselir" diye seslenen Erdoğan, şunları ekledi:

"Siz, birilerinin sesi çok çıkıyor diye, birileri arsız diye, barbarca yakıp yıkıyor diye geri adım atmayacaksınız. Üstadın dediği gibi, fikrin öfkesine gem vuracak, fikirsiz öfkeden uzak duracaksınız. Şiddet, silah, molotof, taş, vs. bunlar şu karşımda gördüğüm gençliğin tarzı asla değildir ve olmayacaktır. Siz, her biriniz birer Necip Fazıl olacaksınız. Fikrinizle, birikiminizle, tavrınızla, Hakk'a sadakatinizle birer Necip Fazıl olacaksınız. İşte o zaman Necip Fazıl'ın vasiyetini de yerine getirmiş olacaksınız."

"Kapıdan içeri girerken, genç bir kızımız önümü kesti, "Sizden bir istirhamım var, ne olur konuşmanızın sonunda bir Necip Fazıl şiiri okuyun' dedi. Çok ısrarlıydı. Biz de kızımızın bu nezaket dolu istirhamını geri çeviremeyiz" diyen Erdoğan, konuşmasını Kısakürek'in "Zindandan Mehmet'e Mektup" şiiriyle bitirdi. - Ankara