Başbakan Erdoğan: Gençleri Dağlara Çıkaran Zihniyet Barışı Konuşabilir Mi?

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayip Erdoğan, Van mitinginde çözüm sürecini anlattı. Yıllardır gençlerin kanından beslenenlerin çözüm sürecinden rahatsız olduğunu belirten Başbakan, "30 Mart'ta bu ahlaksız siyasete siz dur diyeceksiniz" dedi.

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, partisinin Van Beşyol Meydanı'nda düzenlediği mitingde halka seslendi. Sesi oldukça kısık olduğu görülen Başbakan, "Kısık sesi yüzünden" Vanlılardan özrü diledi ve "Van'ı, Diyarbakır'ı iptal edemezdim" dedi.

30 Mart seçimlerinde eski Türkiye ile yeni Türkiye'nin oylanacağını belirten Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu:

"Ülkemiz için, istikbalimizin için önemli bir tercihte bulunacağız. Mührü, ya eski Türkiye'ye vuracağız ya yeni Türkiye'ye vuracağız. Eski Türkiye'de nelerin olduğunu biliyorsunuz. Eski Türkiye'de yasaklar vardı, Eski Türkiye'de kimlikler üzerinde yasaklar vardı, kültürler üzerinde yasaklar vardı, eski Türkiye'de ceza evinde, bir annenin oğlu ile kendi ana dilinde konuşması yasaktı, eski Türkiye'de diller yasaktı, Türküler yasaktı, şarkılar kitaplar yasaktı, eski Türkiye'de klavyeler harflerde yasaktı. Mezralara girişler, köyler yasaktı, farklı dillerde gazete, televizyon kitap, yasaktı. Eski Türkiye reddin, inkarın, asimilasyonun olduğu bir Türkiye'ydi, eski Türkiye'de faili meçhuller, asit kuyuları, bunlar vardı. Eski Türkiye'de başörtüsü yasaktı. İmam Hatiplerin orta kısımları kapatılmıştı. Kamuda başörtüsü ile çalışmak yasaktı. Eski Türkiye'de manevi değerler, kutsal değerler, baskı altında, tehdit altında aşağılamalara maruz kalıyordu. Eski Türkiye'de devlet kibirliydi, devlet tepeden bakıyordu. Devlet vatandaşına, insan muamelesi yapmıyordu. Vatandaşını horluyor, tahkir ediyor, vatandaşları arasında ayrımcılık yapıyordu, eski Türkiye de acılar vardı. Eski Türkiye'de gençlerin kanı akıyordu. Eski Türkiye'de her gün ocaklara ateş düşüyordu. Anneler ağlıyordu, babalar ağlıyordu, yoksulluk vardı, çaresizlik vardı, kimsesizlik vardı."

-"SİLAHLARI SUSTURDUK"-

12 yıl boyunca bunları ortadan kaldırmak için uğraştıklarını belirten Başbakan Erdoğan, "Yeni Türkiye'de hastaneler, okullar, üniversiteler, yollar köprüler, konutlar, ürettik. Yeni Türkiye'de barajlar, elektrik santralleri, statlar inşa ettik. Eğer televizyonlar 24 saat Kürtçe yayın yapıyorsa, TRT Şeş varsa, onu getiren biziz. Yeni Türkiye'de kan yok, yeni Türkiye de barış var, birlik var, kardeşlik var. Biz gençlerim zamansız yitik gitmesini de geçtik, gençlerimizi dağlara çıkaran zihniyet hangi zihniyet, dağlara çıkaran zihniyet barış konuşabilir mi? Demokrasiyi konuşabilir mi? Kardeşliği konuşabilir mi? Silahları susturduk, siyaseti devreye soktuk, çözümün barışın önünü açtık" şeklinde konuştu.

-"BİZ 77 MİLYONUN PARTİSİYİZ"-

Erdoğan şunları kaydetti:

"Ben türkü Türk olduğu için sevmiyorum, Kürdü Kürt olduğu için sevmiyorum, ben Arnavut'u Arnavut olduğu için, Zaza'yı Zaza olduğu için sevmiyorum. Beni yaradan Allah onları da yarattığı için seviyorum. Bir Türkiye'nin partisiyiz, 780 bin kilometrekarenin partisiyiz. Biz 81 vilayetin partisiyiz, biz ayrımcılığın değil, kardeşliğin partisiyiz, biz ne Türkçüyüz, ne Kürtçüyüz, biz milletin partisiyiz. BDP kalkmış, siyasi Kürtçülük yapıyor, MHP siyasi Türkçülük yapıyor, BİZ 77 milyonun partisiyiz.

-"BİZ HAYATIMIZI BUNA ADADIK"-

16 Kasımda Diyarbakır'da muhteşem bir buluşma gerçekleştirdik. Mesut Barzani Diyarbakır'a geldi. 38 yıldır vatanında toprağından ayrı kalan, Şivan Perver Diyarbakır'a geldi. Değerli sanatçımız İbrahim Tatlıses Diyarbakır'a geldi. Orada sadece Diyarbakır'ın değil 77 milyonun gözyaşları arasında, muhteşem bir atmosfer yaşadık. Hep birlikte Türkiye'ye 'Megri' dedik. İşte bu kardeşlik atmosferi, birilerini çok ciddi şekilde rahatsız etti. Yıllardır gençlerin kanından beslenen vampirler, bundan rahatsız oldu. 'AK Parti nasıl megri der?' Biz Hayatımızı buna adadık. Yıllardır, huzursuzluktan, istikrarsızlıktan ölümlerden beslenenler bundan rahatsız oldu.

-"OSLO SÜRECİNE SALDIRDI"-

Bu Pennsylvania'daki zat şimdi utanmadan sıkılmadan CHP'ye oy istiyor. Bu Pensilvanya'daki zat gençliğinde imkan varken, gidip Said-İ Nursi'yi ziyaret etmemiştir. Neden biliyor musunuz? Kürt olduğu için. O gün nasıl ırkçı ise bugün aynı şekilde ırkçı. O gün nasıl tahkir ettiyse, bugün de senaryosunu yazdığı oyunlarla Kürt kardeşlerimi tahkir ediyor. İşte bu zat orada ki kurduğu sarayı ile buradaki maşaları, çözüm sürecine saldırıyor, kardeşliğe saldırıyor, barışa saldırıyor. Oslo sürecinde saldırdı başarısız oldu. MİT müsteşarımızı tutuklatma istedi. Başarısız oldu, en son 17 Aralık'ta başarısız oldu. 25 Aralık'ta ondada başarısız oldu. Bu ahlaksız siyasete 30 Marta siz cevap vereceksiniz."