Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, yüksek yargı düzenleme tasarısına ilişkin, "Hiç kimse laf olsun diye yasa çıkarmaz. Bu yasaların hepsinin etki analizleri, anayasaya uygunlukları ve diğer yasa maddeleriyle uyumu gözden geçirilmiş ve ona göre hazırlanmış olan yasalardır. Ümit ederiz ki bu yasalar çıktığı zaman da Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmesi söz konusu olmaz." dedi.
Kurtulmuş, NTV televizyonunda katıldığı programda gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu, soruları yanıtladı.
Hükümet programının beş temel direğinden bir tanesinin de dış politikada yeni gelişmeler karşısında yeni perspektifler olduğunu belirten Kurtulmuş, hıza ve müzakereye dayalı barışçıl yeni bir takım perspektifleri ortaya koymak istediklerini söyledi.
"Mısır da dahil mi bu perspektiflere?" sorusuna Kurtulmuş, şu yanıtı verdi:
"Bu Mısır'ın atacağı adımlara bağlı. Biz başından itibaren Mısır'da asla Mısır halkıyla düşmanlık içerisinde olmadık. Ama Mısır'da halkın oylarıyla seçilmiş demokratik olarak iş başına gelmiş olan hükümetin tamamıyla antidemokratik yollarla işbaşından uzaklaştırılması... Şimdi arkadan, sözde bir takım göstermelik mahkemelerle, seçilmiş halkın yüzde 50'sinden fazlasının desteğini almış bir cumhurbaşkanının casusluk suçlamasıyla müebbet, falanca suçlamayla idam cezası alması trajikomik bir meseledir. Mısır'a faydası da olmaz bunların. Bu kararlarda uluslararası camianın baskılarıyla inşallah ümit ederim ki uygulanma imkanı da olmaz."
Mısır, Pakistan, Suudi Arabistan, İran ve Türkiye'nin bu bölgenin en önemli ülkelerinden olduğunu dile getiren Kurtulmuş, bu ülkelerin halkları arasında husumet değil, dostluğun barış ve kardeşliğin hüküm sürmesini istediklerini aktardı.
Mısır'daki antidemokratik iktidarın bir müddet sonra yaptıklarından vazgeçmesi gerektiğini ifade eden Kurtulmuş, Mısır'daki seçilmiş iradenin yeniden siyaset yapma zeminine dönmesinden Türkiye'nin memnuniyet duyacağını dile getirdi.
"657 sayılı yasanın değişmesi 25-30 yıldır tartışılıyor"
"Hükümetten beklenen bir başka adımda, Ergenekon ve Balyoz mağduru askerlere iade-i itibarla ilgili. Bu konuda adım atmayı düşünüyor musunuz?" sorusuna karşılık Kurtulmuş, bunun Bakanlar Kurulu'nun gündemine gelmiş bir konu olmadığını söyledi.
Paralel yapıyla mücadele anlamında devlet memurlarının tabi olduğu 657 sayılı kanunda değişiklik yapılıp yapılmayacağına ilişkin soru üzerine ise Kurtulmuş, 657 sayılı yasanın değişmesinin 25-30 yıldır tartışıldığını belirtti.
Kurtulmuş, "Kamu görevlilerinin yasal güvencesi saklı kalmak şartıyla burada farklı teklifler geçmiş dönemlerde konuşuldu, pek adım atılamadı. Bu çok hassas bir konu. Hem mevcut çalışanların güvencesini sağlamak durumundasınız hem de özellikle küresel rekabetin bu kadar çok olduğu ortamda kamu teşkilatının da gerçekten ciddi şekilde rekabet edebilir hale gelmesi, en azından insan kaynakları bakımından sağlayacak düzenlemeleri yapmak durumundasınız. Bu da henüz konuşulan bir konudur, tartışılan, sonuçlandırılmış bir noktada değildir, önemli bir meseledir." şeklinde konuştu.
TBMM Adalet Komisyonu'nda kabul edilen yüksek yargıdaki yeni düzenlemeye ilişkin, "Yüksek yargıyla ilgili düzenleme var. Bu yargı paketinin aslında anayasaya aykırı olduğu, hükümetin ve hazırlayanların da bunu bildiği ama Anayasa Mahkemesi'nden dönene kadar her türlü atamanın yapılıp Yargıtay ve Danıştay'ın yapısının değişeceği için artık yapacak bir şeyin kalmayacağı yönünde yorum ve eleştiriler var. Bunları nasıl değerlendiriyorsunuz?" şeklindeki soru üzerine Kurtulmuş, yapılan yorumların yanlış olduğunu belirtti.
"Gecekondu hükümeti değiliz"
Kurtulmuş, şunları kaydetti:
"Türkiye Cumhuriyeti hükümeti bir gecekondu hükümeti değildir. Ancak gecekondu hükümeti olan ya da bir askeri darbe hükümeti olarak 'Aman bir an önce şu işi de yapalım, bu iş de bitsin.' diye hareket edecek olanlar böyle davranır. 65. Hükümet 2019 seçimlerine kadar iş başında duracak olan bir hükümettir ve 65. Hükümet hem icraatlarını yapacak hem de bu icraatları sırasında yargının farklı cepheleriyle de karşı karşıya kalacak, yani onlar da yargıda bağımsız olarak kendi işlerini görecek, yasama ve yürütme faaliyetleri de birbirinden bağımsız olarak icra edilecek. Dolayısıyla bu hükümet, bu kararı çıkarttı, yarın hükümeti kapatıp gidiyor değiliz. Bir gecekondu hükümeti değiliz."
Hazırlanan her yasanın kul yapımı olduğunu, hiçbir yasanın kusursuz ya da değiştirilemez olmadığını anlatan Kurtulmuş, her yasayla ilgili anayasaya uygunluk, diğer yasalarla çelişip çelişmediği konularının analizlerinin yapıldığına işaret etti.
Kurtulmuş, yasalarla ilgili etki analizinin de yapıldığını ifade ederek, "Diyelim ki çalışma hayatıyla bir yasa çıkartıyorsunuz ya da bu yasa, Yargıtay, Danıştay ile ilgili bir yasayı çıkarıyorsunuz, yargının şu alanında tahmin etmediğimiz başka bir olumsuz etki oluşturur mu, bütün bunların etki analizleri yapılıyor." dedi.
"Ümit ederiz ki, Anayasa Mahkemesi tarafından iptali söz konusu olmaz"
Her yasanın bir amacı olduğuna dikkati çeken Kurtulmuş, kimsenin 'laf olsun' diye yasa çıkarmayacağını ve yasa çıkarmanın da zor bir iş olduğunu aktardı.
Kurtulmuş, "Evet Meclis'te çoğunluğumuz olabilir ama görüyorsunuz, Meclis'i çok yakın takip ediyorsunuz. Neredeyse her yasada kavga, gürültü yaşanıyor. Hiç kimse laf olsun diye yasa çıkarmaz. Bu yasaların hepsinin etki analizleri, anayasaya uygunlukları ve diğer yasa maddeleriyle uyumu gözden geçirilmiş ve ona göre hazırlanmış olan yasalardır. Ümit ederiz ki bu yasalar çıktığı zaman da Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmesi söz konusu olmaz." diye konuştu.
"Hızlı şekilde yasalaşır"
Danıştay üyelerinin dörtte birinin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından belirlenmesinin çok tartışıldığının hatırlatılması üzerine Kurtulmuş, "Bu yasalar hazırlanırken bütün gelişmiş ülkelerdeki, demokratik ülkelerdeki uygulamalar, Yargıtay'la, Danıştay'la, Sayıştay'la ilgili bütün bunlar, kim ne kadar atıyor, ne kadarı parlamentoda atanıyor, ne kadarı cumhurbaşkanı ya da devlet başkanı tarafından atanıyor, hükümetin buradaki rolleri bütün bunların hepsi biliniyor. Diğer ülke uygulamaları da biliniyor. Dolayısıyla diğer ülke uygulamalarıyla da uyumlu olan değişiklik teklifleridir. Ümit ediyorum hızlı bir şekilde yasalaşır ve uygulamaya konulur." değerlendirmesinde bulundu.
Kurtulmuş, Merkez Bankasının faiz konusunda indirim kararı alması yönündeki soruya ilişkin, Türkiye'de ekonomide faz değişikliğine gidilmesi gerektiğini söylediklerini ve bu hükümetle de bu değişime gidildiğine dikkati çekti.
Türkiye'nin sadece makro ekonomik dengeleri güçlü olan bir ülke olmadığını ifade eden Kurtulmuş, "Evet bunu kabul ediyoruz, bu devam etmek durumundadır. Asla bütçe dengesi ve diğer makro ekonomik dengelerden asla taviz vermeden Türkiye gerçekten üretime dayalı yeni bir ekonomik modele, yeni bir ekonomik safhaya geçmek durumunda. 65. Hükümetle birlikte bu faz değişimine geçilmiştir. Faz değişiminin aslı üretmektir, istihdamı çoğaltmaktır ve özellikle Türkiye'nin küresel alanda rekabet edebilecek markalarını ve yüksek teknolojik ürünlerini çoğaltabilmektir. Bu çerçevede baktığımız zaman bu içeride üretimin önündeki en büyük engellerin birisi de yüksek faiz oranlarıdır."
Faiz oranlarının indirilmesinde fayda olduğunu ifade eden Kurtulmuş, Merkez Bankasının bandın alt seviyesi ve üst seviyesi uygulamasını koyduğunu anımsattı.
Merkez Bankası faiz politikasının sadeleştirilmesinin araçlarından birisinin de üst limitin aşağıya doğru çekilmesi olduğunu dile getiren Kurtulmuş, üst limitin aşağıya doğru çekildiğini ve bunun da olumlu olarak Türkiye ekonomisinin üretim gücüne katkıda bulunacağını sözlerine ekledi.
(Bitti)
Son Dakika › Güncel › Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş: (5) - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?