Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, "Ne oldu da bu kadar çok dışarıdan, Pensilvanya'dan Kandil'e kadar, İsviçre'den Hollanda'ya kadar böyle etekleri tutuşmuş bir vaziyette bu ülkeler, bazı siyaset çevreleri, bazı illegal örgütler açıktan 'hayır' cephesine destek verdi. Sorunun cevabı çok basittir. Güçlü bir Türkiye istemezler." dedi.
Giyimkent Tekstilya Fuar Merkezi'nin açılışında Kurtulmuş, 65. Hükümet'in ekonomik programının ana gövdesini üretim, istihdam ve ihracatın oluşturduğunu belirterek, daha çok üreten, daha nitelikli üretim yapan, yüksek teknolojilerde var olan bir Türkiye ve ürettiklerinin ciddi şekilde ihracatını yapan bir Türkiye hedeflediklerini anlattı.
Türkiye'nin her alanda uyguladığı teşviklerin bundan sonra da devam edeceğini dile getiren Kurtulmuş, bir ülkenin esas gücünün, kendi üretim kabiliyetiyle ilgili olduğunu söyledi.
Türkiye'nin yüksek teknolojilerde de yatırım yapmasının önünü açtıklarını ve teşvik ettiklerini dile getiren Kurtulmuş, "Türkiye'nin konvansiyonel endüstrilerinin de ülkenin ekonomik gelişmesinde çok büyük payı var. Bunlardan bir tanesi de tekstil sektörüdür. Tekstil sektörü hala Türkiye'nin istihdamının motor gücüdür ve çok güçlü bir istihdam sağlamaktadır." dedi.
İstihdam seferberliğine ilişkin Kurtulmuş, 3 ayda 420 binin üzerinde ek istihdam sağlandığını, Giyimkent'in de buna destek verdiğini ifade ederek, emeği geçenlere, destek verenlere teşekkür etti.
Tekstil sektöründeki en önemli meselelerden birinin marka üretebilmek olduğunu aktaran Kurtulmuş, "Böylesine önemli bir fuar merkezinin açılması ve Giyimkent'in moda merkezi haline getirilmesi, hiç kuşkusuz markalaşmayı da beraberinde getirmek durumundadır. Bu konuda da atılacak her türlü adımda Türkiye ekonomisini yöneten hükümet olarak arkanızda olduğumuzu ifade etmek isterim." diye konuştu.
"Türkiye, şu andaki sistemin hatalarıyla vakit kaybedemez"
Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, 16 Nisan'daki halk oylamasına az bir sürenin kaldığını ve bu kalan sürenin en iyi şekilde değerlendirilerek, "evet" oylarının artırılmasının sağlanması gerektiğini vurguladı.
Anayasa paketinin, 16 Nisan'da halkın onayıyla geçmesiyle Türkiye'nin neler kazanacağının bir kaç sene sonra daha iyi görülebileceğini ifade eden Kurtulmuş, Türkiye'nin geçtiği bu tarihi dönemin bereketli ve uğurlu olacağını kaydetti.
Anayasa değişikliğine neden şimdi gidildiği konusunda ise Kurtulmuş, Türkiye'de bu değişiklik tartışmalarının yeni olmadığını, 1982 Anayasası'nın kabulünden bu yana bu tartışmaların var olduğunu ve 19. değişiklik için halk oylamasına gidildiğini aktardı.
Numan Kurtulmuş, "Türkiye'nin sırtında yük, ayaklarında pranga" gibi duran mevcut yönetim sisteminin değiştirilerek, Türkiye'nin yeni bir yola, yeni bir istikamete yönlendirileceğini, mevcut sistemin hastalıklarından dolayı çok faturalar ödendiğini belirterek, "Türkiye, şu andaki sistemin hatalarıyla vakit kaybedemez." dedi.
Mevcut sistemin vesayetçi ve çatışmacı bir yapıya sahip olduğunu söyleyen Kurtulmuş, bu nedenle Türkiye'nin yıllarını kaybettiğini belirterek, "16 Nisan akşamı, Allah'ın izniyle vesayetçi sistemi sırtımızdan indiriyoruz" ifadesini kullandı.
Mevcut sistemin siyasi istikrarsızlığa neden olduğunu dile getiren Kurtulmuş, şunları söyledi:
"Türkiye'de 94 yılda 65 hükümet. 17 ay ortalaması… Kusura bakmayın, aranızda yıllardır burada olanlar var, ancak işini yoluna koyabilmiş olanlar var. 17 ayda bir şirket kursanız ayakları üstünde ancak durur ya da duramaz. Bir dükkan açsanız 17 ayda zar zor idare eder hale gelirsiniz. 80 milyonluk Türkiye'yi 17 aylık hükümetlerle nasıl yöneteceğiz? Bu kadar büyük sorunları, bu kadar büyük hedefleri olan bir Türkiye'yi ne zaman yıkılacağı belli olmayan, üflesen yere düşecek hükümetlerle nasıl yürüteceğiz? Böyle bir şey mümkün değildir. İnşallah bu siyasi istikrarsızlıkları da geride bırakıyoruz, 25 gün ayakta duran hükümetler yok."
Sistemin neden olduğu sorunlar nedeniyle Türkiye'nin geçmişte pek çok ekonomik krizle karşı karşıya kaldığını anlatan Kurtulmuş, "Şimdi, bu ekonomik krizler ve bunların getirdiği ağır faturaları da artık ödemeyeceğiz. Bu memlekette ekonomik krizler de inşallah olmayacak, bu yükü de sırtımızdan indiriyoruz" dedi.
"Büyük Türkiye istemezler"
Kurtulmuş, şöyle devam etti:
"Şimdi ne olduysa, bu kampanyada, kampanyanın hariçten gazel okuyan davetsiz misafirleri oldu. Hepiniz görüyorsunuz, uzun uzun anlatmaya gerek yok. Bizim bakanlarımızın önünü kesen, onları halkla buluşturmayan, atlı polisleriyle, polis köpekleriyle saldıranlar ne yazık ki PKK'nın militanlarına Avrupa'nın başkentlerini açtılar, onları polis gözetiminde hayır kampanyası yapmalarına müsamaha gösterdiler. Hatta öyle ki İsviçre'nin Bern şehrinde, Sayın Cumhurbaşkanımızın şakağına doğrultulmuş bir silah posteriyle PKK'nın, PYD'nin, DHKP-C'nin açıktan propaganda yapmasına müsaade ettiler. Aynı posterin yanında siyah harflerle İngilizce, Almanca ve Türkçe koskocaman bir 'hayır' yazısını gördük. Ne oldu da bu beyler böylesine açık bir şekilde Türkiye'nin 'hayır' kampanyasıyla ilgilendiler. Yetmedi gazetelerindeki, hem de Türkçe manşetlerle, 'Erdoğan'ın diktatörlüğüne son vermek için hayır' diye kampanyalar yürüttüler. Yetmedi Alman istihbaratının başı, '15 Temmuz'un FETÖ'nün tarafından yapıldığına inanmıyorum' dedi. Amaç Türkiye üzerine siyasi baskı kurmaktı. Aynı şekilde 5 tane FETÖ'cü eşkıya gitti, Norveç'ten 2-3 saatte siyasi sığınma aldı. Bunların ne manaya geldiğini bu millet çok iyi görüyor. Yetmedi Mart ayının 23'ünde PKK'nın iki numaralı adamı, 'Eğer evet çıkarsa PKK'nın sonu gelir, onun için bölgede baskıyı artırın, milletin hayır demesini sağlayın.' Ne oldu da bu kadar çok dışarıdan Pensilvanya'dan Kandil'e kadar, İsviçre'den Hollanda'ya kadar böyle etekleri tutuşmuş bir vaziyette bu ülkeler, bazı siyaset çevreleri, bazı illegal örgütler açıktan hayır cephesine destek verdi. Sorunun cevabı çok basittir. Güçlü bir Türkiye istemezler, büyük bir Türkiye istemezler. Dünyanın ekonomik kalkınma yarışında öne geçmesini istemezler."
Bozkurt'un açıklamaları
CHP Konya Milletvekili Hüsnü Bozkurt'un açıklamalarına da değinen Kurtulmuş, sözlerini şöyle tamamladı:
"Bir milletvekilinin, milletin oylarıyla seçilmiş bir milletvekilinin, '16 Nisan'dan sonra evet çıkarsa evet diyenleri denize dökeceğiz' demesini kabul etmek mümkün değildir, buna seyirci kalmak mümkün değildir. Evet bizim Türkçemizde denize dökmek diye bir tabir var. Başka bir ülkenin lügatinde de olduğunu zannetmiyorum. Denize dökmek bu milletin anti emperyalist karakterinin bir parçasıdır. Bu millet denize döker, kimi döker? Bu ülkeyi işgale gelen emperyalistleri ve emperyalistlerin uşaklarını denize döker. Dün döktüğü gibi bugün de döker, yarın da döker. Aynı bayrağın altında, aynı ezan seslerinin altında, aynı salaların altında kahraman İzmirlilerin denize döktüğü gibi, 15 Temmuz'da da bu kahraman milletin evlatları FETÖ'nün artıklarını, emperyalist uşaklarını denize döker. Onun için bu milletvekili derhal Cumhuriyet Halk Partisi tarafından disipline sevk edilmelidir. 'Efendim, tasvip etmiyoruz', eyvallah Sayın Kılıçdaroğlu bunu demiş, hiç olmazsa bunu söylemiş ama yetmez. Herhangi bir partinin içinde milletin bir grubuna karşı böylesine hadsiz bir laf söyleyene haddini bildirmek önce o partinin sorumluluğundadır. O partinin genel başkanının sorumluluğundadır. Bunu her gün söylemeye devam edeceğiz. Nasılsa referanduma gidiyoruz bu konu unutulur zannetmesinler. Bu konu unutulmaz. Bu hadsizliktir. Terbiyesizliktir. Edepsizliktir. Millete karşı işlenmiş olan bir hadsizlik ve densizliktir. Bunun derhal düzeltilmesi lazım. Nasıl düzelteceksiniz? Sözle değil gereğini yapın, disipline sevk edin."
Konuşmaların ardından Kurtulmuş ve AK Parti Milletvekili Abdullah Başçı, kaymakamlar ve belediye başkanlarının da aralarında bulunduğu davetliler açılış kurdelesini kesti.
Daha sonra cuma namazını Esenler Müftülüğü Havaalanı Uhud Camisinde kılan Kurtulmuş, çıkışta kendisini karşılayan vatandaşlarla bir süre sohbet etti.
Son Dakika › Güncel › Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş Açıklaması - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?