BDP Eşbaşkanı Gültan Kışanak, başkalarının "b-c-d planları" olabileceğine dikkat çekerken "Ama bizim tek bir planımız var o da örgütlenmek ve mücadele etmektir BDP Eşbaşkanı Gültan Kışanak, başkalarının "b-c-d planları" olabileceğine dikkat çekerken "Ama bizim tek bir planımız var o da örgütlenmek ve mücadele etmektir. Biz barış istiyoruz, çözsüm istiyoruz, haklarımızı ve özgürlüklerimizi istiyoruz ve bu planımızı gerçekleştirmek için de kendimize, örgütlü gücümüze güveniyoruz" dedi.
Partisinin TBMM Grubunda konuşan Kışanak, "Önemli tarihsel bir süreçteyiz eminim ki herkesin aklı fikri bu süreçte. Kişisel sıkıntıları olsa da kendi programları olsa da, tüm Türkiye'nin 'bu süreç nasıl işleyecek bizi nereye götürecek?' bu sorular aklında dolaşıp duruyor. Şundan emin olun ki biz hangi bilgilere sahipsek, sizlerde aynı bilgilere sahipsiniz. biz sürecin şeffaf katılımcı olarak yönetilmesinin önemli olduğuna inanıyoruz" dedi. Süreçten bahsedilirken, bir zaman ve bir yolculuk olduğunun ifade edildiğini belirten Kışanak, "Şu anda başlamış ve bitmiş bir şey yok. Başladık bir yolu yürüyeceğiz hep beraber yürürsek, herkes katılırsa yolun sonunda herkes özlediği bir geleceğe kavuşabilir" diyerek şöyle devam etti:
-AKİL ADAMLAR-
"Akil insanlar konusu en çok merak edilen konu. Tabi biz iktidarın sayın başbakanın biraz süreci tek başına yönetiyormuş ve kendi istekleri doğrultusunda her şeyi belirliyormuş şeklinde konuşmaların kamuoyunda yarattığı kaygıları anlamaya çalışıyoruz. Ama hepimiz biliyoruz ki aslında bu süreç çok taraflı herkesin katıldığı bir süreç. Çünkü bu süreçten asıl murat ettiğimiz şey bir toplumsal uzlaşı çıkarmak. Akil insanların oluşturulması sürecinin de aynı mantıkla yürütülmesi gerekir. Akil insanlar heyetinin öncelikli olarak kapsayıcı olması gerekiyor. Toplumun farklı kesimlerine hitap eden toplumsal barışı tesis etmeye çalıştığımız bu süreçte farklı katmanların örgütlerin kurumların desteğini ve katılımını öngören bir yaklaşımla ele alınmalı. Çünkü murat ettiğimiz şey toplumun tamamına hitap edebilen toplumun farklı kesimlerini aynı hedefler doğrultusunda sürece katabilen bir yaklaşımla ele alması gerekiyor. Bu heyetin bir adalet duygusu ve toplumsal vicdanı temsiliyet duygusu olması gerekiyor. Çünkü barışı sağlayacak asıl şey adalettir.
Taraflarına eşit mesafede durabilen kendi tarafsızlığını koruyabilen taraf olacaksa barışın çözümün özgürlüklerin tarafında olacak kişilerden oluşması gerekiyor. Uyuşmazlıkları ve çatışmazlıkları çözebilecek bir birikime ve deneyime sahip olması gerekiyor. akademisyenlerin hukukçuların katılması da önemli.
STK'ları bu heyette yer almaya davet ediyoruz. Toplumsal vicdanı adalet duygusunu geliştirecek bireyleri davet ediyoruz.
Kadın temsiliyeti böyle bir heyet için önemli. Kadınların barış süreçlerine katılması gelecekte kurmak istediğimiz özgür yaşam için vazgeçilmezdir. Böyle bir çalışmanın bir yasal dayanağını da oluşturmak gerekiyor. Yasa çıkarabilir mi, çıkarılamaz mı? diye bir tartışma yürüyor. Ama oldukça kısır dar bir çerçevede tartışıldığı için kamuoyunda yeterince bilgi oluşmadı."
Herkesin devam eden süreçten aynı heyecanı duyduğunun altını çizen Kışanak, "Katılmak istedik. Herkese katılın çağrısı yaptık. Kadınlar, STK'lar, meslek örgütleri, aydınlar, medya katılsın. Herkese büyük sorumluluklar düşüyor. İktidara, muhalefete, BDP, KCK, Öcalan'a. Sorumluluk düşmeyen tek yer var o da parlamento, böyle bir yaklaşım olabilir mi?" diye sordu. Kışanak şunları söyledi:
-"PARLAMENTOYA SAYGISIZLIKTIR"-
"Hepimiz çaba sarf etmeliyiz, hepimiz bu sürecin ilerlemesi için katkılarını ortaya koymalı' diyoruz ama parlamentoya sıra gelince 'yapamaz' diyoruz, parlamentoya karşı saygısızlıktır. parlamentoda kendi üzerine düşen sorumluluğu gereğini yerine getirmelidir savaş kararları çıktı sınır ötesi tezkereler çıktı. Ölmek ve öldürmek için eller kalktı. Bir kez de barış için ellerini kaldırsınlar. Parlamento böylesi tarihsel bir süreçte böyle tarihsel bir sorumlulukla karşı karşıyadır. Siyasi partiler de parlamentonun rolünü oynayabilmesi için pozitif politika izlemelidir. parlamentoyu bu işi tıkamanın bir tarifi etmemelidir. Parlamento halkı temsil ediyor, halk barış istiyor bu parlamento da barış kararı almalıdır. Teknik zorluklar var yapılamaz deniyor. Çok açık dünya örnekleri var. Reform yasaları hellalleşmek için hakikat komisyonu kararları alabiliriz. Bunu yapmanın imkanları yasal koşulları var. Ne anayasaya aykırı ne Meclis İç Tüzüğü'ne aykırıdır.
İsmi hiç önemli değil. Yasayla bir komisyon kurulmasını öneriyoruz. Herkesin makul bulabileceği bir isimle aslında görevi toplumsal uzlaşıyı tesis etme işinde kolaylaştırıcı ön açıcı toplumsal desteği sağlayıcı görevi olan bir komisyon kurabiliriz yasayla. Parlamentolardan ibaret bir komisyon kurabilir iç tüzük buna müsaittir istersek meclis dışında özerk bir komisyon kurabiliriz. İnsan hakları komisyonu kurabiliyoruz, özerk bağımsız kurullar kurumlar var. YÖK gibi RTÜK gibi. İstersek de bu sivil kurula parlamentodaki siyasi temsilciler üye verirler. Yasa ile bunun önünü açabiliriz.
Bu tartışmayı sadece geri çekilme ilgili değil. Sorun gerillaların nasıl dışarıya çıkacağı değil. Sorun barış yolculuğunun nasıl yapılacağıdır. Biz barış yapmak istiyoruz, yol yürümek istiyoruz. Bütün bu süreci parlamentonun katkısı ile yürümek istiyoruz."
-"BİZİM TEK PLANIMIZ BARIŞ"-
Bazı kaygıları haklı karşıladıklarını ifade eden Kışanak, "Travmalarla alakalıdır ama kaygılarımız bizi durduran frenleyen bir noktada olmamalıdır. Kürtler açıkça hem Ortadoğu'da hem Türkiye'de birlikte yaşadığı, tüm haklarla beraber eşit hukuklarla" dedi. Başkalarının "b-c-d planları" olabileceğine dikkat çeken Kışanak, "Ama bizim tek bir planımız var o da örgütlenmek ve mücadele etmektir. Biz barış istiyoruz çözsüm istiyoruz haklarımızı ve özgürlüklerimizi istiyoruz ve bu planımızı gerçekleştirmek için de kendimize örgütlü gücümüze güveniyoruz" dedi.
4 Nisan'ın Öcalan'ın doğum yıldönümü olduğunu da söyleyen Kışanak, Öcalan'ın sorunun çözümü konusunda en güçlü, en iradeli aktör olduğunu savunarak, şöyle devam etti:
"Bunun ortaya çıkmış olmasından tabi ki Türkiye'nin barışı huzuru adına mutluluk duyuyoruz. 21 mart Nevruz'da Öcalan'ın hazırladığı barış ve demokratik çözüm deklarasyonu okundu. Herkesin yüreğinde eşitlik özgürlük barış duygusunu taşıyan vicdanlı herkesin desteklediği bir deklarasyondu. Bu nedenle biz bu sene Amara'da (Ömerli Köyü) kutlanacak olan doğum gününün geçmiş yıllardan daha farklı bir önemi ve anlamı olacağını düşünüyoruz. 4 nisan Kürt halkının kendisinin de yeniden doğuşunu kutladığı sembolik bir güne dönüşmüştür. 4 nisan Öcalan'ın doğum günü Kürtlerin yeniden doğuşunun doğum günü sürecin başlangıcı olarak kutlanacaktır. Bugünlerde herkesin yaptığı her fiili söylediği her şeyi 'Süreci rahatlatıyor mu, rahatlatmıyor mu?' diye bir kere daha düşünüp öyle söylemesi gerekir. Bizler bunu düşünüyoruz herkesten de bunu bekliyoruz. giderek güveni pekiştiren bir sürece ihtiyacımız var."
-ÜNİVERSİTELER VE BAHÇELİ-
Paris'te 3 Kürt kadının öldürülmesinin üzerinden 3 ay geçtiğini hatırlatan Kışanak, "hala yol alınabilmiş değil" derken son günlerde üniversitelerde artan şiddet olaylarına da değindi. Üniversitelerde kışkırtılmış bazı grupların Kürt öğrencilere saldırdığını iddia eden Kışanak, "Gerekli önlemlerin alınmadığı açıkça ortada. Eleştiriyoruz hükümeti, güvenlik güçlerini. Gerekli önlemleri almalı bu saldırıları önlemelisiniz. Caydırıcı bir pozisyonda olmalısınız" dedi.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin "Onun da zamanı gelecek" sözleriyle gençleri kışkırtığını ifade eden Kışanak, "Bu çok sorumsuz kışkırtıcı bir beyandır. Derhal düzeltilmesi, barışa davet edilmesi gerek gençlerin. Sokakta markette gittiğim herhangi bir toplantıda kendini milliyetçi olarak tanıtan ama bu işi çözün diyen insanla tanıştım. Kimse milliyetçiliği ırkçılık olarak tanımlamasın, lafını bilsin. Onlarca üniversitede yaşanan çatışmaların hesabını kim verecek gençler birbirini mi vursun? MHP Genel Başkanını bir sorumluluğa davet ediyoruz. Kimse tarihsel sorumluluktan muaf değildir, herkes tarih karşısında sorumlu olacaktır. Bahçeli'nin sorumlu bir yaklaşımı vardı bunu herkes de takdir etmişti" dedi.
-"3 KIZIMIZI KUTLUYORUM"-
Türkiye'de sınav sisteminin her zaman eleştirdiklerini belirten Kışanak, "Ancak sınavdan başarılı çıkan 3 öğrenci üçü de kız öğrenciydi. Bu açıdan kendilerini tebrik ediyorum. Kız çocukların imkanları ortada olmasına rağmen, bu başarıyı elde etmeleri övgüye değerdir" dedi. Kışanak, "Başarılı illerin tamamı batıda son 15 il ise, sonda Kürtlerin yaşadığı iller Bitlis, Siirt, Adıyaman, Bingöl, Kars, Hakkari, Ardahan, Şırnak. Sürekli en son sıradalar. Bu bir kader değil. Bu bize insan eliyle dayatılmaya çalışılan bir ayrımcılık. Bu ayrımcılığın artık ortadan kalkması gerekiyor. Kürt öğrencilerin de eğitim süreçlerini daha başarılı yaşayabilmeleri için eğitim hakkı da dahil anadilde eğitim hakkı da dahil tüm olanaklara sahip olması gerekiyor. Bir eğitim seferberliğinin de zamanı gelmiştir. Anadilde eğitimin 'önündeki engel kaldırılsın, herkes yoksulu zengini Kürdü Türkü eşit olanaklardan yararlanabilsin' diyoruz" ifadelerini de sözlerine ekledi. - Ankara
Son Dakika › Güncel › Bdp Eşbaşkanı Kışanak: Bizim Tek Planımız Barış - Son Dakika
Sizin düşünceleriniz neler ?