ABD Başkanı Joe Biden'ın, Çinli mevkidaşı Şi Cinping ile dün yaptığı çevrim için görüşmede, Tayvan'da statükonun korunmasına ilişkin vurgusu olumlu karşılandı.
Taipei Times gazetesinin haberine göre, Ada'daki hükümetin başkanlık makamı sözcüsü Xavier Chang, Biden'a görüşmede Tayvan'da statükonun tek taraflı değiştirilmesine yönelik eylemlere karşı olduğunu ifade ettiği için teşekkür etti.
Sözcü Chang, "Statükonun korunması bizim de duruşumuzdur. Statükonun tek taraflı değiştirilmesini önlemek için elimizden gelen her şeyi yapmaya hazırız." ifadelerini kullandı.
Tayvan lideri Tsai Ing-wen'in 10 Ekim Ulusal Gün konuşmasında dile getirdiği "4 bağlılık" ilkesi doğrultusunda ilerleyeceklerini vurgulayan Chang, "Tayvan'ın anayasal demokratik sisteme bağlı kalacağını, Çin Cumhuriyeti ve Çin Halk Cumhuriyeti'nin birbirinin boyunduruğuna girmeyeceğini, ulusun ilhak ve işgale karşı koyacağını ve ulusun geleceğine ancak Tayvan halkının iradesinin karar vereceğini" yineledi.
Dün gerçekleşen Biden-Şi görüşmesinin ardından Beyaz Saray'dan yapılan açıklamaya göre, Biden, görüşmede ABD'nin "tek Çin" ilkesine bağlı olduğunu, Tayvan İlişkileri Yasası, ABD-Çin Üç Ortak Bildirisi ve Tayvan'a Altı Güvence'de ifade edilen ilke yükümlülükleri doğrultusunda hareket edeceğini ifade etmişti.
ABD Başkanı, ülkesinin Tayvan Boğazı'nda barış ve istikrarı bozmaya veya statükoyu değiştirmeye yönelik tek taraflı eylemlere karşı olduğunu vurgulamıştı.
Görüşmede Şi ise ülkesinin Tayvan'ın bağımsızlığına yönelik çabalara karşı hassasiyetini vurgulayarak,"Tayvan'ın bağımsızlığını savunan ayrılıkçı güçler bizi kışkırtırsa, sınamaya kalkarsa ve kırmızı çizgiyi ihlal ederse Çin kararlı tedbirler almak zorunda kalır." ifadelerini kullanmıştı.
Çin-Tayvan anlaşmazlığı
Çin'de İkinci Dünya Savaşı'nın ardından çıkan iç savaşta Mao Zedong liderliğindeki Çin Komünist Partisinin (ÇKP) 1949'da iktidarı ele geçirmesi ve Çin Halk Cumhuriyeti'nin kuruluşunu ilan etmesi üzerine Çan Kay-şek liderliğindeki Çin Milliyetçi Partisi (Kuomintag) üyeleri, Tayvan'a yerleşip 1912'de kurulan "Çin Cumhuriyeti" iktidarının Ada'da devam ettiğini ileri sürerek bağımsızlık ilan etmişti.
Bu girişim Çin tarafından kabul edilmese de Tayvan temsilcileri, 1971'e kadar Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulunda Çin'i temsil etmişti. 1950'ler ve 1960'larda çok sayıda ülkenin diplomatik ilişki tercihini Çin Cumhuriyeti'nden Çin Halk Cumhuriyeti'ne çevirmesinin ardından 1971'de BM Genel Kurulunda yapılan oylamada Pekin hükümetinin Çin'in tek meşru temsilcisi kabul edilmesiyle Tayvan'ın uluslararası örgütlerdeki konumu belirsiz hale gelmişti.
Pekin yönetimi, "Tek Çin" ilkesini benimseyerek Tayvan'ın kendi topraklarının parçası olduğunu savunuyor. Çin, boğaz ve çevresindeki askeri varlığının yanı sıra Tayvan'ın dünya ülkeleriyle müstakil diplomatik ilişkiler kurmasına, BM'de ve diğer uluslararası kuruluşlarda temsil edilmesine karşı çıkıyor.
Çin'in ekim başında Tayvan'ın Hava Savunma Tanımlama Bölgesi (ADIZ) ilan ettiği bölgeye çok sayıda savaş uçağıyla girmesi bölgede gerilimi yeniden tırmandırmıştı.
ABD Başkanı Joe Biden, 21 Ekim'de CNN televizyonuna yaptığı açıklamada, bir Çin saldırısı durumunda Tayvan'ı savunacaklarını söylemiş, Dışişleri Bakanı Antony Blinken da 26 Ekim'de Tayvan'ın BM kuruluşlarına katılması ve BM faaliyetlerinde rol alması için çağrıda bulunmuştu.
Bakan Blinken, 11 Kasım'da New York Times gazetesinin düzenlediği çevrim içi forumda yaptığı konuşmada, Tayvan'a ilişkin, "Biz herhangi bir tarafın statükoyu güç yoluyla değiştirecek tek taraflı eylemine güçlü şekilde karşıyız. Eğer Çin Tayvan'a karşı güç kullanırsa ABD'nin yanında diğer ülkeler de bunda kendi güvenlikleri ve dünya barışına bir tehdit görecek, böyle bir durumda onlar da eyleme geçecektir." değerlendirmesinde bulunmuştu.
Son Dakika › Güncel › Biden'ın Şi ile görüşmesindeki 'statükonun korunması' vurgusu Tayvan'da olumlu karşılandı - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?