Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Şimdi zannediyorlar ki Tayyip Erdoğan Almanya'ya gelecekti. ya ben istersem gelirim. Gelirim ve kapıdan da sokmadığınız zaman veya konuşturtmadığınız zaman da ben dünyayı ayağa kaldırırım. Ben buradan Alman yönetimine sesleniyorum; demokrasiye inanan dünyaya sesleniyorum; eğer özgürlük mücadelesi yapıyorsak, eğer düşünce özgürlüğünden rahatsız değilsek, eğer demokrasiye inanıyorsak bizim önümüzü kimse kesemez. Bu böyle bilinmelidir." dedi.
Erdoğan, Küçükçekmece Yahya Kemal Beyatlı Gösteri Merkezi'nde Tokat Konfederasyonu tarafından düzenlenen "Tokatlılar Gecesi"nde yaptığı konuşmada, "Bizden her bakımdan çok daha gerilerde olan Avrupa ülkelerine, Avrupa kapıları sonuna kadar açılırken Türkiye'nin önüne yeni engeller, yeni bariyerler konuluyor. Biz bu sürecin kesinlikle iyi niyetli olmadığını gayet iyi biliyoruz. Sorunun kriterlerde değil, Türkiye'ye yönelik bakış açısında olduğunu gayet iyi biliyoruz." diye konuştu.
Son 2 gündür herkesin gözü önünde yaşanan hadiselerin bu tavrın en açık örneği olduğunu kaydeden Erdoğan, şöyle devam etti:
"Neymiş? Türk siyasilere kiralayacak kamusal alanları yokmuş. Neymiş? O kadar insan bir araya gelirse güvenlik tehlikesi oluştururmuş. Neymiş? Otopark imkanı yokmuş. Kardeşlerim, daha önce izin verdiler. Ben de Türkiye'den videokonferansla katılacaktım, telekonferansla katılacaktım. Anayasa Mahkemesi 2 saatte karar aldı ve benim telekonferansla katılmamı dahi engelledi. Bu Almanya, Türkiye Cumhuriyeti'nin Cumhurbaşkanının telekonferansla böyle bir toplantıya katılmasını engellerken, o sürede Kandil'den Cemil Bayık'ın aynı şekilde telekonferansla katılmasına müsaade etti. Bunların demokrasi anlayışı bu. Aynı ülkelerde PKK'lı, DHKP-C'li teröristler şu anda zaten sokakta cirit atıyor. Kendisine 4 bin 500 dosya verdim. Bu dosyaların hiçbirinden netice yok. Şehirlerin en işlek caddelerinde, en önemli salonlarında ellerinde terörist başının posterleriyle, katillerin fotoğraflarıyla gösteriler düzenliyorlar. Lafa gelince, Türkiye'nin iç siyasetini topraklarına taşımak istemediklerini söylüyorlar.
Kardeşlerim, hani geçenlerde bir olay oldu. Şimdi ne diyorlar biliyor musun? Gizledikleri şey şu. Bana geldiğinde bunu söyledi Şansöyle. Dedi ki 'sizde şu anda gözaltında bir tane gazeteci var. Bunu bırakırsanız memnun oluruz.' Dedim ki 'o gazeteci değil, o terörist.' 'Bakın.' dedim, 'Eğer siz demokrasiye inanıyorsanız, yargının bağımsızlığına, tarafsızlığına inanıyorsanız, ben sizden terörist istediğim zaman bana bizim yargımız bağımsızdır diyorsunuz, tarafsızdır diyorsunuz'. Belki de televizyonlarda izlediniz, onunla medyaya açık o görüşmemizi, 'Siz bana vermiyorsunuz. Şimdi benden bunu istiyorsunuz ve siz bir aydır Tarabya'da Alman Başkonsolosluğunun konutunda bu adamı, bu teröristi saklıyorsunuz' ve vermediler. Sonra ne oldu? Hamdolsun kendi elleriyle tuzağa düştüler ve sonunda yargıya geldi, yargı kararını verdi ve tutukladı. Şu anda içeride. Enteresan olan ne biliyor musunuz? Bütün bu olayların nedeni meğerse bu teröristmiş. Bu adam terörist, bu adam gazeteci değil ve Alman yönetimi ne yazık ki benim bakanlarımı böyle bir teröristle aynı teraziye oturtuyor, sıkıntı burada. Ondan sonra da benim başbakanıma diyor ki 'Bu kadar sert davranılmaması lazım'. Arkadaşların bazıları faşizmden bahsetmişler. Şimdi ben de bahsediyorum bak. Ben Nazizmin Almanya'da bittiğini zannediyordum. Meğerse hala devam ediyormuş. Açık ortada. Eğer demokrasiye inanıyorsan benim bakanım, hem bakanınla görüşecek, hem de o arada bir salon toplantısı yapacak. Niye rahatsız oluyorsun? Bir başka bakanım aynı şekilde.
Şimdi baktık ki Hollanda'da aynı şekilde bir açıklama yapmış, vah zavallı vah. Bunlar kendi iradeleriyle hareket etmiyorlar. Kardeşlerim, şimdi zannediyorlar ki Tayyip Erdoğan Almanya'ya gelecekti. ya ben istersem gelirim. Gelirim ve kapıdan da sokmadığınız zaman veya konuşturtmadığınız zaman da ben dünyayı ayağa kaldırırım. Ben buradan Alman yönetimine sesleniyorum; demokrasiye inanan dünyaya sesleniyorum; eğer özgürlük mücadelesi yapıyorsak, eğer düşünce özgürlüğünden rahatsız değilsek, eğer demokrasiye inanıyorsak bizim önümüzü kimse kesemez. Bu böyle bilinmelidir. Şu anda televizyon ekranlarında Almanya'daki, Hollanda'daki, Belçika'daki, İskandinav ülkelerindeki, Avrupa'nın her yerindeki benim Türk kardeşlerim şu anda bizi dinliyor ve Türk kardeşlerime sesleniyorum; 16 Nisan Avrupa'nın demokrasi noktasında ayağa kalkması olacaktır diyorum ve Avrupa'dan cevap bekliyorum, evet mi? Evet mi? Şu anda ekranları başında ben Avrupalı kardeşlerimin sesini duyuyorum onlar da 'evet' diyor ve inanıyorum ki daha fazla çalışacaklar, inanıyorum ki daha fazla koşacaklar."
"Bu vatana bir değil, bin Tayyip Erdoğan feda olsun"
Böyle adaletsiz bir yaklaşımı, böyle haksız bir yaklaşımı kabullenmenin mümkün olmadığını vurgulayan Erdoğan, "Terör örgütü mensupları hayır kampanyası için istedikleri her yeri serbestçe kullanabiliyor. Terör örgütü yöneticileri saraylarda, bir de Türkiye'den mahkum olmuş, 5 yıl 10 aya mahkum olmuş birisini alıyorsun ona madalya takıyorsun. Nerede? Cumhurbaşkanı sarayında. ya sizin demokrasi anlayışınız bu mu? Bu adam Türkiye'de mahkum olmuş, 5 yıl 10 aya mahkum olmuş. Sen kalkıp buna Cumhurbaşkanlığı sarayında madalya takıyorsun. İşte sizin demokrasi anlayışınız bu, özgürlük anlayışınız bu. Türkiye'de mahkum olmuş bir insanı eğer siz ülkenizde adeta beraat ettiriyorsanız sorumlusunuz ve suçlulara yardım, yataklık yapmadan dolayı sizin yargılanmanız gerekiyor, bunu da söylüyorum. Bütün bunlara rağmen benim bakanım kendi vatandaşlarıyla, kendi hemşehrileriyle bir araya gelmek isteyince hemen işler tersine dönüyor. Siz bu safsatalarınızı külahımıza anlatın." ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Avrupa şehirlerinin yıllardır Türkiye'den kaçan eli kanlı teröristlere nasıl yataklık ettiğini çok iyi biliyoruz. Terör örgütünün bilgisi dahilinde o ülkelerin her yıl yüz milyonlarca avroyu hem de zorla, tehditle nasıl topladığını çok iyi biliyoruz. Son olarak FETÖ'cü hainlere nasıl kucak açtığınızı, nasıl bağrınıza bastığınızı hep birlikte takip ediyoruz. Ben bunları yüzlerine açık ve net söylediğim için de çok rahatım. Ben arkalarından konuşmuyorum, bunları yüzlerine konuştum. Çünkü bize arkadan konuşmak yakışmaz. Biz Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyız. Bize bu yakışmaz. Biz Müslümanız, bize bu yakışmaz. Varsın hakkı haykırdığımız için bizi sevmesinler. Varsın bu ülkeyi canımızdan çok sevdiğimiz için bize demediklerini bırakmasınlar. Bu vatana bir değil, bin Tayyip Erdoğan feda olsun." diye konuştu.
"Hiç endişeniz olmasın. Biz sadece Rabbimizin huzurunda rükuda ve secdede eğiliriz. Hiçbir beşeri gücün önünde eğilmedik, eğilmeyiz" diyen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Onlar rahatsız olsalar da verdikleri sözlerde durmasalar da biz kendi yolumuzda yürümeye devam edeceğiz. Cumhuriyetimizin yüzüncü yılı olan 2023'e çok daha müreffeh, çok daha huzurlu bir ülke olarak ulaşmak istiyoruz. Bunun için 16 Nisan'da gerçekleşecek olan halk oylaması büyük önem taşıyor. 16 Nisan'da kurulacak sandıkta hem bu büyük Türkiye karşıtları, hem de onların içerideki maşalarına inşallah tarihi bir ders vereceğiz. 28 Şubat'tan kalma alışkanlıkla, manşetler vasıtasıyla bizi hizaya sokmaya çalışanları, bunun için onları teşvik edenleri bir kez daha hüsrana uğratacağız. Ancak şunu bir an olsun aklımızdan çıkarmamalıyız. Su uyur, düşman uyumaz."
"Darbenin başarılı olması için adeta dua edenleri unutmadık"
Erdoğan, eski Türkiye'nin vesayet odaklarının boş durmayacağını her vesileyle bir kez daha gördüklerini ifade ederek, şöyle devam etti:
"Son 15 yıldır bu konuda başarılı olamamışlarsa sizden aldığımız güçle, bizim dik durmamız sayesindedir. Kardeşlerim, 2007 Cumhurbaşkanlığı seçimi sırasında oynanan oyunları, 367 rezaletini hatırlıyorsunuz değil mi? Gezi olaylarını, hükümet devirme aracı haline dönüştürmeye çalışanların kimler olduğunu biliyorsunuz değil mi? 17-25 Aralık'ta hukuk operasyonu kisvesi altında darbe yapmaya çalışanları unutmadığınız değil mi? Çukur eylemleriyle ülkenin bir bölümünü ateşe ve kana boğup vatanımızın birliğine kastedenleri unutmadınız değil mi? Aynı şekilde 7 Haziran seçim sonuçlarının bu çevreleri nasıl hareketlendirdiğini, nasıl bir anda fabrika ayarlarına geri döndüklerini hep birlikte yaşadık değil mi? Türkiye'de haftalarca hükümet kurulamadı. Yüzde 41'le milletin yetki verdiği bir partiyi, devre dışı bırakmak için hangi tekliflerin yapıldığına siz de şahit oldunuz değil mi? Ana muhalefetin, terör örgütünün siyasi kolunu iktidara taşımak için nasıl çırpındığını gördünüz değil mi? 15 Temmuz darbe girişimi başladığında ellerini ovuşturanları, darbenin başarılı olması için adeta dua edenleri unutmadık kardeşlerim. Bütün bunlar ortadayken hiçbir şey olmamış gibi nasıl yolumuza devam edebiliriz."
Türkiye'deki son 15 yıllık istikrar ve güven ortamını, artık şahıslara, partilere bağlı olmaktan çıkarmaları ve bunu bir sisteme bağlamaları gerektiğini belirten Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı sisteminin de bunu temin edeceğini söyledi.
(Sürecek)
Son Dakika › Güncel › Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul'da 'Tokatlılar Gecesi'Ne Katıldı - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?