Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, "Beklentimiz, Münbiç yol haritasının bir an önce hayata geçirilmesi ve Fırat'ın doğusunda hiçbir terör unsurunun barındırılmasına müsaade edilmemesi." dedi.
Kalın, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde yapılan Cumhurbaşkanlığı Kabine Toplantısı devam ederken açıklamalarda bulundu, basın mensuplarının gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.
Münbiç ve Fırat'ın doğusuyla ilgili ABD ile yürütülen müzakerelerin devam ettiğini belirten Kalın, "Evvelsi gün Sayın Milli Savunma Bakanımız ile Washington'a yaptığımız ziyaret çerçevesinde de bu konuları etraflı bir şekilde ele alma imkanımız oldu. Aynı şekilde Hazine ve Maliye Bakanımız da kendi ekonomik konularının dışında Sayın (ABD Başkanı Donald) Trump ile yaptığı görüşmede bu konuları etraflı bir şekilde ele aldılar. Bizim beklentimiz, Münbiç yol haritasının bir an önce hayata geçirilmesi ve Fırat'ın doğusunda hiçbir terör unsurunun barındırılmasına müsaade edilmemesi." ifadelerini kullandı.
Münbiç'te, Türk ve Amerikan askerlerinin ortak devriye faaliyetlerinin devam ettiğini ve yeni devriye faaliyetlerinin yapılması için de görüşmelerin sürdüğünü anımsatan Kalın, şunları kaydetti:
"Askeri birliklerimiz ve istihbari unsurlarımız tarafından bu çalışma yürütülüyor. Burada güvenli bölge meselesi de öncelik arz eden bir konu. Sayın Trump'ın kamuoyuna açık bir şekide deklare ettiği yaklaşık 32 kilometrelik güvenli bölge meselesi de gündemimizde olmaya devam ediyor. Beklentimiz sürecinin devam etmesi, güvenli bölgenin kurulması bunun da Türkiye'nin kontrolünde olmasıdır. Bu bölgenin hiçbir terör örgütüne, PYD/ YPG, DEAŞ veya rejim unsurlarına bir güvenli bölge ya da nefes alabilecekleri bir alan haline gelmemesidir. Bunun için de çalışmalarımız yoğun bir şekilde devam ediyor."
Suriye'nin toprak bütünlüğü
Suriye'nin güvenliği çerçevesinde Türkiye'nin, hem Astana sürecinde hem de Cenevre sürecinde çalışmalarının devam ettiğini aktaran Kalın, "Türkiye aynı anda iki süreçte de bulunan hemen hemen tek ülke. Dolayısıyla hem Astana'da İran ve Rusya ile hem de Cenevre'de uluslararası toplumun diğer aktörleriyle bu çalışmaları yoğun bir şekilde sürdürmeye devam edeceğiz." diye konuştu.
Kalın, Irat'ta, Suriye'de ya da dünyanın herhangi bir yerinde Türkiye'ye yönelik tehditlere karşı her türlü tedbirin bundan sonra da kararlı bir şekilde alınacağını vurguladı.
İran Dışişleri Bakanı Zarif'in Türkiye ziyareti
İbrahim Kalın, İran Dışişleri Bakanı Muhammed Cevad Zarif'in Suriye ziyareti sonrası Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a bir rapor sunacağını söylediği, söz konusu raporda Şam'dan gelen net bir mesajın olup olmadığına ilişkin soruyu şu şekilde yanıtladı:
"Sayın Zarif'in Şam'dan sonra Ankara'ya gelip görüşmeler yapması bu tür yorumlara sebep olmuş olabilir ama bizim böyle bir ara buluculuk arayışımız söz konusu değil, öncelikle bunun altını çizmek isterim. İran ile iyi ilişkiler içerisinde olduğumuz, Suriye konusunda birlikte çalıştığımız bir ülkedir. Suriye'de özellikle Esed rejiminin geleceği konusundaki görüş ayrılığımız da zaten bilinmektedir. Biz Suriye'nin toprak bütünlüğü ve siyasi birliği çerçevesinde meşru bir yönetimin iş başına gelmesi ve bunun için de Anayasa Komisyonunun kurulması ve seçimlerin yapılmasıyla ilgili çerçevemizi baştan beri net bir şekilde ortaya koymuş bulunuyoruz. O manada ara buluculuk arayışımız söz konusu değil. Rejimle bir temasımız, diyaloğumuz söz konusu değil. Oraya dönük bir mesaj iletmemiz gerektiğinde bunu zaten İran ve Rusya üzerinden yapmaktayız. Bunu da öncelikle sınır güvenliğimizin sağlanması çerçevesinde yürütüyoruz. Çatışmaların sona erdirilmesi ve siyasi sürecin hayata geçirilmesi konusunda İran ile yakın çalışmaya devam edeceğiz ama kastettiği manada bir ara buluculuk süreci söz konusu değil."
Zarif'in önerisi
Bir gazetecinin, "İran Dışişleri Bakanı Cevad Zarif'in dünkü basın toplantısında, 'Suriye'de sınır bölgelerinin Esed rejimine verilmesi' gibi bir önerisi oldu. Türkiye bu öneriye nasıl bakıyor?" sorusunu üzerine Kalın, şunları söyledi:
" Cerablus'tan Afrin'e, Afrin'den İdlib'e kadar o bölgede oluşturduğumuz statüye baktığınızda burada ne PKK'nın ne DEAŞ'ın ne de rejim unsurlarının olmadığını görüyoruz. Dolayısıyla böyle bir yapı mümkündür. Dolayısıyla 'Türkiye'nin temizlediği yerlere rejim unsurları gelsin' demek biraz fırsatçılık oluyor. Türkiye buralarda terörle mücadele ederek, buraları temizleyip hem kendi güvenliğini hem de bölge halkının güvenliğini teminat altına almış durumda ama Suriye haritasının diğer bölgelerine baktığınız zaman rejimin, Fırat'ın doğusunu Amerikalılara bıraktığını, belli yerleri bizim müdahalemizden önce Afrin'de PYG/YPG'ye bıraktığını, belli yerleri Rusya Federasyonu'na bıraktığını, güneyde başka unsurlara bıraktığını görüyoruz. 'Türkiye'nin temizlediği yerlere rejim unsurları gelsin' demek gerçeklerle bağdaşmıyor. Bizim zaten böyle bir beklentimiz, talebimiz ne de bir onayımız söz konusu. Öncelikli olarak sınırda öngördüğümüz, Cerablus-İdlib hattında mevcut statünün korunması, yerel halkın kendi imkanlarıyla buraları yönetmesi. Fırat'ın doğusunda da bir güvenli bölge kurulduğu zaman buranın kontrolünün Türkiye'de olması."
"ABD'nin Suriye'den çekilme konusunda bir aksama oldu, bu kararı geri mi aldılar? ABD'deki görüşmelerinizde gözleminiz nedir?" sorusuna Kalın, şu cevabı verdi:
"Sayın Trump'ın ABD'nin Suriye'den çekileceğini duyurmasından beri Amerikalılar arasında da bir tartışma devam ediyor. Bununla ilgili net bir yol haritasının ortaya konulamadığını görüyoruz. Yani bir gün söylenen şeyleri ertesi gün yalanlandığını ya da revize edildiğini görüyoruz. Washington'da bizim edindiğimiz izlenimler de bu yönde. Belli ki farklı birimler arasında da farklı görüşler dile getiriliyor. Bizim açımızdan çekilme kararı doğru bir karardır, güvenli bölgenin kurulması doğru bir karardır ama bunun şeklinin nasıl olacağı, buraları kimin kontrol edeceği, bu bölgenin kime hizmet edeceği konusu bunlardan daha da önemlidir. Buradaki temel mesele, Amerikan yönetiminin halen YPG/PYD unsurlarına destek vermesidir. Sayın Cumhurbaşkanımız, Sayın Trump ile yaptığı birçok görüşmede açıkça ifade ettiler. Bizim Suriye'nin herhangi bir bölgesinde, Fırat'ın doğusunda, Deyrizor'da, Rakka'da ya da başka bir yerde güvenliği sağlamak için PYD/YPG gibi bir terör örgütüne ihtiyacımız yok.
Burada DEAŞ'a karşı bir mücadele verilecekse, başka bir terör örgütüne karşı mücadele verilecekse bunu birlikte yapabiliriz. Birlikten kasıt Türkiye'dir, ABD'dir, uluslararası koalisyondur, yerel halktır, Özgür Suriye Ordusudur. Birçok unsurun içerisinde terörle doğrudan irtibatlı bir örgütü seçip bunlara destek vermek zaten baştan beri Amerikan politikasının en yanlış tarafını teşkil etmiştir. Dolayısıyla beklentimiz sürecinin devam etmesi, güvenli bölgenin kurulması bunun da Türkiye'nin kontrolünde olmasıdır."
(Sürecek)
Son Dakika › Güncel › Cumhurbaşkanlığı Kabine Toplantısı - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?