Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, anayasa değişikliğine ilişkin, "Açıkçası tıpkı 2007 reformu gibi bu anayasa değişikliği de eksiktir. Aslolan yeni bir anayasayı 80 milyon hep birlikte kafa kafaya verip inşa etmemiz, yazmamızdır. Yeni anayasa, Türk milletinin ve Türk devletinin geleceğini aydınlatarak, 2023 hedeflerimizden aldığımız güçle 2053 ve 2071 vizyonlarımızın şekillenmesini sağlamalıdır." dedi.
Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde düzenlenen 36. Muhtarlar Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, yeni anayasa düzenlemesinin en basit ve doğru ifadesiyle "Cumhurbaşkanlığı ile başbakanlık makamlarının birleştirilmesi" olarak değerlendirdiğini belirtti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Böylece her ikisi de gücünün halktan alan iki yürütme yerine bir tek makam ortaya çıkıyor. Bunun anlamı şudur, millet kime oy verdiğini, kimden icraat beklediğini, kime hesap soracağını bilecektir. Bu kişi artık cumhurbaşkanıdır. Yürütme gücü tamamen cumhurbaşkanında toplandığı için artık bu görevde bulunan kişinin ne hükümeti ne Meclisi ne başka bir bahaneyi öne sürerek sorumluluktan kaçma imkanı kalmıyor. Hesabı verecek." diye konuştu.
Yeni sistemle yardımcılarını, bakanları ve üst düzey bürokratları atayabilecek olan cumhurbaşkanın yürütmenin tüm icraatlarından sorumlu olacağını anlatan Erdoğan, cumhurbaşkanının böylece seçimlerde yaptıklarının ve yapmadıklarının hesabını millete vereceğini vurguladı.
"4 yıla istikrarı sığdıramazsınız"
Hükümetin ağırlıklı olarak Meclis dışındaki isimlerden kurulacak olması dolayısıyla yürütme ile yasamanın iç içe geçmesinin neden olduğu sıkıntıların da ortadan büyük ölçüde kalkacağına dikkati çeken Erdoğan, şöyle konuştu:
"Cumhurbaşkanlığı ve Meclis seçimleri 5 yılda bir ve aynı gün yapılacak. Bu ülkede neler yaşadık biz. Ayda bir seçim oldu bu ülkede. Bunları yaşadık bu ülkede. Ayda bir seçimin olduğu bir ülkede, ayda bir başbakanın değiştiği bir ülkede istikrar olur mu, ayağa kalkmak olur mu? Ortalamasını alıyoruz, çok partili hayatta 16 ayda bir bu ülkede hükümet değişmiş. Burada istikrar olmaz. Bunu kim kaldırdı, biz kaldırdık. Biz geldik, dedik ki 5 yılda bir yapılacak. 5 yıl aşkıyla başladık ama ne yazık ki o zamanda 'bu adımı atalım' dedik, o günden bu adımı atmanın gayretine girdik, aldatıldık. Bize dedikler ki 'bunu 4 yıla çekerseniz biz size gereken desteği vereceğiz'. Tabii vermediler. Vermeyince dört yıla indirdik orada kaldı. Halbuki 4 yılda bir seçimin olmasını, içinde yaşayan biri olarak doğru bulmuyordum, doğru da bulmadım. Çünkü 4 yıla istikrarı sığdıramazsınız. Şimdi ne olacak? Nasıl belediyeler 5 yılda bir ise aynı şekilde parlamento seçimleri de başkanlık seçimleri de ne olacak, 5 yılda bir olacak. Böylece ülkenin kesintisiz 5 yıl süreyle istikrarlı bir yönetime kavuşması, krizler döneminin kapanması sağlanmış olacaktır."
"İkisinin seçimi beraber olacak"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni düzenlemeyle, cumhurbaşkanına verilen kararname çıkarma yetkisinin yürütmenin daha hızlı ve kapsamlı çalışmasının sağlanacağına işaret ederek, konuşmasına şöyle devam etti:
"Dikkat edin cumhurbaşkanına kanun değil, kararname çıkarma yetkisi veriliyor. Değişiliklik metninde bu kararnameyle ilgili oldukça ayrıntılı sınırlamalar var. En önemlisi de kanunun kararnameden üstün olduğunun belirtilmesidir. Kararname kanundan değil, kanun kararnameden üstündür. Yasama organı Meclis olduğuna göre, elbette bu konuda öncelik ve üstünlük oraya verilmelidir. Nitekim öyle de yapılıyor. Cumhurbaşkanına verilen tek, kanun teklif etme yetkisi, o da bütçeyle ilgilidir. Bunun dışındaki tüm kanun yetkileri milletvekillerine aittir. Mevcut sistemde belli şartlarda cumhurbaşkanı, Meclisi seçime götürebiliyor ama kendi görevi sürüyordu. Bu anayasa değişikliğiyle seçimleri cumhurbaşkanı veya Meclis hangisi talep ederse etsin, ikisinin seçimi beraber olacak. Hani 'anca beraber kanca beraber' denir ya. Cumhurbaşkanı ile Meclis arasında işte öyle bir ilişki tesis ediliyor."
"Denetimi yapacak olan da şüphesiz ki Meclistir"
Cumhurbaşkanı adaylarının partileriyle bağının kaldırılmasının doğru bir uygulama olmadığını ifade eden Erdoğan, yeni düzenlemeyle bu yanlışın da düzeltileceğini bildirdi.
Mevcut sistemde cumhurbaşkanının "Vatana ihanet" suçlaması dışında yaptığı tüm işlemlerden sorumsuz olduğunu anımsatan Erdoğan, "Yürütme yetkisinin cumhurbaşkanında toplanması beraberinde denetim mekanizmalarının kurulmasını da zorunlu hale getiriyor. Bu denetimi yapacak olan da şüphesiz ki meclistir. Meclis araştırması, meclis soruşturması, genel görüşme, yazılı soru gibi yollarla meclisin, cumhurbaşkanı ile birlikte yardımcılarını ve bakanlarını da denetleyebilmesine imkan sağlanıyor. Mecliste yeterli çoğunluk sağlanması halinde cezai sorumluluk gerektiren durumlarda cumhurbaşkanının Yüce Divan'da yargılanabilmesinin yolu açılıyor. Böylece yürütme yetkisi verilen cumhurbaşkanının layüsel olmadığı, millete hesap vermenin yanında Meclis tarafından da denetlenebildiği demokratik bir tablo ortaya çıkıyor." diye konuştu.
"Devletin başında kavga olmaz"
Erdoğan, anayasa değişiklik paketinin diğer maddelerinin büyük ölçüde mevcut anayasa ve yasalardaki kavramların yeni sisteme uygun şekilde değiştirilmesini içerdiğini belirterek, değerlendirmelerine şöyle devam etti:
"Görüldüğü gibi ülke ve millet olarak çok uzun zamandır yaşadığımız, şahsımın da son 14 yıldır ama özellikle son 3-4 yıldır maruz kaldığı tecrübeler ışığında Türkiye için en iyi olanı yapmaya çalışıyoruz. Açıkçası tıpkı 2007 reformu gibi bu anayasa değişikliği de eksiktir. Aslolan yeni bir anayasayı 80 milyon hep birlikte kafa kafaya verip inşa etmemiz, yazmamızdır. Yeni anayasa, Türk milletinin ve Türk devletinin geleceğini aydınlatarak, 2023 hedeflerimizden aldığımız güçle 2053 ve 2071 vizyonlarımızın şekillenmesini sağlamalıdır. Milletimizin bu anayasa değişikliğine tarihi bir oranla 'evet' diyerek yeni Türkiye'nin müjdecisi haline getireceğine inanıyorum. Bu büyük Türkiye olacaktır, bu muasır medeniyetler seviyesinin üzerine çıkacak büyük Türkiye. Bu mesele, Recep Tayyip Erdoğan'ın kişisel meselesi veya AK Parti'nin parti meselesi değildir. MHP'nin parti meselesi değildir. Şu anda şahsımın ve AK Parti'nin uyum sorunu da icraat sorunu da aslında yoktur. Benim hükümetle şu anda böyle bir sorunum yok. Çünkü bu sorunları geçmişte yaşadım. Ben, yaşadığım sorunları dönemimin hükümetine yaşatmak istemem. Çünkü devletin başında kavga olmaz. Bu kavgaları bu ülke gördü. Ne Sayın Gül'ün döneminde, ne benim dönemimde hükümet ile cumhurbaşkanlığı arasında böyle bir kavgayı biz ne yaşadık ne yaşattık. Niye? Bizim derdimiz vatandı vatan, milletti millet."
(Sürecek)
Son Dakika › Güncel › Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde Muhtarlar Toplantısı - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?