Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sırasında Genelkurmay Başkanlığı'ndaki eylemlerle ilgili, sözde "Yurtta Sulh Konseyi" üyelerinin de aralarında bulunduğu 221 kişinin yargılandığı "çatı" davasında savunma yapan eski binbaşı Recep Aktürk, "Gece 24.00-01.00 gibi eve gittiğimde darbe girişimi olduğunu anladım. 36 yıldır bu ülkede darbe olmuyor. 1980 darbesinde sağdan soldan insanlar birbirini öldürüyor. Öyle bir durum yok. Darbenin aklımıza gelmesi mümkün değil. O yüzden darbeye ihtimal vermedim." dedi.
Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsündeki salonda görülen duruşma, sanık savunmalarıyla devam ediyor.
Duruşmada savunma yapan Aktürk, Harp Akademisi'nden mezun olduktan sonra Genelkurmay İstihbarat Başkanlığında plan ve koordinasyon subayı olarak göreve başladığını söyledi.
Darbe girişiminin olduğu 15 Temmuz sabahı normal bir şekilde mesaiye geldiğini, yıllık izne ayrılacağı için bununla ilgili işlemler yaptığını ifade eden Aktürk, öğlen saatlerinde mesai arkadaşı Veysel Özmen'le yemeğe gittiklerini kaydetti.
Aktürk, Özmen'le yemeğe gitmelerinin darbeden haberlerinin olmadığının kanıtı olduğunu savunarak, "Daha sonra kışlaya geldik. Bir hareketlilik oldu. Hava kararmaya başlamıştı. Herkes ne olduğunu anlamaya çalışıyordu. Kamuflajlı bir personel, silah dağıtıyordu. Ben de aldım. İstihbaratta görev yaptığım için MİT'ten ve Emniyetten terör saldırısı olabileceğine ilişkin raporlar geliyordu. Merasim Sokak'taki terör saldırısı da olduğu için 15 Temmuz'daki hareketliliği herkes buna yordu." dedi.
Karargahın emniyeti söz konusu olunca, herkesin görev aldığını dile getiren Aktürk, herhangi bir sivil imamın gelip de emir vermediğini savundu.
Darbeyi bilerek silah alanların bulunmasını isteyen Aktürk, "Hain darbe girişiminde silah alıp darbecilere karşı mücadele eden arkadaşlarımız da oldu. Silah almanın suç olmadığı buradan da anlaşılıyor. Silah aldıktan sonra kanunsuz bir emir almadım ve uygulamadım. Üzerimde cep telefonu yoktu. Bulunduğum bölgede televizyon da olmadığından uzun süre olayın gerçeğinden uzak kaldım." ifadesini kullandı.
"Havaya ateş açıldığını duydum"
Darbe girişiminin olduğu geceye ilişkin kamera kayıtlarının olduğunu anımsatan Aktürk, bu kayıtlarda kendisinin nizamiyeye gittiğinin görüldüğünü kaydetti.
Nizamiyedekilerin de ne olduğunun farkında olmadığını savunan Aktürk, şunları anlattı:
"Bir süre sonra güney nizamiye tarafından silah sesleri geldi. Ben de nizamiyenin içine girdim Özel Kuvvetler Komutanlığı personeli geldi, 'bizim geri çekilmemiz gerektiğini, terör tehdidi olduğunu' söylediler. Ben de güvenli olduğunu bildiğim görüntü izleme odasına geçtim. Sonra uçak, helikopter sesleri gelmeye başladı. Tanklar içeri girdi. Kimse ne olduğunu bilmiyordu. Genelkurmay Başkanlığının kendi emniyetinden sorumlu personel tarafından görevliler mevzilere yerleştiriliyordu. Gece 02.00 civarı nizamiye bölgesine sivil halk geldi. 'En büyük asker, bizim asker' sloganları atılıyordu. Birden nizamiyeye yakın personelle konuşmaya başladılar. Sonrasında 'asker kışlaya' sloganları atıldı, kapı zorlandı. Burada Özel Kuvvetler Komutanlığı veya Muhafız Alayınca havaya ateş açıldığını duydum. Gece 03.30 civarında savaş uçaklarının ve taarruz helikopterlerinin bombalama sesleri geldi."
Bu olaylardan sonra bir şeyin yanlış gittiğini gördüğünü belirten Aktürk, Genelkurmay Başkanının görevinin başında olduğunun söylenmesi üzerine doğru bir iş yaptıklarını düşündüklerini söyledi.
"Kayınbabamın Bank Asya'da parası vardı"
Sonrasında nizamiyeden çıkarak evine gittiğini, hafta sonunu ailesiyle geçirdiğini ifade eden Aktürk, "Darbeden haberim yoktu. Olayın hain bir darbe girişimi olduğunu eve gidince öğrendim. Gözaltına alınan personele yapılan muameleyi görünce ortamın sakinleşmesini bekledim ve darbe girişimi gecesi karargahta olduğumu söylemedim. İki hafta boyunca mesaiye devam ettim. Çok gizli raporların hazırlanmasında görev aldım, YAŞ brifingini hazırladık." dedi.
Aktürk, 1 Ağustos Pazar günü mesaiye geldiği sırada Tuğgeneral Oğuz Tozak'ın kamera görüntülerinden aldığı bir kare fotoğrafla kendisini suçladığını öne sürerek, "Tam teçhizatlı Özel Kuvvetler Komutanlığı personeliyle birlikte Tozak beni Tufan Aktaş'ın odasına soktu, yere oturttu. Durumu açıklamama fırsat vermeden şahsıma hakaret etti, bana vurdu. Henüz hakkımda hiçbir gözaltı kararı yok." diye konuştu.
FETÖ ile herhangi bir bağının olmadığını savunan Aktürk, eşinin, usulsüzlük yapıldığı tespit edilen 2010 KPSS sınavında yüksek puan aldığı yönündeki iddiaların gerçek olmadığını iddia etti. Aktürk, eşinin 2009 KPSS'si ile öğretmen olarak atandığını ve halen görevine devam ettiğini söyledi.
Mahrem imamlarla herhangi bir görüşmesinin olmadığını ileri süren Aktürk, kayınpederinin Bank Asya'da hesabının olduğunu ancak 17-25 Aralık'tan sonra bu bankaya herhangi bir para yatırmadığını savundu.
"MİT müsteşarının katıldığı toplantılara katıldım"
FETÖ'den tutuklu eski Terörizmle Mücadele Eğitim ve Tatbikat Merkezi Komutanı Tuğgeneral Mustafa Kurutmaz'ın sicilini bozduğunu kaydeden Aktürk, bu anlamda sicilinin parlak olmadığını söyledi.
Ailesinde FETÖ ile ilgili kimsenin olmadığını savunan Aktürk, "Genelkurmay İstihbarat Daire Başkanlığına atandığımdan beri hassas soruşturmalara tabi tutuldum. MİT müsteşarının katıldığı toplantılara katıldım. İsmimiz MİT, Emniyet tarafından araştırılıyor. MİT müsteşarı ile toplantı yapıyorum bir şey yok, 15 Temmuz'da bir gecede FETÖ'cü oldum." dedi.
Darbe için aylar öncesinden yapıldığı belirtilen toplantılara katılmadığını ileri süren Aktürk, yıllık izin alacağı için 15-31 Temmuz tarihleri arasında nöbet istemediğini söyledi.
Savunmasının ardından Aktürk'ün çapraz sorgusuna geçildi. "Darbe girişimi olduğunu ne zaman anladınız?" sorusuna Aktürk, "Net olarak gece 24.00-01.00 gibi eve gittiğimde darbe girişimi olduğunu anladım. 36 yıldır bu ülkede darbe olmuyor. 1980 darbesinde sağdan, soldan insanlar birbirini öldürüyor. Öyle bir durum yok. Darbenin aklımıza gelmesi mümkün değil. O yüzden darbeye ihtimal vermedim." yanıtını verdi.
Duruşmada tartışma
Başbakanlık Avukatı Süleyman Ayhan'ın "Terör saldırısı var diye silahları size kim verdi?" sorusuna Aktürk, "Terör tehdidi denildikten sonra silahlığa gidip aldık. 'Terör tehdidi var' diyen hatırladığım kadarıyla Doğan Öztürk'tü." karşılığını verdi.
"İstihbaratçı olarak olup biteni merak etmediniz mi?" sorusu üzerine Aktürk, merak ettiğini ancak silah seslerinin gelmesi üzerine nizamiye bölgesinden ayrılmadığını, kim darbeci, kim değil bilmediğini söyledi.
Bu arada duruşmayı izleyenlerle sanıklar arasında kısa süreli tartışma yaşandı. Mahkeme Başkanı bazı izleyicileri ve izleyicilerle tartışan sanık eski Tuğgeneral Gökhan Şahin Sönmezateş'i salondan çıkardı.
Duruşmayı, eski Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç da izledi.
Son Dakika › Güncel › Darbe Girişimine İlişkin 'Genelkurmay Çatı' Davası - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?