Demokrasi Bir Gün Herkes İçin Lazım Olacak

BELEDİYE Başkanı Cengiz Ergün, Türkiye Demokrat Gazeteciler Platformu ile Manisalılar Platformu tarafından düzenlenen 'Demokrasi ve Yerel Yönetimler' konulu panele katıldı. Panelde bir konuşma yapan Belediye Başkanı Cengiz Ergün, büyükşehir yasasına değindi, belde ve köylerde yaşayan vatandaşlara bu yasanın yapılmadan önce sorulması gerektiğine vurgu yaptı. Ergün, "Demokrasi ve adalet, bir gün herkes için lazım olacak" dedi.

Türkiye Demokrat Gazeteciler Platformu ile Manisalılar Platformu tarafından Manisa Belediyesi Kültür Merkezi Lale Salonu'nda düzenlenen 'Demokrasi ve Yerel Yönetimler' konulu panele Manisa Milletvekilleri Erkan Akçay, Özgür Özel, Muzaffer Yurttaş, Belediye Başkanı Cengiz Ergün, Manisa Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Ertuğrul Aytaç, MHP İl Başkan Vekili Mehmet Ödevli, Belediye Meclis Üyesi Hüseyin Köroğlu, siyasi parti temsilcileri ile sivil toplum örgütleri katıldı. Panel öncesi birer konuşma yapan Manisalılar Platformu Dönem Başkanı Süleyman Korkmaz ve Demokrat Gazeteciler Platformu İl Temsilcisi Hakan Özen, düzenledikleri panele katılımlarından dolayı davetlilere teşekkür etti. Daha sonra panelistlere teşekkür plaketleri takdim edildi. Ardından Belediye Başkanı Cengiz Ergün söz aldı. Başkan Ergün, son günlerde önemi git gide artan demokrasi ve bu zincirin en önemli halkalarından biri olan halkı temsil eden yerel yönetimler ile ilgili önemli bir toplantıda söz almaktan duyduğu mutluluğu dile getirdi.

Türklerin demokrasi ile tanışıklığı Orta Asya'ya dayanıyor

Yerel yönetimlerin sıkıntısını ve taleplerini bildiği için bu konuda bazı noktaları paylaşmak istediğini belirten Başkan Ergün, "Demokrasi yunan kelime anlamı ile demos-kratia yani halkın iktidarı anlamına gelmektedir. Ancak biz Türklerin demokrasi ile tanışıklığı Orta Asya'ya dayanmaktadır. Orta Asya'daki Toylarımız, demokrasi ile tanışıklığımızın en önemli göstergesidir. O süreçte de boylar ve beylikler hakanların idaresinde, ancak toyların denetimde olmuştur. Demokrasinin temel anlayışı halkın iktidarından hepimizin anladığı da, halkın istekleri doğrultusunda ve isteklerinin önemsendiği bir idare şeklidir. Elbette halkın iktidarının ilk adımı da yerel yönetimlerdir. Merkezi idareyi şekillendiren ve merkezi idarenin göz ardı edemeyeceği kesim, muhakkak halka en yakın olan yerel yönetimlerdir.

Zaten bu nedenle halk yerel yönetimde istediği idareciyi seçme, istemediğini meclis vasıtasıyla görevden alma yetkisine sahiptir. Yerel yönetimlerdeki belediye meclisleri de halkın yönetime katılımı noktasında önemli bir iletkendir. Çünkü her bir meclis üyesi, temsil ettiği seçmene karşı sorumludur. Sorumsuzluk halinde aslında kendisine güvenen ve inanan halka hesap vermesi, demokrasi gereği kaçınılmazdır. Neresi olursa olsun, halkın iradesiyle yerel yönetime dâhil olanlar, bulundukları konumlarını halkın menfaatine değerlendirmeli, şahsi hırslarını ve kinlerini göz ardı etmelidir. Bu durum şüphesiz demokrasinin gerçek anlamında kullanılmasını da beraberinde getirecektir" dedi.

Demokrasiye aykırı hamlelerin yapıldığına şahit oluyoruz

Ülkemizde demokrasi adına talihsizliklerin peşi sıra yaşandığı bir dönemden geçildiğini vurgulayan Başkan Ergün, "Yerel yöneticiler olarak idarenin hemen her kademesinde, demokrasi kültürüyle bağdaşmayan ancak halkın önüne getirilen yaptırımlarla karşı karşıyayız. Az önce de belirttiğim gibi, halkın katılımının kaçınılmaz olduğu demokrasi yönetimine aykırı uygulamaların, hamlelerin yapıldığına üzülerek şahit oluyoruz. Bu konuda, yakın zamanda yaşandığı ve bizleri hayati derecede ilgilendirdiği için henüz yasalaşan ve ilk yerel seçimlerden sonra yürürlülüğe girecek olan Büyükşehir Yasası'nı örnek verebilirim. Bu yasa hazırlanırken taslak aşamasında, yasalaşırken kimlerden görüş alındı ve hangi çekincelere göre şekillendirildi? Ben bunu daha önce de sorguladım, yine sorguluyorum. Halka rağmen, halktan gelen geri dönüşümle bir çalışma yapmak yerine, halkın onayı alınmadan, ama iyi yönde, ama kötü yönde, kentsel yaşam alanına müdahale edildi. Elbette bu müdahalenin kişisel yaşam alanlarına yapılan ve kesinlikle demokrasi ile bağdaşmayan müdahaleler yanında masum kaldığını söyleyebiliriz. Biz isterdik ki; katılımcı demokrasi gereği belde başkanını seçme hakkı elinden alınan belde sakinlerine danışılsın, köyleri mahalle olan kesime sorulsun ya da bir kentte kurulacak yeni belediyelerin isimleri belirlenirken halkın görüşü alınacak bir anket yapılsın" diye konuştu.

Hürriyetten yoksun bir demokrasinin ülkemize faydası olmaz

Büyükşehir konusunda nezaketen dahi olsa, oy istenilen vatandaşın da söz hakkının olmasını istediklerini dile getiren Başkan Ergün, sözleri şöyle tamamladı: "Ancak bu olmadı. Sağlık olsun! Ben eminim ki halkımız en iyisini bilir ve her zaman en doğru kararı verir. Bilinçli Türk Halkı, her zaman mührün kendisinde olduğunun farkındadır. Çünkü Hürriyet Türk'ün hayatıdır. Genç Cumhuriyeti kuran ve demokratik yönetimi ülkemize uyarlayan Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün şu sözünü bugünlerde iyi özümsemeliyiz; 'Her fert istediğini düşünmek, istediğine inanmak, kendine mahsus siyasî bir fikre malik olmak, seçtiği bir dinin icaplarını yapmak veya yapmamak hak ve hürriyetlerine maliktir. Kimsenin fikrine ve vicdanına hâkim olunamaz.' İşte biz bu nedenle yerel yönetimler başta olmak üzere katılımcılıktan, hürriyetten yoksun bir demokrasiyi ülkemize faydalı görmüyoruz. Son olarak, yerel yönetimlerin sorunlarına daha çok ilgi gösterildiği ve halkın düşüncelerinin kılavuz alındığı, demokrasinin kişilere, kurumlara göre şekillenmediği günler diliyor, şunu özellikle belirtmek istiyorum; demokrasi ve adalet bir gün herkes için lazım olacak."

30 yıldır terör örgütü taleplerinden bir milim vazgeçmedi

Başkan Ergün'ün konuşmasının ardından MHP Manisa Milletvekili Erkan Akçay söz aldı. Büyükşehir konusunda güneydoğu bölgelerindeki illerin düşeceği durumdan endişe duyduklarını dile getiren Akçay, "Teröristler yol kesiyorlar, kucaklaşıyorlar açık açık. Haraç topluyor. Birileri de diyor ki, 'Vergi topluyor.' Vergiyi devlet topluyor. Eğer sen devlet yetkilisi olarak teröre 'Vergi topluyor' diyorsan, haracı meşrulaştırıyorsun demektir. O bir haraçtır, hiçbir meşruiyet verilmemesi gerekir.

Terörist almış eline silahı, dayamış şakağımıza, Türkiye Cumhuriyeti'ne, devletine, hükümetine, hepimize, 'Ver' diyor. Peki ne vereceğiz? Bildiğimiz şeyler. Bu, topraklarımızın bir parçasının koparılmasına kadar gidecek. 1984 yılından bu yana 30 yıldır terör örgütü, taleplerinden bir milim vazgeçmiş değildir. 'Biz ayrı devlet istemiyoruz.' söylemlerine kimse inanmasın. Bunlar menfi birtakım siyasi tavırlardır. Dolayısıyla ben yarın Diyarbakır, Van, Mardin büyükşehir belediyelerinin düşeceği durumdan endişeliyim. Diğerleri bir şekilde düzeltilir. İster muhalefet olalım ister iktidar olalım en fazla odaklanmamız gereken husus bu olmalıdır" dedi.

Yerel yönetimler ve demokrasi anlatıldı

Akçay'ın ardından CHP Manisa Milletvekili Özgür Özel ve AKP Manisa Milletvekili Muzaffer Yurttaş da birer konuşma yaptı. Konuşmaların ardından panele geçildi. Moderatörlüğünü Celal Bayar Üniversitesi (CBÜ) İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi (İİBF) Maliye Bölümü Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Süreyya Sakınç'ın yaptığı panele konuşmacı olarak ManisaGazeteciler Cemiyeti Başkanı Ertuğrul Aytaç, İİBF Dekanı Prof. Dr. Mustafa Ökmen ve Uludağ Üniversitesi Kamu Yönetimi Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Bekir Parlak katıldı. Panelde yerel yönetimlerin görevleri ve demokrasiye katkıları anlatıldı.