Diyarbakır1demirtaş PKK ve Öcalan'a Düşmanlık Yapmamızı İstiyorlarsa Kusura Bakmasınlar

Bdp Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, şu anda hükümetten randevu talep etme durumunda olmadıklarını, çağrılarını yaptıklarını ve gelen çağrılara olumlu cevap verdiklerini belirterek, Karşımızda ciddi samimi cesur irade görürsek biz müzakere yürütürüz dedik. Ama bize 'PKK'ya Öcalan'a düşmanlık yapacaksınız ve sizi seçen tabana seçmene ihanet edeceksiniz' gibi bir dayatma ile geleceklerse kusura bakmasınlar. Bugün Ankara'da yargılanan Kenan Evren' de Kürt halkını birbirine karşı düşman etmeye çalıştı ama bunu başaramadı. Kürt halkı artık Ortadoğu'da bir iradedir dedi.

'ASIL MUHATAPSIZ YAŞAYAN BİZİZ'

Diyarbakır'da bulunan BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, gazetecileri son yaşanan gelişmeleri değerlendirip gazetecilerin sorularını yanıtladı. Başbakan Erdoğan'ın kendilerine yönelik müzakere konusundaki eleştirileri değerlendiren Demirtaş, şöyle dedi

Başbakan'ın müzakereye başından beri niyeti yok. Müzakere konusunda simimi ve dürüst olsa Kürt sorunundaki muhataplar her zaman müzakere yanlısı oldular. Ama Başbakan hem iç politikada hem de Ortadoğu'daki politikada Türkiye'yi boğazına kadar bataklığa sokmuş durumda. Dolayısıyla Başbakan'ın şu anda ne barış yapmaya niyeti ve cesareti var, nede böylesi bir arayışı var. Adeta dersi kaynatan çocuklar gibi sürekli gündem değiştirme ve saptırmaya çalışıyor. Bizimle ilgili söyledikleri de nezaketsizliğin ötesinde cehaletin göstergesidir. Yani burada BDP'den hangi karar almasını bekliyor ki, karar alması gereken iktidar ve hükümetin kendisidir. Asimilasyondan ve Kürtleri katletmekten vazgeçtim. Kürtlerin haklarını ve özgürlüklerini tanımaya karar verdim diyecek. Bizim hükümetten daha kararlı daha fazla siyasi irademiz var. Asıl muhatapsızlık yaşayan biziz. Karşımızda bir muhatap göremiyoruz., Cemaat mi, ara sıra bizimle görüşen bakanlar mı, ordu mu, hükümet mi muhatap belli değil. Kendi içinde büyük bir kaos ve çekişme yaşıyorlar. Dolayısıyla AKP kendi içinde tekleşmediği müddetçe biz karşımızda her zaman muhatap sıkıntısı yaşamaya devam edeceğiz. Siyasi iradesi olmayan ve sorunları çözümü konusunda cesaret göstermeyen sadece meydanlarda konuşan ve kuru kabadayılık yapan bir zihniyet var karşımızda. Biz bunlarla nasıl müzakere yürütürüz asıl problem budurdedi.

'PKK VE ÖCALAN'A DÜŞMANLIK YAPMAMIZI İSTİYORLARSA KUSURA BAKMASINLAR'

Demirtaş, şu anda hükümetten randevu talep etme durumunda olmadıklarını, çağrılarını yaptıklarını ve gelen çağrılara olumlu cevap verdiklerini ifade ederek, şunları söyledi

Karşımızda ciddi samimi cesur irade görürsek biz müzakere yürütürüz dedik. Ama bize 'PKK'ya Öcalan'a düşmanlık yapacaksınız ve sizi seçen tabana seçmene ihanet edeceksiniz' gibi bir dayatma ile geleceklerse kusura bakmasınlar. Bugün Ankara'da yargılanan Kenan Evren' de Kürt halkını birbirine karşı düşman etmeye çalıştı ama bunu başaramadı. Kürt halkı artık Ortadoğu'da bir iradedir. AKP bunu artık net olarak anlamak durumundadır. AKP, Ortadoğu'daki 40 milyon Kürt ile barış arayışına girmek durumundadır. AKP'nin Kürtlere düşmanlıktan vazgeçmesi gerekir. Başbakan bize hakaret eder, şantaj ederek, bu sorunların çözümünde tek bir milim dahi ilerlemeyeceğini görmek durumundadır. Bu mesele ciddi bir meseledir. AKP, BDP ile ilgili konuşurken daha saygılı, daha ciddi olmalı ve değerlendirmelerini daha anlaşılır ve çözüme hizmet eder ölçüde yapmalıdır. Şu anda barış ve çözümün niyetini AKP'de okuyamıyoruz. BDP olarak her zaman hazırız

'BAŞBAKAN, ZORLUK ÇIKARMAYAN MARJİNAL BİR BDP ARZULUYOR'

Başbakan Erdoğan'ın son konuşmasında BDP ile ilgili eleştirilerinin hatırlatılması ve Başbakan nasıl bir BDP istiyor sorusu üzerine Demirtaş, şöyle konuştu

Başbakan AKP'nin kuyruğuna takılmış, ürettiği çözüm ya da çözümsüzlük politikasını sorgulamadan destekleyen, AKP'ye zorluk çıkarmayan, giderekte sistem içi bir muhalefet örgütüne dönüşmüş marjinal bir BDP arzuluyor. Başbakan'ın rüyasındaki ve hayalindeki budur. Bu olmayınca bizi iradesiz olmakla suçluyor, bize saldırıyor. Başbakan'a şunu hatırlatmak istiyorum. Kürt özgürlük hareketi, bir bütündür. Sivil toplum örgütü ile, partisi ile demokratik kurum ve kuruluşları ile, koordineli hareket eden demokratik bir halk hareketidir. Dolayısıyla bu halk hareketini kendi içindeki kurum ve yapısı ile birbirine düşman etmeye çalışman nafile bir çalışmadır. Bizim yürüttüğümüz siyaset, iradesizlik değil, kolektif siyasetin tezahürüdür. Biz kolektif karar alan örgütü ile tabanı ile karar alan bir yapıyız. Demokrasi arıyorsa bize bakacak, diktatörlük arıyorsa kendi partisine bakacak. Kendi partinde tek adamlık var, irade yok. Siz cemaatin sözünden çıkmayan, çıkamayan kadrolarla iş tutuyorsun. Başbakan bu sistemi anlamadığı, bilmediği için karşısında diktatoryal tek adamlık sistemi görmek istiyor. Bizim partimiz öyle değil

'BÜYÜK BİR ÇATIŞMA VE SAVAŞ HAZIRLIĞI VAR'

Demirtaş, Şırnak'ın Irak sınırındaki 34 kişinin ölümüne neden olan hava operasyonuyla ilgili Genelkurmay'ın TBMM'ye gönderdiği raporda, normal sınır ötesi harekat olarak değerlendirmesiyle ilgili şöyle dedi

Kurallara uygunluk buysa baharda ve yazda onun gibi onlarca katliam yaşanacaktır. 15 PKK'lı kadının öldürüldüğü operasyon nedeniyle Başbakan güvenlik güçlerini teşekkür ediyor. O PKK'lıların anne babaları bu ülkenin vatandaşları. Başbakan üzüntü duyacağına güvenlik güçlerine teşekkür ediyor. Başbakan bu zihin yapısı dikkate alındığında büyük bir çatışma ve savaş hazırlığı var. Hükümetin bundan başka bir projesi yoktur. Ölümü kutsayan bir zihniyet var. Sonra geri dönüp bize 'bunlar kandan, şiddetten besleniyor' diyor. Şiddetin dik alasını yapan sensin. Bu yaz AKP bu şekilde giderse sivil, PKK'lı demeden her halde binlerce insanı katletmeye hedefliyor diye düşünüyoruz. Başka bir çözüm ve politika göremiyoruz

Kürt sorunu meydanlarla nutuk atılarak, siyasetçilerin sert cevapları ile çözülecek bir sorun olmadığını da söyleyen Demirtaş, Giderek globalleşen ve bütün uluslararası güçlerin içine dahil olduğu bir sorun. Dolayısıyla bu meselenin ciddi ciddi masada oturularak müzakere edilmesi lazımdır. Geçmiş dönemde İmralı ve Oslo'da yürütülen görüşmelerin benzerlerinin yeniden başlaması lazım. Bu defa sürece BDP'nin ve BDP ile birlikte akil insanlar ve sivil toplum kuruluşlarının dahil olması lazımdır. Oturulup konuşulmadan mesele anlaşılmaz. Siyasi atışmalar ve polemiklerle çözülemeyecek kadar kapsamlı bir sorundur. Bu konuda adım atması gereken yetki sahibi olan hükümettir. Öncelikle 'Kürt sorununda yeni bir strateji benimsedik bu da diyalog ile çözüm stratejidir' demek zorun hükümet. Bunu söylediği gün Türkiye'de her türlü iklimin, siyasi gerilimlerin azalacağını düşünüyorum. Bu atmosferin gelişmesi için o zaman BDP daha çok katkı sunar. Ama karşımızda sürekli bizi ezmeye, hakaret etmeye çalışan güç varken, buna karşı yalvaran bir dil kullanamayız dedi.

'TEŞVİK PAKETİ, KÜRTLERİ SUSTURMLAK İÇİN VERİLEN RÜŞVETTİR'

Demirtaş, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın dün açıkladığı yeni teşvik paketinin bölgedeki sanayici ve işadamlarının taleplerini kısmen içerdiğini söyledi. Demirtaş, Ama bugünü kadar 30 yıl boyunca yapılan bütün teşvik paketlerinden Doğu ve Güneydoğu'nun aldığı teşvik yüzde 9 civarındadır. Geri kalan Türkiye'nin diğer Batı illerine gitmiştir. Bu paketler, bölgesel gelişmişlik farklarını artırmaktan başka bir işe yaramamıştır. Son açıklanan pakette oluk oluk kan akan bir yaraya merhem sürmeye çalışmaktır. Zihni alt dünyasında Kürtlere rüşvet vererek, Kürt işadamlarına rüşvet vererek biz bölge insanını Kürt halkının sesini önemli şekilde kısa biliriz şeklinde zihni alt yapısı vardır. Hükümetin yapması gereken ilk şey önemli ölçüde bölgenin barışını güçlendirmek, geliştirmek, demokrasiyi güçlendirmek ve ekonomik yatırımları bölgeye kanalize etmekti dedi.

Demirtaş, Başbakan Erdoğan'ın çevresinde kendisini bilgilendiren ekibi değiştirmesi gerektiğini iddia etti. Demirtaş, Başbakan etrafındaki danışmanlara ve kendisini bilgilendirenlere güvenerek bütün bu değerlendirmeleri yapıyorsa yanılgılı bir pozisyondadır derim. Kürt sorununu çözmek istiyorsa eğer bu değerlendirmeler konusunda da gerçekten objektif bilgilere ulaşmak istiyorsa etrafındaki kadroyu değiştirsin. Bu ekip ile daha fazla ileriye gidemeyeceğini görmesi lazım. Bu ekip kendisini yanlış bilgilendiriyor. Bizimle ilgili katkı sunmamızı istiyorsa bizimle ilgili değerlendirmelerde kullandığı dili, yaklaşımı tümden değiştirmesi lazımdır. BDP'ye bakışı bu olduğu müddetçe yaklaşımı bu olduğu müddetçe öyle sanıyorum ki kendisinin çözüm konusundaki samimiyetine inanmayacağız dedi.