Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, "Uluslararası toplumun, bizim yaptığımız yardımların yanında, bize sağladığı, ulaştırdığı yardımlar şu anda çok sınırlı. Yaklaşık 500 küsur milyon dolar civarında insani yardım ulaştırıldı Türkiye'ye şu ana kadar. Ama bizim yaptığımız harcama sadece Suriyeliler için 10 milyar doları geçmiş durumda." dedi
Kalın, Dünya İnsani Zirvesi Sözcüsü Herve Verhoosel ile Dünya İnsani Zirvesi'ne ilişkin basın toplantısının ardından, gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Zirveye, Azerbaycan'dan Katar'a, Almanya'dan İngiltere'ye, bir çok Afrika ülkesinden Asya ülkesine, AB ülkeleri de dahil olmak üzere üst düzey devlet ve hükümet başkanlarının katılacağını belirten Kalın, "Bu son derece memnuniyet verici bir durum. Çünkü burada bir siyasi kararlılık ortaya konulması, sorunların çözümü için bir liderliğin ortaya konması büyük önem arz ediyor. Liderler düzeyindeki katılım tabii ki hem tartışmaların muhtevasını güçlendirecek hem de ortaya çıkacak neticeyi daha kalıcı hale getirecektir." diye konuştu.
Kalın, liderlerin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile zirve kapsamında ikili görüşmelerinin olacağını ifade ederek, "Şu anda teyit edilenler var Almanya, Hollanda, Katar, Azerbaycan gibi ülkelerle. Talepler geliyor. Program el verdiği ölçüde, ikili görüşme taleplerini de gerçekleştirmeye çalışacağız. Sayın Cumhurbaşkanımızın yapacağı ikili görüşmelerin yanı sıra zirveye katılan liderlerin de kendi aralarında pek çok ikili görüşmeleri olacaktır." diye konuştu.
"Türkiye yükün önemli bir kısmını taşıyan ülke"
"Türkiye olarak özellikle Suriyeli mülteciler konusunda bu zirvede bir sonuç bekliyor musunuz?" sorusu üzerine Kalın, şu yanıtı verdi:
"Suriye konusu şu anda insani kriz tartışmalarının ve insani yardım rejimi tartışmalarının da merkezinde yer alan konulardan bir tanesi. Türkiye de burada yükün önemli bir kısmını taşıyan ülke olarak elbette uluslararası toplumdan daha fazla katkı beklemektedir. Bu finansal katkı şeklinde olabilir, başka tür katkılar şeklinde olabilir. Ama biz hep baştan beri ifade ettik. Uluslararası toplumun, bizim yaptığımız yardımların yanında, bize sağladığı, ulaştırdığı yardımlar şu anda çok sınırlı. Yaklaşık 500 küsur milyon dolar civarında insani yardım ulaştırıldı Türkiye'ye şu ana kadar. Ama bizim yaptığımız harcama sadece Suriyeliler için 10 milyar doları geçmiş durumda. Buna bir de sivil toplum kuruluşlarının, yerel belediyelerin, vatandaşların yaptığı harcamaları da eklerseniz, bu rakam çok daha yukarıda. Bu bile aslında karşı karşıya bulunduğumuz sorunun çok önemli bir boyutunu maalesef esef verici bir şekilde ortaya koyuyor. Bu kadar büyük bir kriz varken, dünyanın buna adeta ilgisiz kalması ve bunun yükünü, Türkiye, Ürdün, Lübnan gibi birkaç ülkenin üzerine yıkmış olması elbette kabul edilebilir bir şey değil. BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun da bu konuda birçok çağrı yaptı, uluslararası toplumun daha kararlı bir duruş sergilemesi gerektiği konusunda. Fakat maalesef biz bu kararlılığı henüz görmüş değiliz ama bu bizim azmimizden hiçbir şey eksiltmiyor. Biz bu açık kapı politikasını uygulamaya devam edeceğiz. Uluslararası toplum bize yardım yapsa da yapmasa da savaştan, varil bombalarından, kimyasal silahlardan, hava bombardımanından kaçan bu insanlara, kadınlara, çoluğa çocuğa biz kapımızı ve gönlümüzü açmaya devam edeceğiz. Ama bunun ortak bir ahlaki sorumluluk olduğunu da her fırsatta tabii ki bütün dünyaya hatırlatmaya devam edeceğiz."
"Açık kapı politikasından ne kastediyorsunuz tam olarak? Çünkü insan hakları grupları diyorlar ki 'Türkiye aslında sınırlarını artık kapattı, artık açık değil' diyor?" sorusu üzerine Kalın, şunları söyledi:
"Açık kapı politikamız değişmedi. Zaman zaman belli güvenlik önlemleri almamız gerekiyor bir takım güvenlik tehditlerine karşı. 3 milyon mültecinin söz konusu olduğu bir ortamda, öbür tarafta, Suriye tarafında çok hareketli olan bir ortamda, sürekli bombalamaların olduğu, rejimden gelen sürekli savaşın olduğu bir ortamda bazen sınır sorunları yaşıyoruz. Ama bir takım iddialar var, medyaya da dağıtıldı bunlar 'Türkiye sınırlarını kapatmıştır', 'Mültecileri geri gönderiyor' hatta 'Mültecileri vuruyor' diye bir takım iddialar var. Bu iddialar gerçeği yansıtmıyor. Türkiye'ye mülteciler gelmeye devam ediyorlar. Buradaki acımasız savaştan onları kurtarmaya devam ediyoruz."
"Bugün itibariyle bir para almış değiliz"
İbrahim Kalın, "AB Türkiye'ye ne kadar para verdi?" sorusunu şöyle yanıtladı:
"Bir duyuru yapıldı 3 milyar avro için. Bunu en baştan beri söylüyoruz. Bu rakam Türkiye'ye verilecek bir rakam değil. Bu rakam Suriyeli mültecilere harcanacak bir rakam. AB'nin vereceği bu rakam, kendi şehirlerini koruyacak Suriye'nin. Türkiye'ye verilmiş bir himmet, bir yardım olmayacak. Bunun net anlaşılması lazım. Şu ana kadar ne yollandı derseniz; 120 milyon civarında bir para şu ana kadar belirlendi ama bugün itibariyle bir para almış değiliz. Süreç orada devam ediyor. Biliyorum AB üzerinde çalışıyor bunun ama herhalde AB bürokrasisinden olsa gerek. AB'ye sorabilirsiniz bu sürecin niye bu kadar uzadığını. Neticede mali katkı olarak AB'den gelecek paradan bağımsız olarak Türkiye her halükarda mültecilere destek olmaya devam edecektir."
Mülteci konumunda olan Iraklı, Suriyeli ve diğer gruplardan da zirveye temsilcilerin katılacağını, sorunlarını aktarma imkanı bulacaklarını anlatan Kalın, sözlerini, "Bunu çok önemsiyoruz çünkü böyle bir çalışmayı sadece masa başında, bir takım istatistikler üzerinden yapmak elbette konunun kendisiyle çok mütenasip bir tutum olmazdı. Bu insanların yaşadıkları acıları bizzat hissetmek, sorunlarını bizzat dinlemek büyük önem arz ediyor. Bu zirvenin en önemli katkılarından birisi de sahadaki sorunları en doğru şekilde yansıtacak bir mekanizmayı inşa ediyor olması." diye tamamladı.
(Bitti)
Son Dakika › Güncel › Dünya İnsani Zirvesi'ne Doğru - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?