İçişleri Bakanı Efkan Ala, "Devlet anlayışımız, bireyi ve haklarını merkeze oturtan anlayıştır. Artık yönetimin merkezinde devredilmez, vazgeçilmez, doğuştan gelen özgürlük ve haklarıyla birey vardır. Devlet kurumları görevlileri olarak varlık nedenimiz, bu hak ve özgürlüklerin korunması, geliştirilmesi ve rahat bir ortamda kullanılmalarının garanti altına alınmasıdır" dedi.
Ala, Türk Polis Teşkilatının 169. kuruluş yıl dönümü dolayısıyla düzenlenen törende, polisin, 169 yıldır ülkenin huzur ve güvenliği için fedakarca çalışıp milletin sevgisini kazandığını söyledi. Polis teşkilatının hırsızlık ve kapkaçtan teröre, pasaport ve ruhsat işlemlerinden trafiğe, toplumsal olaylardan yasa dışı örgütsel faaliyetlere, kaçakçılık suçlarından organize suç türlerine kadar geniş bir alanda halkın huzur ve güvenliği, milletin mutluluğu için yoğun çaba gösterdiğini ifade eden Ala, emniyet mensuplarının polis gününü tebrik etti ve her polisi sevgi ve muhabbetle selamladığını belirtti.
Emniyet teşkilatının devletin köklü kurumlarından biri olduğunu dile getiren Bakan Ala, bunun geçmişle günümüz arasında kuvvetli bir bağ bulunduğunu gösterdiğini belirterek, "Bu yıl dönümü tarihi köklerimizi hatırlamamız için de son derece önemlidir. Zira vatan, millet ve devlet kavramları bu kökler üzerinde anlam kazanan kavramlardır" dedi.
AK Parti hükümeti döneminde polisin sorunlarının çözümü için önemli adımlar atıldığını, polisin özlük hakları, askerlik ve sosyal hakları konusunda çok önemli adımlar attıklarını belirten Efkan Ala, iyileştirmelerin ülkenin imkanları doğrultusunda devam edeceğini dile getirdi.
Türkiye'nin son 11 yılda büyük bir dönüşüm yaşadığını ifade eden Ala, şunları söyledi:
"Bu süreçte ekonomik alanda cumhuriyet tarihinin en büyük başarılarını kaydediyoruz. 2023 vizyonuna uygun olarak ekonomide, dış politikada, demokratikleşmede tarihi başarılar elde ettik. Demokrasi, insan hakları ve özgürlükler alanında daha önce tasavvur edilemeyen noktalara geldik. Sosyal devlet olma yolunda vatandaş ile devlet arasındaki mesafeyi kapattık ve devleti vatandaşa açtık. Türkiye, demokrasisini sağlam temellere kavuşturdu ve tarihi reformlara, sessiz devrimlere imza attı. Hastane kapısından polis merkezine kadar artık vatandaş devlet ilişki vatandaş ön planda tutulmaktadır. Vatandaşı karakolda esas duruşta tutan, her vatandaşı potansiyel suçlu kabul eden eski devlet anlayışı gerilerde kaldı, yerini yeni devlet anlayışına bıraktı. Şimdi artık devlet vatandaşını sahipleniyor, vatandaş devletini sahipleniyor. Vatandaş ile devlet birlikte güçleniyor. Birinin güçlü olması için diğerinin zayıf kalmasının gerekli olmadığı anlaşıldı."
-"Temel hak ve özgürlükler, demokrasilerin şiirleridir"
Efkan Ala, emniyet ve güvenin sağlanmasının, güvenilen yöneticiler gerektiğini belirterek, "Devlet anlayışımız, bireyi ve haklarını merkeze oturtan anlayıştır. Artık yönetimin merkezinde devredilmez, vazgeçilmez, doğuştan gelen özgürlük ve haklarıyla birey vardır. Devlet kurumları görevlileri olarak varlık nedenimiz, bu hak ve özgürlüklerin korunması, geliştirilmesi ve rahat bir ortamda kullanılmalarının garanti altına alınmasıdır" dedi.
Artık devletin temel hak ve özgürlükleri tehdit olarak gördüğü, bu nedenle onları sınırlandırmayı kendine birinci görev edindiği anlayışın gerilerde kaldığını bildiren Ala, bilakis devletin bu özgürlükleri ve hakları saldırılara karşı korumak için var olduğunun artık herkes tarafından kabul edildiğini söyledi.
Ala, şöyle devam etti:
"Zamanın ruhu bazı kavramları yeniden tanımlamamızı, bazılarını yeniden irdelememizi gerekli kılar. Yaptığımız toplam işin bazı kısımları bazı dönemlerde işin lokomotifi, varlık nedeni, çok önde ve toplumun dikkat ettiği hususlar olur. Polis teşkilatımız, güvenlik birimlerimiz rutin olarak eskiden çok önemli olarak gördüğümüz işleri yapıyor. Kaçakçılıkla, uyuşturucuyla mücadele ediyor, toplumun huzur ve güvenini sağlamak için çalışıyor. Fakat bunlar rutin görülüyor. Ama sıra bireyin hak ve özgürlüklerine gelince, işte içinde bulunduğumuz dönem, insanoğlunun geldiği nokta o konuların artık çok hassasiyet arzettiğini bize gösteriyor. Demokrasi yükselen değer. Bütün iyiler ve kötüler demokrasi merkeze oturtularak tanımlanıyor. Demokrasinin merkezinde de bireyin temel hak ve özgürlükleri var. Şeyh Edebali'nin dediği gibi, 'İnsanı yaşat ki devlet yaşasın' İşte o noktaya dünya döndü dolaştı tekrar geldi. Şimdi insanı yaşat ki devlet yaşasın anlayışı o kadar merkeze oturdu ki bireyin temel hak ve özgürlükleri konusunda bir hata yaparsanız hemen gündem oluyor. Çünkü temel hak ve özgürlükler, demokrasilerin şiirleridir. Bir şiirde tek hecelik sapma bile ahengi bozar. İşte bunun için şiirde tek hecelik eksiklik de fazlalık da olmamalıdır. Aksi takdirde bütün şiirin ahengini bozar"
- Mısır'daki idam kararları
Mısır'da bütün insanlığın yüreğini sızlatan, bütün İslam dünyasının vicdanını kanatan idamların derhal durdurulması çağrısında bulunan Ala, "Telefi edilemez hatalar yapmamak, devletlerin birinci önceliği olmalıdır" dedi.
İnsanların hata yapabileceğini, hata yapanların hataya uygun cezalandırılması gerektiğini ve bunun da evrensel bir standart olduğunu aktaran Bakan Ala, "Kaldı ki bizim ahlakımız, bizim geldiğimiz kültür, içinde yetiştiğimiz iklim bunu bize binlerce yıldır söylüyor. Onun için buradan bir kez daha çağrıda bulunuyorum. Lütfen idamları durdurunuz. Bizim yüreğimiz kanıyor. Bunlar doğru değil" diye konuştu.
Vatandaşların temel hak ve özgürlüklerini rahatça kullanabildiği bir ortamı sağlamanın en önemli görevleri olduğunu aktaran Ala, Türkiye'nin bu konuda yaşadığı dönüşümün ne kadar önemli olduğunun görülmesi için ülkenin 11 yıl önceki haline bakılması gerektiğini söyledi. Ala, şunları söyledi:
"Ülkemizin üçte birinde 30 yıldır devam eden olağanüstü hal uygulaması vardı. Bu durum öyle olağan hale gelmişti ki kimse olağanüstü hal dışında terörle mücadele edileceğini düşünemiyordu. Demokrasi ve insan haklarına aykırı uygulamalar, bizi Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinde çok zor durumda bırakıyordu. Ülkemiz hakkında tazminatlara hükmediliyordu. Çeşitli faili meçhul söylentileri, faili meçhuller gündemi işgal ediyordu. Türkiye olarak, ülke olarak katettiğimiz mesafeleri bize özgüvenimizi arttırsın diye hatırlatmak istiyorum.
Eski Türkiye'de demokrasiyle güvenliği birbirine karşıt gösteren, bizi ikisinden birini tercih etmeye zorlayan, çözümsüzlüğü dayatan, sulhu esas almayan bir takım dönemler yaşadık. Bu anlayış, siyaseti de bürokrasiyi de devleti de kurumlarımızı da zehirliyordu. Çok şükür bu anlayıştan kurtulduk. Yönetime güvenlikçi bir perspektifi hakim kılarak çatışmayı, gerilimi, kavgayı esas alan bu anlayış artık tedavülden kalkmıştır. Çünkü kapalı sistemler sürekli düşman üretir ve o düşmandan beslenir. Türkiye açık toplum olma yolunda, bunu siyaset bilimi terminolojisi olarak söylüyorum. Yani düşüncelerin rahatlıkla ifade edilebildiği, ortaya atıldığı, teste tabi tutulduğu, eleştiriye tabi tutulduğu, toplumun kabul ettiği düşü uygulamaya konulduğu, kabul etmediklerinin bir kenara konulup cezalandırılmadığı bir Türkiye'yi beraberce inşa ettik. Bunu çok önemsiyorum. En önemli kaynağımız bu anlayıştır. Yakaladığımız bu standarttır."
-"Vatandaş polisi artık tehdit olarak görmüyor"
Zenginliğin, toprak altındaki madenlerle değil insan beyniyle üretildiğini anlatan Ala, "Eğer öyle olsaydı yanı başımızda dünyanın üçte birinin, iki ülkenin toplam rezervi dünyanın üçte biri, petrol rezervi. Ama 2 bin 500, 3 bin dolarlık kişi başına gelirden bir türlü yukarı çıkamıyor, çıkılamıyor. Ama Türkiye 10 bin 500 dolar gelir elde etmeye başladı" dedi.
Türkiye'nin hedefinin 25 bin dolardan da yukarısı olduğunu dile getiren Ala, Türkiye'nin dünyanın da dikkatini çeken bir performans gösterdiğini bildirdi. Ala, bunun da özgürlükler genişletilerek yakalanan siyasi istikrarla sağlandığını belirterek, milletin de bunun kıymetini geçen seçimlerde çok iyi bildiğini gösterdiğini kaydetti. Ala, "Bu performansı çok iyi okumak lazım, çok iyi anlamak lazım" diye konuştu.
Ala, Türkiye 'de çok daha iyi şeyler olacağını vurgulayarak, yeter ki bu iklimin tarumar edilmemesi gerektiğine işaret etti. Geçmişte kullanılan "Çekerim karakola, düşersin karakola" gibi tabirlerin şimdi kullanılmadığını anlatan Ala, vatandaşın polisi artık bir tehdit olarak görmediğini, polisin de kanunlardan aldığı yetkiyle görevini yerine getirdiğini söyledi. Eksikliklerinin bulunacağını dile getiren Ala, gelinen mesafenin görülmesi gerektiğini ancak epeyce yol almalarına rağmen devam edilecek mesafenin de çok gerisinde olunduğunu bildirdi.
Halkla ilişkilerin çok daha ileri seviyelere getirilmesi gerektiğine değinen Ala, toplumun diğer kesimlerinin huzuru bozulmadan huzur sağlandığını söyledi. Bakan Ala, hak ve özgürlüklerini kullanan vatandaşların da diğer vatandaşların hak ve özgürlüklerini ihlal etmeden bu hak ve özgürlükleri kullanması gerektiğine işaret etti.
Güvenlik güçlerinin yetkilerini kullanırken, görevlerini yaparken çok hassas davranması gerektiğini vurgulayan Ala, vatandaşların da hak ve özgürlüklerini kullanırken hassas davranması gerektiğini dile getirdi. Ala, bu yaşandığında bölgesinde örnek Türkiye fotoğrafının verileceğini bildirdi. Güvenlik güçlerinin birlikte çalışmalar yaptığını anlatan Ala, "Kurallara uyacağız, ama beğenmediğimiz kuralları rahatça tartışacağız. O kuralları demokratik prosedürler içerisinde değiştireceğiz. Değiştirdikten sonra da toplumun hizmetine sunacağız" ifadelerini kullandı. Ala, şöyle konuştu:
"Kuralları uygulayan, kanunları uygulayan birimlerin dikkat edeceği en önemli şey, kendilerinin kanunlara ve kurallara çok hassasiyetle riayet etmeleridir. Kendileri kanunları uygulamakla yetkili olanlar, kanunları uygulamakla görevli olanlar, o kanunlara uymamaya başlarlarsa herhangi bir vatandaş gibi etkisi olmaz. Bir vatandaşın bir kanuna, kurala uymaması toplumda, devlette bir negatif etki oluşturuyorsa biliniz ki bununla, yani kanunlara uymakla, uygulamakla görevli ve yetkili olanlar, kurallara kanunlar uymazsa 100 etkisi olur, 100 negatif etkisi olur. Onun için dikkat edeceğimiz en önemli şey kanunlara bizim harfiyen uymamızdır, kurallara bizim harfiyen uymamızdır. Kesinlikle burada hata kabul edilemez. Etmiyor zaten, sistem de kabul etmiyor, onun için size çok ehemmiyetli görevler düşmektedir."
"Türkiye demokratik sistem içerisinde temel hak ve özgürlükleri hassasiyetle koruyarak toplumsal düzeni ve güveni sağlayıp yoluna devam edecektir" diyen Ala, polislerin gününü kutladı.
Emniyet Genel Müdürü Mehmet Kılıçlar da konuşmasında polis teşkilatının çalışmaları ve polisin eğitimi konusunda bilgi verdi.
Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz ile eski İçişleri Bakanlarından Mehmet Ağar'ın da katıldığı törende, polis teşkilatını tanıtan kısa film gösterildi, meslekte başarı gösteren bazı polislere ödül verildi. Törenin ardından davetliler, polislerce açılan sergiyi gezdi.
Son Dakika › Güncel › Efkan Ala: 'İdamları durdurunuz. Bizim yüreğimiz kanıyor' - - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?