Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ağrı'daki terör saldırısına ilişkin, "Bir provokasyon varsa bu, devletin değil, terör örgütünün güdümündeki partinin kurguladığı bir provokasyondur. Yaralanan jandarma personelimizin kendi haline terk edildiği, böyle bir iddia var ya, güya orada jandarma yaralı halde bırakılmış, onları siviller, kendi mensupları oradan gelip almış. Bunların hepsi kayıtlarla, resimlerle zaten elimizde mevcut. Bunların tümü, külliyen yalandır" değerlendirmesinde bulundu.
Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda, Tu¨rkiye I·hracatc¸ılar Meclisi Bas¸kanı Mehmet Bu¨yu¨keks¸i ve beraberindeki heyeti kabulünde yaptığı konuşmada, bazı konularda çok hassas olduğunu belirterek, "Her şeyi belki somut olarak ortaya koymam ama kendisi onu düşünmesi lazım. TÜSİAD Başkanı'nın geçmişte Türkiye'ye ne tür bedeller ödettiğini gayet iyi bilen birisiyim. Onu değerli arkadaşlarımın inceleyip ortaya çıkarması mümkündür. Hangi işle iştigal etmişse o iş sebebiyle yaptıkları ve ödettikleri bedeller ortadadır. Hangi denetim kurumunda ne gibi görevler yaptılar ve oralardan ne tür bedeller ödettiler, bunun üzerinde iyi durulması lazım" diye konuştu.
Bundan sonra bu tür yeni bedellere fırsat vermeyeceklerini ifade eden Erdoğan, sorumluluğunun bilinciyle hareket etmeyenin bunun hesabını vereceğini söyledi. Erdoğan, bu noktada herkesten aklı selimle hareket etmelerini beklediğini vurguladı.
"Türkiye'nin büyümesinden, güçlenmesinden, kalkınmasından milletimiz ve dostlarımız ne kadar memnunsa içimizdeki birtakım gafillerle dışarıdaki birtakım odaklar o kadar huzursuzdur, mutsuzdur" diyen Erdoğan, "Düşünebiliyor musunuz bu ülkede büyüme oranı beklenenden düşük çıktı, enflasyon ve işsizlik şöyle azıcık kıpırdadı, bölgesel gelişmeler beklediğimiz gibi gitmedi diye adeta sevinç naraları atanlar var. Artık çok güçlü bir milli duruş sergilememiz gereken olaylar karşısında dahi yalpalayanlar, dengesizce tavır ortaya koyanlar, ifade serdedenler olduğunu görüyoruz" ifadesini kullandı.
31 Mart'ta Çağlayan Adliyesinde yaşanan terör saldırısında bir kez daha bu duruma üzüntüyle şahit olduklarını anlatan Erdoğan, savcının şehit edilmesini tek ses ve tek yürek olarak protesto edemeyenlerin, bu olayı hükümetin ve şahsının aleyhine kullanabilmek için olmadık hezeyanlar ürettiklerini kaydetti.
"Terör örgütünün güdümündeki partinin kurguladığı bir provokasyondur"
Bu hadiseye devlet terörü diyecek kadar alçalan, insanlıktan çıkan, ülkesine ve milletine alenen ihanet içine giren kişiler gördüklerine dikkati çeken Erdoğan, "Teröre terör, teröriste terörist diyemeyecek kadar, bunları ifade edemeyecek kadar gözlerine perde inmiş, kalpleri kararmış olanları üzüntüyle ve ibretle takip ettik. Bu vesileyle şehit savcımıza bir kez daha Rabbimden rahmet, ailesine ve milletimize de başsağlığı diliyorum" diye konuştu.
Benzer bir idrak tutulmasının 11 Nisan'da Ağrı'da bölücü terör örgütü tarafından güvenlik kuvvetlerine yapılan saldırıda bir kez daha yaşandığını dile getiren Erdoğan, hadiseyi şöyle anlattı:
"Ağrı'da Diyadin ilçesinin köyünde ağaç dikme adı altında etkinlik yapılacağı bilgisi ilgili kurumlara ulaşıyor. Daha önce benzer adlar altında yapılan etkinliklerde vatandaşlara seçimlerdeki tercihleri konusunda baskı yapıldığı haberleri alındığı için valiliğimiz söz konusu etkinliğe izin vermiyor. Buna rağmen hem etkinlik alanına gelmesi muhtemel katılımcıların güvenliğini sağlamak hem de bölücü terör örgütü mensuplarının istismarına izin vermemek için güvenlik kuvvetlerimiz bölgede tedbir alıyorlar. Bu çerçevede görev yapan jandarma birimlerimizden birinin üzerine Tendürek Dağı tarafından geldiği anlaşılan bölücü terör örgütü mensupları tarafından ateş açılıyor. Dikkatinizi çekiyorum, burada etkinliğe katılan vatandaşlara yönelik herhangi bir zor kullanma veya özel olarak planlanmış bir operasyon söz konusu değil. Sadece bölgeye gelen vatandaşların güvenliklerinin sağlanmasına ve bölücü örgüt mensuplarının etkinliği istismarının önlenmesine yönelik bir tedbir alınıyor."
Güvenlik güçlerinin kendilerine açılan ateş karşısında derhal misliyle karşılık verdiklerini ifade eden Erdoğan, ilk ateş sırasında dört jandarma personelinin yaralandığını, çatışma sonunda beş örgüt mensubunun öldüğünü, birinin de yaralı olarak ele geçirildiğini söyledi. Erdoğan, yaralanan dört jandarma personeline acil şifalar diledi.
Erdoğan, "Bir provokasyon varsa bu, devletin değil, terör örgütünün güdümündeki partinin kurguladığı bir provokasyondur. Yaralanan jandarma personelimizin kendi haline terk edildiği, böyle bir iddia var ya, güya orada jandarma yaralı halde bırakılmış, onları siviller, kendi mensupları oradan gelip almış. Bunların hepsi kayıtlarla, resimlerle zaten elimizde mevcut. Bunların tümü, külliyen yalandır" ifadesini kullandı.
"Nobran, özensiz, sinsi tavır ortaya koydular"
Yaralıları almak üzere bölgeye giden helikopterlere ateş açıldığı için askerlerin hastaneye zor şartlarda ulaştırıldığı bilgisini veren Erdoğan, askerlerin taşınmasına yardımcı olan sivillerin bunu kendi istekleriyle askerlerle birlikte yaptıklarını vurguladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bölgede bulunan HDP mensuplarının bahane edilerek bu meselenin istismarının vicdana ve ahlaka sığan bir davranış olmadığını, hadisenin açık ve net bir şekilde ortadayken birilerinin meseleyi kendi meşreplerine göre başka taraflara çekmenin çabası içine girdiğini ifade etti.
Çözüm sürecinin ülkenin ve milletin geleceği bakımından hayati öneme sahip olduğuna işaret eden Erdoğan, bu sürecin başladığı günden beri Kandil'de yuvalanan bölücü örgüt elebaşlarının ve onların güdümündeki siyasi partinin güven vermeyen ikircikli ve samimiyetsiz bir tavır içinde olduklarını bildiklerini söyledi.
Sürecin en ciddi sorununun görüşme noktasındaki sıkıntılar olduğunu belirten Erdoğan, şöyle devam etti:
"Şunu çok açık net söylemek durumundayım. Bizler bugüne kadar 12 yıllık süreç içerisinde hep acaba bu işi nasıl çözeriz... Bir, demokratik açılım dedik, arkasından milli kardeşlik ve beraberlik projesi dedik, onun arkasından da çözüm süreci dedik, bu adımları attık. Bu adımları atarken parlamentodaki temsilcileriyle arkadaşlarımızın zaman zaman görüşmeleri oldu. Fakat bunların hiçbirinde maalesef verilen sözler yerine getirilmedi. Biz ülkemizin ve milletimizin selameti için bu sürece ne kadar hassasiyetle yaklaştıysak diğerleri de o derece nobran, özensiz, sinsi tavır ortaya koydular."
Doğusuyla, Güneydoğusuyla, batısıyla, güneyiyle, kuzeyiyle tüm Türkiye'nin tüm milletin sahip çıkması ve arkasında durması sayesinde sürecin bugünlere kadar geldiğini vurgulayan Erdoğan, "Asıl büyük mutabakat Türk'üyle, Kürt'üyle, Laz'ıyla, Gürcü'süyle, Boşnak'ıyla, Abhaza'sıyla, Roman'ıyla, Arnavut'uyla tüm milletimizle yaptığımız için çözüm sürecini bugünlere getirebildik. Açık söylüyorum, eğer iş bunlara kalsa şu anda ortada çözüm süreci falan olmazdı" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Ağrı'da yaşanan hadisenin, devletin, çözüm süreci konusundaki duruşuyla kesinlikle bir ilgisi yok. Tam tersine bu olay, bölücü terör örgütünün ve onunla aynı çizgideki siyasi partinin samimiyetsizliğinin bir defa daha ispatı mahiyetindedir. Bunu, söz konusu siyasi partinin eş genel başkanının ve diğer yetkililerinin ifadelerinde açıkça görmek mümkün. Neymiş efendim, bölücü örgüt mensupları da bu etkinliklere katılma hakkına sahipmiş. Siz kendinizi ne sanıyorsunuz, bu devleti, bu milleti ne sanıyorsunuz? Çözüm süreci askeri bir zorunluluğun değil siyasi bir kararın neticesinde başlatılmıştır" ifadesini kullandı.
(sürecek)
Son Dakika › Güncel › Erdoğan'ın Tim Heyetini Kabulü - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?