Fetö'nün Doğan Medya Center'ı İşgal Davası - Son Dakika
Güncel

Fetö'nün Doğan Medya Center'ı İşgal Davası

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz'daki darbe girişiminde Bağcılar'daki Doğan Medya Center'ın işgal edilip yayınının kesilmesi ve çıkan olaylarda bir kişinin şehit edilmesine ilişkin, 3'ü tutuklu 19 sanığın yargılanmasına, müşteki beyanlarıyla devam ediliyor.

08.08.2017 14:46

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz'daki darbe girişiminde Bağcılar'daki Doğan Medya Center'ın işgal edilip yayınının kesilmesi ve çıkan olaylarda bir kişinin şehit edilmesine ilişkin, 3'ü tutuklu 19 sanığın yargılanmasına, müşteki beyanlarıyla devam ediliyor.

İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, tutuklu yüzbaşılar Erdal Şeker, Su¨leyman Ahmet Kaya ve Mehmet Akif Aslan katıldı. Duruşmada müştekiler Hürriyet Daily News Genel Yayın Yönetmeni Murat Yetkin, Kanal D Haber Genel Yayın Yönetmeni Süleyman Sarılar ile CNN Türk Genel Müdürü Erdoğan Aktaş ve taraf avukatları da hazır bulundu.

Müşteki Murat Yetkin, olay gecesi olanların üzerinden zaman geçtiğini belirterek, dakikaları tam olarak hatırlayamayacağını söyledi.

Binaya girmeden önce Başbakan Yıldırım'ın "Bu bir kalkışmadır" açıklamasını dinlediğini söyleyen Yekin, TRT'deki sözde bildirinin okunduğunu gördüğünü kaydetti.

"Silahların üzerimize doğrulduğunu gördük"

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, CNN Türk aracılığıyla beyanda bulunduğunu kaydeden Yetkin, darbe girişimi esnasında yaşananlara ilişkin şunları dile getirdi:

" Helikopter gürültüsü duyduk. Bizim olduğumuz yer, 2 ana binadan oluşuyordu. Biri gazete internet siteleri, yan tarafta televizyon binaları var. Helikopterin indiğini fark ettik, biz de yan binaya geçmek için hareketlendik. Bizim binamıza da askerler geldiğini gördük. Güvenlikçi arkadaşlar ve askerler münakaşa ediyordu. Gazeteci refleksiyle fotoğraf çekiyordum. Silahların üzerimize doğrulduğunu gördük."

Askerlerin başında olan şahsa "Ne işiniz var, ne yapıyorsunuz?" sorusunu sorduğunu anlatan Yetkin, "Biz burayı almaya geldik, binayı boşaltmaya geldik." cevabını aldığını belirtti.

Darbeci rütbeliden "namluları insanların üzerine çevirin" emri

Aralarında sert bir sohbet olduğunu anlatan Yetkin, "Yanlış yapıldığını, bu işi bırakmalarının doğru olacağını söyledim. Yüzbaşına 'tüfekleri indirin, biz gazeteciyiz tehdit yok' dedim. Sonra silahı indirdiler. Baskın yapan askerlerin başındaki kişi bilinçle hareket ediyordu, ama erler yataklarından kaldırılmış getirilmişlerdi. Hepsi genç insanlar, hiç kimsenin istemeyeceği kötü sonuçlar çıkabilirdi. Tüfeklerin namlusunun yere indirilmesini o anda çok önemsedim." ifadelerini kullandı.

Rütbeli askerin, telefon konuşmasını yapmasının ardından çok sinirlendiğini anlatan Yetkin, "Silahların gölgesinde duruyoruz. Tekrar sinirlendi askerlerin namlusunu üzerimize çevirme emri verdi. 'Yanlış yapan olursa müdahale edin' dedi. Tekrar konuştuk, tekrar indirdiler silahı." diye konuştu.

Binadan tahliye olan arkadaşlarının güvenli olduğunu düşündükleri için karşı tarafta bulunan hastaneye gittiklerini söyleyen Yetkin, "Ben kaldım orada. Biz binayı zorla boşaltmış olduk. Sonra bir helikopter ön bahçeye inmeye çalıştı. Zırhlı polis aracından ateş açıldı. Helikopteri indirmediler, helikopter gitti. Polisler bize gaz kullanacaklarını söyleyerek, 'uzaklaşın' dedi. Ondan sonra biz biraz uzaklaştık, gaz kullandılar. Zaten sonra çatışma başladı." dedi.

"Her koşulda yayın yapılacağını aktardım"

Müşteki Erdoğan Aktaş da darbe girişimi gecesi genel müdür olarak bilgi beklediğini, Başbakan Yıldırım'ın açıklamasından önce darbe girişimi olma ihtimalini tahmin ettiğini, bu tahmininde yanılmak istediğini söyledi.

CNN Türk binasına çeşitli güzergahlar kullanarak ulaştığını söyleyen Aktaş, "Bir süre sonra helikopter sesi duyduk, otopark olarak adlandırdığımız yere indi. Askerlerin inmesinin ardından haber merkezine gittim. Yayının asla kesilmeyeceğini, her koşulda yayın yapılacağını aktardım." ifadelerini kullandı.

Askerlerin yukarı çıkmasının ardından, karşısında genç çocukları gördüğünü söyleyen Aktaş, beyanlarına şöyle devam etti:

"Memleket gidiyor, tarihe not düşelim darbenin ne kadar yanlış olduğunu ifade ederek, yayın yapalım dedim. 'Benim sizin yaşınızda çocuğum var' diyerek, darbenin yanlış olduğunu ve yaptıklarının yanlış olduğunu aktardım . Onlar da emir aldıklarını binayı boşlatmak istediklerini söylediler. Telsiz mikrofon vardı, onu cebime koydum. Yayının devam etmesi gerekiyordu. Yayın kuruluşunu ele geçirmenin halkı olumsuz etkileyeceği için, yayının devam etmesi benim için çok önemliydi."

Darbecilere karşı olan vatandaşların da binaya girdiğini, kargaşa olduğunu söyleyen Aktaş,"Ben de tekrar 3. kata çıktım. Yayının teslim olmadığı ve bırakılmadığı konusunda rahatım. Sonra yayın masasına oturdum. Yayını devraldım ve ben anlatmaya başladım. Bir süre sonra memleketin normale döndüğünü öğrendik ve izleyicilere aktardık." diye konuştu.

Beyanda bulunan Süleyman Sarılar da olay akşamı Taksim'de bir spikerle yemekte olduğunu, 21.15 civarı köprünün kapatıldığını ve şirkete gitmeye çalıştığını aktardı.

Zeytinburnu'ndan yürüyerek Kanal D binasına gittiğini söyleyen Sarılar, "Benim odam binanın köşesindedir. Bir helikopter sesi duydum. Galiba bir helikopter vuruldu, üzerime düşecek dedim. Otoparkımıza indi, 14 asker indi. Belli ki 2-3 rütbeli var, çünkü askerleri sıraya dizdi. Tam binanın ortasına geldiklerinde ikiye ayrıldılar, biri arkaya gitti. 1. kattan çıkan merdivenlerin başında yüzbaşı Erdal Şeker ile karşılaştım. 'Sizin ne işiniz var burada' dedim. 'Ordu komutanı emri var' dedi." şeklinde beyanda bulundu.

"Belime, asker silahını dayamış"

CNN Türk kameramanı Ahmet Akpolat'ın çekim yaptığını söyleyen Sarılar, şunları kaydetti:

"Ahmet'in üzerine fırladı askerler, itiş kakış oldu. Bir asker Ahmet'in boğazına sarıldı. Ben kaldırmaya çalışıyorum, askerlere 'alın onu' diyorum. Benim belime de asker silahını dayamış sonradan fark ettim. İtiş kakış oldu. Sonra üst kata çıktılar, orada 'yayını kesin' diye bağırıyorlar. 'Yayını kesin, elektriği kesin' diyorlar. Ben de 'elektrik mühendisi miyim, yayını keseyim bilmiyorum' dedim."

"Vuruyorsan vur, kamerayı vermeyceğim"

Müşteki CNN Türk kameramanı Ahmet Akpolat da helikopterin indiğini duyar duymaz kamerasını almaya gittiğini söyledi.

Askerlerin binaya giriş görüntülerini çektiğini aktaran Akpolat, ilk aşamada kendisinin çekim yaptığını rütbelilerin görmediğini söyledi.

Kendisine yönelik ilk seslenişin "Kamerayı kapat" olduğunu belirten Akpolat, "Askerler üstüme geliyorlardı. Üzerime gelerek kamerayı tuttular. Kamerayı almayı tercih ettiler ben de veremeyeceğimi söyledim, Süleyman Sarılar, onları ikna etmeyi çalışıyordu. 'Vuruyorsan vur kamerayı vermeyeceğim', dedim. Yüzbaşı Erdal Şeker beni boğazımdan itti. Arkamdaki er benim boğazımdan sarıldı. Daha sonra kameranın içindeki kartı verdim. Darbe girişimi engellendikten sonra ilk çektiğim görüntüleri, çekimlere yetiştirdim." dedi.

Müşteki beyanlarının ardından, Bağcılar'daki Doğan Medya Center'ın işgal edilip yayınının kesilmesine ilişkin kamera görüntüleri izlendi.

Mahkeme heyeti, duruşmaya bir süre ara verdi.

Kaynak: AA

Son Dakika Güncel Fetö'nün Doğan Medya Center'ı İşgal Davası - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?

    SonDakika.com'da yer alan yorumlar, kullanıcıların kişisel görüşlerini yansıtır ve sondakika.com'un editöryal politikası ile örtüşmeyebilir. Yorumların hukuki sorumluluğu tamamen yazarlarına aittir.

Advertisement