Zaman Gazetesi, Samanyolu Televizyonu ve Kanaltürk Televizyonu Ankara temsilcileri, Ankara Adliyesi önünde 14 Aralık operasyonu kapsamında yapılan gözaltılar ile ilgili açıklamalarda bulundu.
Samanyolu Televizyonu Ankara Temsilcisi Abdullah Abdulkadiroğlu, 14 Aralık operasyonunun makul şüphe yolu ile hiçbir delile dayanmadan yapıldığını savunarak "Türkiye hukuksuz bir operasyonla daha karşı karşıya. Daha öncekilerden farklı olarak bu operasyon bir televizyon kanalına ve bir gazeteye alenen yeni oluşturulmuş yargıçlar ve yeni oluşturulmuş yasalarla makul şüphe adı altında hiçbir delile dayanmadan yapılan bir hukuksuzluktur. Bu hukuksuzluk Türkiye'nin vicdanını yaralamıştır. Buna karşı durmak için Ankara Adliyesi önünde binlerce Ankaralı tek yürek olmuştur. Bu hukuksuzluk makul şüphe adı altında bundan sonra istenilen herkesin hiçbir delile dayanmadan sadece birilerinin kafasına yatan belli şüphelerle operasyona maruz kalacakları, gözaltına alınabilecekleri bir sürece doğru gitmektedir. Bu hukuksuzluğa ses çıkarmak Türkiye Cumhuriyeti'nin her vatandaşının bir görevi olmalıdır. Bir televizyon kanalında yayınlanan diziden nasıl oluyor da Türkiye Cumhuriyeti'nin egemenliğini tehlikeye düşürecek bir sonuç çıkarılabiliyor? Allah aşkına 2009 senesinde yayınlanan dizinin bölümlerinden nasıl oluyor da bugün gelinen noktada bir hukuksuzluğa imza atılabiliyor? Hangi savcı ve hangi emniyet mensubu ortada delil olmazken ortada ciddi belgeler olmazken bir televizyon kanalının dizisinden yola çıkarak bir operasyon yapabilir? Bu tam bir komedidir. Bu soruşturmada yer alan makul şüphe tanımı aslında bu soruşturmanın tamamen delilsiz ve keyfi olarak yapıldığının en büyük ispatıdır" açıklamasında bulundu.
"HÜSEYİN ÇELİK, BÜLENT ARINÇ EN AZ BENİM KADAR EKREM DUMANLI'YI TANIR"
Kanaltürk Televizyonu Ankara Temsilcisi Faruk Mercan, 14 Aralık operasyonunu Türk medyasının tamamına yapılmış bir saldırı olarak değerlendirerek "14 Aralık sabahı yapılan muamele sadece Zaman Gazetesi ve Samanyolu Televizyonuna yapılmış bir muamele değildir. 14 Aralık sabahı yapılan baskın ancak dikta rejimlerinde olabilecek ve Türk medyasının tamamına yapılmış bir saldırı olarak görmek gerekir. Zaman Gazetesi Genel Yönetmeni Ekrem Dumanlı ve Samanyolu Televizyonu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca gibi yıllardır Türk medyasının en saygın iki ismini gözaltına almaya cüret edebilmiş bir rejime ancak dikta rejimi denilebilir. Bu tablo Türkiye'nin hak ve özgürlükler noktasında ve temel haklar konusunda asla geri götürülemeyeceğinin bir işaretidir. Bu mesajı da iktidar sahiplerinin en kısa sürede almaları gerektiğini düşünüyorum. Özellikle de hala Adalet ve Kalkınma Partisi'nde var olmaya devam eden bir türlü akıl erdiremediğim hala orada var olmaya devam eden Hüseyin Çelik, Bülent Arınç gibi ki onlar da en az benim kadar Ekrem Dumanlı'yı Hidayet Karaca'yı tanırlar. Bu sabah yapılan böylesine bir hukuksuz girişime sessiz kalmalarını da ayrıca kınamak istiyorum" diye konuştu.
"KUCAĞINDA BEBEĞİYLE BİR HANIMEFENDİYE GÖZALTI EMRİ VERENLER"
Operasyon kapsamında kucağında bebeği olan bir annenin gözaltına alındığını belirten Faruk Mercan, "Bu sabah bana en çok dokunan şey kucağında bebeği olan bir hanımefendinin gözaltına alınmış olmasıdır. Bütün görüntüler bir tarafa Hidayet Karaca'nın Samanyolu Televizyonu'ndan o çıkışı, Zaman Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı'nın gazetedeki konuşmaları, onlar bir yana ama bir hanımefendiye kucağında çocuğu olan bir hanımefendiye çağırsanız sabah gelir adliyede ifade verir. Kucağında bebeğiyle bir hanım efendiyi gözaltı emri verenlerin ben kalplerinde zerre kadar Allah korkusu olduğunu düşünmüyorum. Bu insanlık dışı bir olaydır sadece hukuk dışı değil. Milli irade diyorlar. Milli irade sabahın köründe kucağında bebeği olan bir hanımefendiyi gözaltına alma yetkisi vermez. Bu ancak faşist rejimlerde olur" ifadelerini kullandı.
"VERİLEMEYECEK HESABIMIZ YOK"
Zaman Gazetesi Ankara Temsilcisi Mustafa Ünal, 14 Aralık operasyonu ile ilgili yaptığı değerlendirmede arkadaşlarının suçun kenarından bile dolaşmadıklarını belirterek "Bugün 14 Aralık 2014. Türk demokrasisi için kara bir gün. Türkiye'nin hak etmediği bir gün. Türkiye'ye yakışmayan bir gün. Avrupa Birliği kamu üyelik müzakereleri yapan bir ülke, Brüksel'e doğru yolculuk yapan bir ülkenin geldiği nokta maalesef Zaman ve Samanyolu Televizyonu'na ve bir dizinin yargı konusu soruşturma konusu olabilmesidir. Bunu kabul etmek mümkün değil. Ben 25 yıldır gazete çalışanıyım. Yıllardır da gazetede idarecilik yapıyorum. Bütün bu arkadaşları çok yakından tanıyorum. Bu arkadaşlar adına kefilim. Suçun kenarından bile dolaşmamış arkadaşlar. Biz gazete ve televizyon olarak kendimize güveniyoruz. Verilemeyecek hesabımız yok. Başımız dik, alnımız ak. Tek üzüntümüz Türkiye için. Türkiye'nin hak ettiği bir görüntü değil bu. Türkiye'nin hak etmediği bir tablo ile karşı karşıyayız. Türkiye bu tabloyu bu görüntüyü aşmak durumunda. Medya özgürlüğü bütün demokrasilerde bütün ülkelerde çok önemli bir kriterdir. Bugünkü tablo Türkiye'nin AB yolculuğunu anlatan bir tablo değil, aksine Suriye gibi Özbekistan gibi ülkeleri anlatan bir tablodur" şeklinde konuştu.
Son Dakika › Güncel › Gözaltına Alınan Gazetecilere Meslektaşlarından Destek Açıklaması - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?