Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, "Kapalı Maraş açılımında amaç asla yeni mağduriyetler yaratmak değil, var olan mağduriyetleri hukuk temelinde gidermektir." dedi.
Oktay, Türkiye Barolar Birliği (TBB) tarafından, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde (KKTC) 1974'ten bu yana kapalı olan Maraş bölgesinde düzenlenen "Hukuki, Siyasi ve Ekonomik Yönleri ile Kapalı Maraş Açılımı Toplantısı"nın açılışında konuştu.
Bu bölgeye başka yerlerden izin alarak gelmediklerine dikkati çeken Oktay, etkinliği, Lefkoşa, Girne ve Mağusa'da organize eder gibi Maraş'ta düzenlediklerini söyledi.
Oktay, Maraş'a ilişkin istişarelerde duruma bu açıdan yaklaşılmasının önemini vurgulayarak, "Kapalı Maraş açılımında amaç asla ve asla yeni mağduriyetler yaratmak değil, varolan mağduriyetleri hukuk temelinde gidermektir. Altını çizerek ifade ediyorum ki bu süreçte her bir bireyin hakkının korunması esastır. Çözüm, uluslararası hukuka uygun bir biçimde geliştirilecektir. Türkiye bu süreçte de her zaman olduğu gibi KKTC'nin, hukukun ve hakkaniyetin yanındadır ve bu duruşunu sürdürecektir." diye konuştu.
Maraş bölgesinin birçok anlamda Kıbrıs meselesinin somut tezahürü olduğuna işaret eden Oktay, "Kapalı Maraş'ta zaman nasıl donmuşsa, Kıbrıs meselesinde de Kıbrıs Türk'ü için zaman adeta donmuş, yarım asırdır bir arpa boyu yol alınamamıştır. Kapalı Maraş nasıl izole edilmiş bir şehirse Kıbrıs Türk halkı da bugün aynı şekilde uluslararası toplumun dayattığı haksız kısıtlamalarla karşı karşıyadır. Her şeye rağmen bilinmelidir ki Kıbrıs meselesi de Kıbrıs Türk halkının meşru hakları da kapalı Maraş'ın statüsü de unutulmaya mahkum değildir. İçeride ve dışarıda bunu unutturmaya çalışan tüm çevrelere ilk olarak hakkı haykıracak olan bizleriz." dedi.
Çözümsüzlüğe Ada'nın gerçeğiymiş gibi razı gelmenin mümkün olmadığının altını çizen Oktay, Kıbrıs meselesinin çözüme kavuşturulması yönündeki iradelerini ortaya koyduklarını belirtti.
Fuat Oktay, "Bizim için aslolan Ada'nın ortak sahibi Kıbrıs Türklerinin hak ve çıkarlarının korunması, siyasi eşitliklerinin sağlanması ve güvenlik endişelerinin giderilmesidir.
Bu vesileyle bir kez daha vurgulamak isterim ki Türkiye'nin bundan başka bir hedefi veya gizli bir gündemi yoktur. " ifadelerini kullandı.
"Artık müzakerelerde boşa kürek çekemeyiz"
Oktay, Rum basınında Türkiye'nin Kıbrıs'taki garanti sisteminin kaldırılmasını kabul ettiği yönünde gerçek dışı haberler çıktığına dikkati çekerek şunları kaydetti:
"Türkiye'nin 1960 tarihli Londra ve Zürih antlaşmalarıyla tesis edilen garanti sistemi konusundaki tutumu bellidir. Ülkemizin Kıbrıs meselesine ilişkin yol haritası da bellidir. KKTC, Rum Kesimi ve garantör devletlerin, BM nezdinde bir araya geleceği bir çözüm toplantısı gerçekleşmesine önem veriyoruz. Tarafların çözüm vizyonlarının ne olduğu ve bir ortak paydada buluşulup buluşulamayacağının net olarak ortaya konulması elzemdir. Artık müzakerelerde boşa kürek çekilmemelidir, çekemeyiz. Söz konusu toplantıdan ortaklık devleti konusunda görüş birliği çıkması durumunda, Ada'daki iki tarafın, tüm unsurlarını içerecek şekilde, siyasi eşitlik konusunda ön anlaşmaya varmaları gerekir. Siyasi eşitliğe dair ön anlaşma olmadan başlatılacak herhangi bir sürecin sonucu ancak çözümsüzlük olabilir."
Fuat Oktay, Kıbrıs Rum tarafı, Kıbrıs Türkleri ile eşitlik temelinde bir ortaklık kurmak istiyorsa bunun net şekilde ortaya konulması gerektiğini belirterek daha sonra bir çözüm modeli üzerinden müzakerelerin başlayacağını kaydetti.
"Siyasi eşitlik temelinde bir ortaklığın kurulması yönünde ortak vizyon olmadığının görülmesi halinde ise egemen eşitlik temelinde bir ortaklık üzerinde görüşülebilecektir." ifadesini kullanan Oktay, Ada'nın doğal kaynaklarının iki taraf arasındaki iş birliği için fırsat olduğunu dile getirdi.
"Hem Türkiye'nin hem KKTC'nin meşru haklarını savunuyoruz"
Oktay, Kıbrıs Türk tarafının bu konuda çözüm iradesini ortaya koyarak geçen yıl kapsamlı bir iş birliği önerisi daha sunduğunu hatırlatarak şöyle konuştu:
"Bu öneri halen masadadır. Rum tarafı hidrokarbon kaynaklarının paylaşımı konusunda samimi ise bu öneri temelinde bir an önce Kıbrıs Türk tarafıyla konuşmaya başlamalıdır. Türkiye, Kıbrıs Türklerinin hak ve çıkarları garanti altına alınıncaya kadar KKTC'nin ruhsat sahalarındaki hidrokarbon çalışmalarına devam edecektir. Araştırma gemilerimize ve sondaj platformlarımıza koruma, destek ve refakat sağlıyor, Doğu Akdeniz'in her köşesinde hem Türkiye'nin hem KKTC'nin meşru haklarını savunuyoruz."
KKTC ruhsat sahalarında Yavuz gemisinin sondaj faaliyetlerini, Barbaros Hayreddin Paşa gemisinin de sismik araştırma çalışmalarını sürdürdüğünü hatırlatan Oktay, Ada'nın kıta sahanlığındaki doğal kaynakların tek sahibi olduğunu zanneden Kıbrıs Rum tarafının girişimlerine göz yummayacaklarını vurguladı.
"Türkiye ve Kıbrıs Türk halkı çözümsüzlüğü kader olarak kabul etmemektedir"
Oktay, "Türkiye ve Kıbrıs Türk halkı çözümsüzlüğü kader olarak kabul etmemektedir ve bunun için ezberleri bozmaya hazırdır." ifadesini kullandı, hedefin KKTC'nin Doğu Akdeniz'de gerçek bir cazibe ve çekim merkezi haline getirilmesi olduğunu belirtti.
Bu hedefe doğru emin adımlarla yürümek için KKTC hükümetlerine destek vermeyi sürdüreceklerini dile getiren Oktay, sözlerini şöyle sürdürdü:
"İktisadi ve Mali İş birliği Anlaşması kapsamında reform eylem planlarının gerçekleşmesi için 2019'da planlanan kaynak akışını geçtiğimiz yıl önemli ölçüde tamamlamıştık. Kalan kısım için de Tadil Anlaşmamıza ilişkin süreçler geçtiğimiz günlerde tamamlandı. Kalan bütçe kısmını da böylece serbest bırakıyoruz. Diğer yandan, yeni protokolün hazırlanmasına da büyük önem veriyoruz. Bu kapsamda gerekli tüm çalışmaları yapmak üzere teknik ekiplerimiz görüşmelere başlamışlardır."
"Kıbrıs Türklerine bir müjdemiz olacak"
Oktay, Türkiye ve KKTC bakanlıkları arasındaki iş birliklerine bir yenisini ekleyeceklerini belirterek, "Sağlık Bakanlarımızın eş güdümlü çalışmasıyla bugün bir hastaneyi ziyaret edeceğiz. Ziyaret sonrasında Kıbrıs Türklerine bir müjdemiz olacak. Bu müjdeyi, hastane ziyaretimizden sonra Sağlık Bakanımız Fahrettin Koca'ya bırakacağız." dedi.
Oktay, Kıbrıs Türkü'nün yanında olmaya devam edeceklerini vurgulayarak, "Bu tür toplantılardaki arayışlar ve ortak gayretlerimizle tarihimizin parçası ve atalarımızın mirası olan kapalı Maraş, hem uluslararası hukuk hem de vakıflar hukuku çerçevesinde nefes alacak ve KKTC'ye de nefes olacaktır. Kapalı Maraş bölgesine ilişkin tartışmalara tarihi ve hukuki bir anlayışla yaklaşarak bu istişare ortamını oluşturan TBB başta olmak üzere tüm katkı verenlere teşekkür ediyorum. Toplantının KKTC ve Kıbrıs Türkü için hayırlara vesile olmasını diliyorum." diye konuştu.
Toplantıya, Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, KKTC Başbakanı Ersin Tatar, Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Kudret Özersay, Türkiye Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Serdar Çam, Türkiye'nin Lefkoşa Büyükelçisi Ali Murat Başçeri, TBB Başkanı Metin Feyzioğlu, milletvekilleri, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri, akademisyenler ile askeri erkan katıldı.
(Bitti)
Son Dakika › Güncel › 'Hukuki, Siyasi ve Ekonomik Yönleri ile Kapalı Maraş Açılımı' toplantısı - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?