İçişleri Bakanı Ala, Editör Masası'nda

İçişleri Bakanı Efkan Ala, bölücü terör örgütü PKK'ya yönelik operasyonlarda, 862'si ağır ve uzun namlulu olmak üzere 2 bin 240 silah yakalandığını, yaklaşık 10,5 ton patlayıcı ile 10 bin molotofkokteyli ele geçirildiğini bildirdi.

AA Editör Masası'na konuk olan Ala, gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu, soruları yanıtladı.

Ala, bölgede terör örgütüne yönelik operasyonlarda çok sayıda silah ve mühimmat ele geçirildiğini belirterek, "2 bin 240 adet silah yakalandı. Bunlardan 862'si ağır ve uzun namlulu silah. Yaklaşık 10 bin adet molotof ve 10,5 ton patlayıcı yakalandı. Bunlar, o bölgedeki insanlara saldırı için yapılan hazırlıklar. Bunlara karşı operasyon yapıyoruz" diye konuştu.

Dün üç polisin şehit edildiğini hatırlatan Ala, şöyle konuştu:

"Bizim dönemimizde devlet, bütün iyi niyetiyle, bütün mekanizmalarıyla 'vatandaşa en iyi hizmeti nasıl sunarız' bunun peşinde. Biz şimdi operasyon yaparken bile sokağa çıkma yasakları ilan ediyoruz. Çünkü vatandaşlarımıza bir zarar gelmesin, onların burnu kanamasın. Vatandaşımızı operasyonlardan ayrı tutalım, orada esnafın bir zararı, sıkıntısı olursa ilk olarak biz koşuyoruz ve koşacağız."

Türkiye'de, Avrupa Birliği yolunda olumlu gelişmelerin yaşandığını ve ülkede olumlu yansımalarının görüldüğünü dile getiren Ala, şu ifadelere yer verdi:

"Türkiye'de olup biten demokratik gelişmelerden hep birlikte olumlu etkileniyoruz, onları destekliyoruz. Bu yeni gelişmelere, Türkiye'nin demokratikleşmesine, kalkınmasına, ülkenin her köşesinden olumlu katılımı görünce paniklediler. Onun için de hiçbir şeyle izah edilemez böyle terörist faaliyetlerde bulunuyorlar. Bunlara karşı da devlet yapması gerekeni yapıyor. Teröristler temizlenecek, millet huzura kavuşuncaya kadar operasyonlar devam edecek. Çok olumlu neticeler yakında alınır. Türkiye çok meselesini çözdü, bunları da çözecektir. Sokaklarda barikatlar kurmakla, hendekler kazmakla, vatandaşa verdikleri zararla ne kadar sıkıntılı olduklarını, insanlık dışı işler yaptıklarını resmetmiş oluyorlar. Yoksa Türkiye bunlar gibi ne problemleri çözdü, bunları da çözüp yoluna devam edecek."

"Fransa örneğindeki gibi Türkiye'nin de teröre karşı birlik olması gerekir"

Fransa'da yaşanan terör saldırısı sonrasında ülkenin topyekun kenetlendiğini anlatan Ala, bu ülkenin de terörün bertaraf edilmesi için elinden geleni ortaya koyduğunu anımsattı.

Fransa örneğindeki gibi Türkiye'nin de teröre karşı birlik olması gerektiğine vurgu yapan Ala, "Terör, Türkiye'de herkese saldırdı, çocuklarımızın geleceğine saldırdı. Burada hemfikir olmalıyız. Topyekun karşı durmalıyız. Ondan sonra yine siyasi görüşlerimizi söyleyeceğiz, onları millete sunacağız. Siyasi parti deyince hepsi meselenin içerisine giriyor. Olumlu yaklaşanlar oldu ama bu işi açıklamalarıyla baltalamaya çalışanlar da oldu. Halbuki siyaset bir bütün olarak sözden, akıldan başka herhangi bir yöntemi çözüm aracı olarak kullanamaz. Silah, saldırı, şiddet siyasetin bir çözüm aracı olamaz. Siyasi bir akıl böyle bir şeyi pasif ya da aktif bir tutumla destekleyemez, destekliyorsa o zaman kendini inkar ediyordur."

İlçelere baskıyı kuran, insanları orayı terk etmeye zorlayanın teröristler olduğunun altını çizen Ala, 2002'den beri bütün Türkiye'de, özellikle de Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde yaşayan insanların birçok hakkını, hukukunu teslim ettiklerini belirtti.

Kürtçe propaganda serbestisi, özel okullarda Kürtçe eğitim, 24 saat devlet televizyonunda Kürtçe yayın gibi pek çok düzenlemeler yapıldığını aktaran Ala, sözlerini şöyle sürdürdü:

"(Sadece olağanüstü hal kalksa yeter) denilen bölgede birçok temel hak ve özgürlüklerin önündeki engeli kaldırdık. Bütün Türkiye'de, din ve vicdan özgürlüğü önündeki engelleri de kaldırdık. Oradaki insanların ne kadar dindar olduğunu hepimiz biliriz. Kültürün, inancımızın, siyasetin önündeki engelleri kaldırdık ama o gün köylerin boşaltılmasından büyük bir sıkıntı duyduğunu söyleyenler de bugün şehirlerdeki, kasabalardaki, ilçelerdeki insanları oralardan boşaltmaya çalışıyorlar. Buna biz asla fırsat vermeyiz. Din ve vicdan özgürlüğü önündeki engeli kaldırdık ama şimdi teröristler 500 yıllık tarihi camiyi yakıyorlar. Buna fırsat verilebilir mi, herkes siyasi sorumluluk üstlenmeli ve buna karşı çıkılmalı. Birtakım kurnazlıklarla, kelimelerin arkasına sığınarak siyaset falan yapılmaz, burada reel bir durum var. Tahir Elçi de gitti, minareye yapılan saldırıları protesto etti. Böyle bir şeye zaten fırsat vermeyeceğiz, gerekeni yapıyoruz da.

Siyasi sorumluluğu olan, oradan oy almış siyasi parti olarak faaliyetini yürüten insanlara çağrım, o siyasi sorumluluğun gereğini yerine getirip, bu terörist faaliyetlere açıktan destek olmanın değil, karşı durmanın zamanıdır. Hiçbir hal ve tavırla, destek anlamına gelecek hiçbir faaliyette bulunulmamalıdır. Bu, siyasetin Türkiye'de en önemli sorumluluğudur, hele ki o bölgede. İnsanlara sürekli huzursuz bir ortam oluşturuyorlar. Türkiye'de huzur gelsin, kalkınma olsun, gelişme olsun, çocuklar okusun, önlerini açalım diye uğraşıyoruz. Onlar çocukların okulunu yakıyorlar, eğitim yapılamaz hale getirmeye çalışıyorlar. Biz de bu tedbirleri alıyoruz ve gereğini yapıyoruz."

"Çocuklarımız eğitimlerinden yoksun kalmayacaklar"

Terör örgütüne yönelik devam eden operasyonlar nedeniyle okulların tatil edilmesi ve öğretmenlerin bölgeden uzaklaştırılması konusunda da Efkan Ala, teröristlerle mücadele için eğitime kısa bir süre ara verileceğini, sonra devam edeceğini bildirdi.

Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı'nın, okulların tatil edilmesi konusunda telafi edici imkanlar konulacağı yönünde bilgi aktardığını söyleyen Ala, "Çocuklarımızın eğitimden geri kalmaması için de her türlü tedbiri, operasyonlar bitince alacağız. Çocuklarımız eğitimlerinden yoksun kalmayacaklar" dedi.

Los Angeles'ta, bir Twitter mesajı ile gerçekleşen tehdit sonrasında okulların üç gün tatil edildiğini anlatan Ala, terörün, çağın en büyük sorunu olduğunu söyledi.

"Terörist faaliyetler olunca, istemeseniz de birtakım tedbirler almak durumunda kalıyorsunuz" diyen Bakan Ala, "Hepsi çocuklarımızın geleceği için. Türkiye bu tür problemlerin altından kalkıyor, bundan da kalkacak" ifadesini kullandı.

"Başarılı olmaları mümkün değildir"

Terör olayları konusunda birlikte olunması çağrısında bulunan Ala, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Teröristlere, dolaylı ya da doğrudan, bir şemsiye anlamına gelecek, yardım anlamına gelecek, arka çıkma anlamına gelecek herhangi bir söz ya da davranış, ülkeye ve siyasete zarar verdiği gibi teröristin bile lehine değil. Onlar, ona güvenerek terörist faaliyetlere devam ediyorlar. Ama başarılı olmaları mümkün değildir. Daha çok zarar görürler. Biz diyoruz ki terör olmasın, çocuklar dağa götürülüp terörist yapılmasın, eğitim alsın. Gelsin AB yolunda çalışsın. Demokrasimizi geliştirelim, en gelişmiş demokrasiyi Türkiye'ye hediye edelim, yeni bir anayasa yapalım, biz bunları tartışıyoruz ama bir taraftan güya mesele hak hukuk diyen siyasetçiler, bir taraftan terörist faaliyetlere kol kanat gibi görülebilen faaliyetlerde bulunuyorlarsa bu hiç kimseye fayda vermez."

"Nihai hedefimiz terörü ülke gündeminden çıkarmak"

Terör örgütüne yönelik en nihai hedefin Türkiye'de terörü bitirmek olduğunu söyleyen Bakan Ala, "Türkiye, terörle anılmamalı ve terör bizim ayak bağımız olmamalı. Hedefimiz, terörü bitirmek, terörü minimize etmek, Türkiye'nin gündeminden terörü çıkarmak" değerlendirmesinde bulundu.

Güvenlik güçlerinin görevinin vatandaşları korumak olduğunu belirten Ala, "Sivil vatandaşlarımıza da güvenlik güçlerine saldıran da teröristlerdir. Biz çatışma ortamı kaçınılmaz olduğunda da bile sivil vatandaşlarımızın güvenliğini, tüm güvenlik birimlerimizle hassasiyetle dikkate alıyoruz. Birinci önceliğimiz budur. Bunun için de dikkat ederseniz uzun denebilecek dönemlerle sokağa çıkma yasağı ilan ediyoruz. Sivil vatandaşlarımız sokağa çıkmasın ki o çatışmalardan etkilenmesin. Vatandaşlarımızı koruyalım diye bu tedbirleri alıyoruz. Can ve mal güvenliğini koruyacak her türlü tedbiri almaya çalışıyoruz" diye konuştu.

"Teröristlerin olmadığı yerlerde sivil kayıplardan, problemlerden bahsedilmiyor"

Bakan Efkan Ala, siyasi partilere, HDP'ye çok büyük görevler düştüğünü söyleyerek, şunları kaydetti:

"Vatandaşlarımızı o cendereden çıkarmak lazım. Gidip orada hem işin sebebi olup, sebebi olanlara destek yürüyüşleri yapıp hem de güvenlik güçlerini eleştirmek tutarsızlık. Güvenlik güçleri o teröristlerin olduğu yerin, ilçelerin dışında da her ilçede var değil mi? Diğer ilçelerde bir sorun var mı? Diğer ilçelerde hiç duyuyor muyuz sivil vatandaşlara şöyle yapılıyor, böyle yapılıyor? Ayrıca, yanlış yapan varsa da derhal soruşturma açıyoruz, açarız. Demek ki orada problem varsa oradaki teröristlerden kaynaklanıyor. Teröristlerin olmadığı yerlerde sivil kayıplardan, problemlerden bahsedilmiyor öyle değil mi? Orada da güvenlik güçleri var, güvenlik güçleri her yerde var. Bu ilçelerde teröristler var, güvenlik güçleri bunlarla mücadele ediyor. Bu ilçelerde sivillerin güvenliğinden söz ediliyor. Çünkü sivillerin güvenliğini tehdit eden, teröristler. Eğer sivillerin güvenliğini tehdit eden güvenlik birimleri olsa Türkiye'nin her yerinde var, oralarda da söz edilir. Bu mantık hatası. Devlet ve güvenlik birimleri sivil vatandaşların hayatlarını kolaylaştırmak, huzuru sağlamak için vardır zaten. Teröristler de tehdit ediyor. O teröristlerin oradan çıkarılması için herkes üzerine düşeni yapmalı, biz yapıyoruz."

(Sürecek)