Başbakan Binali Yıldırım, "Bizim politikalarımızın esası insanlarımızı mutlu etmek, hayatını kolaylaşırmak, yaşam kalitesini arttırmak ve kendilerini ülkelerinin mutlu, gurur duyduğu bir vatandaş haline gelmesini hissettirmek. Bu yüzden de sosyal adaleti, gelir dağılımındaki birbirine yakınlığı, çalışma hakkını, iş güvenliğini, iş güvencesini ve örgütlenmeyi son derece önemsiyoruz." dedi.
Başbakan Yıldırım, Hilton Bomonti Otel'de düzenlenen Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) 10. Avrupa Bölge Toplantısı'nın açılışında yaptığı konuşmada, Türkiye'nin son 10 yılda istihdama katılım açısından yüzde 45'lerden, yüzde 55'lere yükseldiğini söyledi.
Her yıl iş gücüne katılımın, bulunan iş sayısından fazla olduğunu anlatan Yıldırım, "Her yıl Türkiye 1 miyon vatandaşına iş buluyor. Bu ne demektir? Yeni fabrikalar, iş alanları açılıyor ama istihdama katılım 1 milyon 300 bin. Demek ki daha fazla fabrika açmamız daha fazla iş alanı oluşturmamız lazım. Bunu da neyle yapacağız? İstikrarla yapacağız. İstikrar, güçlü iktidar ve ekonomi her şeyin çözümüdür. Toplumsal barışa, farklılıklarımızı zenginlik olarak görme anlayışı ile sorunlarımızı çözeceğiz." dedi.
Başbakan Yıldırım, Türkiye'nin uzun yıllar sonra istikrar yanında ekonomik büyümenin nimetlerini, adil paylaşımı önemseyerek başardığını anlattı.
Kalkınmanın en önemli unsurunun elde edilen istatistikler, grafikler değil, vatandaşların mutluluğu, huzuru ve refahı olduğunu anlatan Yıldırım, "Bizim politikalarımızın esası insanlarımızı mutlu etmek, hayatını kolaylaşırmak, yaşam kalitesini arttırmak ve kendilerini ülkelerinin mutlu, gurur duyduğu bir vatandaş haline gelmesini hissettirmek. Bu yüzden de sosyal adaleti, gelir dağılımındaki birbirine yakınlığı, çalışma hakkını, iş güvenliğini,iş güvencesini ve örgütlenmeyi son derece önemsiyoruz. Sendikalılaşmaktan, örgütlü olmaktan korkmayalım. Hiç bir zararı yok. Yeter ki olaylara bakış ortak olsun. Zıtlaşmakla, inatlaşmakla değil. Sendikacılık ideolojik ayrışma anlamına gelmemeli. Sendikacılık temsil ettiğiniz işçilerin hakkını, hukukunu her ortamda, her şart altında savunmak, ülkenin gerçeklerini göz ardı etmemek ve iş veren, işçi, iş yeri gerçeğini, o altın üçgeni asla bir yerinden koparmamak. Bunu başardığımızda her sorunun üstesinden geliriz." diye konuştu.
Demokrasinin olmazsa olmaz şartının, bugün bütün kesimlerin, kendilerini özgürce ifade etmesine imkan tanınması olduğunu belirten Yıldırım, son 15 yıllık iktidarlarda attıkları adımlarla ekonomide olduğu gibi özgürlükler alanında da ciddi mesafe kat ettiklerini söyledi.
"Türkiye, 2019 yılından itibaren tekli öğretim sistemine geçecek hale geldi"
Yapacaklarının henüz bitmediğini aktaran Yıldırım, konuşmasına şöyle devam etti:
"Türkiye ekonomisi üç kat büyüdü. Kişi başı milli gelir üç kat büyüdü. Yeni orta vadeli programda üç, dört yıllık programda Türkiye 2020'de orta gelir grubundan, yüksek gelir grubu ülkeler arasına geçmiş olacak. Reform ve icraatlarımızı, insan odaklı anlayışla, yatırım, istihdam, üretime öncelik veren, refahın daha da adil paylaşımını ön gören hedefler çerçevesinde yeniden gözden geçirdik. Türkiye'nin genç ve dinamik nüfusu hem bizim ülkemiz hem de civarımızdaki ülkeler için önemli bir fırsat olmaya devam edecek."
Bu gerçekten hareketle, eğitimde fırsat eşitliği ve herkesin eğitim imkanlarına erişimi konusunda ciddi bir mesafe aldıklarını vurgulayan Yıldırım, Türkiye'nin 2019 yılından itibaren tekli öğretim sistemine geçecek hale geldiğini, büyük illerde de okul altyapısı geliştirilerek tamamen tam gün boyu eğitime geçilmiş olacağını aktardı.
Türkiye'nin okul öncesi eğitimde, yüzde 60 seviyelerine çıktığını belirten Yıldırım, ilkokulda öğretmen başına düşen öğrenci sayısının 20 civarında olduğunu kaydetti.
Bunların önemli gelişmeler olduğunu vurgulayan Yıldırım, "Bilgi toplumu anlamında Türkiye, bugün yüzde 65'e ulaşmıştır. İnternet erişimine sahip hanelerin sayısı, yüzde 87'dir. Her okulumuzda geniş bant internet erişimi, akıllı tahta vardır. Bilgi iletişim teknolojilerinden toplumun bütün kesimleri azami oranda faydalanmaktadır. Eğitimde uzmanlaşmaya, her seviyede kaliteyi arttırmaya devam edeceğiz." dedi.
Eğitim, istihdam bağlantısının hükümetin önem verdiği konuların başında geldiğine değinen Yıldırım, bu anlamda iş dünyasının ihtiyaç duyduğu meslek alanlarında nitelikli insan yetiştirilmesini sağlayacak mesleki eğitimin kalitesini arttıracak düzenlemeleri yaptıklarını aktardı.
Organize sanayi bölgelerinde meslek okullarının açılması, çıraklar yetiştirilmesi ve bunların maliyetlerinin devlet tarafından karşılanması gibi birçok tedbiri hayata geçirdiklerini anlatan Yıldırım, eğitimi, ekonominin ihtiyacı, toplumun talepleri doğrultusunda sürekli yenilediklerini söyledi.
"Emek, alın teri ve istihdam dostu bir büyümeyi hedefliyoruz"
Bu dönemde büyük önem verdikleri genç işsizliğin önüne geçmek için "Ulusal Genç İstihdam Stratejisi"ni hedeflediklerini ve bu belgenin tamamlanmak üzere olduğunu ifade eden Yıldırım, konuşmasına şöyle devam etti:
"Hükümet olarak istihdam alanındaki temel yaklaşımımız daha fazla daha nitelikli iş imkanı oluşturmaktır. Burada çalışma barışı ve çalışanlarımızın huzuru, bizim önceliğimizdir. Bu amaca yönelik olarak bir yandan ekonomi büyürken, diğer yandan mevcut iş gücü, potansiyelimizin niteliklerine uygun emek, alın teri ve istihdam dostu bir büyümeyi hedefliyoruz. İş gücü piyasasının daha etkin işlediği bir ortamda işsizliği kalıcı şekilde makul oranlara indirmeyi amaçlıyoruz. İşsizliği azaltmak, iş gücü piyasalarında arz ve talep uyumunu sağlamak, daha planlı şekilde ihtiyaçları karşılamak üzere sürekli bir çalışma, iş dünyasının taleplerini analiz ediyoruz. Buna bağlı olarak mesleki eğitim başta olmak üzere politikalarımızı geleceğe yönelik şekillendiriyoruz. Çalışma hayatının düzenlenmesi konusunda atacağımız daha birçok adım var. Bunu işçi, memur sendikalarımız, işverenlerimiz, hükümet, bakanlığımız bir mutabakat içinde. 'Ben yaptım oldu' anlayışıyla değil. Karşılıklı görüşerek, konuşarak, ülke gerçeklerini, ülke ihtiyaçlarını dikkate alarak bütün kesimlerin makul bir zeminde buluşmasını sağlayarak başaracağız. Bu kolay bir iş değil. Oksijen ile ateş gibi. Farklı beklentileri makul bir yerde buluşturmak... Asıl başarı burdadır. Her iki tarafı da mağdur etmeyecek."
"Fikrin bittiği yerde terör başlıyor"
Hem işvereni, hem çalışanı hem de iş yerinin geleceğini riske atmadan bunu başaracaklarını belirten Yıldırım, şunları kaydetti:
"ILO, sendikalarımız bunun için var. Birlikte konuşarak bu işleri halletmiş olacağız. Devletlerin ve hükümetlerin görevi bu kesimler arasındaki diyaloğun sağlıklı bir şekilde işlemesine zemin hazırlamaktır. Biz de bunu yapmaya çalışıyoruz. Sizin yaptığınız da bölgesel ve küresel toplantılarda bu farkındalığı arttırmak. Bölgesel ve küresel iş hayatına bakıştaki farklılıkları ortadan kaldırmak. Siz de buna gayret ediyorsunuz. Eğer bu yapılmazsa küresel terör daha da artacak. Çünkü adaletsizlik alıp başını gittiği zaman bunun sonucu nedir? Terördür. Fikrin bittiği yerde terör başlıyor. Onun için küresel ve bölgesel barışı sağlamanın, kalıcı hale getirmenin tek yolu var, birlikte çalışmak, sorunları birlikte çözmek. Sorunları torunlara bırakmamaktır. Bu anlayışla biz elimizden gelen gayreti gösteriyoruz." diye konuştu.
Başbakan Yıldırım, Uluslararası Çalışma Örgütü'nün, bu bölgesel toplantısında Türkiye'yi, İstanbul'u tercih etmesinden dolayı teşekkür ederek sözlerini tamamladı.
(Bitti)
Son Dakika › Güncel › Ilo Avrupa 10. Bölge Toplantısı - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?