Irak'ın Kerkük Sorunu

Irak'ın Kerkük kentinde Türkmen ve Araplar'a yönelik şiddet ve kaçırma olaylarının arttığı bildiriliyor.

Kentteki gerginlik ve hedef alma olayları Bağdat'ta bulunan Türkmen ve Arap yetkilileri harekete geçirdi. Irak Türkmen Cephesi (ITC) Başkanı ve Kerkük Milletvekili Erşet Salihi, AA'ya yaptığı açıklamada, konuyu resmi olarak Birleşmiş Milletler'in (BM) gündemine taşıyacaklarını söyledi.

"Son günlerde Kerkük'teki güvenlik durumu kötüye gidiyor. Özellikle Türkmenler'e yönelik kaçırma olayları arttı" diyen Salihi, PKK'nın Kerkük ve Tuzhurmatu'da bulunduğunu iddia ederek, maruz kadıkları kaçırma olaylarının arkasında "siyasi amacın" olduğunu savundu.

Türkmen lider Salihi, Kerkük yerel yönetimi ve merkezi Bağdat yönetiminin konuyu inceleme ve failleri yakalamadaki çalışmalarının istenilen düzeyde olmadığını dile getirdi.

-"Türkmen ve Arap şahsiyetleri kaybediyoruz"

Kerküklü Arap Milletvekili Halid Muferci de, Meclis binasında yaptığı açıklamada, Kerkük'teki güvenlik riskinin arttığını belirterek, geçtiğimiz bir yılda onlarca öldürülmüş insan bedeninin kentin sokak ve caddelerine atıldığını ileri sürdü. Muferci, "Arap ve Türkmenler Kerkük'teki saldırılar sonucu çok sayıda önde gelen ve önemli şahsiyetini kaybetti. Bu saldırılar kentin merkezinde meydana geliyor" dedi.

-"Kerkük sorunu" sürüyor

Irak'ın kuzeyinde Türkmen, Arap, Kürt ve Hıristiyanların yaşadığı yaklaşık 850 bin nüfuslu Kerkük kentinde son dönemde Türkmen ve Arap sivillere yönelik çeşitli saldırılar gerçekleşiyor.

Mart 2003'te Amerika Birleşik Devletleri'nin Irak'ı işgalinden sonra Kerkük'ün merkezi Bağdat hükümetine mi yoksa Irak Kürt Bölgesel Kürt Yönetimi'ne mi bağlanacağı ve şehirdeki egemenliğin nasıl düzenleneceği konusunda siyasi taraflar arasında ihtilaf yaşandı.

Irak'ın en büyük petrol rezervlerine sahip olan Kerkük, 22 Temmuz 2008 tarihinde Irak parlamentosunda yapılan oylama sonucu Irak mahalli seçimlerini öngören yasa kabul edilmişti. Yasaya göre kent yönetimi yüzde 32'şer biçimde Türkmenler, Araplar ve Kürtler arasında paylaştırılacak, Hristiyan azınlığa da yüzde 4'lük hak verilecekti. Yasanın Kürt kökenli Cumhurbaşkanı Celal Talabani tarafından onaylanmaması sebebiyle şehir üzerindeki otorite belirsizliği sürüyor.